NEREDEEEN NE-RE-YE/NEREDEEN NE-RE-YE!..
Resmi rakamlar farklı (1) olsa da çoğu Suriyeli olan ülkemizdeki sığınmacıların 10 milyonu aştığı (2) inkâr edilemez bir gerçekliktir.
Bu kadar aç ve işsiz insan, üç öğün soframıza oturtulmaktadır.
Tanımadığımız insanlar, aşımızı, ekmeğimizi bölüşüyorlar.
Üretime katkıları yok denecek kadar azdır.
Her geçen gün milli gelirimizi biraz daha azaltıyorlar.
Böyle bir durumu Erdoğan’ın “ensar-muhacır” (3) aldatmacasıyla kabullendik ve onayladık!
Bir bakıma kendinim ettik, kendimiz bulduk…
Bir cümle ile söylersek:
AKP’nin Suriye’de iç savaşın başladığı 2011 yılından sonra oluşturulan dış politikası (4) sığınmacılar sorununu doğurup önümüze koymuştur…
***
13 yıl sonra bu hatalı politikanın anlaşılıp değiştirilmek istenmesi, geç olmakla birlikte iyi olmuştur.
22 yıldır Türkiye’nin iç ve dış politikalarını tek başına belirleyen “tek adam” Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hz. Ali Camii’nde kıldığı son cuma namazının ardından dedi ki:
“Suriye’nin iç işlerine karışmak gibi bir derdimiz, bir hedefimiz asla olamaz…” (5)
Gayet de doğru söylemiştir.
“Katil Eset” söyleminden hızla “Sayın Eset” söylemine geçilmiş olması, önemli bir aşama kabul edilmelidir…
***
Suriye’nin iç işlerine karışmaktan vazgeçmek, Suriye için olduğu kadar bizim için de hayati önemdedir.
Bu kararın hayata geçirilmesi ile emperyalizmin “Ortadoğu plânı“nın (6) önemli ölçüde sekteye uğratılacağı tartışmasızdır.
ABD’nin desteği ile Suriye’de; “Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Bölgesi“nin (7) ilân edilmesi, bu bölgelerde “seçim yapma” (8) aşamasına gelinmesi, hafife alınacak gelişmeler değiller.
ABD’nin PKK/PYD‘ye verdiği destek, tıpkı Irak’ın kuzeyinde olduğu gibi Suriye’nin kuzeyinde de kukla bir “Kürt devletçiği” kurma girişiminin ön adımlardır.
Daha sonra sıranın Türkiye ile İran’a geleceği de son derece açıktır.
Bu emperyalist plânı boşa çıkartmanın tek yolunun; Türkiye, Suriye, İran ve Irak’ın birlikte hareket etmesinden geçtiği aşikârdır.
Böyle bir birlikteliğin arkasında emperyalistlerin Asya’ya sızmasını istemeyen Rusya ve Çin’in de olacağına şüphe yoktur…
Aksine politikaların güçlerin bölünmesine ve dolayısıyla emperyalizmin amaçlarına hizmet edeceği tartışmasızdır…
***
Dış politikadaki değişiklikler, kuşkusuz hayat pahalılığının dayanılmaz boyutlara ulaşmasını hafifletmiyor.
6 aylık enflasyona yansımasın diye, 1 Temmuz’dan itibaren elektriğe yapılan yüzde 38’lik zammın (9) hayatımızı nasıl etkileyeceğinin farkındayız elbette.
Enerji fiyatlarındaki artışın, bütün ürünlerin fiyatlarına yansıyacağını defalarca yaşayarak öğrendik.
Temel gıda maddelerinin fiyatlarındaki 6 aylık değişim (10) inanılır gibi değildir.
Bu iktidar, soframıza hiç tanımadığımız insanları oturttuktan başka, sofraya koyacaklarımızın da önemli bir bölümünü alıp götürdü!..
Bu şartlarda asgari ücretlinin 17 bin TL maaşla yaşaması mucize oldu!
Emeklilerin asgari ücretin altında (11) bir aylığa mahkum edilmeleri, “yöneticilerimiz ölmemizi mi istiyor?” sorusunu sorduruyor…
***
Uzun süredir halk burnundan soluyor.
Bu kadar olumsuzluklar yetmezmiş gibi, Ali Erbaş denen “din adamı” durmadan sinir uçlarımıza dokunuyor.
Bu toprakları düşman işgalinden kurtaran kahramanların eşsiz komutanını unutturmak için olmadık cambazlıklar yapan DİB, hazırladığı hutbelerde faiz için “Cehennemin ateşinden bir parçadır” (12) diyor.
“Faiz sebep, enflasyon neticedir” (13) önermesinden 180 derece dönülmesini buyuran sanki emekçiler ile emeklilerdi.
IMF‘nin Türkiye memuru Mehmet Şimşek’i, ekonominin yönetimine atanması kararını biz mi verdik?..
Diyanet, sanki başka ahlâksızlık kalmamış gibi, vergi gelirlerinin önemli bir kalemini oluşturan alkollü ürünlere taktı:
Utanmadan, sıkılmadan “Alkol almak ahlâksızlıktır” fetvasını yayınladı. (14)
Yiyecek ekmek bulmakta zorlanan insanlarla dalga mı geçiyorlar ne?
Sanki Azerbaycan’dan 1,5 milyon litre şarabın vergisiz olarak Türkiye’ye sokulmasına kararını bu hükumet vermedi!..
***
Başarısızlıklardan “başarı” üretmek AKP’nin tek marifeti.
“Varlık Barışı” düzenlemeleri (15) ile dünyanın bütün kara parasını Türkiye’ye sanki onlar çağırmamış gibi, bir de Finansal Eylem Görev Gücü’nün (FATF) (16) oluşturduğu “gri liste“den (17) çıkmış olmayı “başarı” (18) olarak gösteriyorlar…
Pes diyorum peees!..
***
Gördünüz değil mi?
22 yılda neredeeeen nereye geldik!
Erdoğan’ın NEREDEEN NE-RE-YE!.. NEREDEEN NE-RE-YE!.. tekerlemesi, yalın gerçeğe vurgu yapıyor aslında ve son derece yerinde bir nakarattır!..
Av. Cemil Can
DİPNOTLAR:
(2) https://www.youtube.com/watch?v=JQVpj8J1EXU
(3) Ensar-muhacır; https://islamansiklopedisi.org.tr/ensar
(4) https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/3251409
(6) https://dergipark.org.tr/tr/pub/tsbder/issue/56775/794278
(7) https://www.rudaw.net/turkish/kurdistan/020520243
(8) https://www.bbc.com/turkce/articles/c722nv440mmo
(9) https://www.cumhuriyet.com.tr/ekonomi/son-dakika-haberi-epdk-duyurdu-elektrige-yuzde-38-zam-2221649
(10) https://www.sozcu.com.tr/soframizdan-boyle-caldilar-p62165
(11) “2002 yılında asgari ücret 184 lira iken, ortalama işçi emekli aylığı 276 lira idi. 2021 Temmuz ayında ise asgari ücret 2826 lira olurken ortalama işçi emekli aylığı 2.599 lira oldu. Bir diğer ifade ile 2002’de ortalama işçi emeklisi aylığı asgari ücretin yüzde 50 üstünde idi, 2021’de ise yüzde 8 altındadır. Ortalama işçi emekli aylıkları asgari ücretin altına düşmüştür. Benzer bir eğilim memur
emekli aylıkları için de söz konusudur. 2002 yılında asgari ücret 184 lira iken, ortalama memur emekli aylığı 502 lira idi. 2021 Temmuz ayında ise asgari ücret 2826 lira olurken ortalama memur emekli aylığı 3 bin 569 lira oldu. Bir diğer ifade ile 2002’de ortalama memur emekli aylığı asgari ücrete oranı yüzde 272 iken, 2021’de ise yüzde 126’ya geriledi.”
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2422784
(14) https://www.sozcu.com.tr/alkol-almak-ahlaksizlik-da-yolsuzluk-yapmak-degil-mi-p62166
(16) FATF, 1989 yılında G-7 ülkeleri (ABD, Japonya, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve Kanada) tarafından karapara aklamanın uluslararası alanda önlenmesi amacıyla OECD bünyesinde kurulmuştur
https://masak.hmb.gov.tr/mali-eylem-gorev-gucu
(17) Gri liste, FATF tarafından kara para aklama ve terörizmin finansmanıyla mücadelede yetersiz kalan ülkeleri belirlemek amacıyla oluşturulan bir liste niteliği taşıyor. Kuruluş, ülkelerle bu alandaki eksikliklerin giderilmesi için çalışmalar yapıyor.
https://www.aa.com.tr/tr/ekonomi/10-soruda-fatf-ve-turkiyenin-gri-listeden-cikisi/3260992