KONUK YAZARLAR

CHP’LİLERE AÇIK MEKTUP!..

Sayın Özaydın;

Ve kendini “aydın” sanan tüm CHP’lilere açık bir mektup;

Yukarıdaki belgeleri yayınlayan ben değilim.

İbrahim Kaboğlu’nun bizzat kendisidir.

Ben sadece onun yayınladığı belgeyi paylaşıyorum.

Kaboğlu sandığın gibi sıradan biri değildir.

Kendi ifadesi ile “Kaboğlu kimdir” sorusunu şöyle yanıtlıyor:

Anayasa Hukuku Araştırmaları Derneği Başkanı, BirGün Gazetesi Köşe Yazarı, CHP İstanbul Milletvekili, Anayasa Hukuku Uluslararası Derneği (AHUD) Yönetim Kurulu eski üyesi, Türkiye İnsan Hakları Danışma Kurulu Eski Başkanı, İstanbul Barosu’na kayıtlı avukat, İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezi Eski Başkanı.

Yani; senin benim gibi sıradan bir partili değildir, yetkili biridir.

Hazırladığı kitapçığa önsözü Kemal Kılıçdaroğlu bizzat yazmıştır.

Ayrıca Kılıçdaroğlu; Kaboğlu’nun “YASAMA YETKİSİ DEVREDİLEMEZ” başlıklı kitapçığı üzerine başlatılan tartışmalardan sonra yeniden anayasa tartışmasını gündeme alarak; bu çalışmanın de bilgisi içerisinde olduğunu kabul etmiştir.

Mevcut Anayasa’ya yönelttiği eleştiriler, kuşkusuz haklı ve yerindedir ama böyle bir acayip Anayasa’nın yürürlüğe girmesinin başlıca sorumlusu da kendisidir.

Değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek maddelerin –diğer maddeler değiştirilmek suretiyle- değiştirilmesine olanak sağlayan referanduma katılarak, hayatının en büyük hatasını yapmıştır.

Bu hataya bizleri de ortak etti; tıpkı Ekmeleddin İhsanoğlu’na “tıpış tıpış” oy vermeye mecbur ettiği gibi…

O kadarla kalsa iyiydi; bir de mühürsüz oldukları için “geçersiz” kabul edilmeleri gereken oyların geçerli sayılarak, sonucun ”evet” olarak çıkması karşısında; korkak davranmış, oylamanın yenilenmesini isteyecek yerde, hiçbir sonuç vermeyecek İstanbul’a doğru “Adalet Yürüyüşü”nü başlatmıştır…

Dolayısıyla bugün yaşadığımız Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin hesabını öncelikle onun vermesi gerekir.

CHP’nin Referandumdan önceki Anayasa önerisi ile Kaboğlu’nun yeni önerisi arasında çok fark yoktur; onda da “Türk Milleti” yoktu bunda da yok; onda da “Atatürk Milliyetçiliği” inkar ediliyordu bunda da…

Şimdi ne diyorsunuz, bunları tümünü görmezden mi gelelim!

Kaboğlu ile Kılıçdaroğlu’nun “görelim ve alışalım” diye gözümüze soktuğu şeyleri görmeyelim mi?

O zaman genel başkanımızı dinlemeyen CHP’liler durumuna düşmez miyiz?

Sorumu değiştirip soruyorum:

Biz bu rezillikleri görmezden gelirsek, bunlar yapılmamış saydırabilir miyiz?

Anayasayı yürürlükten kaldırabilir miyiz, Reis’in yetkilerini elinden alabilir miyiz?!

Peki, biz görmüyoruz diye, siyasi rakiplerimiz bunları görmezden gelirler mi acaba?

Anladığım kadarıyla siz de bayağı rahatsızsınız.

CHP’nin başında, BOP için rol isteyen siyasetçilerin olmasını siz de benim gibi içinize sindiremiyorsunuz.

Bu bizim bir ayıbımızdır, bunu siyasi rakiplerimiz öğrenmesin istiyorsunuz.

Ama öyle olmuyor ki, siz ne yaparsanız yapın onlar duyuyorlar, görüyorlar!..

Bu vatanı kurtaran Ulu Önderimiz Atatürk’ün adını Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’ndan silecek olanlara bakar mısınız?

Atatürk’ün koltuğuna oturttuğumuz adamlar bu ihaneti yapıyorlar…

Çözüm ihaneti görmekten gelmek olamaz; tam aksine ihaneti görüp gereğini yapmalıyız.

Bunu gereği de; “Türk”e, “Atatürk”e ve “Türk Milleti”ne düşman olanları Atatürk’ün partisinden kovmaktır…

Ağzımızı kapatıp, kulaklarımızı tıkayıp, gözlerimizi yumarak bu işlerin içerisinden çıkamayız…

CHP’yi bırakın “AKP’ye bakın” demek “Cambaza bakın” demekle eş değerdedir…

Av. Cemil Can