DERSİMİZ “OLİGARŞİ”!.. – CHP Muhalefet Hareketi

Ukrayna, SSCB’nin dağılmasından sonra 1991 yılında bağımsızlığına kavuştu.

Bağımsızlığı müteakiben “tarafsız”lığını (1) da ilan etti.

1994 yılında ise NATO ile ortaklık kurdu. (2)

Başkan Viktor Yanukoviç, 2013 yılında Ukrayna-Avrupa Birliği Ortaklık Anlaşması’nı askıya almaya karar verdi.

Bu karara karşı başlayan protesto gösterileri, Yanukoviç’in devrilmesi ile sonuçlandı ve “2014 Ukrayna Devrimi” gerçekleşti.

Bazıları bu devrime “Onur Devrimi” derken, bazıları “Turuncu Devrim” diyorlar.

Rusya ise “darbe” demeyi tercih etti.

Yanukoviç’e destek verenler, “Turuncu Devrime” karşı kitlesel eylemler düzenlediler; bu eylemler sonucunda, Kırım Ukrayna’dan kopartılıp, Mart 2014’te Rusya tarafından ilhak edildi.

Ukrayna akılsız politikalarına devam ediyor; Batının peşini hiç bırakmadı:

1 Ocak 2016’da, Derin ve Kapsamlı Serbest Ticaret Bölgesi içinde yer almak için AB’ye başvuruda bulunmuştu…

Şu anda, çatışmalar devam ederken bile, yine AB’ye üyelik başvurusunda bulundu…

***

Bir hatırlatma yapalım:

20 Mart 2003’te ABD ve Birleşik Krallık öncülüğünde, Irak’a girilmesi ile başlayan “Irak Özgürleştirme Operasyonu”nda görev alan “Çok Uluslu Güç”te yer alan ülkelerden biri de Ukrayna’dır.

Şaşırdınız mı?

Ukrayna’nın Irak’ta ne işi vardı diye sormayın.

Oldu bir kere!..

Ukray’na, 1650 askerini Ağustos 2003’te Irak’a göndermiş, Aralık 2008’e kadar da burada “görev” yapmışlardır. (3)

Irak’da yaşananlarda sorumluluğu vardır…

***

Gelelim Zelinski’ye:

Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Ukrayna’nın son Cumhurbaşkanı Volodimir Zeniski, Hukuk Fakültesini bitirmiş olmasına rağmen, profesyonel olarak hiç hukukla ilgilenmedi.

Okulda iken, bir komedi grubu kurdu ve gösteriler yaptı.

2015 yılında ise “Halkın Hizmetkarı” adlı bir televizyon dizisinde Cumhurbaşkanı rolünü oynadı.

Bu oyunuyla şöhret olan Zelinski, daha sonra aynı isimle parti kurup, 2019’da yapılan seçimlere katıldı ve ikinci turda Cumhurbaşkanı seçildi…

Leylim akıllı, oyun oynamaya devam ediyor hala!..

***

Zelinski’nin bilerek ve isteyerek ABD ve AB’nin dümen suyuna girdiğine şüphe yoktur.

Pişmanlık duyuyor mu bilemiyoruz.

Şimdi NATO’dan (veya BM’den) ülkesinin üzerindeki “hava sahasının uçuşa kapatılmasını” istiyor.

Biz “uçuşa yasak bölgeler” oluşturmanın, nerelere varacağını Kuzey Irak’tan (4) çok iyi biliyoruz.

Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin doğumu için bu uçuş yasağı kararı son derece önemli rol oynamıştı, unutmadık.

Zelinski de uçuş yasağından medet umuyor.

Lakin isteğine ilk yanıt Putin’den geldi:

“Uçuş yasağını savaş ilanı olarak görürüz. Başka bir ülke bu kararı alırsa doğrudan savaş ilanı olarak görürüz” dedi. (5)

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg ise yanıt vermekte biraz gecikti:

“Ukrayna’ya NATO askerlerinin ve uçaklarının gönderilmeyeceğini” söyledi. (6)

Taşlar yerli yerine oturuyor…

Ukrayna halkının başına gelenler ve gelecek olanlar, Batı’nın umurunda bile değildir!..

Mültecilere uygulanan “çifte standart”, bu medeni topluluğun insanlıkla bir ilişkileri bulunmadığını zaten gösteriyor…

Hele de savaşla uzaktan yakından ilgisi bulunmayan ve çoğu da hayatta olmayan Rus ünlülerin eserlerine karşı uygulanan ırkçı yaklaşımlar, (7) dudak uçuklatacak cinstendir…

***

Zelinski, mecburen sesini yükseltti; var gücüyle patronlarına bağırıyor:

“Bugünden itibaren ölenlerin hepsi sizin yüzünüzden ölecek” diyor. (8)

Belki de aklı başına gelmiştir, ne dersiniz?

Ne var ki, çok geç kalmıştır çok.

Onun Batı hayranlığı ve işbirlikçiliği yüzünden; çocuklar, kadınlar ve yaşlılar bu zemheri soğuğunda; sığınaklarda, aç, susuz ve uykusuz bir şekilde perişan olacaklar.

Büyük olasılıkla ölenler de olacaktır.

Tümünün birinci derecedeki sorumlusu, ne yazık ki, Batı’nın vaatlerine aldanan Zelinski olacaktır.

İkinci derecedeki sorumlu ise “Koalisyon Güçleri”dir…

Aldanmak bir kere olunca bir şey olmuyor değil mi?..

***

Ukrayna’yı ayı ile aynı yatağa sokan Avrupa ülkeleri, “yaptırım” kararları ile görevlerini yerine getirmiş olabilirler mi?

Hiç sanmıyorum.

Batı, Rusya’da devlet ile bağlantılı 53 kuruluş ile 680 “oligarkı” (9) yaptırımlar listesine aldı. (10)

Özel uçak ve yatlarını ele geçirdiklerinde, el koyacaklar!

Kapitalizmde, “özel mülkiyet” çok önemseniyordu ya, muhtemelen ondandır!

Oligarklar da bu karar karşısında, Maldivler ve Karadağ’a doğru yola çıktılar…

***

Sanki oligarklar bir tek Rusya’da varlar:

ABD’nin siyasetini dizayn edenler (11) de onlar değiller mi?

Doğrusunu isterseniz, bizde “oligark” var mı tam olarak bilmiyorum!

Bildiğim:

Ukrayna’da devleti yönetenleri, oligarkların finanse ettiğidir.

Örneğin İgor Kolomoyskiy; banka, petrol/doğalgaz, maden, havayolu şirketi ve medya sahibi bir “iş adamıdır” ve Ukraynalıdır.

“Turuncu Devrimleri” gerçekleştiren kadroların bir numaralı hamisiydi.

Yuşçenko ve Timoşenko gibi siyasileri de o finanse etmişti.

Ukrayna devletini 5 milyar dolar söğüşlediği için bankasına el konulmuştu…

Şimdi Zelinski’yi finanse ediyor.

İsrail ve ABD’de yaşıyor.

Ukrayna, İsrail ve Kıbrıs vatandaşlığı vardır…

Özel kuvvetlerden devşirdiği bir de özel birliği…

Ne adam ama değil mi?..

***

Ruysa’nın Ukrayna ile derdi nedir, bir de ona bakalım:

Bu sorunun cevabını doğru bir şekilde bilmeden, anlatılanları gazetelerin 3. sayfa haberleri gibi dinleyip geçmeye mecbur kalırız.

Önce bu savaşın taraflarını doğru tanımalıyız.

Kim ne derse desin, bu savaşın bir tarafında Rusya vardır, diğer tarafında NATO.

Zelinski, Batı’nın “vekili” durumundadır ve ülkesini ateşe sürüklemeden çekinmemiş gözü kara bir liderdir…

***

Komünizmin yayılmasını önlemek amacıyla, savunma paktı olarak kurulan NATO, komünizmin siyaset sahnesinden çekilmesinden sonra, emperyalizmin yayılma aracı olarak işlev görmeye başladı.

Afganistan’a, Irak’a, Libya’ya, Suriye’ye yapılan NATO müdahaleleri, bunun en açık kanıtıdır.

Bu ülkelerin hiçbiri, NATO ülkelerine saldırmadığı gibi, tehdit de oluşturmadılar.

ABD’nin “Saddam’ın elinde kitle imha silahları var” yalanı ile dünyayı kandırıp, işgal ettiği Irak’ta, yaşattıklarını hiçbir zaman unutmayacağız.

Petrollerinin yağmalanmasına izin vermeyen Kaddafi’nin ülkesini ne hale getirdiklerini görüyoruz.

Bu vampirler, 20 yıldır Afganistan’ı iliklerine kadar sömürdüler ve Afgan halkına yapmadıkları insanlık dışı muamele kalmadı.

“İnsan hakları” götürecektiniz ha, sevsinler sizin “insan hakları”nızı…

Bu insanlıktan nasibini almamış Batı, Suriye’de ise daha kötüsünü yaptı ve yapmaya devam ediyor.

NATO, ABD’dir; ABD ile AB de Batı’dır…

Milyonlarca masum insanın kanına giren uygar Batı budur işte…

Bu uygarlık simsarları, Suriye’de PKK/PYD’yi eğitiyor; destekliyor ve ülkeyi parçalamak için ne gerekiyorsa yapıyor.

Akıllarınca Türkiye’den de “Kürdistan” için toprak koparacaklar…

Kuvayı Milliyeciler ölmedi daha:Yedi kat yerin altından uğultuları geliyor!..

***

Tekrar asıl konumuza dönelim de bitsin bu acı:

Unutmayalım, Münih Güvenlik Konferansı’nda NATO, baş düşman olarak Rusya’yı ilan etmiştir.

Her şey bu iki sözcüğün içerisinde saklıdır.

Gürcistan, Ukrayna, Ermenistan ve Moldova gibi SSCB’den ayrılıp bağımsızlığını kazanan ülkelerin halklarını, Irak’ta olduğu gibi “demokrasi ve özgürlük getirme” palavraları ile kandırıyor ve sırası geldiğinde silah gibi kullanıyorlar.

Devşirilmiş işbirlikçi kuklalarını, iktidara getirmek için her türlü destekliyorlar

Sonra da Rusya’nın karşısına dikerek; akıllarınca Rusya’nın ekonomisini zayıflatıp, çökerterek kendileri için Asya’nın yolunu açacaklar.

Demir dağları eritecekler…

Bölgesel savaşların, enerji kaynaklarının paylaşımı, dağıtımı vb. gibi daha pek sebepleri vardır.

Onlara girip de yazıyı daha fazla uzatmayalım…

***

Bütün bu sinsi planlara karşı Rusya’nın ne istediği ise çok açıktır.

Putin diyor ki:

SSCB’den ayrılan komşu ülkeler NATO’ya üye olamazlar; “Çünkü o zaman stratejik düşmanlarımızın kıtalar arası menzilli balistik füzelere bile ihtiyacı olmayacak, burada bizi doğrudan nükleer atışta tabi tutacaklar, o kadar.“(12)

Rusya hassasiyetini birinci ağızdan açık açık ifade ediyor.

Anlaşılmayan bir husus kaldı mı?

Kimseye “özgürlük ve demokrasi getirme” vaadinde bulunmuyor.

Buna karşılık, sinsi ABD, ne yapmaya çalıştığını aldığı kararlarla gösteriyor:

“Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Baltık ülkeleri Litvanya, Letonya ve Estonya’ya, Rusya’nın işgal etme planları yaptığı iddia edilen Ukrayna’ya ABD yapımı füze ve diğer silahlar göndermesini onayladığı bildirildi.” (13)

Ne yapmak istedikleri belli değil mi?..

***

Böyle bir durum karşısında, Putin’in yerinde olsaydınız ne yapardınız?

Stratejik düşmanla işbirliği yapan komşularınızın, NATO’ya üye olmalarına göz yumup, kıtalar arası balistik füzeleri burnunuzun dibine kadar getirmesini mi beklerdiniz yoksa o ülkeleri yöneten hainleri, bir şekilde yönetimden uzaklaştırıp, iyi komşuluk ilişkileri yürütecek yeni liderin gelmesi için mi çalışırdınız?

Bir de “empati” yapıp gerçekten bitirelim:

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Suriye’ye 4 kez (Fırat Kalkanı Harekatı, İdlip Operasyonu, Zeytin Dalı Harekatı ve Barış Pınarı Harekatı) girmesinin nedeni, Suriye’nin Kuzeyinde bir Kürdistan devleti kurulmasını engellemek içindi, değil mi?

ABD ve AB tarafından arzulanan bu devletin, kurulmasını beklemek ve ondan sonra müdahale etmek akıl işi midir?

Kukla bir Kürt Devletini kuranlar, onu bir an önce tanır ve dünyaya tanıtırlar…

İş işten geçmiş olur.

Ve siz hiçbir şey yapamazsınız; zira bu defa egemen bir devlete saldıran devlet durumuna düşersiniz.

“Ulusların kaderlerini tayin etme hakkı” diye bir meşruiyet sebebini konuşmaya başlarlar.

Altına imza koyduğunuz “İkiz Sözleşmeler”i karşınıza dikerler.

Bütün dünyayı ayağa kaldırırlar…

Oturduğunuz yerde öylece kalırsınız.

O bakımdan; tehlike gerçekleşince değil, yaklaşmakta olduğunu görünce müdahale etmek gerekir…

Rusya’nın yaptığı da odur…

Av. Cemil Can

DİPNOTLAR:

(1) https://web.archive.org/web/20070927224650/http://gska2.rada.gov.ua:7777/site/postanova_eng/Declaration_of_State_Sovereignty_of_Ukraine_rev1.htm

(2) https://tr.wikipedia.org/wiki/Bar%C4%B1%C5%9F_%C4%B0%C3%A7in_Ortakl%C4%B1k

(3) https://tr.m.wikipedia.org/wiki/%C3%87ok_Uluslu_G%C3%BC%C3%A7_-_Irak

(4) 5 Nisan 1991 tarihinde BMGK’de 688 sayılı karar alındı; kararla, Irak yönetiminin, kendi halkına karşı uyguladığı “soykırıma varan insanlık dışı yöntemleri” ve “yüzbinlerce kişinin göçe zorlanması” kınandı. ABD, Britanya ve Fransa tarafından bu karara dayanılarak Kuzey (36. kuzey enlemi‘nin kuzeyi) ve Güney Irak’ta (32. kuzey enlemi’nin güneyi) uçuşa yasak bölgeler oluşturuldu. Uçuşa yasak bölgelere ek olarak koalisyon güçleri Irak sınırlarının 100 km içine kadar Kürt sığınmacılar için güvenli bölgeler oluşturmaya başladılar.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Huzuru_Temin_Harek%C3%A2t%C4%B1

(5) https://www.cumhuriyet.com.tr/dunya/putin-ucus-yasagini-savas-ilani-olarak-goruruz-1913286

(6) https://www.ntv.com.tr/ukrayna-savasi/son-dakika-stoltenberg-nato-ukraynaya-asker-ve-ucak-gondermeyecek,N5ToFgfLn06RjbVjxoWDJw

(7) Dünyaca ünlü Rus osketra şefi Valery Gergiev’in Münih Filarmoni Orkestrası Birinci Şefliği’nden alınması; ünlü Rus soprano Anna Netrebko’nun Zürih Operası’ndak iki temsilden çıkarılması, Netflix’in Tolstoy’un Anna Karanina uyarlamasının çekimlerini durdurması ve Çaykovski’nin eserlerinin yasaklanması gibi tutumlar; ırkçılıktan çok daha fazlası, adeta akıl tutulmasıdır.