KONUK YAZARLAR

ÇOK PARAYA İHTİYACIMIZ VAR ÇOOOOK!..

“Tek Millet, tek bayrak, tek dil” diyerek kırmızı çizgisini belirleyen Erdoğan, bir süre sonra; “tek Millet, tek bayrak, tek din, tek devlet” diyerek; “dil”i kırmızı çizgisinden çıkartıp, yerine “din”i koyarak tabanına uygun parolayı belirledi.

Çizgisini ne zaman “tek gazete, tek TV ve tek yorumcu” ekleyerek genişleteceğini merakla bekliyorduk ki, araya şu orman yangınları girdi.

Eline “akıllı telefonu” alan olay yerine koştu; kimi yangını, kimi seli canlı yayınla duyurdu.

İşin içerisine muhalefet partileri de girince, ne olup bittiğini halktan gizleyemediler.

Devletin televizyonu avara kasnak gibi boşa dönüp durdu!

Halk, artık Sosyal Medyadan olup biteni öğreniyordu.

Yöneticilerimizin elleri ayaklarına dolandı…

Çok paraya ihtiyacımız var çoook!…

***

Gerçeklerin üzerini örterek; yalanlar uydurup, masallar anlatarak halkı aldatma döneminde, hızla sona doğru yaklaşıyoruz.

Reis, görevli olmayanların yanan ormanlara girmelerini yasakladı.

İyi bir fikir, yanabilirler…

RTÜK basın-yayın organlarına uyarı üzerine uyarı yaptı.

Dezenformasyon” (yanlış bilgi) niteliğinde yayınlara yer vermeyin dedi.

Para etmedi tabii…

Zira Devletten önce, halk olay yerindeydi ve gördüklerini 83 milyon halkla paylaştı…

İlaveten:

Y-CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, İstanbul ve Ankara Büyükşehir belediyelerinin yangın söndürme ve itfaiye araçlarının selden zarar gören ilçelere sokulmadığını söyledi…

Orman yangınlarının söndürülmesinde olağanüstü çaba gösteren belediyelere böyle bir muamele neden yapıldı?!

Belli:

Çok paraya ihtiyacımız var çook!..

***

Belli ki; arka arkaya yaşanan yangın ve sel felaketleri, AKP iktidarını bayağı zora soktu.

Az kalsın “felaket” sözcüğünü bile cümle içerisinde kullanmayı yasaklayacaklardı.

Çok şükür o kadar ileri gidemediler…

Kazazedeler, kadar rahatsız olan bir kesim daha var; onları da dikkate alıyorlar.

Onlar, kayıtsız-koşulsuz iktidara destek olanlardır.

Büyük çoğunluğunun bu iktidarın devam etmesinde kişisel bir yararı bulunmuyor.

O ayrı konu.

Bir kere Reis’le düşmüşler yola, geri dönemiyorlar.

Sağanaklar, tarif edilemez kadar şiddetli olsa da bu yollarda sadece onlar vardır ve sadece onlar sırıl sıklamdır.

Her olayda durumdan vazife çıkartabilirler; akılları erdiğince gerçekleri ters yüz edebilirler.

Ne var ki; teknolojiye yenildiler…

Kutsal bir görevi yerine getirmenin huzurunu bir türlü yaşayamıyorlar ama.

Belli ki, az da olsa “vicdanları” vardır…

Onlara da huzur hakkından bir miktar ödemek gerekir.

Bu yüzden:

Çok paraya ihtiyacımız var çook!..

***

Burada sözü Nazım’a bırakıyorum:

“Onlar ki toprakta karınca, suda balık
Havada kuş kadar çokturlar
Korkak, cesur, cahil, hakim ve çocukturlar
Kahreden ve yaratan ki onlardır”

Onlar:

Bir merkezden komut alıp, saniyeler içerisinde yüz binleri bulabiliyorlar.

Kimi “yandaş” diyor onlara, kimi “trol”; kimi de “vuvuzela.”

Yüce Tanrım!

Bu beladan kendi imkanlarımızla kurtulma şansımız kalmadı mı?

Hayatta ellerini semaya kaldırmayanlar dahi, onlardan kurtulmak için Tanrı’ya sığınmaya başladılar.

O derece yani…

Sayelerinde 83 milyon yurttaş, koyu ve kıvamlı bir bilgi kirliliği denizinde çırpınıyor…

Temizlenmek için:

Çok paraya ihtiyacımız var çoook!..

***

“Vuvuzelalar” ötmeye devam ettiği sürece, bu zulüm düzeni de sürecektir böylece.

Şairin (1) dediği gibi:

“Ve açsak, yorgunsak, alkanlar içindeysek eğer” onların sayesindedir.

Anlaşılan bir süre daha böyle devam edecek:

“Vuvuzelalar” karar değiştirmezse, biz de “şarabımızı vermek için üzüm gibi ezilmeye” devam edeceğiz demektir…

Neyimiz varsa satıp-savdılar.

Ne kaldıysa elimizde onu da vereceğiz!..

Yeter ki, temel hak ve özgürlüklere dokunmasalar.

Biz hazırız!

Bunlar aç, doymak nedir bilmiyorlar.

Bu yüzden:

Çok paraya ihtiyacımız var çoook!..

***

Koronavirüsten ölümler, günde 150 civarında.

Umurlarında bile değil.

Ölmekten korkmuyorlar.

Ege ve Akdeniz bölgelerindeki orman yangınlarında kaybolan canları duymadılar bile.

Allah’tan yanacak yerler erken yandı da yangınların bittiğine inandılar.

Türk Hava Kurumu’nun hangarda çürümeye terk edilmiş uçaklarının bakımı için 4 milyon dolar bulamadılar.

Ama:

Somali’ye 30 milyon doları, Devletin “itibarı”nı yükseltmek için yolladılar.

Anlayacağınız; bunlar başımızda durdukça:

Çok paraya ihtiyacımız olacak çoook!..

***

Uzmanlar, yanan ormanların yeniden orman olması için 30-40 yıl gerekiyor diyorlar.

Bunlar öyle bakıyorlar.

Bu yılın yangınlarında son 10 yılda yanan ormandan fazlası yandı.

Tınmıyorlar.

Moğol istilacıları gibi nerede bir şey bulsalar yağmalıyorlar…

Her geçen gün daha kötüye gidiyoruz.

Bu ülkede huzur içerisinde ölebilmek için bile imkansız.

Ölmek bile bayağı pahalı; o yüzden:

Çok paraya ihtiyacımız var çook!..

***

Felaketler arka arkaya geliyor:

Güneydeki orman yangınlarından sonra, Batı Karadeniz’de aşırı yağmurlara bağlı seller başladı.

Orman idaresinin tomruk depoları, neden derenin kenarında yapıldı?

İlgililerden cevap yok.

Yerleşim yerleri de öyle, tüm evler neden derenin yatağına yapıldı?

Her seçim öncesinde “imar afları” ile yolsuzluğa neden izin veriliyor?

Yetmezmiş gibi bir de dereleri HES’lerle doldurdular.

Dolusavak” (2) deşarjları yapılmadan inşa edilen barajları idare nasıl kabul etmiş, anlaşılır gibi değil.

Böyle vurdumduymaz olursak eğer, sonuç böyle çıkar karşımıza:

Ölü sayısı 59’a yükselmiş, kayıplar tam belli değil.

Maddi zararlar ise daha sonra hesaplanacak.

Somali’ye 30 milyon dolar hibe yapan Devletimiz, yangın ve sel afetleri için AFAD koordinasyonunda yardım kampanyası başlattı.

“Aciz” değiliz ama yardıma muhtacız.

Reis, bize IBAN gönder.

Toplanabilen para, Pazar günü itibariyle ancak 107 milyona ulaşmış…

83 milyonuz ama ancak, 107 milyon para toplayabildik.

Demek ki gerçekten de tulumbada su kalmadı!

Maaşallah, Sultanahmet’te dilenip, Ayasofya’da sadaka dağıtan dilencilere döndük…

Bu yüzden:

Çok paraya ihtiyacımız var çoook!..

***

Bu yazı ile pek alakalı değil, ama yine de Rahmetlinin (Burhan Kuzu) haberlerine yer verelim istiyorum.

Aksi halde, AKP Beşiktaş İlçe Örgütü üyesi Aliye Uzun Hanimefendiye haksızlık etmiş olurum.

Önünde Türk bayrağı, elinde AKP amblemli kupası, arkasında “elif” ve “vav” yazılı tablosu ile 83 milyona hitap etti o gece:

“Burhan Kuzu, Mevlana gibi adamdı” (3) dedi…

Gece alemlerine kadın temin ettiğini kabul eden Aliye Hanımefendi, kısa bir süre uyuşturucu baronu Zindaştı ile “flört” ettiğini inkar etmedi.

Aliye, “Business Voman” (iş kadını) adlı dergisi için Zindaşti’den 100 bin lira, vatandaşlık için de 650 bin lira istediğini de kabul etti. (4)

Bunları doyurmak imkansız.

Çok paraya ihtiyacımız var çook!..

***

Y-CHP’liler arada bir de olsa güzel işler yapıyorlar:

AKP’li Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Başkan Yardımcısı Nevzat Avunç’un, 82 şirkette yönetici olduğunu ortaya çıkardılar. (5)

AKP’ye oy vermiş tek maaşlı sade vatandaşlar, bu işe çok içerlediler:

Bu kadar da olmaz ki; bari üç maaş alsın Beyefendi, belki ancak yeter dediler…

Yöneticilik zor iş birader!

Böyle örnekleri gören orta boy yöneticilerimiz de haklı olarak birer yönetim kurulu üyeliği istediler.

Bence onlara da birer ikişer dağıtılsın boş üyelikler, fazlasıyla hak ettiler.

Lakin bu iş için de:

Çok paraya ihtiyacımız olacak çook!..

***

Bir de şu densizliğe bakar mısınız:

Y-CHP’liler, Kamu-özel ortaklığı ile yapılan şehir hastaneleri ile kamu kaynakları kullanılarak yapılan Erzurum Şehir Hastanesini karşılaştırdılar.

Ne çıktı ortaya tahmin edin bakalım!

13 şehir hastanesinin 2021 kirası ile 10 adet yeni Erzurum Şehir Hastanesi yapılabiliyor.

Olsun, hastanelerde kuyrukta bekleme dönemi bitti ya!

Kamu-özel işbirliği ile yapılan 18 projenin maliyeti, 96 Erzurum Şehir Hastanesine denk geliyormuş, n’aber!

Kaptan!

Erzurum’da mola ver, fırlatma çaylar benden…

Velakin Erzurum şekeri ile “kıtlama” içilecekler…

Çok paraya ihtiyacımız var çoook!..

***

Geçen haftadan aklımda kalan, bir müjdeli haberim daha var:

Batı Karadeniz’de meydana gelen sellerde “HES’ler mağdur” ilan edildi ya.

Hakikaten öyledir!

Bu parlak fikrin babası; Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin 49 danışmanından birinin 47, diğerinin 64 suç kaydı olduğunu ortaya çıkarmışlar. (6)

47’sinin sicili temiz ama…

Y-CHP’liler kedi olalı bir fare daha yakalamışlar…

Çok paraya ihtiyacımız var çoook!..

***

Ayıptır söylemesi; bizim apartmanda, altlı-üstlü oturduğumuz 4 avukat var.

Bir araya geldiklerinde, konu hep aynı; iş bulamamaktan yakınıyorlar.

Geçen toplantıda karar almışlar:

Hakimlik-savcılık sınavına katılacaklar.

Gürültü yapmayın lütfen, ders çalışıyor çocuklar.

Gençlerin masrafı biraz daha fazla:

Çok paraya ihtiyacımız var çook!..

***

Geçenlerde:

Bizimkiler “Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın oğlu avukat Ahmet Nuri Elvan’a; Ankara-Niğde otoyolunun yanı sıra, birçok kuruluşun dosyalarının da gönderildiğini”(7) gazetelerden okuyunca bayağı bozulmuşlar.

Meğer:

“Köprülerden kaçak geçenlerin icra takibi de Vakıfbank Yönetim Kurulu üyesi ve İçişleri eski Bakanı Abdülkadir Aksu’nun oğluna verilmiş.” (8)

Çocuklar ondan iş bulamıyorlar zair!..

Harçlık verelim bari:

Çok paraya ihtiyacımız var çook!..

***

Bütçe açığı, 32 milyar lirayı buldu.

“Bütçe açığı” ne demektir, bilmeyen varsa “Google”a yazıp öğrensin.

Sözlük ve kitap kullanmıyoruz nasılsa.

Koş Seviiiiiim koooş!

Göçmenler için gelen para yetmiyormuş!

Dış borcumuz da 450 milyara dayandı.

“Tek Adam Rejimi”ne geçtikten sonra, yaptığımız borçlanma rekor seviyededir:

Son 3 yılda, geçmiş 95 yıldan daha fazla borçlandık.

Helal olsun ama!

Otoyolları yaptık.

Borç yiğidin kamçısıdır demiş atalarımız.

Nasılsa bir şekilde öder torunlarımız…

Çok paraya ihtiyacımız var çook!..

***

Saksağanlar gibi daldan dala atladığımın ebette ki farkındayım.

Bir üst paragrafa bağlansa, hiç bağlamaz mıyım?

Çok konu birikmiş, olmuyor işte…

Ayrıca, bizim de:

Çok paraya ihtiyacımız var çook!..

***

Bugünkü yazımıza Diyanet İşleri Başkanına son noktayı koyduracağım.

Muhterem, orman yangınları ve sellerle ilgili hutbe irad etmiş:

“Bizlere düşen her türlü tedbiri aldıktan sonra, Cenab-ı Hakkın takdirine rıza göstermektir” dedi. (9)

Kaderinize razı olun diyor bir bakıma.

Dilerseniz “terceme”sini yapabilirim, bu veciz sözlerin.

Din kurallarını anlatmakla görevli Başkanımız diyor ki:

Vatandaşın alacağı en basit tedbir; Devleti yönetme yetkisi verdiği, fakat bu tedbirleri almayan kişilere, bir daha yetki vermemektir.

Ama siz sürekli veriyorsunuz!

Bu durumda “suç ortaklığınız” söz konusu edilebilir…

Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” hadisi de aynı kapıya çıkıyor zaten.

Ne yapsın Başkan, ancak o kadarını diyebiliyor…

Erbaş, bu hutbeyi irad eyledi ya; benden ona 4 maaş ikramiye…

Bu yüzden bile:

Çok paraya ihtiyacımız var çook!..

Av. Cemil Can

DİPNOTLAR:

(1) http://siir.me/dunyanin-en-tuhaf-mahluku

(2) https://youtube.com/watch?v=Cvq03fh0kUc&feature=share

(3) https://m.facebook.com/watch/?v=4123358997762671&_rdr

(4) https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/baris-terkoglu/gardirop-erdoganciligi-ve-reiscilik-putu-1859817

(5) https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/tmsf-baskan-yardimcisinin-82-sirkette-gorevli-olmasinin-nedeni-belli-oldu-1860509

(6) https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/birinin-64-digerinin-ise-47-suc-kaydi-var-6586486/

(7) https://www.sozcu.com.tr/2021/ekonomi/kamunun-icra-dosyalari-elvanin-ogluna-gitmis-6586508/

(8) https://www.sozcu.com.tr/2021/ekonomi/koprudeki-icra-dosyalari-aksunun-ogluna-6593719/

(9) https://www.diyanet.gov.tr/tr-tr/Content/PrintDetail/32646

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir