SAPIKLIK “İSLÂMİ DEĞER” MİDİR?
Takvimler 29 Şubat 2004’ü gösteriyordu.
6 yaşında koca (ayı)ya verilen H.K. Gümüşel o günü şöyle anlattı:
“Annem saçlarımı taradı; babam elimden tuttu, diğer elimde bebeğim vardı, alt kattaki medreseye indik. Orada tanımadığım iki adam daha vardı. Babam müride Kadir İstekli ile nikahımızı kıydı. O iki adam nikah şahidimiz oldu.” (1)
Türkiye gündemine oturan H.K.G’nin hikayesi böyle başladı işte.
Bir gün sonra olanları şöyle ifade etti:
“Abim beni Kadir’in odasına götürdü. Kadir bana, ‘oyun oynayalım mı’ dedi. Mindere yüzüstü yatmamı istedi. Fermuar sesi duydum. Ayaklarımda bir şeyler hissettim. Bana bizim evlendiğimizi söyledi.”
H.K.G, anlatmaya devam etti:
“İstismar 7-8 yaşlarında iken Sakarya’da devam etti… 2012’de 14 yaşında rahatsızlanınca beni kadın doğum polikliniğine götürdüler. Orada annem doktorla konuşurken evli olduğumu ağzından kaçırdı. Savcılık kemik testi istedi. Yerime başkası kemik testine girdi… Dosya kapatıldı.”
Dosya kapatıldı, evet evet dosya kapatıldı…
***
Çocuk yaşta gelin olan H.K.G, sosyal hikaye anlatma platformu Wattpad’de (2) bir abla ile tanışıp arkadaş oldu ve ona hikayesini anlattı. Abla ona:
”Devlete sığın, devlet seni korur” dedi.
Çok doğru, olması gereken zaten budur…
***
Takvimler 2020 yılını gösteriyordu.
O genç gelin, doğruca Devlete geldi.
Devlet bu işe acaba ne diyecek?
Onu da Mayıstan sonra başlayacak duruşmalarla öğreneceğiz.
Hüküm, kesinlikle seçimlerden sonraya kalacak!..
***
Ama ben bugünden First Lady Emine Erdoğan’ın bu işe ne dediğini söyleyebilirim:
“Çocuk istismarı insanlık dışı bir suçtur, sapkınlıktır…Bu suçu işleyen, göz yuman, sessiz kalan herkes hesap vermelidir. Sürecin ben de takipçisi olacağım” dedi.
Son sözü her zaman olduğu gibi herhalde Reis söyler.
Bakalım o bu işe ne der!..
***
Daha önce kız çocuklarının evliliği için “bluğ çağına eriştiğinde” diyen Diyanet, suskunluğunu bozdu:
“Reşit olmayan evlenemez” vurgusunun yapıldığı güzel bir açıklama (3) yaptı.
Diyanet’e göre bluğ çağı kızlarda 9, oğlanlarda 12 olarak belirlenmişti…
Söylentilere göre, Diyanet’te çok sayıda İsmailağa mensubu var.
Buna rağmen, bu açıklamayı yapabildiler.
Tebrikler…
***
12.10.2004 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Türk Ceza Kanununa göre, küçük yaştaki kızların anne-babalarının rızası olsa bile evlendirilmeleri suçtur.
Cezası da bayağı ağırdır. (4)
Böyle bir sapıklığa ilk defa tanık olmuyoruz ki.(5)
Son 20 yılda 440 bin çocuğun doğum yaptığı gerçeği, kayıtlarımızda duruyor.
Sadece 5 ay içerisinde İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Hastanesine 15 yaşından küçük 115 hamile çocuğun getirildiği ortaya çıktı.
Buna karşı ne yapıldı?
Hiçbir şey…
Kuran Kurslarında erkek çocuklara yapılan taciz ve tecavüzleri (6) de hesaba katarsak, karnemizin ne kadar kırık olduğunu ve insan yüzüne çıkamaz halde olduğumuz anlaşılır…
***
Filozofların ve alanında uzman ilahiyatçıların aksine olan görüşlerine rağmen:
Deniyor ki, Kuran (Talak Suresi 4. Ayet) kız çocuklarının velilerinin izni ile evlenmelerine izin veriyor.(7)
Bu ayetten böyle bir anlamı nasıl çıkarıyorlarsa artık!
Diyorlar ki, Peygamberimiz Hz. Muhammed Aişe anamızı 6 yaşında iken eş olarak aldı ve 9 yaşına gelince de cinsel ilişkiye girdiler!
Diyorlar ki, çocuk yaştaki kızlarla evlenmek sünnettir ve İslâm’a uygundur!
Ve yine savunuluyor ki:
İsmailağa Cemaati Peygamberimiz dönemindeki gibi (sünnete uygun) olan bir yaşam tarzını benimsemiştir; Hiranur Vakfı da bu Cemaatin bir kolu olduğuna göre bu yaşananlar tamamı caizdir!..
Bu yüzden de kopartılan kızılca kıyamet, aslında “İslâm’a bir saldırı”dır!
Ve yine diyorlar ki, asıl bu tür haberleri yapanları yargılamak gerekir!..
Bu saçma görüşleri savunanlardan en göze batan alim:
Gaziosmanpaşa İmam Hatip Lisesi mezunu olup, Marmara Üniversitesi’nin İlâhiyat Fakültesinde bir yıllık eğitim aldıktan sonra, Mekke Umm Al-Qura Üniversitesi’ne geçiş yaparak, orada “usül-u fıkıh” bölümünden mezun olan ve halen Sosyal Doku Vakfı Başkanlığını yapan Oflu Nurettin Yıldız (8) adlı tarikat lideri gelmektedir.
Bir de onu dinleyelim, bakalım 2013 yılında neler söylemişti.
Hadi doğru 8 numaralı dipnottaki videoyu izlemeye…
***
Son derece açıktır ki, temel sorunumuz; çocuk yaştaki evliliklerin normal görülmesindedir.
Peki, böyle düşünenlerin referansı nedir?
Türk kültüründe kadınların ve çocukların özel ve saygın bir yeri (9) olduğunu biliyoruz.
O halde, Türkiye Cumhuriyeti’nin debelendiği bu bataklığa ne zaman ve nasıl düştüğünü araştırıp bulmak zorundayız.
Başka çıkış yolumuz yoktur…
Konunun uzmanları, çocuk yaşta kızların evlendirilmesi geleneğinin “Emevi İslâmı”ndan geldiğini savunuyorlar. (10)
Emeviler ve ardılları, iktidarlarının sorunsuz sürekliliğini sağlamak için dini siyasallaştıran ve içerisine bir sürü “hurafe”yi Tanrı’nın emirleri olarak sokuşturan bu anlayışın etkileri, gün geçtikçe azalacak yerde, tam aksine giderek daha da artmaktadır…
O bakımdan 10 numaralı dipnot altındaki videoları mutlaka izleyerek okumaya öyle devam edelim…
***
İslâm’da “evlilik yaşı” ile ilgili ilahiyatçı üç profesörün görüşlerini dinlediniz.
Bu görüşlerden ortaya çıktığına göre 6 yaşında evliliğin İslâm’la bir ilgisi yoktur.
O halde, İsmailağa Cemaati’nin önemli adamlarından (Şeyhlerinin tarifi ile hoca fabrikası) Yusuf Ziya Gümüşel’in, eleştirilere karşı yapmış olduğu savunmayı (11) açıkça din istismarı olarak kabul etmek gerekecektir.
Eleştirilerin “İslâm’a saldırı” olduğu şeklindeki savunma, işledikleri suçu örtme amacıyla dini kullandıklarının açık ve çarpıcı bir kanıtıdır.
***
Mağdur H.K.G’nin Cumhuriyet Savcılığına verdiği dilekçe (12) paylaşıldı.
Suç tarihi 19.02.2004 olarak belirtildikten sonra:
“Altı yaşımda dini nikahla evlendirildim. Altı yaşımdan itibaren resmi nikahım kıyılana kadar her gün tecavüz etti bana eşim” dedi
İnsan olanın, bu sözleri dinlerken bile yüzünün kızarması, başından aşağıya sular döküldüğünü hissetmesi gerekir.
H.K.G. bu dilekçeyi savcılığa ancak 14 yaşına geldiği 2012 yılında verebiliyor.
Savcı ise, takipsizlik kararı verebiliyor.
Ona da kocaman bir “aferin”!
Tarikatın, bunun nasıl “başardığını” ilgili savcı hakkında başlatılan soruşturmanın sonunda öğrenebileceğiz…
***
Şimdi gelelim vakıf örtüsü altında örgütlenen (13) tarikat ve cemaatlerin, devlet ile olan mali ve sosyal ilişkilerine:
Ülkemizde 400’den fazla cemaat ve tarikat faaliyet halindedir; ana damar olarak 40 civarında tarikat vardır.
2004’ten bu yana bu dinci vakıf ve cemaatlere 12 milyardan fazla yardım yapılmıştır.
Kamu binaları bu tür vakıflara 49 yıllığına tahsis edilmektedir.
“Gıda bankacılığı” kuran vakıflara, önemli miktarda vergi muafiyeti sağlanmaktadır.
Para toplamak amacıyla kurulan vakıf derneklerine “kamu yararına çalışan dernek” statüsü verilerek, izinsiz bağış toplamaları olanaklı hale getirilmiştir.
4500 öğrenci yurdunun 3350’si vakıf ve derneklere aittir…
2018 yılı itibariyle sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesi; vakıf, dernek, okul, okul spor salonlarına yaptığı desteğin toplam tutarı: 847 milyon 592 bin 858 lira, 27 kuruştur. (14)
***
Son bir video kaydı izleterek bu haftaki yazımın dua bölümüne geçeceğim.
Lütfen bu videoyu (15) da izleyiniz…
***
Yüceler yücesi olan Sevgili Allah’ım;
Sen bu sapkın kullarına doğru yolu göster, doğru yoldan sapanları ıslah eyle!
Sonra ne yapacağını bilirsin!
Amin…
Av. Cemil Can
DİPNOTLAR:
(2)https://www.wattpad.com/?locale=tr_TR
(3)Diyanet’in açıklamasında: “İslam’a göre, bireylerin hem fiziksel hem de ruhsal olgunluğa erişmeden, aile kurmanın anlam ve sorumluluğunu idrak edecek rüşt yaşına gelmeden evlendirilmeleri söz konusu olamaz” denildi.
(4) Türk Ceza Kanununa göre, suç tarihinde 12 yaşını tamamlamamış olan bir çocuğa cinsel istismar hapisle cezalandırılır. 103/2. maddeye göre verilecek ceza 18 yıl hapistir. Sanığın, mağdurenin “öğretmeni, eğiticisi vb. gibi” biri olduğunda 103/3-d madde uyarınca cezası yarı oranında artırılır. Sanık mağdureye karşı farklı zamanlarda sergilenen birden fazla hareketle ve bir suç işleme kararı icrası ile suçu işlerse cezası dörtte bir oranında artırılır. Böylece verilecek ceza 33 yıl 9 ayı bulur. Suça azmettiren veya iştirak eden (anne-baba) de aynı şekilde cezalandırılır.
https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.5237.pdf
(5) https://www.sozcu.com.tr/2022/yazarlar/yilmaz-ozdil/bebek-gelin-7521744/
(6) https://www.cnnturk.com/haberleri/cocuk-tecavuz
(7) Talak Suresi 4. Ayet:
“Kadınlarınız içinden âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdetini görmemiş bulunanlardan eğer şüphe ederseniz (iddetlerinin nasıl olacağında tereddüt ederseniz), onların bekleme süresi üç aydır. Gebe olanların bekleme süresi ise, yüklerini bırakmaları, doğum yapmalarıdır. Kim Allah’tan korkarsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir.”
(9)https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/776180
(10) Bu konu ile ilgili alanında uzman üç ilahiyatçı profesörün görüşlerini içeren videoları izlemenizi öneriyorum:
Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk
https://www.youtube.com/watch?v=1gvb12fiuzI&feature=youtu.be&ab_channel=rredanbluee
Prof. Dr. Mustafa Öztürk
https://www.youtube.com/watch?v=FEPdAtZfFcg&ab_channel=Mustafa%C3%96zt%C3%BCrkAr%C5%9Fivi
Prof. Dr. Abdülaziz Bayandır
https://www.youtube.com/watch?v=8-iAhdRzf_g&ab_channel=FetvaNet
(11) Yusuf Ziya Gümüşel: “03.12. 2022 tarihinde BirGün gazetesi ve internet sitesinde Timur Soykan imzasıyla yayınlanan haber, şahsımı ve ailemizi hedef göstererek yargılanması başlamamış bir davadaki yalan iddiaları yayınlayarak bunun üzerinden İslami değer ve yargılara sahip insanları tahkir etmeye yönelik tezgâhlanmış bir projenin ürünüdür.” ifadelerini kullandı.
(14) https://www.odatv4.com/guncel/istanbul-belediyesi-bakin-hangi-vakiflari-besliyor-28011939-154828
(15) https://fb.watch/hi-ZzVy_PH/?mibextid=2Rb1fB
Bunları da beğenebilirsiniz
ŞU FİLİSTİN MESELESİ!..
SARI ÖKÜZÜ VERİNCE “GÖKKUŞAĞI”NA MECBUR OLURSUN!..
