KONUK YAZARLAR

“O’NUN İPİNİ ÇEKTİLER”!..

İpi çekenler kimlerdir ve bizden birileri mi?

İlk soru da budur son soru da.

Bunun gibi daha nice sorular beynimi kurcalayıp durmakta.

Sinan Ateş cinayeti ile ilgili olarak soruşturma savcısı gibi düşünüp duruyorum.

İşim zordur.

Zira Sinan Ateş, sadece eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı değildi.

Çok daha fazlasıdır:

O bir bilim adamıydı; genç bir akademisyendi ve bir doçentti.

Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Anabilim Dalı Öğretim Üyesiydi

O’nun ipini çekenler; aynı zamanda bilimin de ipini çektiler.

Dolayısıyla, yurtsever olan herkesin bu cinayetten bazı sonuçlar çıkarması gerekir.

Böylece gelecek nesillere, önlerini açacak “düşünsel bir miras” bırakabiliriz…

***

1980’li yıllarda MHP’nin avukatlığını yapan Mehmet Saral’ın değerlendirmesinde Sinan Ateş cinayetinin şifrelerini kısmen bulmak mümkündür.

Özetle diyor ki:

MHP yöneticileri bu cinayetin aydınlanması için ellerinden geleni yapmaz da MHP ve Ülkü Ocaklarına zarar gelir endişesi ile sürekli savunmada kalırlarsa, hem hızla üzerlerine doğru yoğunlaşan kuşku bulutlarını dağıtamazlar hem de MHP’yi, AKP’ye “esir” olmaktan kurtaramazlar… (1)

Bu fikre ben de katılıyorum.

Belki biraz komplo teorisi gibi duracak ama bu cinayetin arkasında “dış güçler”in olabileceğine dair kuşkularım bile var!..

Bu fikrimi nereye dayandırdığımı ise şimdilik tartışmaya açamıyorum…

***

Milyonlar Cumartesi akşamı Sözcü TV’deki İpek Özbey’in programına kilitlendiler.

Canlı yayına Sinan Ateş’in çok sevdiği Zülfü Livaneli’nin “Kan Çiçekleri” şarkışı ile başlandı.

Oydukça duygusaldı.

Sinan Ateş’in eşi öğretmen Ayşe Ateş, ilk defa bir canlı yayına katılıyordu.

Sesi titreyerek dedi ki:

Bir gün Sinan’ın bürosuna birileri geldi ve önüne bir çanta dolusu para koydular.

Gerisi de gelecek, sen yeterki bu işleri bırak!

Biraz sonra “bu işler”den kastedilenin “siyaset” olduğunu açıklık getirdi.

Eşim; cesur, bilgili, yetenekli ve yakışıklı biriydi dedi.

Milletvekili ve hatta başbakan olmak gibi düşünceleri olan (2) yetenekli akademisyen Sinan Ateş’in siyaseti bırakmasını kimler istiyordu?..

***

O anda aklıma gelen soruya cevap bulamadım.

Sinan Ateş, hangi siyasetçinin/siyasetçilerin makamı için “tehlike” teşkil ediyordu acaba?

Ben bu soru ile meşgul olurken, evlenmeden önce MHP Genel Merkezi’nde Kadın Kolları’nda çalışan ülkücü Ayşe Hanım, kesin ve geri dönülemez bir ifade ile cinayetin işlenmesinde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin en ufak bir dahli ve bilgisi olduğuna inanmıyorum vurgusunu yaptı.

Ardından:

Cinayetin “Mersin olayı” ile (3) de bir ilgisi olduğuna inanmıyorum dedi.

Öyleyse, Ayşe Hanım cinayetin azmettiricisi olarak kimi/kimleri işaret ediyordu?

Bu soruya tatmin edici bir yanıt veremedi.

Bahçeli, yardım ederse ve soruşturmanın önünü açarsa,(4) azmettiriciler ortaya çıkar diyerek son noktayı koydu…

Demek istiyor ki:

MHP ve Ülkü Ocakları içerisine sızmış “suç şebekesi”ni partiye zarar gelir endişesiyle korumaya devam ederlerse, Ülkücü Hareket töhmet altında kalmaya devam edecektir…

Bahçeli’nin cinayeti “Pensilvanya” ile ilişkilendirme (5) çabası ise hiç inandırıcı olmamıştır…

***

Ülkü Ocakları ve MHP yöneticilerinin Sinan Ateş’in cenazesine katılmamasını, eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı olarak onu sahiplenmemelerini; aralarında daha önce yaşanan ve Ateş’in görevden alınması ile sonuçlanan olaylara bağlamak ve bir ölçüde anlamak mümkündür.

Ülkü Ocakları ve MHP ile organik bağı olan ve halen görevde bulunan bazı kişilerin ise Sinan Ateş’i itibarsızlaştırma faaliyetlerini sürdürmelerine (6) kayıtsız kalınmasını anlamak ise oldukça zordur…

Ankara Ülkü Ocakları Yöneticisi olduğu bilinen Zeki Berkay Albayrak’ın, “Kahpenin dirisi yetmiyormuş gibi bir de ölüsü başımıza dert oldu” sözlerinin irdelenmesi gerektiğine inanıyorum.

Suç örgütü lideri Ayhan Bora Kaplan (7) ve cinayetin sanıklarından Emre Yüksel’le fotoğrafları ortaya çıkan Zeki’ye şu soru mutlaka sorulmalıdır:

Sinan Ateş’in dirisi size nasıl dert olmuştur?..

***

Sinan Ateş suikastının “azmettiricisi” olarak suçlanan eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın, Sinan Ateş’in arkadaşı Haluk Türk’e söylediği: “Ocak onun kalemini kırdı, sen de zarar görme” şeklindeki sözleri üzerinden giderek; asıl azmettiricinin Ülkü Ocakları Genel Merkezi veya Ayşe Ateş’in yorumladığı gibi Ülkü Ocakları içerisine sızmış bir “suç şebekesi”nin olduğunu kabul etmek, işin kolayına kaçmaktır.

Sinan Ateş’in dirisinin kimler için “dert” teşkil ettiği sorusuna yanıt arayarak, ancak bu dava çözülebilir.

Bu yanıtı da Ayşe Hanımın açıklamalarından bulmak öyle kolay olmayacaktır.

Zira, Sinan Ateş sorumlu ve akıllı her baba gibi, içerisinde bulunduğu tehlikeyi eşine ve dolayısıyla çocuklarına, -onların da psikolojisini bozacak şekilde- aktarmış olması hayatın olağan akışına terstir ve pek akla yatkın gözükmüyor…

***

Hukukçuların ezici çoğunluğunun kabul ettiği şekilde, bir yılı aşkın bir sürede hazırlanmış olan ve maktülün eşinin ifadesinin dahi (8) yer almadığı ve mevcut sanıklara yasak savma kabilinden sorular sorularak (9) oluşturulan 145 sayfalık iddianameye, bir Cumhuriyet savcısının hazırladığı iddianame demek mümkün değildir.

Davaya bakacak olan ağır ceza mahkemesinin, soruşturmayı derinleştirmesi/genişletmesi ve olağan şüpheli olan tüm şahıslar hakkında suç duyurusunda bulunarak ek iddianame ile davaya dahil edilmeleri elbette mümkündür ve aklıselim olan herkesin beklentisidir…

Bu işler yapılırken, mahkeme üyelerinin maktul Doc. Dr. Sinan Ateş’in doktora tezini (10) okumalarını; özellikle de sonuç kısmını (s.236-240) tekrar tekrar okumalarını tavsiye ediyorum.

Bu ve önceki benzer cinayetlerin gerçek azmettiricilerini, o 277 sayfalık tezin satır aralarında bulacaklarına inanıyorum.

Sadece Sinan Ateş’e değil, Cumhuriyet’e, laikliğe ve demokrasiye karşı işlenmiş bu cinayetin aynı zamanda 85 milyon Türk halkına karşı işlendiğine de yürekten inanıyorum…

Av. Cemil Can

DİPNOTLAR

(1) https://www.youtube.com/watch?v=6CDkSQ3RLOY

(2) https://www.google.com/search?channel=fs&client=ubuntu-sn&q=%C4%B0pek+%C3%96zbey+Ay%C5%9Fe+Ate%C5%9F#fpstate=ive&vld=cid:bbb2247b,vid:ZgBMXt0y1cA,st:0

(3) https://www.birgun.net/haber/mahkeme-degil-gazeteci-tespit-etti-mersindeki-ulkucu-cinayetinde-ilginc-telefon-trafigi-461681

(4) https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/ayse-atesten-bahceliye-cagri-gelin-bu-davanin-onun-acin-2205646?utm_medium=KategoriSayfasi&utm_source=KategoriSayfasi

(5) https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/ayse-ates-mhp-genel-baskani-devlet-bahceliye-yanit-verdi-2204763?utm_medium=ilgiliHaberler&utm_source=HaberDetay&utm_campaign=Cumhuriyet

(6 ) https://www.yenicaggazetesi.com.tr/ulku-ocaklari-yoneticisinden-skandal-sinan-ates-paylasimi-bir-de-olusu-basimiza-796210h.htm

(7)https://www.ntv.com.tr/galeri/turkiye/ayhan-bora-kaplan-sorusturmasinda-bir-tutuklama-daha,8Bs0P8DRGUyGIvG-nlGxPw/gw9IMGFLu0GmZ94koO785A

(8) https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/sinan-ates-suikastine-iliskin-iddianamede-yer-verilmemisti-ayse-2204502?utm_medium=ilgiliHaberler&utm_source=HaberDetay&utm_campaign=Cumhuriyet

(9) https://serbestiyet.com/gunun-yazilari/birbirini-tanimayan-iki-kisi-ayni-tetikciyi-azmettirip-bir-akademisyeni-sebepsiz-yere-oldurtmus-166220/#google_vignette

(10) CUMHURİYET DÖNEMİNDE DİN POLİTİKASI VE DİN-SİYASET İLİŞKİSİ (1946-1960)

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir