KONUK YAZARLAR

BİR GARİP KIZ: AHLAM ALBASHIR”…


(Ehlem Elbeşir)

Geçmiş 40 yılda ABD’nin “istihbarat paylaşımı” tuzağında çırpınan bir av gibiydik.

Ne zaman PKK’ya karşı operasyon yapmaya karar versek; ABD’ye de haber veriyor ve onların verdiği istihbarata göre harekete geçiyorduk.

Çok sonra anladık ki, ABD’li yetkililer bizim operasyon yapacağımız haberini PKK’ya ulaştırıyor ve önlem almalarını sağlıyorlardı.

Pilotlarımız boş dağları bombalıyorlardı.

ABD’liler “tam isabetle bütün hedefleri vurdunuz” diyerek bizi pohpohlamaya devam ediyorlardı..

Gerçekte dağı-taşı vuruyorduk, PKK’lılar önceden hazırlanmış mağalarında gizlenip, operasyonun bitmesini bekliyorlardı.

Karadan hareket eden askerlerimiz geçiş yollarını konulan mayınlarda bacaklarını kaybediyor ve şehit oluyorlardı…

***

Yöneticilerimizin haklarını yemeyelim; şehitleri askeri hava alanlarından kargo uçaklarıyla törenle uğurluyorlardı.

Şehitlerin evlerine büyük boy Türk bayrakları asılıyor; yörenin en yüksek rütbeli askeri, çoğunlukla askerlik şubesi başkanı oluyordu, şehit ailelerine; “şanslısınız, oğlunuz şahadet mertebesine erdi” diyerek adeta müjdeli bir haber veriyordu…

Şans nedense sadece köylü çocuklarına isabet ediyordu!

“Ateş düştüğü yeri yakar”, atasözünün ne demek olduğunu şehit aileleri yaşayarak öğreniyordu…

Paralı askerliğini yapanlar, bir şekilde kapağı yurt dışına atanlar ve Ankara’da dayısı bulunanlar “şehitlik” mertebesine nail olmaktan muaftılar…

***

Dile kolay; 40 yıl bu Cennet bu Cehennem vatanda anaların çocuklarının mezarlarını göz yaşlarıyla suladı…

***

Bir de bu işin maliyeti (1) var.

Kimine göre terörle mücadeleye harcadığımız para 350 milyar dolar, kimine göre maliyet 500 milyar doları geçti.

350 milyar dolar kaç lira eder çoğumuz bilmiyoruz.

Trilyonlar nasıl yazılır, çoğumuzun haberi bile yok…

Ve:

Rakamla yazamadığımız o trilyonlar bu fakir milletin cebinden çıktı…

***

Dost ve müttefikimiz” ABD, terör örgütleri ile olan ilişkisini artık gizlemiyor.

Ana omurgasını PKK/YPG’nin oluşturduğu PYD’yi (Suriye Demokratik Güçleri), açıktan destekliyorlar.

Önceleri Irak’a “getirdikleri” gibi Suriye’ye de “demokrasi getirmek” geldiklerini söylüyorlar.

IŞİD gibi kafa kesen (IŞİD gibi) Siyasal İslamcı radikal örgütlerle en iyi mücadeleyi PYD/YPG’nin yaptığını, bu nedenle onlarla birlikte çalıştıklarını söylüyorlar.

Bu yüzden de PYD/YPG’yi ABD’nin Ortadoğu’daki “kara gücü” ilan ettiler.

Binlerce TIR’dan oluşan silah ve mühimmatı getirip teröristlere teslim ettiler.

Teröristleri eğittiler; eğitmeye hala devam ediyorlar…

Suriye’nin petrollerini PYD ile birlikte çalıp, satıyorlar.

Yetmedi; “dost ve müttefikimiz” ABD Kongresinde, kendi bütçelerinden teröristlere pay dahi ayırdılar…

Demokratlar ve Cumhuriyetçiler bu konuda aynı fikirdeler…

***

Gelelim zurnanın “zırt” dediği yere:

13 Kasım Pazar günü İstiklâl Caddesini 20’li yaşlarında bir Arap kadın kana buladı.

6 ölü, 81 yaralı.

ABD’nin Ankara Büyükelçisi taziye mesajı yayınladı. (2)

Gerekli incelemeler tamamlanmadan Türkiye Cumhuriyeti’nin İçişleri Bakanı açıkladı:

ABD’nin taziyesini kabul etmiyoruz, reddediyoruz” (3) dedi.

Bence iyi etti, bazen diplomasi dışına çıkmak ve doğrudan halka mesaj vermek daha iyi oluyor.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü de teröristin, PKK’nın talimatıyla eylemi gerçekleştirdiğini açıklamıştı.

Teröristin servis edilen fotoğrafının, ön yüzünde New York yazan t-shirt’ü ile çekilmesini de ayrıca anlamlı buluyorum.

Ben bu resmi açıklamalardan İstiklâl Caddesindeki terör saldırısının arkasında ABD’nin olduğunu anladım.

Bombalı saldırıdan sonra yapılan yorumlara hiç girmiyorum.

Fikir cimnastiği kapsamında hepsi yerli yerinde dursun…

***

Efendim; G-20 Zirvesi için Endonezya’da bulunan ve bu arada ABD Başkanı Biden’le görüşen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, taziye mesajı yayınlayan ülkelere, bu arada ABD’ye de teşekkür ederek İçişleri Bakanlığı ile çelişmesini kafaya takmamak gerekir.

Diplomaside yaptığımız ilk gaf değildir.

Söylenmesi gerekenleri (4) yüzüne karşı söyleyebilseydi kuşkusuz çok daha iyi olacaktı…

***

Bu gelişmeler yaşanırken, Ankara’da Rusya İstihbaratı SVR’nin Başkanı Sergey Narişkin ile ABD İstihbaratı CIA Başkanı Bill Burns’un Ankara’da MİT tesislerinde görüşme halinde olmasını ilginç raslantı olarak kabul edebiliriz.

Kimine göre Ukrayna-Rusya Savaşını sona erdirmek için yapılan bir görüşmeydi, kimine göre karşılıklı olarak “ajanların takası”nı konuşuyorlardı.

Hiç de önemli değil.

Ukrayna’da savaş halinde bulunan bu iki büyük devlet istihbarat örgütleri düzeyinde bazı konuları görüşebiliyorsa, Reis’in Endonezya’da Biden’le PYD/YPG’ye destek vermemesi konusunu görüşmesi de mümkün olmalıydı…

Bir başka ilginç raslantı ise bombanın patladığı saatlerde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Suriye’de konut dağıtım töreninde (5) bulunmasıdır…

Türkiye’deki depremzedelerin konutları dağıtıldıysa , sorun değil..

***

Yaşananlardan öğrendiğim bir hususu paylaşmak istiyorum:

Ukrayna’daki savaşı kendileri için “ısınma” (6) olduğunu söyleyen ABD yetkilileri, Çin ile başlayacak uzun süreli bir savaşın olacağını daha şimdiden duyuruyorlar.

Bu ikrar bile ,ABD’nin dünya üzerindeki bütün savaşlarda bir şekilde yer aldığını/alacağını gösteriyor…

***

Bitiriyorum:

Uzun bir aradan sonra yaşanan İstiklâl Caddesi saldırısı akıllara değişik senaryolar getiriyor.

Anımsarsınız:

2015 seçimlerinde AKP’nin çoğunluğu kaybetmesinden sonra, PKK’nın Meclisteki uzantısı HDP’nin kurulacak (CHP-MHP-HDP) koalisyon hükümetinde yer alacak olmasını MHP kabul etmemişti.

CHP ile AKP’nin koalisyon için “istikşafi görüşmeleri” devam ederken, Ankara Garı’nda patlayan bomba ve ardından gelen diğer terör eylemlerinin yükselmesi ve 1 Kasım’da yapılan seçimlerde 5 milyon oya yer değiştirmiş ve AKP yeniden tek başına iktidara gelmesi ile sonuçlanmıştı.

2023 seçimlere 7 ay kala, yapılan bu eylemle AKP’nin kaybettiği tabanı yerine getirme olasılığı ilk akla gelen ve en çok taraftar bulan senaryo oldu.

Eylem, AKP’nin iktidarda kalmasını isteyen dış güçler veya terör örgütlerinin işi olarak sunuldu.

İkinci senaryo ise: Eylemin PKK tarafından üstlenilmemesi ve eylemci kadının Arap olması ve adeta yakalansın diye ortada bırakılması, akıllara Türkiye ile Suriye’deki müttefiki ÖSO’nun karşı karşıya getirilmesi için bu eylemin yapıldığını getiriyor….

***

Birinci yoruma değer atfedersek, eylemin arkasından ABD’yi çeker çıkartırsınız.

Zira, ABD Erdoğan iktidarını devirmek için çalışacağını açıkça söylemişti. (7)

Hatta “bir daha darbelere karışmayacağız, bundan sonra muhalefeti destekleyerek hükümetleri değiştireceğiz” diyerek bütün darbelerin arkasında kendilerinin olduğunu da itiraf ettiler.

Ukrayna’daki savaşı “ısınma” olarak niteleyen ABD, yeniden AKP’yi destekleme kararı almış olabilir mi?

Peki, Rusya bu işe ne der?

Dünya “ikinci soğuk savaş“a doğru hızla ilerlerken, aklımıza mukayyet ol Yüce Tanrım…

Av. Cemil Can

EKLER:

(1)

Terörle mücadele için bugüne kadar harcadığımız para 350 milyar doları buldu.

AKP iktidara geldiğinde 124.9 milyar dolar olan dış borcumuz 451.2 milyar doları geçti.

Son 20 yılda ise 326.3 milyar dolar borçlandık.

Borç olarak aldığımız paraların çoğu terörle mücadeleye gitti.

1986’da başlayan özelleştirmelerden elde edilen gelir 68 milyar dolara ulaştı.

Özelleştirmeler ile terörle mücadeleye harcadığımız paranın ancak 5’te 1’i kadarını toplayabildik; o paraları da bu yolda tükettik.

Borç aldığımız paralar için ödediğimiz faiz ise 84 milyar dolar.

Özelleştirmelerden elde ettiğimiz gelir ödediğimiz faizi karşılamaya yetmedi!

2022 yılı bütçe gelirlerimiz yaklaşık 82 milyar dolar.

Resmi rakamlar yalan sözlemezler…

Maalesef terör-faiz sarmalına tutulmuşuz; bu gidişe dur denilmezse eğer, her geçen gün daha da kötüye gideceğimiz kesin…

(2) https://halktv.com.tr/dunya/abd-buyukelciliginden-taziye-mesaji-702646h

(3) https://www.sozcu.com.tr/sozcutv/playlist/sozcutv-homepage/video/soylu-abdnin-taziyesini-kabul-etmiyoruz-x8fhbpm/

(4) “Sayın Başkan; NATO üyesi olan Türkiye’ye karşı 40 yıldır terör eylemleri yapan PKK ve türevlerine destek vermeye devam ederseniz, ilişkilerimizi gözden geçirmek zorunda kalacağız: Başta İncirlik olmak üzere Türkiye’deki Amerika ve NATO üstlerini kapatmak zorunda kalabiliriz. Bununla birlikte NATO’nun genişleme çalışmalarına da itiraz eder, Finlandiya ve Norveç’in NATO’ya üye olma isteklerine “hayır” diyebiliriz. Bu konudaki kararlılığımızı göstermek için şimdilik Ankara Büyükelçinizi “istenmeyen adam” ilan ediyor ve Washington Büyükelçimizi geri çağırıyoruz.”

(5) İçişleri Bakanımız olay sırasında İdlib’e bağlı Meşhed Ruhin köyünde 600 briket evin açılış törenindeydi.

(6) https://www.cumhuriyet.com.tr/dunya/abdli-amiralden-cin-uyarisi-test-edilmemiz-cok-uzun-surmeyecek-2000895

(7) https://www.youtube.com/watch?v=Q_VH8gPjtIs

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir