KONUK YAZARLAR

“GERÇEĞİ GÖRÜN UYANIN” ARTIK!..

24 Aralık 2023

2024 yılı bütçesi TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.1

2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi Kanun Teklifi’ne göre, gelecek yıl bütçe giderleri Hazine yardımı ve gelirden ayrılan paylar hariç 11 trilyon 89 milyar TL ve gelirleri de 9 trilyon 300,4 milyar TL olacak.2

Bütçe açığı ise 2 trilyon 651,9 milyar TL, faiz dışı açık ise 1 trilyon 397,9 milyar TL olarak tahmin edildi.

Dilerseniz “bütçe açığı”, “faiz dışı açık” gibi açıkların nerelerden nasıl kapatılacağını veya kapatılıp kapatılamayacağını bu yazıda irdelemeyelim…

Milli Eğitim Bakanı’nın ifadesiyle söylersek:

2002’de 4 milyar 955 milyon dolar olan Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) bütçesi, 2023 yılında 16 milyar 215 milyon dolara, 2024 yılında ise 38 milyar 294 milyon dolara çıkarıldı.

Bir de TL olarak tekrar edelim:

Eğitim bütçesinin 1 trilyon 619 milyar 907 milyon 408 bin lira olarak belirlendi.

Yani 2024 yılında genel bütçenin yüzde onundan daha fazlası eğitime ayrılıyor…

Normal koşullar altında böyle bir iktidarı alkışlamak gerekir…

Sonuçta eğitime harcıyorlar…

***

PİSA sonuçlarına baktığımızda eğitimin durumu, felaketin de ötesinde gözüküyor.

15 yaşındaki çocuklarımız yüzde 98’i OKUDUĞUNU ANLAYAMIYOR!..3

İnanmıyorsanız 3 nolu dipnota bakın, orada her şey açık açık anlatılıyor ve kanıtları da gösteriliyor.

Tam da yeri gelmişken bir soru soralım:

Çocuklarımız okuduğunu anlayamıyor da söyleneni anlayabiliyorlar mı?

!

Peki, ya büyüklerimiz ve bizler sözlenenleri anlıyor muyuz?…

***

Neyse;

Bütçe gelirlerinin kaynağının tamamına yakını vatandaştan toplanan dolaylı/dolaysız vergilerdir.

Dolaylı vergi4 meselesi çok önemlidir.

Narkoz vermeye benzer, başlangıçta çok da bir şey anlayamazsınız…

Elektriğe, doğalgaza, akaryakıta vb. gibi temel tüketim mallarına azar azar yapılan zamlar ile KDV ve ÖTV artışlarının sonucunda cebimizden alınan paralar, Hazine’de toplanırlar.

Bunlar dolaylı vergilerdir ve zengin fakir ayırt etmeden herkesten alınırlar…

Bütçenin başka kaynakları da vardır kuşkusuz.

Özelleştirmelerden elde edilen gelirler, taşınmaz satışları, şimdi de orman arazilerinin imara açılıp satılması, iç ve dış borçlanmalar gibi pek çok “gelir” kaynaklarımız mevcuttur.

Sözü fazla uzatmaya gerek yok; bütçe gelirleri öyle ya da böyle vatandaştan toplanacaktır…

***

Kullar için bir şey söylemiyorum; yurttaşlardan söz ediyorum, onların verdikleri vergileri takip etme hak ve yükümlülükleri vardır.

Bütçede toplanan paralar nerelere harcanıyor sorusunun cevabını araştırmak özgür insan olmanın da bir gereğidir.

Örneğin; asgari ücretle çalışanlara ayrılan pay yeterli midir?

Emekliler, aldıkları maaşlarla son yıllarında insanca yaşayabiliyorlar mı?

Pamuk dedeler, bayramlarda torunlarına harçlık verebiliyorlar mı?

Bu ve bunun gibi soruların yanıtlarını araştırmak, siyasi iktidarı eleştirmek ve gerektiğinde değiştirmek birinci sıradaki yurttaşlık ödevlerimizdir.

Anayasamızda “siyasi hak ve ödevler” var ya, işte o hak ve ödevlerin gereğini yapmak bizi sorulara yanıtlar aramaya yollar.

Sorgulama yapmayan insanların yurttaşlık bağları da sorgulanır!..

***

MEB’e bütçeden ayrılan yüzde ondan fazla pay, acaba doğru şekilde kullanılıyor mu?

Bu sorunun yanıtı genellikle yıl sonlarında yapılan bütçe görüşmeleri sırasında ortaya çıkar.

Bütün bakanlar geçmiş yılın bütçelerini nerelere harcadıklarını açıklar, yeni bütçeden istedikleri payı belirtir ve halka hesap verirler.

Milli Eğitim Bakanı bu görevini yerine getirirken ilginç vurgular yaptı.

Onlara geçmeden biraz daha bilgiler verelim:

MEB verilerinden anladığımıza göre 1.2 milyon öğretmenimiz var.

27.6 milyon da öğrencimiz.

Öğrencilerin anne ve babalarını da hesaba katarsak, Milli Eğitimin doğrudan ilgilendirdiği yurttaş sayısı (27.6×2)=55.2 + 27.6=82.5 milyon eder.

Toplam nüfusumuz 85 milyon 279 bin 553 kişi olduğuna göre5 Milli Eğitim meselesi, tıpkı “Milli Savunma” gibi her yönü ile “millidir” ve her yurttaşı doğrudan ilgilendirir…

***

Devam edelim:

Kadrolu 1.2 milyon öğretmenimiz yanında, kadro ve atama bekleyen 1 milyon daha öğretmenimiz vardır.6

Bunların arasında “Din Kültürü ve Ahlâk” öğretmenleri de bulunmaktadır.

Siyasi iktidar nedense öğretmenlik formasyonu bulunmayan imamlara, ÇEDES Projesi7 kapsamında öğretmenlik yapma olanağı tanımıştır.

Dindar ve kindar nesil” yetiştirmek için bütün okulları imam-hatip okuluna çeviren siyasi iktidar, artık bu okullardan mezun olanlara iş bulmakta zorlanıyor.

İmam ve hatip sayısı kadar cami de yapamıyorlar.

Bir anlamda, AKP’nin arka bahçesinde top oynayan bu gençler, işsiz kalma tehlikesi ile karşı karşıyadırlar.

Mülakat” sorunu kökten çözmeye yetmiyor…

Öte yandan “sessiz devrim”i oturtmak için de imam ve hatiplere ihtiyaç duyuluyor.

Bu yüzden bütçenin yüzde onu “eğitime” ayrılıyor…

Bu anlayış içerisinde eğitilen çocuklarımız, doğal olarak okuduklarını da anlayamıyorlar…

***

Muhalefet, bütçe görüşmelerinde MEB’in “Cemaat ve Tarikatlar”la yaptığı “protokolleri” eleştirdi ve açıklama yapılmasını istedi.

Cihannüma Derneği mensubu olan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, TBMM kürsüsünde ağzından tükürükler saçarak cevap verdi.

Konuşurken milletin vekillerine parmak da sallamayı ihmal etmedi:

Türkiye artık bambaşka bir ülke. O eski Türkiye yok artık. Gerçeği görün uyanın uyanın” dedi…

***

Eğitim-öğretim de tarikatlar eliyle “özelleştiriliyor” desek yeridir, değil mi?

Tarikat ve Cemaatlere bağlı dernek ve vakıflara Sivil Toplum Örgütü (STK) kılıfını giydiren Milli Eğitim Bakanı, gerçeği gizleme gereği bile duymuyor artık.8

Basın yayın organları ile Sosyal Medyadan öğrendiğimize göre: MEB ile protokol yapan Türgev, Tügva, İlim Yayma Vakfı, Ensar Vakfı, Hizmet Vakfı, Hayrat, IHH, vb. gibi tüzel kişiler, güya “gençlerin dağa çıkmasını önlemek” için çaba gösteriyorlar!..

Bakan, bu nedenle bunlarla Protokol yapmaya devam edeceğini söylüyor…9

Durmak yok, yola devam!”

1167’si resmi kurumlarla olmak üzere, Milli Eğitim Bakanlığının yapmış olduğu protokol sayısı 2709’u bulmuş.10

Demek ki, eğitim yandaş vakıflara teslim edilerek özelleştirilmiştir!..

***

Sonuçta bir devlet memuru olan Eğitim-İş Başkanı Kadem Özbay da konuşuyor:

Tarikat ve Cemaatlerle MEB’in yaptığı protokollerin iptali için çok sayıda dava açtık. Danıştay, ‘Bakanlığın takdiridir’ diyerek davaları reddetti. Kabul edilenleri de Bakanlık uygulamıyor” dedi.11

2023 yılı içerisinde açılan dava sayısı 24 bin 247 imiş.

Demek ki, yargı yoluna başvurmak da çözüm değil artık.

Anayasayı çiğneyen ve Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımayan bir iktidarı dava açarak durduramazsınız ki.

Kaldı ki, nerede öyle “bağımsız ve tarafsız” yargı?..

***

Fecaat denebilecek bu noktaya gelmemizin tek sorumlusu AKP iktidarı değildir elbette.

Yeni CHP”nin bugüne kadarki tutumunu görmezden gelemeyiz.

Onlar da az “görevler” yerine getirmediler…

Laiklik ve Cumhuriyet karşıtı düzenlemeler karşısında, etkili ve sonuç alıcı eylemler yapmayan/yapamayan Kılıçdaroğlu ve ekibi de bu sonuçtan kuşkusuz sorumludurlar.

Hiç aklımdan çıkmıyor:

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin 2012 yılında yaptığı bir etkinlikte; baş köşede Y-CHP Ankara İl Başkanı Zeki Alçın ile Türkiye Birlik Partisi Genel Başkanlığı yapmış, TBMM III. (XIV) ve IV. (XV) Dönem Sivas, XVIII. Dönem İstanbul Milletvekili olan MustafaTimisi’nin, şuan Ankara Milletvekili olan kızı Aliye Timisi Ersever (o tarihte o da Y-CHP il başkan yardımcısı idi) oturuyordu.

Arkalarındaki afişte: “DERGAHLARIMIZ GERİ VERİLSİN” yazıyordu.

Ve bu arkadaşlar gayet de mutlu görünüyorlardı…12

Tehlike tam da kapıda iken; “laiklik tehlikededir diyemem13 diyen anlayış; dergahların açılmasına da destek vererek, CHP örgütlerinde aşure dağıtarak “siyaset” yaptığını sanıyordu.

Sonunda Diyanet Akademisi’nin kuruluşuna da oy verme14 noktasına geldiler…

Ana Muhalefet üzerine düşeni fazlasıyla yapmış demek ki!

Geri kalanını AKP yapar/yapıyor da zaten!..

***

Cumhuriyetin temel direği olan “laiklik ilkesi”nden ödün vermek, sürünün içerisinden en bakımlı ve alımlı sarı öküzü vermeye benzer.

Doğanın kanunu böyledir; “aslanlar” her seferinde bir ineği isterler…

Geçmiş olsun Türkiye…

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir