KONUK YAZARLAR

NE ÖDENMEZ DİYET BORÇLARINIZ VAR!

 

Kim ne derse desin, Cumhur İttifakı’nın temel direği MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’dir.

Bahçeli seçimini yaptı:

Mitinglere başladı; her gittiği yerde afişler bile aynı.

Adayımız belli, kararımız nettir” diyerek, [1] önce ülkücülere aday tartışmasını yasakladı.

“Lider-teşkilat-doktrin üçlemesi ona bu olanağı sağlıyor.

Gerisi çorap söküğü gibi gelir zaten!..

Geliyor da…

***

Bahçeli, Millet İttifakı’ndaki sıkıntıyı görüp, onlara da doğru adayı gösterdi:

Tercihim sınıf arkadaşımdır” [2] dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu’nu işaret etti.

Eksik olmasın, bizim cepheyi de bayağı rahatlattı…

***

Nihayet Reis de sahaya indi.

O da Kılıçdaroğlu’na “aday ol” [3] dedi.

Kılıçdaroğlu’nu karşısına aday olarak oturtamazsa, halkın şu soruların yanıtını vermek zorunda kalacak:

Halktan topladığın vergiler, dışarıdan aldığın borçlar ve özelleştirmelerden elde edilen gelirler diyelim ki 100 birimdir.

IHA’lara, SİHA’lara, bölünmüş yollara ve köprülere bu paranın 2 birimini harcadınız.

1 birimlik iş için neden 2 birim harcadınız?

Kalan 98 birim nerededir?

Paraları kime verdiniz?

20 yıllık icraatın hesabını vermekten Kılıçdaroğlu ile yarışmak çok daha kolaydır!..

***

Erdoğan ile Bahçeli, kiminle yarışacaklarını kendileri belirliyor.

“Tek adam rejimi”nden kaynaklanmıyor bu durum.

İleri demokrasi” dedikleri böyle bir rejimdir…

Çok şükür, onu da yaşayarak görüyoruz…

***

Farkındasınız:

Millet İttifakı’nda çatlak sesler çıkmaya başladı.

Kurultay delegeleri bizzat tarafından atanmış Y-CHP Genel Başkanı Bay Kemal, “6’lı Masa beni gösterirse adayım” dedi.

Hem de kaç defa; bu yüzden onun bağlantısını vermiyorum.

İttifakın iki numaralı partisinin ağır toplarından Yavuz Ağıralioğlu, “kazanacak aday” vurgusu yaparak, kibarca Kılıçdaroğlu’na itiraz etti:

Kılıçdaroğlu aday olursa kazanamaz endişesi duyuyoruz” [4] dedi.

Devreye derhal Kılıçdaroğlu’nun atadığı milletvekilleri girdi; usulünce Ağıralioğlu’nun “kulağının çekilmesi” gerektiğini hatırlattılar…

***

Akşener:

Kazanacak adayla sandığa gideriz” [5] diyerek, Ağıralioğlu’na sahip çıktı.

Bay Kemal ve kapıkulları bu kadar açık sözleri duymazdan geldiler.

Körler-sağırlar meselesidir…

İYİ Parti, Kılıçdaroğlu’nun “adayım” açıklamasından sonra; hala “kazanacak aday”dan söz ediyorsa, bunun anlamı:

Sen “kazanamayacak adaysın” demektir…

Demek ki, kendilerine göre kazanacak adayı da buldular:

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun bu seçimi kazanacağına inanıyorlar.

Nitekim, sonunda İmamoğlu’nun sadece CHP’nin adayı olmadığını, birlikte tespit edildiğini ve seçildiğini; sonuna kadar da kendisine sahip çıkacaklarını açıklamak zorunda bırakıldılar…

Ekrem’in ablası:

Kendi seçtirdiğim belediye başkanı için kimden izin alacağım” [6] dedi…

Rest!..

***

Y-CHP’deki büyük rahatsızlık, İmamoğlu’nun “ahmak davası” ile ilgili kararın açıklanacağı gün, Kılıçdaroğlu’nun Berlin’de olması, Akşener’in ise destek için Saraçoğlu’na gidip gövde gösterisi yapması ile başladı.

Bay Kemal “Berlin’de hakimler var” deyiminden mi etkilenip Almanya ziyaretini öteleyemedin?

Her koşulda “haklı çıkma” becerileri kendilerinden menkul olan:

Kılıçdaroğlu’nun milletvekili, parti meclisi, belediye reisi vb. gibi makamlara atadığı kapıkulları, bu durumu “başka partinin içişlerine karışma” olarak niteleyip, derhal kamuoyuna sundular.

Bu şekilde durumu kurtarabileceğini sandılar.

Yemedi tabii ki…

Bunun üzerine İmamoğlu’nu grup toplantısına davet edip Kılıçdaroğlu’nun “oğlu” olarak sahiplenmeyi denediler.[7]

Bu gösteri ile İmamoğlu ve Akşener arasındaki abla-kardeş yakınlığını bir adım öteye geçebileceklerini düşündüler…

Halkı enayi yerine koyanlardır enayi…

Güya siyaset yapıyorlar!…

***

Aklınıza ne kadar yatar bilemiyorum:

Çok da ihtiraslı olmayan Kılıçdaroğlu’na, Cumhurbaşkanlığına adaylığını koyması için bu defa acayıp baskı var.

Çünkü onun kafasında; Ekmeleddin İhsanoğlu gibi olmazsa Abdullah Gül gibi birini aday gösterip, CHP’nin başında durmak ve tabanı kontrol altında tutmak fikri (ödevi) vardır.

Bu yüzden, CHP Genel Başkanlık koltuğunu kolay kolay tehlikeye atamaz!

Aksi halde, bugün vitrinde olanlar, kendilerine çöp tenekelerinde bile yer bulamazlar.

Ayrıca Kılıçdaroğlu’nu göreve getirenlere de “diyet borcu”nu henüz ödememiş.

Alacaklılar her an kapıya dayanabilirler…

***

Kabul etmek gerekir ki:

Siyaset tek başına yapılmıyor.

Yetişmiş bir ekip hareketi ile mümkün olabiliyor.

Hal böyle olunca:

Ekip arkadaşlarının makam ve mevkilerini koruyabilmeleri için CHP’nin başında kendi adamlarından birinin olması şart gözüküyor

***

Her zaman:

Genel Merkez, il-ilçe yöneticileri ile Kurultay Delegelerini belirleyip seçtirecek; delegeler de Genel Başkan ile Parti Meclisi üyelerini seçecekler.

Parti içi demokrasiyi böyle getireceklerdi!..

Bu denklemde; en ufak bir değişiklik olursa eğer, dengeler değişir ve hep birlikte Deniz Baykal ile Önder Sav’ın akıbetini paylaşırlar…

Allah göstermesin!..

***

Yani:

İpin ucu o kadar sağlam tutulmalıdır.

İş bu kadar ciddidir yani…

CHP tabanı uyanmadan ne kadar yol alınabilirse, almak zorundadırlar…

***

Her fırsatta İYİ Partiye, emanet verilen 15 milletvekilini hatırlatma ihtiyacı içerisine giren Y-CHP yönetimi, belli ki; “diyet borçlarını” Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkmayarak ödetme niyetindedir.

Ne tükenmez bir borçtur bu!

Öte yandan:

Kılıçdaroğlu ve ekibi de; CHP’yi ele geçirmelerine ortamı hazırlayanlara “diyet borçlarınıödeyecekler.

Önünde sonunda, bu borçları Türk halkı ödeyeceği için vakit kaybetmeden, seyirci tribünlerinden inip sahaya girmesi şarttır…

***

Benim önerimi mi merak ediyorsunuz?

Kaç kere söyledim, yine söyleyeyim:

Bana ve benim gibi düşünen yurttaşlara göre, Kılıçdaroğlu Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığına layık biri değildir.

Kanıtlarını tek tek göstereceğim elbette. [8]

Karnımdan konuşmuyorum.

Bütün samimiyetimle söylüyorum:

Kılıçdaroğlu, böyle soylu ve ağır bir görevi yürütebilecek kapatiseye sahip değildir.[9]

(Gerici Ekmeleddin İhsanoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı göstermesi ve CHP’lilerin ona “tıpış tıpış” oy vereceklerini ağzından kaçırması; son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Abdullah Gül’ü aday göstermek için çırpınması, onu tarafsız bir devlet adamı olarak göstermesi, şaşkınlığın bile çok ötesinde aymazlıklardır. ABD ve İngiltere’deki tefeci finans kuruluşlarından destek araması, üretimden hiç söz etmemesi, dışarıdan gelecek paralar ile halkın refah düzeyini artıracağını savunması da öyledir. ABD Başkanı Biden’in “hükümetleri darbe ile düşürme yerine destekleyerek değiştirme” açıklaması karşısında; “biz Türk halkının desteği ile iktidara geleceğiz” diyememesi; 12 yıldır CHP’nin başında olmasına rağmen yüzde 25 bandını aşamaması; CHP’nin başına gelmeden daha ilk kurultay’da “korku imparatorluğunu yıkacağız” sözü vermesine rağmen katmerli olarak korku imparatorluğunu kurması; “parti içi demokrasiyi işleteceğiz” vaadinde bulunup, partiyi ele geçirdikten sonra “tek adam rejimine” geçmesi; Cumhuriyet’e ve Atatürk İlkeleri’ne yürekten bağlı partilileri ihraç etmesi gerçek kapasitesini göstermektedir.)

Aslında CHP Genel Başkanlığına da layık değildi ama neredeyse 2010’da onu ittifakla CHP’nin başına gelmesi için desteklemiştik…

Kabul etmek gerekir ki:

“Kaset olayı”nın ezikliği altındaydık ve o günlerde aldatılmaya teşneydik

Ne söylense yapardık vallahi!..

***

Kılıçdaroğlu’nun neden Cumhurbaşkanlığına layık olmadığını şu başlıklar altında da görebiliriz:

Kılıçdaroğlu, ABD’nin Ortadoğu’da bir “Kürt Devleti” kurmak için “kara gücü” olarak kullandığı PKK/YPG’yi terör örgütü olarak kabul etmemektedir. O bakımdan, kendileri Türkiye Cumhuriyeti devleti için bir “güvenlik sorunu”dur.

(FETÖ’nün sözcülüğünü yapan Nazlı Ilıcak ve Altan kardeşleri arkadaşı olarak kabul etmiş, haksız yere tutuklanan yurtsever komutanlara sahip çıkmamıştır. Sabah akşam Kavala ve Demirtaş ile yatıp kalkmış, 28 Şubat Davası nedeniyle hapiste tutulan 85 yaşını aşkın generalleri bir defa olsun ağzına almamıştır. “Suriye’de ne işimiz var, Libya’da ne işimiz var” diyerek ulusal çıkarlarımızı doğrudan ilgilendiren harekâtlara karşı çıkmıştır. TSK’nın PKK’ya karşı yürüttüğü en önemli operasyonlara “analar ağlamasın”, “siviller katlediliyor” diyerek adeta ordu bozanlık yapmıştır. Çocukları PKK tarafından dağa kaçırılan ailelerin bir gün olsun ziyaretine gitmemiştir. Daha bunlar gibi pek çok ağır kusurları var…)

Bay Kemal, Cumhuriyet’in ve CHP’nin olmazsa olmazı “Laiklik İlkesi”ni de özümsememiş ve bir türlü benimsememiştir.

(Kılıçdaroğlu; Aleviler için dini bir değeri olan Aşure Günü’nde CHP yönetici ve milletvekillerine CHP binalarında ve sokaklarda aşure dağıttırmış; parti içerisinde Aleviliği öne çıkartmış; Seyyid soyundan geldiğini kamuoyuna açıklayarak, laiklik karşıtı söylemlere prim vermiştir. Bu konuda bir de kitap yazdırmıştır. Bay Kemal türbanı Meclis’e sokmakla övünmüştür. Türbanlı bir öğretmene CHP rozeti takmayı “siyaset yapmak” sanmıştır. İlkokul çağındaki çocukların Kuran Kurslarına gitmelerine yol veren ve kamuoyunda (4+4+4) olarak bilinen yasa ile Öğretim Birliği yasasının delinmesine karşı çıkmamıştır. Dersim İsyanı’nın bastırılmasını bir “katliam” olarak anlatıp, bu olayların “mağduru benim” dedikten sonra, CHP’li gençlere “Hepimiz Seyit Rıza’yız” sloganını attırmıştır. Dolaylı yoldan Atatürk, İnönü ve Celal Bayar’ı katil ilan etmiştir. Kamu kurum ve kuruluşları gericiler tarafından işgal edilmişken, “Şeriat tehlikesi vardır diyemem” diyerek tehlikeyi gizlemiştir. Türbanın kanun ile koruma altına alınması için, Erdoğan’ın “pas” dediği, bu son yasa teklifini vermiştir. En kötüsü, 6 Ok’un en önemlisi olan “Laiklik İlkesi”ni hedef tahtasına oturtarak “6 Ok’u yeniden yorumlayacağız” diyebilmiştir. CHP’yi dönüştürmekle övünmüştür. Bunlar gibi pek çok eylem ve söylemi [10] ile laikliğe inanmadığını defalarca göstermiştir. )

***

Bu kadar canlı olay gözümüzün önünde yaşanmışken ve bu denli deneyimimiz varken, CHP’yi yönetenler halen önümüze şu masalı koyabilmektedirler:

Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı adayı olmasın diyenlere soruyorum:

Kılıçdaroğlu dürüst olduğu için mi aday olmasın?

Kılıçdaroğlu hırsız olmadığı için mi aday olmasın?

Kılıçdaroğlu rüşvet alıp vermediği için mi aday olmasın?”

Sanki, geri kalan CHP’liler dürüst değil, hırsızdırlar ve rüşvet alıp verirler!

Konulan ölçüye bakar mısınız?

Şu kafalara bir bakar mısınız!?

Sıradan bir insanda olması gereken vasıflar, Cumhurbaşkanlığı için yeterli görülmektedir.

Bir de utanmadan Erdoğan’ın diplomasını arıyorlar…

***

Oysa; Türkiye Cumhuriyeti’ne Cumhurbaşkanlığı yapacak olan kişide, daha başka yeteneklerinin yanında; bilgi, birikim, deneyim, kararlılık, güven verici kişilik, karizma, liderlik, laiklik ilkesini benimseme, hukukun üstünlüğüne inanma, kurtuluşu ve kuruluşu gerçekleştiren atalarımıza saygı, ülke çıkarlarını her şeyin üzerinde görme ve gözetme, gerektiğinde fedakarlık etme gibi bir sürü erdem ve özelliklerin olması gerekiyor…

***

Ve bu nedenle o kişi asla ve asla Bay Kemal değildir, olamaz da…

Deneyimlerle sabittir ki:

Bay Kemal ile Erdoğan’ın karşısında seçim kazanmak olanaklı değildir.

Bay Kemal mı R. Tayyip Erdoğan mı seçeneği ile seçime gitmek; “kırk katır mı kırk satır mı” deyimi ile anlatılan çıkmaz içerisine düşmektir…

Karanlık bir çukurda debelenmektir.

Bu yüzden; CHP, Cumhurbaşkanı adayını bütün partililerin katılacağı bir ön seçimle, 6’lı Masa da, bütün kamuoyu yoklamaları ve anket şirketlerine yaptıracağı özenli bir çalışma sonunda; katılımcıların çoğunluğunun teveccühü ile belirlemelidir.

Bunun için vakit henüz geçmiş değildir…

Av. Cemil Can

DİPNOTLAR:

[1] https://www.youtube.com/watch?v=wyOokrrIu1k

[2] https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/bahceli-adayini-acikladi-tercihim-sinif-arkadasim-2009173

[3] https://www.dha.com.tr/politika/cumhurbaskani-erdogandan-kilicdarogluna-aday-ol-cagrisi-2148049

[4] https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/kemal-kilicdaroglunun-adayligini-elestirmisti-yavuz-agiralioglu-ve-engin-altay-arasinda-kulak-cekme-polemigi-2006465

[5] https://www.aksam.com.tr/guncel/aksener-diretiyor-kazanacak-adayla-sandiga-gideriz/haber-1329447

[6] https://m.bianet.org/bianet/siyaset/271884-aksener-kendi-sectirdigim-belediye-baskani-icin-kimden-izin-alacagim

[7]https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/kilicdaroglu-baba-ogul-gibiyiz-dedi-imamoglundan-ilk-yorum-2013802

[8] a.) https://chp-muhalefethareketi.biz.tr/2018/02/02/son-mesajimdir/

b.) https://chp-muhalefethareketi.biz.tr/2022/10/09/seyyid-kemalin-bas-ortusu-ile-imtihani/

[9] https://twitter.com/AbsurtHaberler/status/1604951399301009410?s=20&t=y2n1OxxNyFfGzX7b8QOCog&fbclid=IwAR0WaaYPgTMEbIWDbnim0yKeJyV4-t_RU2m5q_WcbbRttUf78Z6826kcbSU

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir