KONUK YAZARLAR

ABD ASKERİNİN KORKUSU!..

abd-pyd

Hayatın gerçekleri Suriye’de dayattı:

Trump, “Çok yakında Suriye’den çekileceğiz” dedi.

SDG Sözcüsü Kino Gabriel, çekilme planı ile ilgili olarak “Bilgilendirilmedik” dedi.

Gabriel, ABD’nin kara gücü olduklarını unutmuşa benziyor.

Komutanlar, askerlere bilgi vermez, emrederler!..

Bu emir de yakında tebliğ edilir kendilerine…

***

Bu arada ABD, Membiç’teki PKK/PYD’lileri korumak için takviye araç ve asker gönderdi.

Aksi halde, ABD’ye asker yazılanlar güven bunalımına düşebilirdi.

Trump, Dış İşleri Bakanlığına Suriye’de PKK/PYD’nin kontrol ettiği alanların “yeniden inşası” için ayrılan 200 milyon dolarlık yardımı dondurma talimatı verdi.

Suriye’nin yeniden inşası ABD’nin üstüne vazife midir?

Belli ki, “tünel” ve “istihkam kazma”nın adını yeniden inşa koydular, o da işe yaramadı tabii ki…

Bu nedenle istihkâm birliğine “geriye dön” komutunu verdiler…

***

ABD’nin Suriye’de kullanılmak üzere “ortak güçler” için bütçeden 2018 yılı için ayırdığı 60.6 milyon doları, 2019 yılı için 101.5 milyon dolara yükseltti.

Ücretli Kürt askerlerinin maaşları toplamı 30 milyon dolar olarak ayrıldı

Hava desteği için 7 milyon ve diğer kalemler için de 64.5 milyon dolar öngörüldü…

Çekilme gerçekleşirse, 500 milyon dolara yakın para ABD bütçesinde kalacak.

Tasarruf edilen bu miktar, kim bilir ne zaman hangi garibanların canını yakacak!

ABD’nin, binmeyeceği eşeğin önüne yem atmayacağı yaşanan deneylerle sabit hale geldi.

Kürtleri kullanarak bölge halklarına verecekleri zararın boyutunu, gönderilen 4500 TIR silahtan ve ayırdıkları paradan da anlamak mümkün…

***

Katil Amerika’nın ne yapmaya çalıştığı bellidir.

Lakin bu işleri kiminle yapacağı şüpheli hale geldi!

ABD’nin emperyalist amaçlarını gerçekleştirmek için öncelikle insan gücüne ihtiyacı var.

Ölümden korkmayan” savaşçıları nereden bulacaklar!

Kürtlere bağladıkları umutlar boşa çıktı.

Kendi askerleri ise korkularını yenemiyor bir türlü.

Canları çok tatlıdır…

***

Sözcü’den Soner Yalçın geçenlerde yazdı:

Pentagon ve CIA emrinde görev yapan bilim insanlarının üzerinde durduğu bir başka çalışma var:

Askerin korkusunu yenmek!

Şimdilik robotlarla bu sorunu aşıyorlar.” (1)

Coniler, can pazarında geri planda durmayı tercih ediyorlar.

Kürtler ise defalarca denemiş, güven vermiyorlar!

Fransa, Kürtlerin yerini almaya niyetli ama can pazarı var bu coğrafya, yemiyor tabii!

Dolayısıyla, ABD Suriye’den çekilmek zorundadır!

Bir süreliğine yenilginin adını “çekilme” koyabilirler ama.

Çekilsinler bakalım, bu ayarlı kantarda kaç okka gelecekler!..

***

Bir konumuz daha var bu hafta:

CHP’deki “ekran yasağı”..,

Basın ve düşünceyi ifade etme özgürlüğü için yırtınanlar, sonunda “konuşma yasağını” bir sidikli Yönerge ile uygulamaya koydular.

Medya tutum belgesi” ve “CHP Medya İletişim Yönergesi (2) adeta Y-CHP’nin röntgen filmi gibi karşımıza konuldu.

İçeriğini buradan yazmaya utanıyorum.

O kadar yani.

Dileyenler aşağıdaki bağlantıyı açıp okuyabilirler…

***

CHP’li milletvekillerinin katılacakları TV programları ve gazetelere verecekleri mülakatlarda ne diyeceklerini ve ne demeyeceklerini bu Yönerge’ye bakarak belirleyecekler.

Başka bir deyişle, Dersimli Kemal ile yakın çevresini “tekrar” edecekler!

Öyle kendi başına fikir üretmek ve konuşmaları yasak!

Düşük seviyeli söylemlerle ilgili sorulara” muhatap olmamak yöntemi ile cevap verilmesi öğütlenen yönergede; “Tekrarın gücüne inanın” vurgusu yapılıyor!

Tekrarın gücü!

Demek ki, hafızlık yapar gibi genel başkanın sözleri tekrar edilecek!

Yönergedeki tavsiyelerden anlıyoruz ki, CHP milletvekilleri ile yöneticilerinin; ideolojik birikimleri yok, alternatif siyaset üretme yetenekleri bulunmuyor, fikirlerinin arkasında duracak kadar da kararlı değiller, iç ve dış siyaset konularında yetersizler…

Uzmanlık alanlarında iddialı olmadıkları da Yönerge ile itiraf ediliyor…

Tekrarın gücü” başka anlama gelmez!

***

CHP’den milletvekili seçilebilmek için tek ölçünün:

Dersimli Kemal’in liderliğini koşulsuz kabul etmek ve Alevi mezhebine mensubiyet olduğu, bu yönerge ile teyit edilmiş bulunmaktadır.

Sokaktan toplanan; sıradan, apolitik insanlara yapılacak bu tavsiyelerin, CHP kadrolarına yapılıyor olması, bu gerçeğin altını çiziyor zaten.

HDP ile ittifak yapmak mecburiyeti hisseden Y-CHP’nin, iktidar alternatifi olmadığı Yönerge ile kabul edilmiştir.

Bunun anlamı:

AKP’ye bir dönem daha mecbur bırakıldığımızdır…

Türk halkının önünü asıl kesenler, adi bir kaset operasyonu ile CHP’nin başına gelen bu işgal mangasıdır…

***

En haklı olduğumuz konum: 16 Nisan Anayasa Referandumuydu.

Onda bile eylemsiz kalanların, bundan sonra olacaklar karşısında şaşkın ördek gibi suya tersten dalacakları kesindir.

Seçmen veri tabanında; ölüler sağ görülüyor ve bunlar toplam seçmenin yüzde 5,5’uğuna karşılık geliyor.

Ölülerin oy kullanması nasıl engellenecek?

Bu soruya yanıt vermeyen ve “boykot”u reddeden muhalefetin tek derdi:

Yağdanlıkları ile beraber sürekli muhalefette kalabilmektir…

Halk umurlarında değildir.

Korku dağları bekler biliyoruz…

***

Önümüzdeki seçimlerde:

Sokaklarda “sopalı ve hatta silahlı adamlar(3) yine olacaktır!

Bu ihtimale karşı önleminizi aldınız mı Beyefendiler?

AKP kurucularından birini aday göstermek önlem mi?

Yoksa sizin tuzunuz kuru, önlem almaya değmez mi?

 

Cemil Can

DİPNOTLAR:

  1. https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarlar/soner-yalcin/bize-beyin-lazim-2314687/
  2. http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/950083/CHP_de__medya__kriterleri.html
  3. https://www.sozcu.com.tr/2017/gundem/kilicdaroglu-ilk-kez-acikladi-sokaga-cagirmadik-cunku-1832515/