“KRONOMETRE SIFIRLANDI”!..
6’lı Masa nihayet doğru çizgiye girdi.
Umulur ki, bundan böyle de zikzak yapmaz!..
***
Erdoğan’ın “2018’de kronometre sıfırlandı dedik, biz aylardır adayız. Aklınız neredeydi?” sözleri aklıma; 17 Aralık operasyonu sonrası internete sızdırılan ses kaydını getirdi.
Zamanın Başbakanı Erdoğan’a ait olduğu iddia edilen daha sonra doğru oldukları açıklanan (1) o ses kaydında:
“Paraların tamamen sıfırlanması” talimatını veriyordu. (2)
Reis, şimdi de kronometrenin sıfırlandığını açıklıyor.
Ülke olarak gerçek bir sıfırlanmaya doğru gidiyoruz…
Hadi hayırlısı!..
***
Cumhurbaşkanı’nın “kronometre sıfırlandı” sözlerine karşılık, Millet İttifakı bileşenlerinden:
CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, “Biz hiçbir şeyi sıfırlamadık, yeni anayasa da yapmadık… Hiçbir güç anayasayı bu şekilde çiğneyemez”;
İYİ Parti Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Bahadır Erdem, “İYİ Parti bu hukuksuzluğa geçit vermeyecektir”;
Deva Partisi Sözcüsü İdris Şahin, “Zorlama yorumlarla kendilerini aday yapmaya çalışıyorlar”;
Demokrat Parti Sözcüsü Neslihan Çevik, “Erdoğan yeniden aday olamaz. Boynumuzu büküp beklemeyeceğiz. Hukuk çerçevesinde ‘aday olabilir’ kararını veren herkesten hesap soracağız”;
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, “Sayın Erdoğan’ın aklı neredeydi, demek ki aklı anayasada değilmiş, okumamış. Üçüncü kez aday olamazsın, olman mümkün değil” dediler.
Saadet Partisi ise kronometre açıklamasına ayrıca karşılık vermedi; 26 Ocak’taki toplantı ardından yapılan ortak açıklama ile yetindi…
***
Ortak açıklamada, Cumhurbaşkanı “Erdoğan’ın 3.kez aday olmasının mümkün olmadığına” vurgu yapılmıştı… (3)
***
Asıl hararetli tartışmalar Cumhurbaşkanı adaylarının resmen ilânından sonra başlayacaktır.
Anayasaya göre, üçüncü kez aday olamayacağı kesin olan Erdoğan, aday olacağını ilân ettiğine göre, bundan sonraki gelişmeler hayati önemde olacaktır.
Cumhur İttifakı’nın bu konuda geri adım atmayacağı Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın açıklamasından anlaşılmaktadır.
Bozdağ, “ Cumhurbaşkanı’mızın adaylığı önünde anayasamızda da herhangi bir yasamızda da ima yollu dahi bir engel yoktur… geçti o devirler. Anayasayı, yasaları topunuz gelseniz çiğnetmeyeceğiz” (4) diyerek, ittifakın niyetini belli etmiştir.
Tarafsız davranması gereken TBMM Başkanı Mustafa Şentop da aynı doğrultuda açıklama yaparak, (5) Erdoğan’ın üçüncü defa aday olabileceğini ifade etmiştir…
***
Yaygın kanaate göre; Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Erdoğan’ın adaylığına karşı yapılacak itirazları reddedecektir.
İşte bu karardan sonra, Millet İttifakı’nın izleyeceği yol çok daha önemli hale gelmektedir.
Böyle bir durumda seçimleri boykot etmek en akıllıca yoldur. Zira Anayasaya rağmen, Erdoğan’ın adaylığını kabul eden YSK’nın, -İBB Başkanlığı seçimlerinde yaşandığı gibi- seçimleri basit bir itiraz üzerine iptal etmesi mümkündür.
Hatta seçimleri kaybeden AKP’nin itirazı ile bile bu sonuca ulaşılabilir.
YSK, seçimleri iptal etmek için bir gerekçe mutlaka bulabilir…
Veya hiç gerekçe bile gösterilmeyebilir!..
Tıpkı, mühürsüz oldukları için yasaya göre geçersiz olan oyların geçerli sayılarak rejimin değiştirilmesinde olduğu gibi…
Bu derse çok çalışılmıştır.
Bu koşullarda, Erdoğan ile seçime girilmesi ve -zayıf olasılık olmakla birlikte- seçimi Erdoğan’ın kazanması halinde, ona meşruiyet kazandırılacaktır.
Meşruiyet verilen oylardan çok daha değerlidir…
***
Doğal olarak bu durumda yine atı alan Üsküdar’ı geçmiş olacaktır…
Böyle bir riski göze almaktansa, seçimleri boykot etmek ve “meşruiyet tartışması” başlatmak daha akıllıcadır…
***
Görüldüğü gibi afaki bir şeyden söz etmiyorum.
31 Mart 2019’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde yaşanmış olayların tekrar etme olasılığından endişe ediyorum.
İstanbul’da tekrar edilen seçimlerde, İstanbul halkı İmamoğlu’na desteğini artırarak gösterdi ve YSK bu durumu kabullenmek zorunda kaldı.
Bu defa da aynı şeylerin olacağını kimse garanti edemiyor.
Edemez de…
***
O bakımdan, 14 Mayıs’ta Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı seçilse bile, uyduruk gerekçelerle mazbatasının verilmemesi gündemdedir.
Böyle bir durumda ülkeyi akıbeti bilinmez bir maceraya doğru sürüklemeye kimsenin hakkı olmasa gerekir.
Bu yüzden, en haklı durumda iken geri adım atmamak en doğru taktik olarak öne çıkmaktadır.
Ve ancak bu şekilde seçimlerin “adil ve dürüst” yapılmasını sağlamak olanaklı hale getirilebilir…
Hakemlik görevini yapacak olanların taraf tutacağı belli olmuşsa, o maça çıkmanın ne anlamı var!..
Av. Cemil Can
DİPNOTLAR:
(1) https://youtu.be/8mjnVbYQIn0
(2) https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/bilal-evdeki-paralari-sifirla-44675
(3) https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/son-dakika-altili-masadan-ortak-aciklama-2025444
(5) “Şentop, iki defa seçilmeyle ilgili iki farklı hükmün bulunduğunu, bunlardan ilkinin 2017’de yürürlüğe girip 2018’de yürürlükten kalkan bir hüküm olduğuna işaret etti. Şentop, diğerinin Nisan 2018’de seçim takviminin başlamasıyla beraber yürürlüğe giren ve o tarihten itibaren herkese iki defa aday olma ve seçilme imkanı tanıyan hüküm olduğunu kaydetti.”