KONUK YAZARLAR

OYNATMAYA AZ KALDI!..

Enflasyon, dezenflasyon, resesyon, deflasyon, devalüasyon, dolarizasyon, slumpflasyon, stagflasyon vb. gibi bir sürü ekonomik terim (1) ile kurulan cümleleri anlamak ne mümkün.

Birkaç gündür Prof. Dr. Mahfi Eğilmez hocanın Ekonomik Terimler Sözlüğüne (1) bakıyorum.

Şimdi anladım deyip geri döndüğümde; aynı sözcüklerin geçtiği bir cümle ile karşılaşınca yeniden sözlüğe bakma ihtiyacı duyuyorum.

Baktım böyle olacak gibi değil; ekonomi bilimi ile yakın temas içerisinde olmadan, söylenenleri anlamak hiç kolay değil.

İyi ki de “ekonomist” değilim!..


Ne olup bittiğini anlamak için; “çarpılan küçük yatırımcılar”ı dinlemek, onların dili ile konuşmak en iyisi.

Önce küçük yatırımcılara geçmiş olsun diyelim!

Küçük yatırımcı “çarpıldı” da biz çarpılmadık mı sanki?

Bize de çoook çok geçmiş olsun!

Tek geçim kaynakları maaşları olan çalışanlar ile emekliler, çarpılmaktan kurtulabildi mi?

Birkaç gün içerisi

Küçük yatırımcıların çoğunu cin çarptı, bir kısmı çarpanlarına ayrıldı.

Birkaç gün içerisinde; 84 milyon çarpım tablosuna döndük…


20 Aralık Operasyonundan sonra paranın alım gücü eski haline dönebilecek mi?

Dolardaki düşüş nereye kadar?

Bu soruya cevap veren kimseye rastlamadım.

Gelin biraz da rakamları konuşturalım:

AKP’nin iktidara geldiği 3 Kasım 2002’de 1 dolar 1.67 YTL idi.
(1 Ocak 2005 tarihinden itibaren 1.000.000.00 TL = 1 YTL olarak isimlendirilmişti, Ocak 2009’dan itibaren “yeni” sözcüğü kaldırılarak tekrar TL oldu. Bir tek sıfırlar yok oldu, alım gücünde değişen bir şey yok.)

25 Aralık 2021 tarihi itibariyle 1 dolar, 10.99 TL olarak kayıtlara geçti.

19 yılda yüzde 428 arttı… (2)

Maşallah!

“Nass”sınız?!..


AKP iktidara geldiğinde; dış borcumuz 130 milyar dolardı.

19 yıl sonunda bu miktar 485 milyar dolara ulaştı.

Hane halkının borcu 7 milyar TL’den 800 milyar TL’ye çıktı…

Bu tablo içerisinde “şahsi” durumunuzu mu öğrenmek istiyorsunuz?

Önce cüzdanınıza bakın, sonra da banka hesaplarınıza göz atın.

Haaa bir de, daha önce kefen paranızı çıkartıp bozdurmadıysanız yastık altına bakın.

Sonra üçünü yukarıdan aşağıya doğru toplayın.

Bir yanlışlık olup olmadığını kontrol için bir de aşağıdan yukarı toplayın.

Buna aritmetikte “sağlama” diyoruz.

Bulduğunuz sonuç sizin durumunuzu gösteriyor.

Ayrıca hararet göstergesi gibi ibreli bir aparata ihtiyacınız yok…

Yastık aldı hedeftir, unutmayın!


Gerçek önünüzdedir.

O halde ne diye hoplayıp zıplıyorsunuz, neden oynayıp duruyorsun?

Yoksa fıkradaki (3) gibi kafayı mı oynattın Sayın Vatandaş?

Dolar 18 liraya dayandığında ağlıyor muydun ki, 12 liraya düştüğünde düğün-bayram yapıyorsun?

Paniğe kapılıp, üç-beş kuruşluk birikimini korumak için döviz alan veya satan vatandaşların kaybetmesine neden seviniyorsun?

Bir anlat bakalım.

4 yaşındaki çocuğa saldırıp hayati tehlike geçirmesine sebep olan pitbull teriyerinden bir farkın olsun.

Üzüleceğin yerde seviniyorsun.

Sevineceğin zaman şaşırıp kalıyor, aval aval bakıyorsun.

Kesinlikte tedaviye ihtiyacın var…


Ekonomik Terimleri Sözlüğü’ne bir daha baktım; “arka kapıdan döviz satışı” diye bir ifadeye rastlayamadım.

“Kur korumalı TL vadeli mevduat sistemi” diye bir şey yok.

Anlayan beri gelsin bakalım.

Diyanet’in “Fetva Hattı”ndan; faiz vadeli mevduatta da geçerlidir, kur korumalı da diye fetva çıkmış.

Daha önceden faiz için verilen “haram” fetvası geçerlidir demektir bu.

İşin ilginç yanı Siyasal İslâmı benimsemiş AKP, 20 yılda “dış güçlere” 516 milyar dolar faiz ödedi.

Laikliği benimsemiş ana muhalefet partisi, Diyanet’in fetvalarını öne çıkartarak, iktidara muhalefet etmesi de ayrı bir garipliktir.

Ekonomi bilimi yeterli olmuyor mu?…

Siyasi iktidar, “nass”ı deldi!

Bir kerecik delmekle bir şey olmaz demek ki!…


Ana muhalefet sözcülerinin, bilinen konulardaki soru önergesini neden verirler anlamış değilim.

20-21 Aralık günleri Merkez Bankası’ndan döviz satın alanlar ile döviz satanların isim isim açıklanmasını istiyorlar.

Merkez Bankası’ndan senin benim gibilerin döviz satın almasına yasalar izin verilmiyor.

Kimlerin döviz alım-satımı yapabileceği zaten bellidir…

Daha önceden açıklamıştık…(4)

Önergeye ne hacet!..


Ekonomistlere göre, o gün kayıp 128 milyar dolara 7 milyar dolar daha eklenmiş.

Hazinenin kaybettiği milyar dolarlar birilerinin cebine girmiştir.

“Dış güçler” var mı işin içerisinde yoksa sadece yandaşlar mıdır, açıklanmıyor.

“Ticari sır” bu operasyonu gizlemekte de bayağı işe yaramış.

O gün, vatandaşlar sadece 340 milyon dolar satmış, 218 milyon dolar satın almışlar.

Toplamı 518 milyon dolar tutuyor.

Oysa işlem hacmi 7 milyar dolardan fazlaymış.

Gözümüz filan yok tabii ki…
Ama Hazinenin zararını biz, 84 milyon yurttaş karşılamayacak mıyız?..


Yastık altında 5 bin ton, yaklaşık 280 milyar dolarlık altın bulunduğunu biliniyor.

İktidar çoktan kokuyu almıştır.

Haliyle bu altınların da ekonomiye kazandırılması gerekiyor.

Bir ülkede; üretim, yatırım, istihdam, tarım, hayvancılık ve sanayi yoksa, mecburen ambardan yiyeceğiz.

Cari giderlerimiz de oldukça fazla.

Bankamatik memurlarımız, çift maaşlılarımız var!

İhracat artmış, ithalat azalmış, dünyada bilmem kaçıncı ekonomiyiz lafları, karın doyurmuyor.

Yeni çalışmaya göre; isteyenler altınları o günün değerinden TL’ye çevirecekler ve bunun karşılığında da faiz veya kâr payı alabilecekler…

Faize çok fazla takılmayın!

Ayrıca kredi de kullanabilecekler…

Kim ne derse desin; Reis ihtiyaç duyulan parayı bir şekilde toplayacaktır…

Ya rıza ile getirip teslim ederiz altınları ya da o ne yapacağını bilir.

Ekonomisttir!..


Üretim en alt seviyededir.

2013’te 950 milyar dolar olan “milli gelir”imiz 720 milyar dolara gerilemiştir.

2022 Bütçesinin, daha uygulamaya konulmadan 875 milyar TL açık verdiği konuşuluyor.

Çok paraya ihtiyacımız var çoook…


Seçimlere şunun şurasında ne kaldı?

Kaşım gözüm diyene kadar sandık önümüze gelir.

Kısmi bir refah sağlamadan Reis halkı sandık başına çağırır mı?

Para bulunmadan kısmi refah nasıl sağlanacak, değil mi?

“Nass” ve “Dış Güçler” edebiyatı nereye kadar sürer?

Satılabilecek para eden ne varsa zaten satıldı.

Başka da gelir kaynağımız yok.

Son çare yastık altıdır.

Kefen paraları toplanıp, acil ihtiyaç sahiplerine dağıtılacaktır.

Başka çare yok…

Bu defa, yandaş-muhalif ayrımı olmayacaktır…

Sözüm söz!..


20 yıldır ilk defa Reis’in halka para dağıtabilmek için çırpındığını gözlemliyorum.

Kendi için bir şey istiyorsa namerdim!

Ne zamandan beri, halkı biraz olsun rahatlatabilmek için ne yapabilirim diye kara kara düşünüyor.

Yemin ederim…

Reis’in Gaziantep’te Cemevi açılışına katılması, (5) Yahudi hahamların Külliye’de dua ederek Cumhurbaşkanımızı kutsaması (6) bir ilktir.

Bunun bir anlamı olmalıdır.

Her ne kadar, Bay Kemal diye başladığı cümlesinde; seçim için Haziran 2023’ü işaret ediyorsa da her an bir sürprizi ile karşılaşmamız olasıdır…

Yeter ki, yastık altı altınlarının en az yüzde 10’nunu ekonomiye kazandırsın…

Ondan sonra: Vın vın vın!..

Av. Cemil Can

DİPNOTLAR:
(1) Ekonomik Terimler Sözlüğü
https://www.mahfiegilmez.com/p/ekonomi-sozlugu.html

(2) https://www.cumhuriyet.com.tr/ekonomi/akpnin-19-yillik-iktidari-boyunca-dolar-yuzde-4285-avro-yuzde-522-artti-1872411

(3) PADİŞAHIN BİRİ

‘‘Padişahlardan biri, yeni vergiler koyduğunda ya da mevcut vergileri artırdığında, sadrazama;

  • Git bakalım, halkın arasında bir dolaş. Vergilere alışmışlar mı?

dermiş. Sadrazam da, halkın arasında dolaştıktan sona padişaha;

  • Padişahım, halkın suratı biraz asık, canı da sıkılmış durumda ama işlerine devam ediyorlar…

Dediğinde padişah da şu şekilde yorum yaparmış.

  • Tamam, demek ki sorun yok. Alışırlar alışırlar…

Bir süre sonra yine vergiler artırıldığında, padişahın talimatı üzerine sadrazam halkın arasında dolaşır ve izlenimlerini aktarırmış;

  • Padişahım, bu kez suratları çok asık. Merhaba desen, yüzüne dik dik bakıyorlar. Sonraki her an kavga edecek gibiler. Suratlarından düşen bin parça. Galiba bu kez vergileri çok artırdık.
  • Yok yok. Merak etme sen. Önemli bir şey gözükmüyor. Alışırlar, alışırlar…

Bu böyle devam etmiş gitmiş.

Günlerden bir gün, yine yeni vergiler getirildiğinde, sadrazam halkın arasına karışmış, dolaşıp geldiğinde şaşkın bir vaziyetteymiş.

  • Padişahım hiç sormayın. Bu kez kafam karmakarışık. Çünkü hiçbir şey anlamadım. Herkes çok neşeli, gülüyor hatta sokaklarda dans ediyorlar, oynuyorlar…

‘Aman’ demiş padişah.

  • Eğer halk dansetmeye ve oynamaya başladıysa, demek ki durum çok kötü . Hiçbir şeyi umursamıyorlar demektir. Galiba vergileri çok artırdık. Hemen vergileri indirelim. Yoksa perişan oluruz…’’
    https://edebiyatvesanatakademisi.com/Icerik.aspx?a=/e/%C5%9E%C4%B0%C4%B0RLER/Makale/Bu-F%C4%B1kralara-G%C3%BClerken-Bay%C4%B1labilirsiniz/%C3%96mer-Faruk-H%C3%BCsm%C3%BCll%C3%BC/8F21A9AC-2FDD-4B8A-907C-D4D621422748

(4) https://chp-muhalefethareketi.biz.tr/2021/03/26/ticari-sir/

(5) https://www.sabah.com.tr/video/haber/baskan-erdogan-gaziantepte-toplu-acilis-toreninde-yeni-terminal-binasi-cemevi-cocuk-hastanesi-video

(6) https://www.karar.com/guncel-haberler/kulliyede-cumhurbaskani-erdogan-icin-anoten-kutsama-duasi-1644373

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir