• SUSARAK KONUŞMAK!..

    Başbakan, kaç haftadır kamuoyuna aynı şeyleri söylüyor. 11 yıllık ortağı Cemaatin devlet içerisinde “paralel devlet” kurulduğundan şikâyet ediyor. Çoğunlukla abartıyor, desteksiz atıyorsa da devletin istihbarat örgütleri elinde olduğundan söylediklerine kulak tıkayamayız. Cemaatin devlet içerisinde ayrı bir yapılanma olduğu kanıtlandı. Başbakanın “Ne istediler de vermedik” itirafı bu durumun en ciddi kanıtı. Kuşkusuz elinde iddialarının başka kanıtları da var. Ne diye bunları yargıya teslim etmez ve soruşturma başlatmaz anlamak mümkün değildir. Aynı şekilde Cumhuriyet savcıları neden kendiliğinden harekete geçmezler onu da anlamak mümkün değildir. Bu durumun tek bir sebebi olabilir. O da başbakanın yargıya güveninin olmamasıdır elbette.  Büyük olasılıkla onun da Cemaatten korkusu var. Kim bilir daha neler var ellerinde. Başbakan yargının…

  • BALBAY İLE DE YOLLARIMIZ AYRILDI!..

    Abdullah Öcalan’ı affettirmek için uygulamaya konan ve ana muhalefet partisinin de katkısıyla bu noktaya getirilen Balyoz ve Ergenekon davaları ile kamu vicdanı onarılamayacak şekilde kanatılmıştır. Tedaviyi ancak ve ancak bir genel af sağlayabilir!.. Büyük Ortadoğu Projesi bu şekilde kurgulanmıştı. Kürtlere lider olarak tayin edilen Apo, ancak bu formülle serbest bırakılabilirdi!.. Cumartesi günü Diyarbakır’da ağırlanacak olan Barzani ile bölücü Şivan Perver ve İbrahim Tatlıses’in buluşmasını, içerisinde biraz Kürt’ü Kürt’e kırdırma politikası olsa da, bu kapsamda değerlendirmek gerekir… Kabul etmek gerekir ki, KDP, PYD ve PKK Ortadoğu’daki etkili Kürt partileridir… Tümünün arkalarında ABD vardır. Bu bağlamda hepsi de emperyalistlerin kuklasıdır…Aralarında doğal olarak birinci uşak olmak yarışı da vardır… ABD’den BOP kapsamında “rol…

  • Sırada pantolon çıkarma var!..

    Pantolonlarınızı da çıkartacaksınız!.. Çarşafa CHP rozeti takma ile başlatılan, “laiklik tehlikede değildir” zırvası ile önü açılan, “türban sorununu biz çözeriz” cahilliği ile zirveye taşınan siyasi körlüğün, Cumhuriyet rejimine ağır bir yara vereceği belliydi… İşlerin bu noktaya kadar gelmesinin tarihi sorumluluğu AKP’nin değil, CHP’nin üzerindedir! Zira AKP’nin Cumhuriyet rejimine, Atatürk ilke ve devrimlerine karşı olduğu, demokrasiyi, rejimi dönüştüreceği “Ilımlı İslam”a ulaşmak için binilecek bir tramvay olarak gördüğü, yeni ortaya çıkmış değildir… Bu nedenle AKP iktidarının fırsat buldukça rejimin temel taşlarını yerlerinden oynatmak, daha sonra da çıkartıp atmak için elinden geleni ardına koymayacağını öngörmek gerekirdi… Pek çok hukukçu ve siyaset adamı tarafından gerekli uyarılar zamanında yapılmış olmasına rağmen, CHP yönetiminin akıl ermez…

  • “SEYİT”(1) KEMAL!..

    Yeni CHP yol temizliğine devam ediyor!.. Öcalan’ın “Demokratik İslam Kongresi”nin toplanması isteğine paralel olarak, Cem Vakfı da bir toplantı düzenleyecek. Hükümetin, Diyanet İşleri Başkanlığı içinde Aleviler için kuracağı “Alevi İslam Din Hizmetleri Başkanlığı” bu toplantıda görüşülecekmiş. Görünüşe bakılırsa, “Büyük Ortadoğu Projesi” içerisinde planlanmış olan “Ilımlı İslam Cumhuriyeti”nin kurulması için AKP ile PKK anlaşmaktan öte, iş bölümü de yapmışlar!.. Kılıçdaroğlu’nun Hürriyet Gazetesi’nde yaptığı “soy” açıklaması, (2) bu gelişmeler ışığında değerlendirildiğinde; şer ittifakına Y-CHP’nin de dahil olduğu anlaşılmaktadır!.. Hedefine doğru adım adım ilerleyen AKP, şimdi de kadın milletvekillerinin Mecliste türban takmasına olanak sağlayacak içtüzük değişikliğini yapmaya çalışıyor… Y-CHP ise, Erdoğan’ın isteğini yerine getiriyor. Üzerinde anlaşmaya varılan Anayasanın 60 maddesinin genel kuruldan geçirilmesini…

  • KARŞIDEVRİM, İKRARIN BÖLÜNMEZLİĞİ VE KİMYASAL SİLAHLAR!..

      “Hukuk çözer”, “Daha herşey bitmiş değil, bu işin Yargıtay’ı da var” gibi halkı uyutmak için uydurulan zırvaların afyonlama etkisi bitti… Sırada başka yöntemler var! Halkı oyalama ve afyonlama işini iktidardan çok, ona yandaş olmaya özen gösteren, sözde “entel” yalakalar yapıyorlar. “Darbe karşıtlığı” sözlerinin arkasına sığınarak iktidara destek verenler arasında Yeni CHP de var… Emperyalizme teslim olmaktan başka, ayrıca bir de görev üstlenen bu hain dönekler, kim bilir başımıza daha ne çoraplar örecekler… Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Balyoz Davası’nda verilen kararı onayarak, “karşıdevrimin” en etkili silahı olduğunu kanıtlamıştır!.. Böylece “Darbe karşıtlığı” edebiyatının arkasında gizlenen hainlerin de bu silahın parçası olduğu ortaya çıktı… Özel Daire, delillerin en önemlilerinin sahte olduğunu kabul…

  • REJİMDEN NE HABER?

    MUHALEFET ELİYLE “ILIMLI İSLAM CUMHURİYETİ”NE DOĞRU!.. Gül’ün “Kuvvetler ayrılığı” konusunda Erdoğan’la ters düşmesi üzerine, sözlerini düzelterek “Cumhurbaşkanı ile aynı düşünüyoruz” dedi. Yalnız kalan Erdoğan, mecburen kaldığı için böyle bir düzeltme yaptı, gerçekte düşüncesi değişmiş değil!  Erdoğan, demokrasinin temel direği olan “Kuvvetler ayrılığı” ilkesini içselleştirmiş değil. Bunu kanıtı: “Galataport satışını yapıyoruz ama yargı bunu engelliyor. Benim Bakanım şube müdürünü alıyor tayin yapacak. Ve bu tayini siz 11 kez 12 kez durduruyorsunuz” sözleridir. Başbakan hukuk tanımıyor. Ne istiyorsa olacak. Dolayısıyla idarenin keyfi işlemlerinin de denetlenmesini istiyor. Verdiği örnek bunu kanıtlıyor. Mahkeme şube müdürü bir memurun atamasını hukuka aykırı bulmuşsa, buna saygı gösterilecek ve hukukun gereği yerine getirilecek.  Mahkemenin kararını boşa çıkartmak için…

  • “SOBELENDİNİZ”!..

    Ergenekon davaları ile ilgili en az konuşan eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’tü. Tutuklamalar başladığında darbe söylentileri ile ilgili kendisine sorulan sorulara: “Kasaptaki ete soğan doğramam, var da diyemem, yok da diyemem” şeklindeki cevaplar vererek kuşkuyu artırıyordu. Onun bu yanıtından sonra Ergenekon savcıları adeta coştu. Dalga üzerine dalga yaparak yurtseverleri içeri doldurdular. Tanıklık yaparken söylediklerini ilk günlerde söyleseydi, haksız tutuklamalar böylesine başını alıp gidemezdi. Kuşkusuz bu durumun oluşmasında Kılıçdaroğlu’nun da katkısı oldukça büyüktür. AKP’nin karşıdevrimini meşrulaştıran en önemli açıklamalar, ne yazık ki, Y-CHP’nin genel başkanından gelmiştir. 12 Eylül darbecileri Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya hakkında açılmış olan davaya verdikleri katılma dilekçesi bu konudaki en belirgin örnektir. CHP adına dilekçeyi veren Grup Başkanvekili E. Ülker Tarhan, milletvekili…