KONUK YAZARLAR

UYANIKLAR MİTİNGİ!..

 

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Direktörü Dr. Hans Kluge, aşılamanın “pandemi”yi tamamen bitireceğinden kuşku duymaya başladıklarını söyledi. (1)

Bunun için aşılama stratejinin nasıl uygulanacağını, özellikle de “ek dozlar” konusunu düşünmeye başladıklarını belirtti.

Genel olarak iki doz aşılı olanlara üçüncü doz olarak yapılan aşıya “hatırlatma dozu” deniyormuş.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, “inaktif” aşıdan 3 ay sonra yapılan hatırlatma dozunun koruyuculuğu önemli ölçüde artırdığını vurgulayarak; 6 milyon vatandaşımızın hatırlatma dozu zamanının geldiğini hatırlattı.

Ağustos ayında, yabancı ülkelere seyahat edecek olanlara 4. doz aşılar yapılacağı duyurulmuştu.

Dünya çapında salgına karşı alınan önlemlerin yetersizliği konuşuluyor.

Ülkemizde “korona”dan ölümler günlük 200 kişinin altına düşürülemiyor.

11 Eylül itibariyle 259 yurttaşımız yaşamını kaybetti…

Ölmekten korkmuyoruz!..

***

Durum bu kadar ciddi yani.

Buna rağmen, aşı karşıtları 11 Eylül günü İstanbul-Maltepe’de düzenledikleri mitingde bir araya geldiler.(2)

Polis noktasından maskeleri ile geçtiler.

Birkaç adım ilerledikten sonra maskelerini çıkarttılar.

Uyanıklar!

Maltepe Kaymakamlığının izin vermediği mitinge, İstanbul Valiliği niçin izin verdi anlayan beri gelsin.

Kendilerini bu ülkenin en uyanıkları kabul eden göstericilerin taşıdığı dövizler, kafa yapıları hakkında yeterince fikir veriyor:

“Büyük uyanış”

“Küresel çete Türkiye’den elini çek”

“DSÖ, Türkiye’den defol”

“Benim bedenim, benim kararım”…

***

Aralarında aktivist Cemil Can’ın (3) da bulunduğu konuşmacılardan gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak, “sıvı” dediği aşının başka bir “planın parçası” olduğunu; devamında “çip takılması”, “gen transferi” ve “insan ötesi dünyanın” da geleceğini öne sürdü.

Dilipak, “insan ötesi dünya” ile neyi kastettiğini açıklamadı.

Aşının nasıl ve hangi planın parçası olduğunu da söyleyemedi.

Ama iyi alkışlandı…

En ilginç olan sözü:

“PCR ve maske zorunluğunun kaldırılması, “hastalığının gerçek olup olmadığının araştırılması” oldu.

Hastalığın “gerçek olup olmadığı” konusunda şüphesi var demek ki!

Kimse de “istediğiniz bu araştırmayı kim yapacak Beyefendi” diye sormadı.

Muhtemelen, bu görevi de “ülkemizden defol” dediği Dünya Sağlık Örgütüne verecektir

Alkışlanmayı ziyadesiyle hak etti

***

Aşı karşıtları dünyanın her tarafında var.

Tıp bilimi, kimsenin rızası olmadan vücuduna müdahale edilmesine izin vermiyor zaten.

Ama kimsenin de hastalığı başkalarına bulaştırma hakkı yok!

Viyetnam’da Covid-19’u yaydığı gerekçesi ile bir yurttaşa beş yıl hapis cezası verildi.

Yerel Mahkeme, Le Van Tri adlı kişiyi “tehlikeli hastalık bulaştırmak”tan suçlu bulmuştu.(4)

En haklı gösterilere en sert şekilde karşılık veren Sayın Reisimiz, aşı karşıtlarına neden bu kadar hoş görülü davrandı, anlayamadık gitti.

Sıradan eleştirileri “hakaret” kabul edip dava açan Cumhuriyetin Savcıları, salgın önlemlerini ihlal edenler hakkında neden harekete geçmiyor anlamak mümkün değil.

Reis, ileride bir gün sırası gelirse, salgının yayılmasından özellikle de bu tür gösterileri yapanları sorumlu tutmayı düşünüyor olamaz herhalde!

Olamaz tabii ki.

Herhalde yani…

***

Aşı karşıtlarından Prof. Dr. Serhat Fındık, Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Gündüz’ün, “Toplum bağışıklığının güçlenmesi için aşılama, 2023’e kadar kaçınılmaz” şeklindeki uyarısına, ellerinde “bilimsel veriler” bulunmadığını ileri sürerek karşı çıktı ve bilim kurulunu “canlı yayına” davet etti.

Tartışmayı izleyen “Aziz Milletimiz karar versin” dedi.

Bilim Kurulu, Fındık’ı ne kadar ciddiye alır bilemem elbette.

Benim cevabım hazırdır:

Beyefendi, Aziz Milletimiz kararını verdi ve Recep Tayyip Erdoğan dedi!

Buna da itiraz edecek değilsin herhalde!..

Bence de bilimsel konularda bile “aziz Milletin kararı” geçerli olmalıdır!..

Hatta Diyanet İşleri Başkanımız, tek başına Aziz Milletimiz adına karar verebilmelidir!..

***

Aşı konusu şimdilik bu kadar.

***

Kamuoyu ile paylaşıldığı günden beri “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” nedir diye sorar dururum.

Hiçbir yerde bu konuda doyurucu bir açıklamaya rastlayamadım.

Sonunda Kılıçdaroğlu ağzından baklayı çıkardı.

İzmir’de Ege Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (ESİAD) Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı sonrası iş insanlarından gelen soruları yanıtlarken dedi ki:

Güçlendirilmiş parlamenter sistem ne, bunun çalışması yapılıyor. Her partinin bir genel başkan yardımcısı görevli. Ön çalışmalar yapıldı, taslak çıktı. Bunu özet haline getirip kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz.” (5)

Demek ki, bugüne kadar içeriği belli olmayan boş bir kavramı savunuyordu.

Ohh! Şimdi biraz rahatladım…

Bana boş yere harcattığı mesai için hakkımı helal etmiyorum…

Av. Cemil Can

DİPNOTLAR:

(1)https://tr.sputniknews.com/20210912/dsoden-asi-aciklamasi-pandemiyi-bitireceginden-kuskuluyuz-1048835918.html

(2) https://www.dw.com/tr/maltepede-maske-ve-sosyal-mesafesiz-a%C5%9F%C4%B1-kar%C5%9F%C4%B1t%C4%B1-eylem/a-59153922

(3) https://twitter.com/CemilCan5834/status/1435486202912780293?s=20

(4) https://tr.euronews.com/2021/09/08/vietnam-da-bir-kisi-covid-19-u-yayd-g-icin-bes-y-l-hapis-cezas-na-carpt-r-ld

(5) https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/kemal-kilicdaroglu-tren-raydan-cikti-bunlar-gidecek-6643818/

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir