KONUK YAZARLAR

“SEYYİD KEMAL”İN BAŞ ÖRTÜSÜ İLE İMTİHANI!..

“Sansür Yasası”, enflasyonun yüzde 183’e fırlaması, Nebati’den “epistemolojik kopuşa, heterodoks yaklaşım” dersi, haftada bir yenilenen zamların yaşamı çekilmez hale getirmesi, cinayetler ve ardı ardına intiharların yaşanması vb. gibi konularla gündem tıka basa dolu iken; en tepeye “başörtüsü meselesini” getirmek her babayiğidin harcı değildir.

Yetenek işidir!

Halkın ezici çoğunluğuna göre; toplum içerisinde zaten çözülmüş olan “başörtüsü meselesini” yeniden ısıtıp sofraya getirmek; siyasi iktidara can simidi atmaktır, suni solunum yaptırmaktır.

Siyasetteki varlıklarını kayıtsız koşulsuz olarak Kılıçdaroğlu’nu desteklemekle elde etmiş ve başka da hiçbir işte başarılı olamamış; yağcı ve yalakalara göre ise; seçimlere yaklaşırken, bu hamle ile Erdoğan’ın elinden “türban silahı” alınarak önemli bir mevzi ele geçirilmiştir!..

***

Başörtüsü ile ilgili yasa teklifinin (1) zamanlaması da oldukça manidardır:

Bu konudaki teklif, CHP eski Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt’ün, Kemal Kılıçdaroğlu’nun “evlad-ı resul” (seyyid) (2) olduğunu kanıtlamak amacıyla hazırladığı “Akşehir’den Tunceli’ye Seyyid Kemal” adlı kitabın (3) piyasa sürülmesini takip eden günlerde verilmiştir.

Söz konusu kitabın, Kılıçdaroğlu’nun bilgisi içerisinde ve isteği ile yayına hazırlandığını içerisindeki fotoğraflardan anlıyoruz.

Bu nokta önemlidir.

İlginçtir:

“Başörtüsü Kanun Teklifi”, kadınları erkeklerle eşit yurttaş haline getiren Medeni Kanunun yürürlüğe girdiği 4 Ekim günü TBMM Başkanlığına verilmiştir…

Medeni Kanuna gizli bir itiraz mı var!..

***

Bütün bu gelişmeler, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun hak etmediği bir koltukta oturduğunu bir kez daha göstermektedir.

Kılıçdaroğlu referansını, Atatürk İlkeleri’nden değil, gericilikten aldığı kesinleşmiştir.

6 Ok’un en önemlisi olan “Laiklik İlkesi“nin hırpalanması, içeriğinin boşaltılması ve yozlaştırılması için adeta özel olarak görevlendirilmiş bir eleman gibidir.

Diyanet Akademisi’nin Anayasaya aykırı olduğu iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurmaya hazırlanan milletvekillerini engellemesi de oldukça manidardır…

Yasaklanan Said Nursi kitapları için Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunarak yasağı iptal ettirmesi de öyledir. (4)

Kemal Kılıçdaroğlu, takiyye yapmakta ustadır; gerçekte “laiklik ilkesi“ni benimsemiş bir siyasetçi değildir…

Rahmetli Ahmet Taner Kışlalı’nın sorusunu tekrarlıyorum:

Var mıdır, düzeninin akla ve bilime değil de dine dayandırdığı halde demokrasiyi
gerçekleştirmiş bir toplum
?” (5)

***

Kılıçdaroğlu, gizli görevini Karen Fogg’dan almıştır:

Fogg, 1998-2002 yılları arasında Ankara’daki AB Delegasyonu‘nun başında “Büyükelçi” unvanı ile bulunan, diplomat kökenli olmayan çok yetenekli ve edepsiz bir ajandır.

Görevi:

Türk tarihini alt üst etmek, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Devrimlerini yok sayarak saptırılmış bir tarih yaratmaktı.

Fesli Kadir’in yalanlarına destek vermiştir.

İşbirlikçi ve hain yazar-çizer takımını para ile beslemiş ve istediği gibi makaleler yazdırmıştır. (6)

Şimdi bu görevi Kılıçdaroğlu sürdürmektedir…

***

Kılıçdaroğlu, laikliği benimsemeyen, köklerini gericilikte (seyidlikte) arayan kripto bir gericidir.

Nurcu Tarikat FETÖ’nün Emniyeti ve Yaygıyı işgal ettiği bir dönemde:

Laikliğin tehlikede olduğunu düşünmüyorum. Din alanında özgürlükleri daha da genişletmek gerekir” (7) diyecek kadar da yüzsüzdür.

Kamuoyunda “4+4+4 Yasası” olarak bilinen Öğretim Birliği Yasası’nın özünden kopartılmasına dönük yasa değişikliğine “vatandaş dinini elbette öğrenecek” diyerek destek vermiştir.

Sanki dinin öğrenilmesinde bir engel vardı.

Atatürk Devrimleri’ne en büyük zararı veren politikacı Kemal Kılıçdaroğlu’dur…

***

Kılıçdaroğlu’nun istediği bu son yasa değişikliği (Anayasa değişikliği olarak) gerçekleşirse; ondan sonra gelecek olan adımın İran’dakine benzer bir rejim olacağı açıktır.

Saçının bir teli göründüğü için baskı altına alınacak ve hatta öldürülecek olan kadınlar, Türkiye’de de görülmeye başlanacaktır.

“Ahlak polisi”mi?

Hazırdır; tarikat mensupları ne güne duruyorlar!

Kim ne derse desin:

Kılıçdaroğlu hiçbir zaman laikliği içselleştirememiştir; aklı fikri “Seyyidlik kisvesi“ni giyerek, dedelerinin postuna oturmaktır…

Onun için, Mahmut hocaların başka kulvarda koşuşturan değişik versiyonu demekte bir yanlışlık yoktur…

***

Kılıçdaroğlu, “helâlleşme” saçmalığı ile aslında CHP’nin tarihi ile hesaplaşmaktadır; Atatürk Devrimleri’ni tartışmaya açmaktadır.

Geçmişte bizim de hatalarımız olmuştur” diyerek, CHP’nin mirasını reddetmekte, Atatürk ve İnönü’yü itibarsızlaştırma çalışmalarına onların koltuğundan katkı vermektedir.

Atatürk Devrimleri’ni gericilerin ağzı ile eleştirmektedir…

***

AKP Karşıdevrimi’nin yolundaki taşları Kılıçdaroğlu temizlemiştir.

36. Kurultay nedeniyle delegelere yazdığım açık mektubun sonuna eklediğim; “Dersimli Tutuksuz Yargılanacak” başlıklı notta dikkat çektiğim noktalar (8) geçen zaman içerisinde defalarca doğrulanmıştır.

Okumadan geçmeyiniz lütfen.

CHP Genel Başkanı sıfatını taşıdığı sürece yapması olanaksız işlerin tümü için hazırlıkları Kılıçdaroğlu yapmış, golü ise santrfor R.T. Erdoğan atmıştır…

***

Güya “CHP iktidara geldiğinde başörtüsünü yasaklayacak” şeklinde yürütülecek yalan propagandayı etkisiz hale getirmek için bu yasa teklifi hazırlanmıştır.

Her yalan için bir yasa teklifi mi hazırlayacaksınız?

Erdoğan, sürekli “CHP faşizmi” diyerek tek parti dönemini (Atatürk ve İnönü’yü) yerden yere vurmaktadır.

Bu iddialar elbette ki gerçek değildir.

Öyleyse, bu yalanları boşa çıkartmak için nasıl bir yasa teklifi hazırlanacaktır?

Görüldüğü gibi haklı ve yerinde eleştiriler altında ezilen Kılıçdaroğlu’nun, uydurduğu gerekçe gerçekçi değildir.

Kaçış yolu aramaktadır…

***

Kamuoyunda “Sansür Yasası” olarak nitelendirilen “Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” gündemde iken, “Kadınların Yürüttükleri Mesleğin İcrası Kapsamındaki Kılık ve Kıyafeti Giymek Dışında Herhangi Bir Zorlamaya Tabi Tutulamaması Hakkında Kanun Teklifi“ni vermek, AKP’nin sansürcü zihniyetinin kamuoyunda tartışılmasını önlemekten başka ne işe yaramıştır?

Muhalif seslerin kısılmasını sağlayacak olan bu Yasa teklifi, “tek adam iktidarı“na karşı “tek adam muhalefeti“ne ortam hazırlayacak, bu da Kılıçdaroğlu’nun işini yapmasını (görevini ifasını) kolaylaştıracaktır…

Halkı yanıltıcı bilgiyi yayanları” 1 ile 3 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptıracaklar.

Demek ki alan iki kişiye kalacaktır:

Bay Kemal’in boynunda davul, Reis’in elinde tokmak, ha bire Ramazan davulu çalacaklardır…

Alın size bir çarpıcı örnek:

Haber şöyle geçsin:

“AKP’nin oyları hızla azalıyor, Erdoğan iktidarını kaybediyor.”

Böyle bir bilgi veya yorumun “halkı yanıltıcı” olup olmadığına yargıçlar, hangi kritere göre karar vereceklerdir?

Reis’i yanıltıcı ve gerçek dışı bilgi dediği bir habere, “hayır değildir” diyecek olan babayiğit var mı?

Üç adım öne çıksın da görelim..

***

8 Ekim 2013’te çıkartılan Yönetmelikle, “siyasal simge” olan “türban” zaten serbest bırakılmıştır. (9)

Demek ki, Kılıçdaroğlu yönetmeliği yeterli ve güvenilir bulmamıştır.

İllâ da düzenlemenin yasa ile yapılmasını talep etmektedir.

Sanki AKP’den kopan seçmenin, iktidar adayı CHP liderinden duymak istediği başörtüsüne güvence veren sözlerdir.

Seçmenlerin ne istediğini, genel merkeze danışman olarak çöreklenmiş yağdanlıklardan öğrenemezsiniz!

Hele de Enver Altaylı gibi adamları dinlerseniz, burnunuz b.ktan hiç çıkmaz.

Halkın ihtiyaçlarının neler olduğunu, liderlerden neler duymak istediğini onlardan öğreneceksiniz.

Halktan uzak olanların, bu son tartışmanın galibinin Kılıçdaroğlu olduğu şeklindeki saptamaları da palavradan ibarettir.

Kamuoyu araştırması yaparak (halk sorarak) gerçek durumu öğrenme olanağı var iken, sahibinin sesi gazetecilerin fikirlerini genel doğru imiş gibi sunmak acizliktir, sahtekarlıktır…

Soytarılıktır…

***

CHP’nin karakteristik özelliği; antiemperyalist ve tam bağımsızlıktan yana olmasıdır:

Bize Kurtuluş’u ve Kuruluş‘u bağışlayan önderlerimizin; “Ya istiklâl (bağımsızlık) ya ölüm” sloganını asla unutturamayacaksınız.

Ulu Önderimizin; “Sömürgecilik ve emperyalizm yeryüzünden yok olacak ve yerlerine milletler arasında hiçbir renk, din ve ırk farkı gözetmeyen yeni bir ahenk ve işbirliği çağı geçecektir” (10) sözleri kulağımızda küpedir.

Laiklik” ise demokrasinin olmazsa olmazı; asla ödün vermeyeceğimiz başlıca ilkemizdir…

Bizi çiğneyip geçmeden yol alamayacaksınız…

***

Bakınız, bir şey daha hatırlatmak istiyorum:

Atatürk’ü ve Cumhuriyet Tarihimizi itibarsızlaştırmak sanıldığı gibi Karen Fogg’la başlamadı.

1970 Askeri Darbesini yapanların Atatürkçü Düşünceye bağlı olmadıklarını biliyoruz.

Devleti İmam-Hatiplilere teslim etmek fikrinin sahipleri (11) laik olabilirler mi?

Aynı şekilde 1980 Askeri Darbesi‘nin arkasında da emperyalist devletler vardı.

1970’li yıllarda CIA’nin Türkiye Şefi olan Paul Henze’nin, ABD Başkanı Jimmy Carter’a:

Bizim çocuklar başardı” (12) sözleri ile 12 Eylül Askeri Darbesini haber vemişti.

Unuttunuz mu?

Demek ki, CIA’nın çocukları devletimizin en hassa noktalarına kadar sızmışlardı.

15 Temmuz 2016 Askeri Darbe Girişimi en akılda kalanıdır.

Bu başarısız darbe girişiminin lideri Fetullah Gülen, Pensilvanya’daki malikanesinde yeni vaazlar hazırlamaktadır…

Bu darbecilerin tümü de Atatürk’e ve Cumhuriyet’e yürekten bağlı gençliğe, Atatürkçülük adına olmadık işkenceler yapmışlardır.

Bunu da bir yere not edelim.

Yine de Atatürk’e olan sevgimizi ve saygımızı azaltamamışlardır…

***

Bakınız burası çok önemlidir:

Emperyalizmi tarihinde ilk ve tek yenen Başkomutan Mustafa Kemal Paşa‘nın Büyük Millet Meclisi Ordularıdır.

Bu yüzden emperyalistler kaybettikleri itibarı geri kazanabilmek için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar ve yapacaklardır.

Atatürk’ün kurduğu CHP‘yi, faaliyet alanları dışında tutacak değiller herhalde.

6 Ok’un “yeniden yorumlanması” çabaları, Atatürk İlkeleri’nin yozlaştırılması için ortaya atılmıştır.

CHP’nin vakfa dönüştürülüp arşive kaldırılmasını da aynı kapsamda değerlendirmek gerekir.

Asla vazgeçemeyeceğimiz laiklik ilkesinden ödünler üzerine ödün verilmesi; ihanettir, gaflettir, aymazlıktır.

İçeriden psikolojik savaş açmaktır.

Emperyalistler, Atatürk’ü gözden düşürmeden Türkiye’yi teslim alamayacaklarını çok iyi biliyorlar.

Bu yüzden de CHP’nin yumuşak karnı olan laikliği hedef tahtasına oturttular…

***

Laiklik sadece din ve devlet işlerinin ayrı tutulması değildir:

Bir ülkede değişik din ve inançlardan yurttaşların bir arada, barış içerisinde yaşamasının laiklik ilkesine bağlı olmaktan geçtiği tartışmasızdır.

Bu kadar basit bir konuyu kavrayamayan bir adamın Atatürk’ün koltuğunda oturması ne büyük talihsizliktir.

Şu işe bakar mısınız:

Türban“ı yasal güvenceye bağlamak işi Y-CHP’nin üzerinde kaldı.

Anayasal güvenceye bağlamayı AKP zaten yapar.

Geriye kalır “Ahlak Polisi” ki, onun da heveslileri zaten fazlasıyla var…

Ey akıl, sen nerelerdesin…

***

Hiçbir şey için vakit geç değildir.

Hiçbir tartışmaya mahal vermeyecek şekilde söyleyebiliriz ki:

CHP, Atatürk İlkelerini benimsemeyen 10 Aralık Hareketi’nin işgali altındadır.

İşgalcilerin manga komutanı Kemal Kılıçdaroğlu’dur.

Kılıçdaroğlu, sinirleri alınmış gibidir.

Yüzünden bir şey anlamak mümkün değildir.

Kendini gizlemesini ve başka bir kişilik içerisinde satmasını becerebilmektedir.

Burada sözü ünlü yazarımız Yılmaz Özdil’e bırakıyorum.

Özdil’in tarifi ile Kılıçdaroğlu bir “guguk kuşu” gibidir… (13)

Hadi doğru 13 numaralı dipnottaki makaleyi okumaya.

Guguk kuşu oldukça tehlikeli bir kuştur… (14)

Şimdi de 14 numaralı bağlantıyı açıp okuyunuz.

CHP’yi geri almak mümkündür.

“CHP’yi geri almadan Türkiye’yi geri almak ise mümkün değildir”…

Av. Cemil CAN

DİPNOTLAR:

(1) https://www.sozcu.com.tr/2022/gundem/chp-uc-maddelik-basortusu-teklifini-meclise-sundu-7399459/

(2) https://www.alevihaber.com/alevi-kizilbaslarda-evladi-resul-ve-seyyidligin-cikisi-44377h.htm

(3) Yazar bu eserinde; “Kemal Kılıçdaroğlu’nun büyük dedesi Seyyid Mahmut Hayrani, 1200’li yıllarda Konya Akşehir’de Vakıf ve Zaviye kurup, yoksul çocuklara bakıp ve gelen giden kimselere yemek verip, Anadolu’nun İslamlaşması için Kuran’ı Kerim eğitimi vererek toplumun aydınlanmasına büyük katkı yaptığı”nı; Seyyid Mahmut Hayrani’nin Evlad-ı Resul soyundan geldiğine inandıkları için Hacca gidenlerin öncelikle Akşehir’deki Seyyid Mahmut hayrani’nin ve Konya’daki Mevlana’nın türbelerini ziyaret ettiklerini; Osmanlı Padişahı Yıldırım Beyazıt’ın Seyyid Mahmut Hayrani’nin Akşehir’deki türbesine defnedildiğini; Nasrettin Hoca’nın ve İstanbul’un ilk Kadısı ve Belediye Başkanı Hızır Bey’in Kılıçdaroğlu’nun akrabaları olduğunu” ispatlamaya çalışmaktadır.

Bu nafile çabalar, Kılıçdaroğlu’nun mensubu olmakla övündüğü Kureyşan Aşıreti’ne bağlı Kolan Aşireti’nin 20 jandarma erini öldüren ve yiyeceklerini çalan “hırsız ve katil” sürüleri olduğunu gizleyemeye yetmeyecektir.

(https://chp-muhalefethareketi.biz.tr/2014/11/16/soyunuzkatil-ve-hirsizdir/)

Dersimli Kemal’in İntikamı” başlıklı makalemin 8, 9 ve 10 numaralı dipnotlardan Kılıçdaroğlu’nun mensubu olduğu aşiretin Cumhuriyet düşmanı ve hain olduğunun çarpıcı kanıtları vardır.

(https://chp-muhalefethareketi.biz.tr/2018/07/24/dersimli-kemalin-intikami/)

(4) https://haber.sol.org.tr/haber/kilicdaroglu-said-i-nursinin-kitaplari-yasaklandi-aymye-basvurduk-aym-iptal-etti-348790

( 5) https://www.ahmettanerkislali.com/laiklik-mi-demokrasi-mi/

(6) Bakınız, Perinçek, Karen Fogg’un E-Postalları, Kaynak Yayınları, 2002)

(7) https://www.hurriyet.com.tr/gundem/bugun-icin-laiklik-tehlikede-diyemem-15837090

(8) https://chp-muhalefethareketi.biz.tr/2018/01/31/36-ve-en-son-chp-kurultayi/

(9) https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2013/10/20131008-10.htm

(10) Atatürk’ün Bütün Eserleri, cilt 26, Kaynak Yayınları, sayfa 144

(11) 1969 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay da bir konuşmasında: “Bugünkü (1968-1969) -laik- okullar birer anarşi yuvası haline geldi. Bu -laik- okullardan yetişen gençlere memleket idaresi teslim edilemez. 10 yıl sonra bunların hepsi işbaşına geçecekler. Onlara nasıl güvenebiliriz. Hem biz laik okullara karşı imam hatip okullarını bir alternatif olarak düşünüyoruz” demişti.

( https://www.hurriyet.com.tr/gundem/evren-gibi-konusuyor-21501076 )

(12) https://www.setav.org/bizim-cocuklar-basardinin-belgeleri/

(13) https://www.sozcu.com.tr/2015/yazarlar/yilmaz-ozdil/guguk-kusu-2-977502/

(14) https://www.sozcu.com.tr/2022/yazarlar/yilmaz-ozdil/yogun-istek-uzerine-7406282/

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir