KONUK YAZARLAR

BAK ŞU ALLAH’IN İŞİNE!..

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AKP Bursa İl Başkanlığında yaptığı konuşmada:

Sadece bizim yaptıklarımıza bakmayın… Biz kendimiz yapmıyoruz… Biz inanıyoruz ki bize yaptıran Allah’tır… Bize yaptıran Allah’tır… Bize yaptıran Allah’tır…” dedi… (1)

Önümüzü Allah ile kesti.

Siyasi iktidarın icraatlarından yanlış bulduklarımızı arada bir eleştiriyor, bazen itiraz ediyor, bazen de kınıyorduk…

İçişleri Bakanımız, onları bize Allah yaptırıyor dedikten sonra, elimizi kolumuzu bağladı.

Takdiri ilahidir” deyip susacağız artık.

Allah’a sitem edecek halimiz yok ya.

Sadece yapılanda bir “hikmet” arayabiliriz, o kadar…

***

Allah biz kullarını cezalandırmaya karar verirse eğer, sopa olarak siyasi iktidarı mı kullanması gerekir?

Siyası iktidar onun yarattığı bir şey mi?

Anlayabilmiş değiliz.

Kötü işleri siyasi iktidar yapar, sopayı biz yeriz…

Hakkaniyet ve eşitlik esaslarına uygun olan “ilahi adalet” böyle değildi ki…

***

Pardon ama, siz Allah’ın müstesna kulları mısınız?

Var mı kutsal kitaplarda böyle bir tarif?

Sizler için Arş-ı Ala gibi belirlenmiş bir yeri mi var?..

Yüce Tanrı sizi ıslah etsin!..

Amin!..

***

İslâm dininde “Ruhban Sınıfı” olmadığına göre, sizin ayrı bir yeriniz olmalı.

Eskilerimiz “Allah’ın sopası yok” derlerdi.

Yoksa sopa olarak sizi mi kullanıyor Yüce Tanrı?

Sopa değilseniz, Allah ile aldatanlar kesin sizlersiniz…

Allah sizi başımıza belâ etti ya, belki de o yüzden “sopa” oldunuz.

Allah’n işine akıl ermez.

Yine de aklımıza o mukayyet olsun…

Amin!..

***

Yeni yılın ilk gününde bile sözlük yine elimde.

Cibiliyet” sözcüğünü arıyorum.

Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde yok böyle bir kelime.

Cibilliyet” (iki “l” ile yazılan) ; yaradılış, huy anlamında Arapça’dan dilimize girmiş eski bir sözcükmüş.

O var.

Cibilliyetsiz” ise sorunlu bir sözcük:

Soysuz, sütü bozuk” anlamına geliyormuş.

Hakaret olduğuna kuşku yok.

Cumhurbaşkanımız, bu sözü genellikle Ana Muhalefet Lideri Kemal Kılıçdaroğlu için kullanıyor:

Onun için her fırsat bulduğunda:

Dürüst değil, kalibresi bozuk, cinsi, cibilliyeti bozuk” diyor.

Hiçbir tartışmaya yer vermeyecek şekilde hakaret içeren bir tümcedir.

Dikkatinizi çekerim:

Reis; “cibilliyet” değil, “cibiliyet” diyor…(1)

Allah razı olsun, Allah başımızdan eksik etmesin!..

***

Buna karşılık Kılıçdaroğlu:

Hepsi geçecek, güzelce dinlen, ilaçlarını sakın ihmal etme. Üzmesinler seni. İyi yıllar…” diyerek, Türkiye Cumhuriyeti’nin 12 ve 13. Cumhurbaşkanının “hasta” olduğunu duyuruyor…

Reis gerçekten hasta mı değil midir bilmiyoruz.

Hastaysa nedir rahatsızlığı, tedavisi var mı, varsa nerede olacak, bu konularda da bilgi verilmiyor…

Allah şifanı versin” bile demedi Kılıçdaroğlu.

Aşk olsun…

Allah Teâlâ şâfi ismi şerifiyle tecelli buyursun!..

***

Koş Sevim kooooş!..

Ekonomik çalkantılarla geçen 2021’in aralık ayında, Ana Muhalefet Partisinin Lideri TÜİK’i ziyarete gitmiş duydun mu?

TÜİK, Devletin en önemli kurumlarından biridir.

Bugünlerde çalışanların gözü TÜİK’in üzerindedir.

Maaşlar, emekli aylıkları, kiralar ve bunun gibi pek çok husustaki artışlar TÜİK’in verilerine göre ayarlanacaklar.

Asgari ücretin belirleneceği o günlerde, Kılıçdaroğlu’nun ziyareti oldukça anlamlıydı.

Kamuoyu baskısını siyasi iktidarın üzerine çevirmek ve bir ölçüde TÜİK’i siyasetin etkisinden kurtarmaya çalışmak az iş değildi.

Olmadı.

Kılıçdaroğlu, Devletin halka açık bir kurumundan içeri bile giremedi.

Dış kapıyı üstüne zincirlediler!

Oysa resmi internet sitesinde, her vatandaşın kurumdan dilediği bilgiyi alabileceği ve halka açık olduğu yazılıydı.

Kılıçdaroğlu’na kapılar neden kapatıldı, o vatandaş değil miydi?..

Her şeyin en doğrusunu Allah bilir…

***

Ardından Milli Eğitim Bakanlığı’nı (MEB) ziyaret etmek istedi.

Bu defa da yazılı sınavı kazananların, mülakatta siyasi nedenlerle elenmesini kamuoyuna anlatacaktı. (3)

Sanki kamuoyu bu konudan habersizdi.

Her neyse nasip değilmiş, o da olmadı.

Bakan MEB’nın kapılarını Kılıçdaroğlu için zincirletti.

Allah’tan Reis, ellerinin arkadan zincirlenmesini istemedi!

Zincirle verilen gözdağı insanın aklına neler neler getiriyor…

***

Gerçi bundan sonrası için Reis’in tâlimatı var:

Kılıçdaroğlu randevu almadan resmi dairelere bir daha giremeyecek… (4)

Randevu işi inşallah vatandaşa uygulanmaz.

Bunu da anladık diyelim…

Onu da mı Allah yaptırıyor?

!..

***

Bir var sayım ile kafa cimnastiği yapalım:

2023 Genel Seçimlerinde Cumhurbaşkanlığını Kılıçdaroğlu’nun kazandığını var sayalım.

Var sayalım dedik canım, araya girmeyin!

Saray’a giremeyecek mi yeni Cumhurbaşkanımız yani?

O nedenle soruyorum:

Reis’in talimatı ne zamana kadar geçerlidir?

Örneğin, bir KHK ile Kılıçdaroğlu’nun Saray’a girmesini ömür boyu yasaklarsa ne olacak?

Bu yasağı kim kaldıracaktır?

YSK mı dediniz, Anayasa Mahkemesi mi?

Reis’in Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerini iptal edebilecek bir yüksek mahkeme tanıyor musunuz gerçekten?

Var mı?

Peki, adı nedir?

Başını öteye çevirme muhterem.

Sana sordum; o mahkemenin adı nedir, söyler misin lütfen.

Hmmm…

Anladım!..

O yüzden mi “erken seçim” isteniyor?..

***

Bak şu Allah’ın işine!

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu’nun “faiz” konusundaki görüşü (fetvası) belli iken, 190 numaralı “Alo Fetva” hattını aramaya ne gerek var?

Konu bellidir:

Faizli mevduat hesaplarına ve vadeli döviz satışında bulunmak caiz değildir.”(5)

O kadar.

Allah’ın emrinin bizim anlayacağımız şekilde açıklaması böyledir!

Peki, “Kur korumalı TL vadeli mevduat” hesapları ile ilgili durum nedir, sorusunu sormaya gerek var mı?

Fetva Kurulunu bu kadar önemli işleri arasında meşgul etmek, hiç doğru olmadı.

Neyse yine de bakalım ne buyurdular bu konuda:

İçerisinde faiz unsuru bulunmayan herhangi bir uygulamayı Devletin kendiliğinden belli oranlarda yaptığı mali katkı alınabilir”… (6)

***

Koş Sevim koooş, bak ne dedi Ulema.

İttifakta, “En doğrusunu Allah bilir” dedikten sonra “alınabilir” dediler.

Devletin yapacağı “mali katkı”nın “faiz” olmadığına karar verildikten sonra mesele yok tabii ki.

Geriye kalıyor, bankaların yapacağı “mali katkı” ki, onu da aynı kapsamda değerlendirmek mümkündür.

Bunun için yeni bir “fetva”ya gerek yoktur…

Genişletici yorum”la bu meseleyi halletmek mümkündür…

“Nass” ortada dururken, sana bana ne oluyor canım?…

“Nass” Allah’ın emridir Sevim Hanım, sakın bunu aklından çıkartma!..

Beni duydun mu Seviiiiiim…

***

Sonuç:

Dini siyasete alet ederseniz, olacağı budur.(7)

Kelimeleri; eğip bükerek, sözcüklerin anlamını değiştirerek, anlam yükleyerek, bu işin içerisinden çıkamazsınız.

Dinin emirlerini işinize geldiği gibi yorumlamayacaksınız!

Din kurallarını, devlet işlerine karıştırmayacaksınız!

Laiklik ilkesinin içini boşaltmayacaksınız!

Laik Devleti hırpalamayacaksınız!

Aksi halde, elinizde ne satacak din kalır ne de yaşanacak bir devlet…

***

Gördüğünüz gibi, en sıradan bir yazının içerisine; din ve dince kutsal sayılan değerleri kattığım zaman ne hale geliyor.

Olsun!..

Biz yine başladığımız gibi bitirelim:

Laikliğin değerini bir kez daha gösterdiğiniz için Allah sizden razı olsun!..

Amiiinnnn!…

Av. Cemil Can

DİPNOTLAR:

(1) https://www.yenicaggazetesi.com.tr/icisleri-bakani-suleyman-soylu-biz-kendimiz-yapmiyoruz-bize-yaptiran-allahtir-496303h.htm

(2)https://halktv.com.tr/gundem/erdogan-kilicdaroglu-icin-cinsi-cibiliyeti-bozuk-dedi-anadolu-aslanlari-alkisladi-658748h

(3) https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/kemal-kilicdaroglu-milli-egitim-bakanligina-alinmadi-6858253/

(4) https://www.posta.com.tr/cumhurbaskani-erdogan-fahis-fiyat-artisinin-sebebi-firsatcilar-2408569

(5) https://kurul.diyanet.gov.tr/Cevap-Ara/38623/bankalarin-vadeli-mevduat-hesaplarina-para-yatirmanin-dini-hukmu-nedir-?enc=QisAbR4bAkZg1HImMxXRn2t8ij%2beDtMkJdRGirgyeb8%3d

(6) https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/diyanette-siyaset-cikmazi-1896862

(7) https://www.gercekhaberci.com/dini-siyasete-alet-etme-listesi/83664/

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir