KONUK YAZARLAR

PARMAĞIMI İNDİREMİYORUM ÖĞRETMENİM!..

Öğretmenim!..

Atatürk ve İnönü’nün genel başkanlığını yaptığı CHP ile Kılıçdaroğlu’nun Yeni CHP (Y-CHP)’sini aynı parti kabul ediyorsanız, bana kızmakta yerden göğe kadar haklısınız…

Keşke beni de ikna edebilseydiniz.

Dilediğiniz kadar konuşun, sizi sabırla dinlemeye hazırım Öğretmenim.

Bir kez olsun beni de dinler misiniz Öğretmenim!..

***

Başlıyorum:

Üyesi olmaktan onur duyduğum ve son nefesime kadar gönül bağımı kopartmayacağıma kararlı olduğum CHP’nin ideolojisi 6 Ok ile özetlenmiştir.

Doğrudur değil mi?

CHP’nin felsefesi, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesi ile aynıdır, öyle mi?

Tam bağımsızlık” ve “emperyalizme karşı olmak” karakteristik özelliğidir.

Buna da bir itirazınız yoktur herhalde…

Dünyada ilk kez emperyalizmi yenen Büyük Millet Meclisi Orduları, antiemperyalist karakteri ile mazlum halklara da yol gösterici olmuştur.

Şeref madalyamızdır…

Bu ordulara komuta eden kadrolar, ne “kapitalizm”i ne de “komünizm”i benimsemişlerdir…

Ne büyük öngörü değil mi?..

***

Bugün (ABD, Çin ve Rusya gibi) dünya ekonomi devlerinin; kimi krize girdiğinde, kimi ise sürekli “karma ekonomik sistem”i uygulamaya sokmayı biricik kurtuluş reçetesi olarak görmektedirler…

Kısacası, yaşam bize Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü defalarca haklı çıkartmıştır…

Ne kadar övünsek azdır…

***

Ne yazık ki, CHP’yi 2010 yılından bu yana yöneten kadro, yukarıda özetlediğim “kimliğin” ve “ilkeler”in çok uzağındadır.

CHP’nin Program’ını defalarca hem sözleriyle he de eylemleri ile delik deşik etmişlerdir.

6 Oku yeniden yorumlama” şeklinde bir kılıf hazırlayarak, temel ilkeleri özünden koparttılar.

Bu yeni duruma uygun bir de isim uydurdular:

Yeni CHP (Y-CHP).

Parti üst yönetiminde kadrolaşmanın adını ;“dönüşüm” koydular ve bunu on yılda başardılar.

Şimdi tabanda dönüşümü sağlamak için çalışıyorlar…

***

CHP’de 6 Ok’a yürekten bağlı siyasetçilerin tamamına yakını, dış kapının önüne konulmuştur.

Bugün parti yönetiminde bulunanların hiçbiri gerçek anlamda CHP’li değildir.

Bu konuda daha önce yazdığım şu makaleyi mutlaka okumanızı istiyorum:

https://chp-muhalefethareketi.biz.tr/2019/02/05/chpnin-ruya-tabircileri/

CHP felsefesini benimsemeyen Y-CHP’liler, ne yazık ki iktidara gelme umutlarını ABD’ye ve AB’ye bağlamışlardır.

AKP’nin Şangay İşbirliği Örgütü’ne yaklaşmasını kesinlikle kabul etmiyorlar.

Türkiye ve Türk düşmanı oldukları defalarca kanıtları ile ortaya çıkan ABD ve AB’ye göbekten bağlıdırlar.

Türkiye’nin rotasını NATO’dan ŞİÖ’ne doğru çeviren AKP’yi iktidardan düşürmek için şeytanla bile işbirliği yapabilirler…

Yani şeytanı iktidara taşıyabilirler!..

***

Ekmeleddin İhsanoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı olarak önümüze koyan bu kadro, bu yaptığından en ufak bir pişmanlık dahi duymamaktadır.

Aynı koşullar bir daha gerçekleşse, aynı kişiyi bir daha aday yapmaktan çekinmeyeceklerini söyleyecek kadar yüzsüz ve pişkindirler.

Abdullah Gül’ü Cumhurbaşkanı adayı yapmak için bile atmadıkları takla kalmadı.

Allah’tan Meral Akşener kabul etmedi de Muharrem İnce’yi aday yapmak zorunda kaldılar…

***

AKP’nin, ABD yanlısı ve FETÖ ile dirsek teması içerisinde oldukları için tasfiye ettiği (Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan, Bülent Arınç vb. gibi..) kişilerle işbirliği yapmakta bir sakınca görmemeleri bir yana, yüzde 99 benzer olduklarını söylemeleri, CHP’deki ideolojik sapma hakkında bir fikir vermektedir…

Ama bize, partimizin kurucularına, eski liderlere zerre kadar benzemediklerini ve benzemeye de niyetli olmadıklarını daha nasıl söyleyecekler?!

Kuvayı Milliyeciler’in partisi CHP’yi, PKK’nın Meclis’teki uzantısı olduğu konusunda en ufak bir kuşku bulunmayan HDP’nin koruyucu ve kollayıcısı durumuna düşürdüler.

Toprak bütünlüğümüzü tehlikeye atacağı için AKP’nin vazgeçtiği “Kürt Açılımı”nı Y-CHP sahiplenmiştir.

Dört partinin (Y-CHP, İYİ P, HDP, SP) üzerinde çalıştıkları ortaya çıkan “anayasa ilkeleri” daha önce tartışılan ve vazgeçilen anayasa taslağının aynısıdır:

İçerisinde “Türk” ve “Atatürk” kelimeleri yoktur; kısaca federasyona kapı aralayan, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nı (AYYÖŞ) anayasaya taşıyan, üniter yapımızı parçalamayı esas alan bir ihanet faaliyetidir…

Kılıçdaroğlu; Y-CHP iktidara geldiğinde AYYÖŞ’ün çekince konulan maddelerinin tümünü imzalayacağı sözünü Kurultay’da vermiştir…

***

Kılıçdaroğlu ve ekibine göre; 1915’te “Ermeni Soykırımı” yapılmıştır.

Y-CHP, 1,5 milyon Ermeni’nin katledildiğini söyleyen Orhan Pamuk’u bu yüzden baştacı etmişlerdir.

Kılıçdaroğlu’na göre, Dersim İsyanı’nın bastırılması da bir katliamdır ve bunun sorumluları Atatürk ile İsmet Paşa’dır.

Kendisini bu olayların mağduru olarak göstermektedir…

Bu yüzden en sağlam adamı Sezgin Tanrıkulu’nu CHP adına özür dilettirmiştir…

***

Kılıçdaroğlu, FETÖ’den tutuklu bulunan Altan kardeşler ile Nazlı Ilıcak’ı CHP mitinglerinde sahiplenerek alkışlattırmıştır.

PKK’ya karşı yapılan tüm operasyonlara, özellikle de “Hendek Savaşları”na sivil halk katlediliyor yalanı ile karşı çıkmıştır.

Kendine “Dersimli Kemal” adını yakıştıran Kılıçdaroğlu, yalancının biridir.

Irak ve Suriye’ye asker gönderilmesine, “Türk Ordusu’nun Ortadoğu bataklığında ne işi var” diyerek itiraz etmiş, fakat NATO’nun Libya’yı bombalamasına destek vermiştir…

***

Kılıçdaroğlu “parti içi demokrasi”yi işletme vaadi ile genel başkanlığa seçilmiştir, on yılda parti içi demokrasiyi tamamen ortadan kaldırmıştır.

CHP’yi birinci parti yapmazsam genel başkanlığı bırakacağım, diye söz veren Kemal Kılıçdaroğlu, 9 seçim yenilgisine rağmen koltuğuna yapışıp kalmıştır.

Özür dileyerek, halkın önünden çekilme erdemini gösterememiştir.

Y-CHP’de kurultay delegeleri Genel Merkezin destek verdiği adaylar arasından seçilmeye mecbr edilmekte ve bu delegler, daha sonra Genel Merkez Yönetimini seçmektedir.

Al takke ver külah gibi bir şey…

Halkın partisinin halkla ilişkisi neredeyse tamamen kesilmiş bulunmaktadır…

***

Daha söyleyeceğim çok sözüm var Öğretmenim; lakin yerim dar!

Tümünü buraya yazmam olanaksızdır zaten.

10 yıldır dikkatlice izlediğim Kılıçdaroğlu ve ekibi ile ilgili eleştirilerim (ve alternatif düşünceler) 8 e-kitap halinde ve ücretsiz olarak okuyucularımın hizmetine sunulmuştur…

Özetle bütün kabahatleri ve ihanetleri yazılıdır.

Sözünü ettiğim kitapları takip eden linkten (ücretsiz) indirebilirsiniz:

***

Sonuç olarak: CHP işgal altındadır Öğretmenim.

Kolay yapılacak bir tespit değildir elbette.

Yüreğimiz kanayarak bu tespiti yapıyoruz…

Bu işgal kırılmadan ve CHP’yi gerçek CHP’liler ele almadan, AKP’yi iktidardan düşürmek imkansızdır.

Çünkü örgütsüz halk yenilmeye mahkumdur!

Bir başka tespitimiz de şudur:

AKP’nin 18 yıl iktidarda kalmasını sağlayan basiretsiz ve ihanet içerisindeki Y-CHP yönetimidir.

Yüzde 25 bandında seçmeni olan CHP, tüzel kişilik olarak varlığını sürdürdükçe yeni bir muhalefet partilerinin kurulup, muhalefeti toparlaması ise imkansız denecek kadar zordur.

Bu yüzden ne pahasına mal olursa olsun CHP’yi geri almak şarttır…

***

Söyleyeceklerim şimdilik bu kadardır, Öğretmenim…

Sıraladığım gerekçelerle Y-CHP yönetimine karşı, amansız bir fikir mücadelesi içerisindeyim.

Bugüne kadar da fikirlerimin yanlışlığını kanıtlayan kimse çıkmadı karşıma.

Ne kızıyorsun Öğretmenim, öğrettiklerinizi uyguluyorum…

Öğretmenler günümüz kutlu olsun….

Av. Cemil Can

(Matematik Öğretmeni)

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir