KONUK YAZARLAR

DUALARIM SİZİNLE!…

Erdoğan’a aynı uslüpla karşılık verip, baş edemezsiniz.

Çünkü onun “dişi deve ile erkek deveyi ayırt edemeyecek” (1)adamları var.

Milyonlar, onun ağzının içine bakıyorlar.

Ayrıca dokunulmazlığı da var.

TCK m. 299 ayrı bir koruma sağlıyor.

Basın-yayın organlarının yüzde 99’u emrindedir.

Yargı organları keza, ona bağlılar…

***

O halde, onun çirkin siyasetine hizmet eden söylem ve eylemlerden kaçınmak zorundayız…

Boş ve sonuç getirmeyecek işlerle uğraşmayacağız…

Efendilikten asla vazgeçmeyeceğiz…

Aksi halde kaybederiz…

***

Haklarını kullanırken başı derde girenlere elimizden gelen yardımı yapacağız.

Ama halkı gereksiz yere cesaretlendirip yüz üstü bırakmayacağız…

Dokunulmazlığı olan milletvekilleridir; önden onlar yürüyecek, farklı fikirleri onlar dile getirecekler.

Demokrasiye inanmış yurttaşları yalnız bırakmayacaklar…

Eylemse mesele kendileri yapacaklar…

***

O gece herşey bir ata sözü ile başladı:

Gazeteci Dr. Sedef Kabaş; TELE 1’de katıldığı bir programda bir Çerkez ata sözünü, kendince biraz da yumuşatarak ağzından kaçırıverdi:

Büyükbaş hayvan bir saraya girdiği zaman o kral olmaz, o saray ahır olur”dedi. (2)

Kabataş, tecrübeli bir gazetecidir; sözünün nereye kadar gideceğini herkesten daha iyi bilir.

Kaldı ki, bu sözlerinden önce:

Taçlanan baş akıllanır” ata sözünü hatırlatarak hedefini belirledi…

***

Kimin başı taçlandı?

Başı taçlanıp da akıllanmayan kimdi?

Hiçbir tartışmaya mahal vermeyecek şekilde açıktır ki, Kabaş bu sözleri ile Recep Tayyip Erdoğan’ı kastetti.

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan mı, yoksa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı mıydı kast edilen?..

Ona Reis karar verir!

Ortalama zekaya sahip olan her insan Kabaş’ın sözlerinden Erdoğan’ı kastettiğini anlar.

Kabaş, ifadesinde “hakaret etme kastım yoktu” dedi.

Avukatı bu cümleye “kesinlikle” sözcüğünü de ekledi.

Hiçbir zaman bu dönemdeki kadar savunma önemsiz hale gelmedi…

***

Peki, hakaret etme kastı olmayan Kabaş’ın kastı neydi?

O sözleri duyan sıradan bir yurttaş o sözlerden ne anladıysa odur anlatmak istediği.

Aklından geçenleri kimse bilemez, bilmesi de gerekmez tabii ki…

Burada Mevlana girer devreye:

Anlattıkların karşındakinin anlayabildiği kadardır.

Cumhuriyet’in savcıları ne anladıysa odur!..

***

Alın size bir başka gerçek:

Erdoğan’ın bugüne kadar gelmiş geçmiş ağzı en bozuk Cumhurbaşkanı olduğu söylenir.

Bu tespite katılıp katılmamak serbesttir.

Google’a “Erdoğan’dan ağır sözler” yazın karşınıza 8.000.000 sonuç çıkar.

Dile kolay; 8 milyon sonuç.

Birkaç tanesini hatırlatalım:

“‘Alçaklar, zalimler’, ‘kadın mı kız mı bilemediğim’, ‘mert değil namertsin’, ‘artistlik yapma’, ‘ananı da al git’, ‘Haşhaşiler’, ‘nebbaşlar’, ‘mezarlık soyguncusu’, ‘sapıklar’, ‘Niye kaçıyorsun ulan İsrail dölü?’, ‘Haddini bil edepsiz kadın’, ‘Aydın müsveddeleri, karanlıksınız’…(3)

Bu sözler de ona ait:

Siyasi eşkiya, adam değilsin, cibiliyeti bozuk, kalibresi bozuk, faşist, kifayetsiz, zorba. Gidin bilgilendirin dedim ama adam değilsin“…(4)

***

Gelişmeler böyle olunca; Sayın Savcıyı uyku tutamamış gecenin bir yarısında mesaiye başlamış.

Polisler bu hanım gazetecinin kapısına dayanmışlar; hanımefendiyi yatağından kaldırıp, 12 yaşındaki oğlunun gözü önünde karga-tulumba gözaltına almışlar.

Olan eşi Rıdvan Yirmibeşoğlu’na olmuş; çocuk uyuyor ya, öyle baka kalmış arkalarından.

Doğal olarak Adliye’de gündüz mesaisi başlayınca tutuklanmış gazeteci hanım…

Şimdi sizce bu eylem, “Cumhurbaşkanına hakaret” midir, değil midir?

Yoksa sadece bir “benzetme” mi yapılmıştır, diye sorup, tartışmaya dahil etmeyeceğim.

Teşpihte hata olmaz” öz deyişini hatırlatıp, uzun uzun açıklamalar da yapacak değilim…

Evet, gerçekten de Ceza Usul Kanunumuza göre, isnat edilen hakaret suçu, tutuklanmayı gerektirmez…

AİHM’nin aynı yönde pek çok kararları var.

Evet öyle ama; bunların hiçbiri de Bakırköy İmamevine atılmayı engellemezler, pratikte bir işe yaramazlar…

Burası Türkiye, burada gerçekler ayrı bir kulvardan yol alıp gidiyorlar….

***

CHP’nin Grup Sözcüsü Özgür Özel, bu durumdan bir vazife çıkartarak, Cumhurbaşkanına hakareti düzenleyen TCK’nun 299. maddesinin kaldırılması ile ilgili bir yasa teklifi vermiş.

Daha önce verdiği yasa teklifleri çok ciddiye alınmış gibi aralarına bir de bunu eklemiş.

Sorsalar o da işini yapıyor…

Gevezelik yapmayı iş yaptım sanıyor!..

***

Bu arada RTÜK, Kabaş’ın sözleri nedeniyle TELE 1’e yüzde 5idari para ile 5 kez program durdurma cezası vermiş.

Hazır elleri bulaşmışken FOX TV’yi de unutmamışlar.

6 milyon TL para cezası ile defteri şimdilik kapatmışlar.

Cezaların hukuka aykırı olduğuna kuşku yok.

Televizyonların avukatlarının İdare Mahkemesinde iptal davası açacağından kimsenin şüphesi olmasın.

Bir taraftan “yargı bağımsız değil” derler, diğer taraftan “bağımlı yargı”dan adil karar vermesini beklerler.

O da ayrı bir çelişkidir…

Yargı kararlarının sonuçlarını hep birlikte göreceğiz…

Bu ülkede hakimler var!

***

Kişisel görüşüm; öncekiler gibi bu davaların da reddedileceği yönündedir.

Böyle sonuçları ön göremiyorsanız; ortaya çıkmalarını önleyeceksiniz, daha özenli ve dikkatli davranacaksınız.

Karşı tarafa bu tür fırsatları yaratmayacaksınız.

Derdiniz “Tek Adam Yönetimi”nin ne kadar kötü olduğunu halka anlatmaksa, o zaman dokunulmazlığı olanları öne süreceksiniz.

Bir annenin gece yatağından kaldırılıp nezarete atılmasına sebebiyet vermeyeceksiniz…

***

Gelelim zurnanın “zırt” dediği yere:

Muhaliflere hakaret yaparak gerginlik yaratmak AKP’nin oldum olası vazgeçmediği bir yöntemdir.

Allah var, bu işten ekmek de yiyorlar…

Toplumda gerginlik yaratak, tabanı bir arada tutma politikası, Reis’in asla vazgeçmeye niyetli olmadığı bir taktiğidir.

Zira defalarca denediği ve sonuç aldığı bu politikasından daima kazançlı çıkacağından emindir…

Ders almayanlar bizleriz…

***

Reis’in hesabı basit bir aritmetiğe dayanır:

Seçmenin çoğunluğunu teşkil eden muhafazakar-dindar kesimi kutuplaştıran lideri, kimsenin iktidardan indiremeyeceğini biliyor.

20 yıldır iktidarını bu yöntemle sürdürüyor.

Her ne şekilde olursa olsun, kutuplaştırma siyasetini canlı ve diri tutan söylem ve eylemler, Reis’e hizmet ederler.

İster kişisel duyguların tatmini amacıyla olsun, ister muhalif tabanın sırtını okşayıp onlara rahat bir nefes aldırma amaçlı,sonuç değişmez.

Reis’e hakaret etmek, incitici sözler söylemek veya ağır eleştirilerde bulunmak daima ona hizmet eder.

Çünkü karşısındakiler bir söylerse, o on söyler, üstelik de en ağır sözleri sarf eder.

Sizinkileri sadece kendi taraftarlarınız duyar, onunkileri herkes…

Reis’e yapılan ağır eleştiriler “Cumhurbaşkanına hakaret” muamelesi görür, “mağduriyet” yaratırlar; onun hakaretleri ise, “ohh çok iyi yaptı” diye alkışlanırlar…

***

Demek ki, muhalefete en ağır hakaret ve sözleri sarf eden RTE’ye, aynı şekilde yanıt vermek akıllıca bir yöntem değildir.

Zira onun “kutuplaştırma“ politikalarına hizmet edilmiş olur.

Ne yazık ki, yaşadığımız Türkiye gerçeği budur…

***

Hal böyle olunca:

Sevgili Özgür Özel’e birkaç sözüm olacak.

İşgal ettiğin makamın hakkını veremiyorsun; orada bir işe yaramıyorsun delikanlı.

Kılıçdaroğlu’nun sana ihtiyacı var biliyoruz, bu yüzden o seni “günah keçisi ilan edileceğin güne kadar” görevden alamaz.

Biz de onu genel başkanlık görevinden alamıyoruz, bu gidişle alamayacağız da…

O halde bir iyilik yap, istifa et görevinden.

Belki yerine daha aklı başında, daha ağır bir abin gelir de durum tersine çevrilir…

***

Son ankete de mi hiç bakmıyorsunuz?!

22 Ocak günü Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan İstanbul Ekonomi Araştırma’nın Ocak ayı raporuna göre; bu pazar (23 Ocak 2022) günü seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz sorusuna, yanıt verenlerin sadece yüzde 20.2’si CHP demişler. (5)

Kararsızlar yüzde 11.1, oy kullanmam diyenler yüzde 9’a çıkmışlar; bu sayı neredeeyse Y-CHP’yi yakalamıştır.

Karasızları kararlı bir şekilde dağıtmışlar; CHP ancak yüzde 25.7’ye çıkabilmiş.

ORC Araştırma Şirketinin yaptığı ankette de sonuçlar aşağı yukarı aynıdır… (6)

İnsanda biraz utanma, biraz ar; biraz akıl, biraza yüz olur…

Pandeminin yarattığı çöküntü; zamlar, paranın hızla değer kaybetmesi, sürekli artan vergiler, üretimin durması, işsizlik, açlık, sefalet, dondurucu soğuklar vs…

Say sayabildiğin kadar…

Her şey aldı başını gidiyor.

Bir tek CHP’nin oyları olduğu yerde duruyor!..

***

Hiç aklınıza gelmez mi:

Belki bizde bir eksiklik var, bizden sonra gelenler belki partiyi toparlayabilirler de iktidar alternatifi olabilirler.

Yüce Tanrı size, ne kadar akılsız olduğunuzu anlayabilecek kadar akıl verir inşallah….

Dualarım her zaman sizlerledir…

DİPNOTLAR:

(1) https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/deniz-zeyrek/deve-hikayesi-ve-adalet-5537583/

(2) https://www.sondakika.com/politika/haber-sedef-kabas-in-cumhurbaskani-erdogan-a-hakaret-14684653/

(3) https://m.bianet.org/bianet/ifade-ozgurlugu/171357-cumhurbaskaninin-ettigi-hakaretler-meclis-kursusunde

(4) https://tele1.com.tr/erdoganin-kalitesi-bozuk-cibiliyetsiz-hakaretlerine-chpden-cevap-geldi-536441/

(5) https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/cumhur-ittifaki-sandikta-cogunlugu-bulamiyor-1901912

(6) https://www.cumhuriyet.com.tr/galeri/orc-arastirma-son-anketi-acikladi-pazar-gunu-secim-olsa-1902577/3

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir