36. KURULTAY DELEGELERİNE SON MESAJIMDIR
Sevgili Delegeler;
“Vatanını kurtarmak için örgütlenmiş oluşum” olan YPG‘ye karşı, TSK‘nın yürüttüğü harekat karşısında tutumuz ne olacaktır?
TSK’yı desteklersek, vatanını kurtarmaya çalışan “özgürlük savaşçıları”na karşı açılmış bir savaşı desteklemiş olmuyor muyuz?!
“Savaşa hayır” dersek; bu defa da toprak bütünlüğümüzün tehlikeye sokulmasına “evet” demiş olacağız!
Başka bir ifade ile “Vatan haini” damgasını yiyeceğiz!..
Böyle bir duruma düşersek 2019 seçimlerinde; vatan severlerle “vatan hainleri” sandıkta yarıştırılacaktır!!!
Bundan zerre kadar kuşkunuz olmasın.
Buna ilaveten seçimler; Alevilerle Sünnilerin seçimi olarak lanse edilecektir…
Bunları yaşarak gördük.
Milyonda bir ihtimal bile değil ama, diyelim ki, CHP sandıkta çoğunluğu sağladı ve Cumhurbaşkanını seçti.
YSK, “Halkın iradesi sakatlandı” diyerek seçimleri iptal edebilir mi?
Ederse ne yapabiliriz?
Veya;
CHP’nin adayı seçimi kazandı, ama sonuç ilan edilirken -Anayasa referandumunda olduğu gibi- AKP’nin adayının kazandığı söylenirse ne yapabiliriz?
“Anaya Mahkemesi’ne gideriz” demeyin sonuç alamazsınız, zira YSK kararlarına karşı AYM’ye gidilemiyor.
Bunu Referandumdan sonraki başvurulardan öğrendik.
“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gideriz” demeyin, onu da denedik ve boyumuzun ölçüsünü aldık.
“Karşı tarafın dışarıda; sopalı ve silahlı adamları” yine olacağını da unutmayın!
Denenmiş ve yararlı olduğu görülmüştür!
Referandumla “Tek kişi yönetimine” yani “Başkanlık Sistemi”ne geçilerek rejim değiştirildi, orada bir şey yapamadık, da bu defa ne yapabiliriz???
Sorulması ve yanıtı alınması gereken soru budur.
İstanbul yerine Tunceli’ye doğru bir “Adalet Yürüyüşü” daha mı yapacağız?
Yoksa, Rize’ye doğru “Adalet ve Kalkınma Yürüyüşü” mü?
Bu eylemin dışında, Dersimli Kemal’in önderliğinde yapabileceğimiz başka bir şey var mı?
Varsa eğer, mühürsüz oylar geçerli sayılırken neden yapılmadı?
“Dışarıda karşı tarafın silahlı ve sopalı adamlarnı vardı” mazeretini yeterli buldunuz mu?
CHP örgütü öncülüğünde “Hayır Bloku” İstanbul yerine Yüksek Seçim Kuruluna doğru yürüyüşe çağrılsaydı ve CHP’liler ölüm orucuna yatsaydı, referandumun yenilenmesini sağlayamaz mıydık?
Kemal Kılıçdaroğlu böyle eylemlere önderlik yapabilir mi?
120-130 adamını milletvekili yapacak diye bu çapsız adamın peşine takılmamız ne işe yarayacak?
Diyelim ki, 200-250 milletvekili çıkarttık, neyi değiştirebiliriz?
Dersimli ve çevressinin hesabı, “Partiyi yönetmek”tir, ülkeyi yönetmeyi yine “İkinci Ekmeleddin”e bırakacaklarına kuşkunuz olmasın…
Siyasi hedefi bir kaç belediyeyi kazanmaktan başka olmayan birini, desteklemeye devam edersek, bir daha “nah” seçim görürsünüz…
Cumhuriyeti kurtarmak, parlamenter sisteme geri dönmek ve halkın iktidarını kurmak için bu şansımızdır…
Y-CHP’nin gerçekte; HDP, başka bir söyleyişle PKK ya da ABD olduğunu anlamak için başka hangi kanıtları görmeniz gerekiyor?
Daha önce gönderdiğim iki mesajda (*) kanıtları sundum.
AŞAĞIDAKİ BAĞLANTIYI TIKLAYIP OKURSANIZ SON KANITIMI DA GÖRÜRSÜNÜZ…
Son kanıt:
http://www.chp-muhalefethareketi.biz.tr/2018/02/gizlenen-bir-ordu-2/
Önceki Kanıtlar:
(*) http://www.chp-muhalefethareketi.biz.tr/2018/01/36-ve-en-son-chp-kurultayi/
http://www.chp-muhalefethareketi.biz.tr/2018/02/36-ve-en-son-chp-kurultayi-ii/
Av. Cemil Can