“DERİN ENDİŞELİYİZ” VE “ÜZÜLÜYORUZ”!..

Ermenistan, yine sivil yerleşim birimlerini hedef aldı.

Bu şekilde uluslararası toplumun dikkatini çekerek, müdahil olmalarını sağlayacağını sanıyor.

Ermenistan Ordusu,  Gence ve Mingeçevir kentlerine, SEUD tipi balistik füze yağdırdı.

Aralarında iki de çocuğun bulunduğu 13 sivili yaşamdan koparttılar.

Bir hafta önce de Mingeçevir’e yine füze saldırısı yapmışlar ve 10 sivilin yaşamını yitirmesine sebebiyet vermişlerdi…

Savaş suçu işleyen Ermeniler, hiç olmadığı kadar gaddar davranıyorlar!..

***

Ermenistan Savunma Bakanlığı Sözcüsü:

“Ermenistan Cumhuriyeti topraklarında ya da Ermenistan Silahlı Güçleri tarafından Azerbaycan’a yönelik ateş açılmamıştır” dedi.

Yalan konuşmayı “siyaset” sanıyorlar…

***

Birleşmiş Milletler adına yapılan açıklamada; çatışmaların sivil nüfusa etkilerinden “derin endişe duyulduğu” ifade ederek, saldırganlar kınandı!..

“Endişe” sözcüğü diplomaside, sözlük anlamının dışında kullanılıyor.

Uluslararası kuruluşlar ve büyük devletler, böyle zamanlarda genellikle “endişeliyiz” açıklamasını yaparlar.

Sivillerin öldürülmesinden “endişe” duyduklarına hiç sanmıyorum.

Demek ki, tuttukları taraf köşeye sıkışınca,  endişe sözcüğü  “derin endişe”ye dönüşüyor!..

***

Bununla birlikte “Üzülenler” de var elbette.

Örneğin:

Avrupa Birliği, sivillerin ölmesinden “üzüntü duyduklarını” açıkladı.

Avrupalılar, genellikle sivillerin ölümünden çok üzülürler!

Bu insanca yanlarını; Irak’ta, Suriye’de ve Libya’da gösterdiler!

Milyonlarca masum insanın ölümünden ne çok üzülmüşlerdi!..

Üzüntülerini biraz olsun hafifletmek için teröristlere ha bire silah ve para yardımı yaptılar…

***

Bir de Türkiye’de PKK’nın “Hendek Savaşları” sırasında çok üzülmüşlerdi.

PKK/PYD köşeye sıkıştırıldığında; Güvenlik Güçlerinin sivilleri katlettiği yalanını ortaya atmışlar; uluslararası kuruluşları ve onlarla işbirliği içerisindeki partilerin elemanlarını bölgeye göndermişlerdi.

Bu şekilde,  teröristlere zaman kazandırıp, ölmelerini önleyebileceklerini düşünmüşlerdi.

O zaman da çok üzüldüklerini, hazırladıkları raporlardan biliyoruz…

***

ABD’nin üzüntüsünü ise tarif etmeye sözcük bulamıyorum.

Trump, “O bölgede çok iyi ilişkilerimiz var ve bakalım (çatışmaları) durdurabilecek miyiz” diye beyanat vererek duygularını dile getirdi.

Anlayacağınız o da “çok üzülenler” arasında yerini aldı.

Ayrıca her zaman olduğu gibi “endişeli”dir de…

İlginçtir, Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki savaşta hiç açıklama yapmayan İngiltere’dir.

Bu durumu Başbakan Boris Johnson’un aile geçmişi nedeniyle her iki tarafa olan yakınlığa bağlayanlar var…

Buna rağmen, İngilizlerin endişeli olmadığı söylenemez…

***

Savaşlar da yaşamın gerçekleri ile at başı giderler.

Sahada  asla duygusallığa yer yoktur!

Kafkaslar’daki savaş, en çok Rusya’yı ilgilendiriyor.

Bu bölgenin stratejik önemi çok büyüktür.

Bu yüzden olsa gerekir; Rusya, Hazar Denizi’nde tatbikat yapmaya başladı.

Tatbikatta İHA’ların vurulmasını öne çıkardılar ki, bu son derece önemlidir!

Bu aralar, İHA denince Türkiye akla geliyor ya ondan.

Dolayısıyla Hazar Denizi’ndeki tatbikatla, Rusya’dan “Türkiye ve Azerbaycan’a mesaj var”  değerlendirmesi yapıyorlar…

***

Açıkça “savaş suçu” işleyen Ermenistan’a ABD ve Batı göz yumuyor.

İşlerine geldiği zaman “insan hakları” savunucusu kesilenlerin, Azerbaycan halkına yapılanlar karşısındaki suskunluğu, Batının “ikiyüzlülüğü ”nün son örneği olarak kayıtlara geçmesi gerekir.

Emperyalistler, yıllardır otoriter yönetimler altındaki ülkeleri, “demokrasi götürme” yalanı ile işgal ettiler.

İşgal ettikleri ülkelerin doğal kaynakların talanına kılavuzluk edenler ise, ne yazık ki “işbirlikçi” sıfatı ile yine bu ülkelerin insanları arasından çıktı.

Bu yalın gerçeklerin defalarca kanıtlanmış olmasına rağmen; hala ABD’nin “kara gücü ”ne yaşam alanı açmak için çalışanları gördükçe umudum azalıyor…

Üstelik “seçilenler seçimle gitmeli” gibi bayatlamış yalanlarla yapıyorlar bu işi…

Ve:

Hala bu açık ihanete ortak olanlar gafiller, aramızda dolaşıyor!..

Av. Cemil Can