KONUK YAZARLAR

RIFAT SERDAROĞLU DİYORKİ:

rifat_serdaroglu
NAZIM HİKMET  BU ŞİİRİ SANKİ BUGÜNLERİ GÖREREK YAZDI!..
Şehitler, Kuvayi Milliye şehitleri,
mezardan çıkmanın vaktidir!
Şehitler, Kuvayi Milliye şehitleri,
Sakarya’da, İnönü’nde, Afyon’dakiler
Dumlupınar’dakiler de elbet
ve de Aydın’da, Antep’te vurulup düşenler,
Siz toprak altında ulu köklerimizsiniz,
yatarsınız al kanlar içinde.
Şehitler, Kuvayi Milliye şehitleri,
siz toprak altında derin uykudayken
düşmanı çağırdılar, satıldık, uyanın!
Biz toprak üstünde derin uykulardayız,
kalkıp uyandırın bizi!
Uyandırın bizi!
Şehitler, Kuvayi Milliye şehitleri,
mezardan çıkmanın vaktidir!
Nazım Hikmet Ran
( 1902 – 1963 )
ÖPÜLDÜĞÜN KÂR KALDI
Yıllardır “telekız” olarak çalışan kadın, Papaza günah çıkartmaya gitmiş;
“Papaz Efendi, yıllardır para karşılığı telekız olarak çalıştım. Çok günah işledim. Ama sizin de bildiğiniz gibi Kilise’ye defalarca yüklü miktarlarda bağışta bulundum. Bugün bile 50 bin dolarlık çek getirdim. Lütfen söyle misiniz, benim durumum nedir, günahkâr mıyım, cennete girebilecek miyim?…”
Papaz, çeki aldıktan sonra sakalını sıvazlayıp düşünmüş, düşünmüş ve;
“Senin cömertliğinin şahidi bizzat benim kızım. Durumun şudur; Kiliseye yaptığın yardımlar, işlediğin günahların hepsini sildi, üstelik yıllarca öpüldüğün senin yanına kâr kaldı !…”
12 Eylül 2010 Anayasa oylaması öncesi, 13 yıldır Amerika’da Çan sesleri altında huzur, bolluk ve bereket içinde yaşayan Fethullah Gülen;
“Ölüler bile mezardan kalkıp ‘evet’ oyu vermelidir” demişti ve
“The Cemaat” tüm medya ve insan gücüyle ‘evet’ oyu için çalışmıştı.
Türkiyeli Eşbaşkan-Başbakan Erdoğan’da, referandum sonrası yaptığı konuşmada;
“Dünyanın dört bir yanından, özellikle okyanus ötesinden bu sürece destek veren tüm kardeşlerimi(bu kardeş Fethullah Gülen oluyor) kutluyorum” demişti…
Erdoğan-Gülen kardeşliği zaman zaman aralarında itiş-kakış ve sürtüşme olsa da kör-topal gidiyordu ki Efbiay(FBI), resmi sitesinden yaptığı açıklamada; “Amerikan İç İstihbarat Örgütü olarak, Fethullah Gülen okullarıyla dirsek temasında olduklarını ve birlikte çalıştıklarını” açıklayıverdi !…
Bu açıklama üzerine, başta “The Cemaat’in” basın-yayın organları ve AKP’nin teşekkür takımı, sessizliğe büründüler. Sanki böyle bir olay yaşanmamış ve Efbiay, The Cemaat’in kendilerinin “elemanı” olduğunu açıklamamıştı !…
Şimdi ne olacaktı;
Cemaat, çok sayıda hayır işi yaparak sevap kazanmıştı ama Efbiay’ın emrinde Amerikan elemanı olarak çalışmak da affedilir bir suç değildi…
The Cemaat’in durumunu Dr. Haydar Dümen’e sorduk. Dümen;
“Cemaatin cömertliğinin şahidi bizzat benim. Üreme zorluğu çekenlere Müslüman-Hıristiyan diye ayırmadan yardım ettiğini biliyorum. Durum şudur; Yaptığı yardımlar sebebiyle kazandığı sevaplar,Efbiay’ın işlediği suçlara bilerek ve isteyerek ortak olma günahlarını götürdü, “Kadrolu Efbiay Elemanlığı” yanlarına kâr kaldı” dedi…
Açıklık-şeffaflık ve doğruluk timsali The Cemaatten beklentimiz;
Efbiay’ın hangi projelerinde çalıştıklarını, Müslümanların ve Türkiye’nin bu projeler sonunda ne gibi kazanımlar elde ettiğini açıklamalarıdır.
Bu arada “The Cemaat’in” Basında, Yargıda, Poliste, Ordudaki gönüllü elemanlarının bu konuda ne düşündükleri de merak ettiğimiz konulardandır.
Amerika’nın ve Hıristiyanlığın hizmetindeki;
Müslüman-Demokrat-Bağımsız-Amerikancı-Dinler Arası Diyalog ve Ilımlı İslam mucidi(!) “The Cemaat’in”, Efbiay’dan sonra CIA(Ciya) ile olan ilişkilerinin yakında açıklanmasının ardından kopacak gürültünün Türkiye’de çok şeyi değiştirmesi kaçınılmazdır. Hele birde zuladaki paraların yerleri ve miktarları açıklanırsa!…
Şükran Ya Seydi….
Sağlık ve başarı dileklerimle 11 Temmuz 2012
RİFAT SERDAROĞLU

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir