KONUK YAZARLAR

“BİZİM OĞLANLAR”!..

 TDK Sözlüğünde bilinç:

İnsanın kendisini ve çevresini tanıma yeteneği olarak tarif ediliyor.

Ansiklopedilerde:

“Bir kişinin kendi varlığının/var oluşunun, duyularının, düşüncelerinin, çevresinin farkında olması” olarak tanımlanır.

Bilinç, çoğu kez “farkında olma, farkındalık” ile aynı anlamda kullanılmaktadır.

Ceza Kanunumuzda bilinçli taksir; taksir ile kast arasında yer alan bir kusurluluk durumunu ifade eder. Bilinçli taksir halinde kişi, istemediği neticeyi öngörmüştür, ancak; yeteneği, şansı ve tecrübesi gibi faktörlere güvenerek, neticenin gerçekleşmeyeceği inancıyla iradi hareketini gerçekleştirmiştir, şeklinde açıklanır.

Özetle; “bilinç” olabileceklerin farkında olunması halinde var sayılır…

***

Bir de “bilinçaltı” (subliminal), diye bir kavram vardır.

Bilinçaltı, (eskilerin deyimiyle; “şuuraltı”) bilinç dışı olmakla birlikte, istendiğinde kapsamındakilerin bilince çağrılabildiği zihin bölgesidir.

Demek ki, bilinçaltındaki bilgiler, bilinç alanına getirilebilirler!

Bilinçaltına bilgileri yerleştirilenler, o bireyi  (mankurt gibi) ayrıca bir komut vermeye gerek duymaksızın diledikleri gibi kullanabilirler!

Bilinçaltına bilgiler yerleştirilen kişiye sorsanız, kendi fikirlerinin gereğini yapıyordur!

Oysa gerçekte kumanda, bilinçaltına müdahale edenlerdedir…

***

Bu konuda birkaç söz daha edelim:

Bilinçaltı mesajlar; ses, görüntü vb. gibi başka bir nesnenin içerisine gömülü olan işaretler ya da mesajlardır.

Bilinçaltı mesajlar, normal insan algısı[1] sınırlarının altında kalmak, o anda fark edilmemek üzere tasarlanmışlardır; insanların “bilinçli dikkati” tarafından fark edilmezler.

Reklamcılık ve propaganda alanında sıkça kullanılmaktadırlar; dizilerde veya filmlerdeki karakterlerin içtiği içecekler veya kıyafetleri bilinçaltı mesajlara örneklerdir.

En bilinçli ve savunması güçlü kişiler bile, bu mesajları ilk bakışta çözememektedirler.

Bir kişiyi, devleti, kurumu ya da ürünü kötü (veya iyi) göstermek için o şey ile kötü (veya iyi) olan bir nesnenin, aynı temada işlenmesi, bilinçaltı mesajın en yaygın kullanılma şeklidir.

Bilinçaltı teknikler hukukumuzun konusu içerisindedirler[2]

***

Bilinçaltına müdahale yöntemlerinin başında “25. Kare[3] meselesi önemli yer tutar.

Ekranlarda gördüğümüz herhangi bir görüntü, saniyede 24 karenin (arka arkaya çekilmiş fotoğrafların) gözümüzün önünde belirli bir hızda geçirilmesi ile oluşur.

24. kareden sonra konulan 25. karenin (fotoğraf) görüntüsü bir anda gelir ve kaybolur.

İşte bu görüntü bilinçaltında kalır.

Dünya sinema sanayisinde bu tekniği kullanmayan yok gibidir.

Bu teknik, reklamların yanında olumlu veya olumsuz propaganda için de kullanılmaktadır…

Bu teknik, propaganda için kullanıldığında; “süper güç”, “büyük devlet”, “adaletin timsali hükümet”, “demokrasi ve özgürlüklerin beşiği”, “mazlum halkların koruyucusu” vb. gibi aklınıza gelen olumlu veya “diktatörlük”, “faşizm”, “otoriter rejim”, “din düşmanı” vb. gibi olumsuz mesajların, insanların bilinçaltına yerleştirilmesi ile bazı devletlerin savaşmadan teslim alınmasında önemli yer tutar.

Bilinçaltı işlenmiş olan halk, “kurtarıcı” olarak bilinçaltı mesajları veren devleti (veya kurumu) görür ve “mandacılığı” dahi savunmaya başlayabilir…

Bilinçaltı işlenen bireyler, giderek birbirlerini etkiler ve bilinçaltı mesajları gönderen ülkenin “gönüllü askerleri” olup çıkarlar.

Bir de bakarsınız ki, dış güçlerle hiçbir şekilde teması olmayan gençler, kendi “özgür iradeleri” ile emperyalizmin hizmetine girmişlerdir…

ABD gibi büyük devletlerde daima böyle insanlara yer açılır, iş imkânları sunulur; sırası geldiğinde de kendi ülkelerinde önemli mevkilere gelmeleri için tavsiyelerde (dayatmalarda) bulunulur.

ABD’nin eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’ın şu sözleri itiraf gibidir:

“Bizler Amerika olarak içimizdeki vatan hainlerini çabuk etkisiz hâle getiririz… Dünyanın birçok ülkesindeki vatan hainlerini de kahraman yapar, onları ülkelerinde önemli yerlere getiririz.”[4]

Emperyalistler böyleleri için genellikle “bizim oğlanlar” veya “Ankara’daki adamamız” ifadesini kullanırlar…

***

Bu yüzden, bilinçaltına mesaj  yerleştiren sesli ya da görsel ortamlardan gençliğimizi korumamız şarttır; aksi halde kendi ellerimizle düşmanlarımıza asker yetiştiririz!..

Bu uzunca girişten sonra; 23 Nisan 2020 öncesi ve sonrasında doğrudan insanlarımızın doğrudan bilincine (ve aynı zamanda da bilinçaltına) verilmiş mesajlara geçebiliriz.

Y-CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir tarafına Amerikan çizgi filmlerinin kültürel kahramanı “Superman”  kıyafetli[5] biri kişiyi diğer tarafına “Batman[6] kıyafetli başka bir kişiyi alarak fotoğraf çektirmiş ve yayınlanmasına izin vermiştir…

Aynı şekilde “Coronavirüs” nedeniyle alınan önlemler kapsamında CHP Ankara İl Örgütü çocuklara yönelik bir görsel hazırlamış ve bu görselde de benzer çizgi film kahramanları Atatürk ile aynı karede gösterilmiştir.

İster o çizgi film karakterleri Atatürk’e benzetilmiş olsun, ister Atatürk onlara benzetilmiş olsun; sonuçta çocukların bilinçaltında oluşacak Atatürk fikrini, o çizgi filmin yapımcıları belirlemiş olacaklardır.

Giderek de Atatürk’ü kendi istedikleri gibi[7] tanımlayacaklardır.

Kaset kumpası ile Deniz Baykal’ın genel başkanlıktan uzaklaştırılmasından sonra CHP yönetimine gelen yeni ekip de zaten bu ihanet ölçütünü benimseyenlerden oluşturulmuş ve bu yolda ilk adımı[8] ilk fırsatta Mecliste atmışlardır…

***

Gelelim sadede:

10 bin 100’den fazla yaşlı insanını bakım evlerinde ölüme terk eden liberal ekonominin dünyadaki bir numaralı temsilcisi ABD’nin insana ve insani değerlere verdiği önemi bir kez daha gördük.

Sömürgeci-Vahşi Batıyı Amerika üzerinden övmek, Atatürk’ün partisinin hiçbir zaman yapmayacağı iştir.

Atatürk’ün koltuğunda oturan son Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Amerikan çizgi film karakterleri “Superman” ile “Batman”ın arasında samimi poz vermesini çocuklara şirin gözükmekle açıklamak olanaksızdır.

ABD’nin desteği ile iktidara gelmeyi hesaplayan Kılıçdaroğlu ve ekibinin CHP ile doku uyuşmazlığı vardır.

Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’dan boşalan BOP Eşbaşkanlığı kabul ettiği son derece açıktır.

Son seçimlerde Türk halkının AKP’ye muhalif kesiminin büyük ölçüde desteğini alan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Özel Kalem Müdürü Yavuz Saltık’ın özgeçmişinde[9] yer alan IRI ve NDI’nin, Amerikan Demokrasi Vakfı (NED)’na[10] bağlı olarak çalışan kuruluşlar olduğu göz önünde tutulduğunda; Kılıçdaroğlu’nun bu seçiminin bir siyaset başarısı olduğunu söylemek oldukça zordur…

***

Kim ne derse desin; Kılıçdaroğlu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı fırsat bilerek çocuklarımıza Amerikan yapımı çizgi film “kahramanları” üzerinden;  bilinçli olarak bilinçaltı mesajlar vermiştir.

Kılıçdaroğlu’nun Türk çocuklarına kahraman olarak Atatürk’ü gösterememiştir.

Mustafa Kemal Atatürk’ü örnek alıyoruz dememiştir…

Milli Mücadelenin kahramanlarından[11] bir tekinin adını dahi söylememiştir.

Koltuğunda oturduğun Garp Cephesi Komutanı İsmet Paşa da mı gelmedi aklına be adam!.

Ya Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa?

Kazım Karabekir, Rauf Orbay….

Hiç birinin adını duymadın anlaşılan!…

***

Milli Mücadeleye destek olmak için gecesini gündüzüne katan, canını bu kutsal vatan için ortaya koyan:

Karakol Cemiyeti’nden Yenibahçeli Şükrü’yü gösterseydin kahraman olarak.

Hamza Grubu’ndan Yüzbaşı Seyfettin’i,

Mim Mim Grubundan Topkapılı Mehmet Cambaz’i,

İmalat-ı Harbiye’den Eyüp Bey’i,

Berzenci Grubu’ndan Ahmet Berzenci’yi  ve

Ferhat Grubu’ndan Mustafa Nusret’i gösterebilirdin örneğin…

Bu kahramanlardan hiçbirinin ismi gelmedi mi aklına!…

***

Diğer Kuvvacı kahramanları saysaydın da olurdu:

Yahya Kaptan’ı unutmadım diyebilirdin.

Ali Çetinkaya’yı,

Şahin Bey’i,

Sütçü İmam’ı ve

Ahmet Hulusi Efendi’yi rahmetle anabilirdin…

Bu isimler yoksa yakışmıyor mu ağzına?..

***

Atatürk’e “kefere Kemal” diyen adamı seçtirdiğin  “kadın kotasına” çok önem veriyordun ya, bir tek kadın kahraman ismi de mi bilmiyorsun?

Çocuklarını İstanbul’da bırakıp kocasının peşine takılarak Ankara’ya seve seve giden Halide Edip Adıvar’ın da mı adını duymadın?

Ayşe Çavuş’u söyleseydin bari.

Fadime Çavuş’u,

Asker Saime’yi,

Melek Hanım’ı,

Tayyar Rahime’yi,

Kara Fatma ve

Gördesli Makbule’yi örnek olarak göstermek çok mu zoruna gitti?

***

Telgrafçı Hamdi’yi gösterin kahraman bir telgraf memuru olarak.

Kartallı Kazım da olabilir ne bileyim…

Daha binlercesi var, arşivimizde…

Red Kit’i, Tommiks’i, Tom Braks’ı, Zagor’u, Superman’ı, Batman’ı geç biri kalem Dersimli Kemal Efendi…

Onlar gerçek değil zaten…

Bize bizim kahramanlarımız yeter!..

***

Senin koluna takıp kutsadıkların; emperyalistleri merhametli, yardımsever ve kahraman göstermek için iyi eğitilmiş çocuklar tarafından masa başında uydurulmuş masal kahramanlarıdırlar.

Onlar üzerinden bilinçaltı mesajları onlarla veriyorlar çocuklarımıza…

Sen de alet oluyorsun bu oyuna!

Ondan sonra da Batı’yı Cennet sanıp “Yeşil Kart” peşinde koşuyor bizim çocuklar.

Çoğu kurtulamıyor bu tuzaktan; emperyalizmin kölesi olup kalıyorlar Atlantik öte yakasında…

Yoksa Türk çocukları için kurulan bu tuzağa hizmet Gazi Mustafa Kemal’in partisine mi verildi?

Lanet olsun hepinize!..

Yaşasın tam bağımsız ve demokratik Türkiye….

Av. Cemil Can

DİPNOTLAR:


[1] Algı, psikoloji ve bilişsel bilimlerde duyusal bilginin alınması, yorumlanması, seçilmesi ve düzenlenmesi anlamına gelir.

[2]6112 Sayılı Radyo Ve Televizyonların Kuruluş Ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanunun 9. Maddesi ile; “Ticarî iletişimde bilinçaltı teknikleri kullanılamaz” denerek bilinçaltına müdahale yasaklanmıştır.

3984 sayılı yasanın 20. maddesi, “Reklamların, program hizmetinin diğer unsurlarından açıkça ve kolaylıkla ayırdedilebilecek ve görsel ve işitsel bakımdan ayrılığı fark edecek biçimde düzenlenmesini, bilinçaltı ile algılanan reklamlara izin verilmemesini” hükme bağlamıştır.

Radyo ve Televizyon Kuruluşları Reklam Yayın İlkeleri ve Usulleri İle Reklam Gelirleri Üst Kurul Paylarının Ödenmesi Hakkında Yönetmeliğin 11. maddesine göre de, “Yayınlarda gizli reklam yapılamaz. Programlarda açıkça reklam olduğu belirtilmedikçe ürün veya hizmetler reklam amacını taşıyan şekilde sunulamaz. Çok kısa sürelerle imaj veren, elektronik aygıt veya başka bir araç kullanılarak veya yapılarının ne olduğu konusunu izleyenlerin fark edemeyecekleri veya bilemeyecekleri bir biçime sokarak, bilinçaltıyla algılanmasını sağlayan reklamların yayınlanması yasaktır.”

[3]25. Kare Ne Zaman ve Nasıl Ortaya Çıkmıştır?

Bilinçaltının bütün görüntü, ses ve resimleri kaydetme özelliği 1900’lü yıllardan beri insanları yönlendirmek için kullanılmaktadır.

1900’lü yıllarda Knight Dunlap adında Amerikalı bir psikoloji profesörü gözbağcılık gösterisi yaparken bilinç gücüyle algılanmayan “hissedilemez gölgeler” kullanarak aynı uzunluktaki 2 çizgiyi seyircilerin farklı ölçülerde algılamasını sağlamıştı.

İşte buradan hareketle bilinç-altını hedef alarak mesaj göndermeyi hedefleyen ve adına subliminal mesajlar denen bu tür reklamlar ilk kez 1950’li yıllarda Amerika’da ortaya çıktı.

James Vicary adlı reklamcılık uzmanı, sinema salonlarında yaptığı bir deney sonucu patlamış mısır ve kola satışlarının arttığını iddia etti.

1957 yılında “Picnic” isimli sinema filminde her 5 saniyede bir, saniyenin 1/3000’ine denk gelecek şekilde “Drink Coca-Cola, Eat Popcorn” yani “Coca Cola İç, Patlamış Mısır Ye” yazan kareler (frame) yerleştiriliyor. Yapılan bu deneyin sonucunda ise film aralarında, patlamış mısır satışlarındaki %57, Coca Cola satışlarındaki %18 artış göze çarparak verilen subliminal mesajın etkisi tespit edilmiştir.

Bir grup psikolog ve yazar bu konunun gündeme geldiği ilk yıllarda bu yöntemin uydurma ve efsane olduğunu ve insanları etkilemeyeceğini söylediler. Ancak, beyin dalgalarını ölçen teknolojilerin gelişmesi ile gizli mesaj içeren reklama beynin daha farklı ve fazla tepki verdiği gözlemlendikten sonra, bu yöntemin etkisi ispatlanmış oldu.”

https://www.hukukihaber.net/subliminal-bilincalti-mesaj-25-kare-teknigi-ve-turkiyedeki-hukuki-durumu-makale,6948.html

[5] Superman, sirklerde gösteri yapan “güçlü adam”ların giydiği gibi “tayt” giymektedir ve renkleri Amerikan bayrağına gönderme yapmak için mavi-kırmızı olarak seçilmiştir. Göğsündeki üçgen, Amerikan polis rozetine göndermedir. Superman, “üstün insan” kavramı temel alınarak yaratılmıştır. Bilinçaltı mesajlar işte bu kıyafet ile verilmektedir.

[6] Batman, aynı adı taşıyan DC Comics karakterine dayanan yeni bir Amerikan süper kahramanıdır.

“Karizmatik ses tonu, sert duruşu, teknolojik oyuncakları, çelik yumrukları ile gönlümüzün kara şövalyesidir.

Gerçek kimliği milyoner Bruce Wayne’dir. Ailesi, daha o küçük bir çocukken gözlerinin önünde öldürülmüştür. Wayne ailesinin tek varisi olan Bruce, daha küçük yaşlarında sokakları suçlulardan temizlemeye ant içmiştir.  Uzun yıllar boyunca dövüş eğitimi almıştır ve çok iyi bir dövüşçüdür. Ayrıca kadınların aklını başından alan meşhur bir playboydur. Kostümlerinden tutun da kullandığı bütün araçlarına kadar tüm aksesuarları, kendi şirketi olan Wayne Enterprise tarafından üretilir.

Daima karanlık, kasvetli, yağmurlu, suç oranı oldukça yüksek, aslına bakarsanız asla yaşanmayacak bir şehirdir. New York, Chicago gibi var olan şehirlerden ilham alınarak hazırlanmıştır.”

Bu karakterle verilen bilinçaltı mesaj, dünyanın her tarafındaki kötülükleri ve bunları yapan suçluları Amerikalı “kahramanların” temizleyeceği fikri ve Amerika’nın her türlü kötülüğün üstesinden gelecek güçte olduğu fikridir.

https://shiftdelete.net/super-kahramanlar-hakkinda-her-sey-1-63515

[8] https://www.sozcu.com.tr/2016/yazarlar/yilmaz-ozdil/ataturkun-resmini-cop-kutusuna-atan-yeni-chp-milletvekili-kim-1060418/

Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Hıristiyan Demokrat Arie Ooslander; Kemalizm’den bahsederek, “Türk devletinin temelini oluşturan hayat felsefesinin, milliyetçilik, orduya verilen önemli bir rol ve dine karşı sert bir tavır olduğunu ve bunların AB kuruluş değerleriyle uyuşmasının oldukça zor olduğunu” ifade etmiştir.

[10] NED hakkında bilgi için tıklayınız: http://www.chp-muhalefethareketi.biz.tr/2019/01/sukin-sin/

[11] İŞTE O KAHRAMANLAR:  Muhittin Akyüz,  Kastamonu Bölge K; Nazif Kayacık, 3.Kaf.Tüm.K; İsmail Cevat Çobanlı,    El-ezire Cep.K; Cemil Conk,  11-18.Tümen K; Ahmet Naci Eldeniz  7.Tüm.K; Rüştü Paşa, 3.Kaf.Tüm.K; “Sakallı” Nurettin Paşa  , 1.Ordu K; Hasan Mümtaz Çeçen,  57.Tüm.K; Kâzım Sevüktekin, 8.Tüm.K;Osman Nuri Koptagel, 12.Tüm.K; Mustafa Münip Uzsoy, 61.Tüm.K; Süleyman Sabri, 7.Sv.Tüm.K; Mehmet Rüştü Sakarya, 61.Tüm.K; Veysel Özgür,  7.Tüm.K; Mehmet Emin Yazgan, 7-18.Tüm.K; Ali Sait Akbaytogan, Doğu Cep.K.Vek; Mustafa Fevzi Çakmak, Başvekil, Millî Müdafaa Vekili, Genkur. Bşk; Vehbi Kıpçak, 10.Kor.As.Al.Hyt.Bşk; Ali, 2-5.Tüm.K.Vek; Hacı Mehmet Arif Örgüç, Mürettep Tüm.K; Reşat Çiğiltepe, 57.Tüm.K; Mehmet Nihat Anılmış, El-Cezire Cep.K; Yakup Şevki Subaşı , 2.Ordu K; Yusuf İzzet Met, 3.Grup K; Sami Sabit Karaman, 6.Sv.Tüm.K; Mehmet Muhittin Kurtiş, 60-61.Tüm.K; Akif Erdemgil, 2.Tüm.K; Mehmet Şefik Aker, 57.Tüm.K; Mehmet Sabri Erçetin, 8-4.Tüm.K; Hüseyin Nurettin Özsu, 7-17.Tüm.K; Mehmet Emin Çolakoğlu, Kars. Müs. Mev. K; Şükrü Naili Gökberk, 15.Tüm.K.-3.Kor.K; Ali Hikmet Ayerdem, 11.Tüm.K.-2.Kor.K; İbrahim Refet Bele, Güney Cep.K; Hüseyin Nazmi Solok, 2.Sv.Tüm.K.-6.Tüm.K; Mehmet Atıf Ateşdağlı, 24.Tüm.K; Şerif  Yaçağaz, 41.Tüm.K; Sıtkı Üke, 11.-9.Tüm.K; Ahmet Nuri Diriker, 23.Tüm.Tug.K- 18.Tüm.K.V; Fahrettin Altay, 12.Kor.K.-5.Sv.Kor.K; Ethem Servet Boral , 2.Sv.Tüm.K; Bekir Sami Günsav, 17.Kor.K.Vek.-56.Tüm.K; Ahmet Nuri Öztekin, 3.Kaf.Tüm.K; Kâzım İnanç, 6.Kor.K; Mehmet Kâzım Dirik, 9.Or.Kur.Bşk-Erzurum Müs.Mev.K; Mehmet Selâhattin Adil, Adana Cep.K;-2.Kor.K; Celâl (Dz);Mehmet Hayrettin (Dz);Asım Gündüz, Batı Cep.Kur.Bşk; Mehmet Hayri, 41.Tüm.K; Cafer Tayyar Eğilmez, 1.Kor.K-Trakya Mil.Kuv.K; Mürsel Bakü, 1.Sv.Tüm.K; Mustafa Muğlalı, 18-13.Tüm.K; Ömer Lütfi Argeşo, 23.Tüm.K; Mehmet Suphi Kula, 14.Sv.Tüm.K; İbrahim Çolak, 3.Sv.Tüm.K; Mahmut Nedim Hendek, 24.Tüm.K; Ali İhsan Sabis, 1.Ordu K; Mehmet Hayri Tarhan, 9.Tüm.K; Mustafa Kemal Atatürk, TBMM Reisi, Başkomutan; Cavit Erdel, 11.Kaf.Tüm.K; Mehmet Arif Bey, 11.Tüm-3.Grup K; Ali Fuat Cebesoy, 20.Kor.K- Batı Cep.K- Moskova Sefiri; İsmail Hakkı, 11.Kafkas Tümeni K; Ahmet Fuat Bulca, 24.Tüm.K-Ankara Komutanı; Musa Kâzım Karabekir, 15.Kor.K-Doğu Cep.K; Mehmet Emin Koral, 1.Ordu Kur.Bşk; Sadullah Güney, 46.Tümen K-Ankara Menzil Müfettişi; Mehmet Kenan Dalbaşar, 5.Tüm.K; Şevket Seyfi Düzgören, 13.Kaf.Tüm.K; Mehmet Nuri Conker, 41.Tüm.K; Mehmet Hulusi Conk, 24.-18.Tüm.K; Kazım Fikri Özalp, 61.Tüm.-Mürettep Kor.K-Millî Müdaffa Vekili; Ethem Necdet Karabudak, 14.Tüm.K; Cemil Cahit Toydemir, 5.Kaf-10.Tüm.K; Mustafa İsmet İnönü, Genelkurmay Başkanı – Batı Cep K; Şefik Avni Özüdoğru, 15.Tüm.K; İzzettin Çalışlar, 61.Tüm.K.-1.Kor.K; Abdurrahman Nafiz Gürman, 1.Tüm.K; Alaâddin Koval, 55.Tüm.K – 41.Tüm.K; Aşir  Atlı, 16.Tüm.K; Halit Karsıalan, 9.Kf.Tüm.K-Kocaeli Grp K – 12.Grup K; İbrahim Münir (Dz.);Cemal Çakar (Dz.);Osman Zati Korol, 1.Sv.Tüm.K; Mehmet Kazım Orbay, Doğu Cep.Kur.Bşk-3.Kaf.Tüm.K; Ahmet Naci Tınaz, Batı Cep.Kur.Bşk-15.Tüm.K; Hüseyin Hüsnü Emir Erkilet, 2.Ordu Kur.Bşk; Kemalettin Sami Gökçen, 1.Tüm.K-4.Kor.K; Ahmet Zeki Soydemir, Mürettep Tüm-2.Sv.Tüm.K; Mehmet Sabit Noyan, 190.A.K – 57.Tüm.K.Vek; Ömer Halis Bıyıktay, 23.Tüm.K; Halit Akmansü, 3.Kaf- 5.Kaf.Tüm.K; Ahmet Derviş, 7 – 11.Tüm.K; Mehmet Salih Omurtak, 61.Tüm.K; Mehmet Nazım, 4.Tüm.K; Hulusi Gökdalay (Dz.);Mustafa Fahri (Dz.); Şevket Doruker (Dz.);Necip Okaner (Dz.);Mehmet Fazıl (Hv.).