KONUK YAZARLAR

MUHALEFET “TİTANİC KEMANCILARI”(1) GÖREVİNİ YAPIYOR!..

Topraklarımızından bir parça kopartarak, emperyalizmin kuklası olacak “Büyük Kürdistan”ı kurmak için elinden gelen herşeyi yapan ABD’den gelecek “sıcak para”ya muhtacız maalesef.

Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye hanım, bu nedenle Amerika’ya gitti.

ABD’ye fena halde bağımlıyız.

Bu yüzden dik duramıyoruz.

ABD, Suriye’den gönderdiği PKK/YPG militanları ile Kuzey Irak’taki üslerimize saldırıyor.

Geçen sefer 12 şehidimiz vardı, şimdi 9 şehit al bayrağa sarıldı…

Ağır tehdit altındayız…

Elimiz-kolumuz bağlı,Yutkundukça yutkunuyoruz!..

“Ah para zalım para silinsin senin turan/Sen değil misin bizi nazlı yardan ayıran”…

***

Ekonomisi iflas etmiş ve terör batağına saplanmış bir ülkeyi idare etmek öyle kolay değildir.

Bir de muhalefeti iktidara getirme tehdidi varsa ve bu tehdit Demokles’in kılıcı gibi iktidarın başında sallandırılıyorsa taviz üstüne taviz vermemek mümkün mü?

21 yıllık iktidarı süresince yolsuzluklar, hırsızlıklar, adam kayırmalar, milli çıkarları yabancılara peşkeş çekmeler vb. gibi suç sayılan pek çok eylem nedeniyle hesaba çekilme, yargılanma da olacaksa verilemeyecek taviz olamaz!..

ABD Başkanı Trump’un Reis’i, “Türk ekonomisini mahvetmekle” (2) tehdit etmesi boş değildir…

Bu tehdite göre hızalanmamızdan bellidir…

***

Bugüne kadar AKP’yi kayıtsız-koşulsuz destekleyenler bile “belirsizliğin korkusu”nu yaşamaya başladılar.

Belirsizliğin korkusu korkunçtur.

Farkında mısınız:

Türkiye’nin kaynaklarını yağmalayan yandaşlar, yatırımlarını Türkiye dışına aktararak geleceklerini plânlıyorlar.

Türkiye’yi Cehennem’e çevirenler, Cehennem’i sadece bize yaşatacaklar…

***

Diğer rezillikler yetmezmiş gibi bir de ülkenin her noktasına Suriyeli ve Afganlıları yerleştirdiler.

Onları bize evlatlık gibi ettiler; sanki biz kendimize çok yetiyormuşuz gibi yemelerini, içmelerini, giyinmelerini ve barınmalarını biz temin edeceğiz.

“Serseri mayın” gibi ortalıkta dolaşıyorlar.

Bu tehlike geçecek gibi değil.

Bir gün başımıza ne belâlar açacaklar kim bilir!

Korkumuzdan bunu dahi konuşamıyoruz…

Bu genç insanlara çok rahatlıkla terör eylemleri yaptırılabilir!

Bu tehlikelere karşı yeterli önlemler alınmış mıdır haberimiz yok.

Çaresiz insanların kandırılması ve silâh olarak kullanılması pekâlâ mümkündür.

Bu Cennet vatanı birkaç saat içerisinde Cehennem’e çevirebilirler diye çok, ama çok korkuyorum…

Eperyalistler, Demokles’in kılıcını başımızın üzerinden hiç eksik etmiyorlar…

***

Böylesine hassas dönemlerde ortak düşmana karşı “ortak tavır” almak gerekirken, ortak paydalar ha bire dinamitleniyor.

Türkiye’nin her yerinde mitingler tertip etmek gerekirken, en haklı ve yerinde olan Tandoğan Mitingi bile sudan sebeplerle iptal ediliyor…

Sanki bilmiyorlar mı:

Emperyalist devletler, Filistin halkına soykırım uygulayarak Ortadoğu’daki ileri karakolları İsrail’in topraklarını genişletmeye çalışıyorlar.

İsrail’e Süveyş Kanalı üzerinden loistik taşıyan ticaret gemilerine engel olmaya çalışan Husiler’e (3) karşı bir koalisyon (Refah Muhafızı Operasyonu-Operation Prosperity Guardian) (4) oluşturması da aynı nedenle değil mi?

ABD ve ortakları, bizim Kuzey Irak’taki üslerimize saldırırken, eş zamanlı olarak Yemen’i de bombalamıyolar mı…(5)

Bu utanmaz reziller, bir de bizi bu “koalisyon”a almak (6) istemezler mi?..

***

Tam da yerel seçimler öncesinde iktidarın sıcak paraya acilolarak ihtiyacı varken, böyle bir tablo ile karşılaştırılmamız ne büyük bir şanssızlıktır, değil mi?

Bu aralar maaşlara enflasyon oranında güya zam yapılacaktı.

Gerçi TÜİK’in enflasyon oranını yarı yarıya azalttı ama bu bile işe yaramayacak gibi.

Çeşitli “mali oyunlar”la halkınz kefen parası toplandı da deliği kapatmaya yetmiyor.

Topraklarımızdan başka satıp-savacak bir şeyimiz de kalmadı, biliyormusunuz?

Çok acil olarak “sıcak para”ya ihtiyacımız var.

Ya Hafize hanım Amerika’dan eli boş dönerse, iktidar iyice zora girmez mi?

Biz Amerika’dan para isterken, onların üslerimize saldırmasına nasıl karşılık verebiliriz ki?

Verebilecek miyiz?…

Bilmem ki…

***

Defalarca anlattım, anlatmaya devam edeceğim:

ABD, Suriye’nin petrol bölgelerini işgal etmiş;Kuzey Irak’ta olduğu gibi burada da bir kukla “Kürt Yönetimi” kurma peşindedir

Ardından İran’a gelecek sıra.

Sonra Türkiye’yi yatıracaklar ameliyat masasına…

NATO’nun Asya’ya doğru genişleme plânı adım adım uygulanıyor.

Büyük Ortadoğu Projesi’nden vazgeçilmiş değil aslında!

Ukrayna-Rusya Savaşı da bu plânın bir parçası.

İsveç’in NATO’ya dahil edilmesini de aynı kapsamda değerlendirmek gerekir.

Olacak şey değil; ülkemizi parçalamaya kararlı NATO’nun genişlemesine oybirliği ile “evet” diyoruz…

İnsanın kendi ayağına kurşun sıkması bu değil mi?

***

Neymiş efendim: İsveç PKK’yı terör örgütü olarak kabul edecekmiş!

“Geç bunları anam-babam geeeç!”

Uyanın da balığa gidelim artık.

PKK çoktan YPG olmuş ve ABD’nin her türlü koruması altındadır şimdi.

Devletini kurmakla meşguldür!

Suriye’den gelip, Kuzey Irak’ta üstlerimize onlar saldırıyorlar.

Biz lâfı gediğine oturtamıyoruz bir türlü.

Olup bitenden ABD’yi resmen sorumlu tutmamak için hâlâ “PKK saldırdı” diyoruz.

Belimizi büken yeşil dolarlardır aslında!

PKK diye bir şey yok!

PKK da PYD de YPG de IŞİD de tümü Amerika’nın aparatlarıdır, “vekâlet savaşı” yürütüyorlar.

Anlayın artık!..

***

85 milyonun hep bir ağızdan sesini yükseltmesi gereken günlerdeyiz.

Mitinglerdir tek aracımız.

Türkiye’nin her yerinde miting yapacak yerde, Tandoğan Mitingi’ni neden iptal ediyoruz ki?

Akıl tutulmasıdır.

Siyasi iktidarın “Anayasa’ya saygı”lı olmasını istemenin yanında, “emperyalizme karşı tek yumruk” olmayı istemenin nesidir yanlış?

Şehitlerimiz nedeniyle yasta olmamız, miting yapmamıza neden engel olsun ki?

Düğün-dernek değildir miting!

İzmir’in işgalinden sonra ilk miting, (7) üstelik de kadınlarımız tarafından Fatih’te yapılmadı mı?

Milli Mücadele’nin kıvılcımları mitinglerle yakılmadı mı?…

İktidarın eli-kolu bağlı anlıyoruz da muhalefetin sürekli miting yapma yerine, “eylemsizliği” seçmesine akıl erdirmek mümkün değil…

“Anayasa’ya sagı”nın yanında; “terörü kınama”, teröristleri lanetleme, emperyalizmi halka anlatma, beşinci kol faaliyetlerine karşı halkı uyarmak için bütün halk kesimlerini mitinge davet etmek gerekmiyor mu acaba?

Halkı uyarıp cesaretlendirmek yerine, korku salmak muhalefete yakışıyor mu?

Bildiri” yayınlamanın bir işe yaramadığı anlaşılmadı mı artık?..

***

Bu defa söylemeden geçeyim dedim ama sözün sırası geldi ne yapayım:

2011 yılında; Türkiye’de ABD karşıtlığının yükselmesinden rahatsızlık duyan, Batı’ya gönüllü olarak bağlanmayı düşleyen (8) ve “YPG’yi terör örgütü değil, vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum’‘(9) olarak değerlendiren Y-CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “rahle-i tedris”inden geçenlerin, çoğunluğunun halen CHP yönetimine hakim olduklarını akıldan çıkarmamak gerekir.

Her ne kadar daha sonraları AKP’nin Türkiye’deki ABD üstlerinin kapatılması hakkındaki düzenleme yapması halinde, bunu destekleyeceklerin (10) söylemişse de, bu sözleri AKP’yi köşeye sıkıştırmak için söylendiği son derece açıktır…

ABD’nin desteği ile iktidar olan ve iktidarda kalan AKP’nin böyle bir girişimde bulunamayacağını herkes bilir…

Peki, İsveç’in NATO’ya alınması oylamasında; CHP’nin TBMM Dışişleri Komisyonu Üyesi Oğuz Kağan Salıcı “evet” oyu kullanmadı mı?

Hani İncirlik ve Kürecik üslerinin kapatılmasına destek verecektiniz?

Demek ki, Kılıçdaroğlu’nun belirlediği “ABD uşaklığı” çizgisi henüz kırılabilmiş değil…

***

Muhalefet böyle de iktidar nasıl bir Türkiye yarattı biraz da ona bakalım:

Çağdışı bulduğumuz, insan haklarına ve “kuruluş felsefemize” aykırı gördüğümüz, “Tek Adam Rejimi”ne olanak tanıyan ve sürekli eliştirip karşı çıktığımız Anayasa’yı bile savunmak bize düştü!

Evet, bu Anayasa’yı biz savunuyoruz artık!

Herkesi Anayasa’ya uymaya çağırıyoruz…

Emperyalizme karşı Kurtuluş Savaşı veren ve yıkılmış bir imparatorluğun küllerinden laik Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türk halkına, “geçersiz oylarla” kabul edilmiş böyle bir Anayasa yakışmıyor.

Geçersiz oylarla kabul edildiği için Anayasanın “meşru”luğu tartışılıyor.

Anayasa’ya göre bir kişi, üçüncü kez Cumhurbaşkanı seçilemez kuralı var ve bu kural çiğnenerek Erdoğan üçüncü kez seçildi.

Muhalefet “onu sandıkta yeneceğiz” palavrasının arkasına sığınıp bu “tam hukuksuzluk” haline teslim oldu.

Bu yüzden de Cumhurbaşkanı’nın da “meşruiyeti” tartışılıyor.

Anayasa’ya göre Anayasa Mahkemesi kararları kesindir ve yargı organları dahil bütün kurum ve kuruşları bağlar.

Meşruiyeti tartışılan Cumhurbaşkanımız Anayasa’yı tanımayarak yeni bir meşruiyet tartışması başlatıyor.

En yüksek bir diğer mahkeme Yargıtay ise, Anayasa Mahkemesi kararlarını tanımıyor.

Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesi kararlarına “uymuyorum, saygı da duymuyorum” diyordu.

İktidarın küçük ortağı MHP’nin Genel Başkanı Bahçeli, her fırsatta “Anayasa Mahkemesi kapatılmalıdır” diye buyuruyor…

Değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek olan Anayasa’nın laikle ilgili maddeleri, Cumhurbaşkanı’nın yakınları tarafından fiilen değiştiriliyor; Galata Köprüsü’nde yapılan mitingte “şeriat bayrağı” açılıyor, hilafet isteniyor…

İktidarın küçük ortağı HÜDA-PAR, “eyalet sistemi”ni savunarak Anayasa’yı ihlal suçunu işliyor.

Milli Eğitim Bakanı, tarikatlarla protokoller imzalayarak “dinci eğitim”e kapıyı aralıyor.

Uyanın artık, Türkiye eski Türkiye değil” diye Meclis’te bağırıyor…

***

İlginçtir; Türk halkı, atasözü ve deyimlerden çıkış yolu arıyor.

Beterin beteri var” diyerek, haline yine de şükrediyor.

Kadınlarımız, dizi müptelası oldular.

Holdin sahiplerinin yaşamını öğrenmeye pek merak saldılar.

Oralarda kimin eli kimin cebinde belli değil ya; “oh hele şükür biz onlardan iyiyiz” diyerek iç geçiriyorlar.

Akşam yemeğini tarhana çorbası ile geçiştirenler, “yemek yapma yarışması” izliyorlar.

Torun-torba bir arada ailece “Survivor”ı takip ediyorlar…

Bilgi yarışmalarına mutfaktan katılıyorlar.

Ağlayanlar, zırlayan gırla gidiyor…

Bu şekilde, 85 milyonu ninni söyleyip, beşikte sallıyorlar!

Gençlerin eğitimli olanları, kapağı yurt dışına nasıl atarımın yollarını arıyor.

Eğitimsiz ve işsiz olanların bir kısmı, birkaç gram “meta-fetamin”i nereden nasıl bulacağının derdine düşmüş.

Genç kızlarımızın bir kısmı, zengin koca bulmak için güzellik merkezlerinin kapılarında olmadık numaralar çeviriyorlar…

Hamdolsun yine de; iki rekat sükür namazı kılsak iyi gelir, diyenlerimiz var!..

İyi fikir!..

***

Aynı gemideyiz ya, “Reis’in rotası nereye doğru acaba” diye soranlara, güverteden söyleyeceklerim var elbette:

Bizim gemi, “Titanic” gibi buzdağına bindirmiş, ağır yaralıdır.

Hep birlikte okyanus dibini boylayacak gibiyiz.

Saatlerin saniyeleri hızla dönmeye başladı; saatlerimiz tükeniyor.

Muhalefet gemide “kemancı” olmayı neden kabul etmiş acaba?

“Dur” denene kadar görevini yerine getirmeye kararlı, çalıp duruyor.

En güzel parçaları dinleyen yolcuları “mest” ediyor, maşallah!

Gemiye dolan sular, romantik aşk yaşayanların yatakları altına kadar yükselmiş.

Orkestra bütün çığlıklara kulaklarını tıkamış.

Öylece sonumuzu bekliyoruz…

Titanic kemancıları” halt etmiş bizimkilerin yanında!..

***

Sonuçu görer gibiyim; paylaşıyorum yol arkadaşlarımla:

Korkunç bir savaşın içerisindeyiz bu bir.

Etrafımızdaki ateş çemberi her geçen gün biraz daha yaklaşıyor, bu iki.

Emperyalizm azgınca her cepheden saldırıyor, üç.

20 gün arayla 20 askerimizi şehit eden PKK değil, ABD’dir, dört.

İsveç’in NATO’ya alınması, mayınların temizlenmesi bahanesi ile NATO’nun Karadeniz’e çıkartılmak istenmesi, Kanal İstanbul Projesi, Ukray’na-Rusya Savaşı, Hamas’ın İsrail’e saldırması bahane edilerek Filistinlilere soykırım uygulanması, Yemen’in bombalanması, Birleşmiş Milletler’den yeni saldırılar için icazet alınması, Suriye’nin işgali ve parçalanması, Irak’ın parçalanması ve kuzeyinde Kürdistan yönetiminin kurulması, Türk Silahli Kuvvetleri’nin üslerine saldırılması, Afganistan’ın işgal edilmesi vb. gibi eylemler hep aynı plânın parçalarıdır…

“Büyük fotoğraf” dedikleri budur.

Etti mi sana beş.

Hilâl ile Haç’ın Savaşı” masalı, inanmış insanların savaşa karşı gelmesini engellemek için uydurulmuştur, bu da altı.

Temel hedef mi?

Doğal enerji kaynakları deposu olan Ortadoğu’nun yağmalanması ve ardından Asya’da kalıcı üsler kurularak zaman içerisinde buraların da sömürülmesidir…

***

Biz bu savaşın içerisindeyiz ve savaşın tarafıyız, bu da olsun yedi.

Acaba olmamız gereken tarafta mıyız?

İşte temel soru budur ve sorun bu soruya verilecek olan yanıttadır, sekiz.

ABD merkezli bir şirket, Silahlı Kuvvetleri güçlerine göre sıralamışlar.

TSK’yı 8. sıraya koymuşlar.

Demek istiyorlar ki, “silahlı kuvvetlerinize çok fazla güvenmeyin.

Bu savaşta sizden daha güçlü olanlar da var.”

Buna rağmen sonucu belirleyecek olan yeşil dolarlar ile “beşinci kol” olacak galiba…

Dolarlar, onlarda ama “beşinci kol” içimizdedir.

En küçük menfaatleri için bunlar analarını satarlar.

Tecrübe ile sabittir:

Sigaralarını yakmak için tüm ülkeyi ateşe vermekten çekinmezler.

Bu insanlar hâlâ aramızda dolaşmaktalar…

Av. Cemil Can

DİPNOTLAR:

(1) https://fb.watch/pzfDE5AySn/

(2) https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-50077573

(3) https://tr.wikipedia.org/wiki/Husiler

(4) https://www.dunya.com/ekonomi/kuresel-tedarik-zinciri-icin-12-ulkeden-35-savas-gemisi-haberi-714507

(5) https://www.ntv.com.tr/dunya/abdden-yemene-yeni-hava-saldirisi,P08mhtdeDEmrk0GUAcZunA

(ABD-Birleşik Krallık öncülüğündeki çok uluslu (ABD, İngiltere, Avustralya, Bahreyn, Kanada ve Hollanda) donanma gücü (CMF-Birleşik Deniz Gücü; https://www.aydinlik.com.tr/haber/abdden-ortadoguda-yeni-birlesik-gorev-gucu-393073 ) Yemen’e yaptığısaldırılarda 5 şehit ve 6 yaralı var. Gazze’ye gönderilen insani yardımların engellenmesi üzerine Yemen’deki İran destekli Husi savaşçılar, Aden Körfezi ve Kızıldeniz’deki çoğu İsrail’e malzeme götürmekte olan ticari gemileri ateş açarak engellemeye çalıştılar. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Yemen’deki Husiler’in gemileri hedef alan saldırılarının acilen durması çağrısı yapan bir karar tasarısını imzaladı. Bundan sonra Yemen çbombalanmaya başlandı. Yemen Ordu sözcüsü Yahya,Sare,Başkent Sana ile Hudeyde, Taiz, Hacce ve Sada’da 73 noktanın bombalandığını belirterek, İsrail’e gidecek gemileri hedef almaya devam edeceklerini vurguladı.)

(6) https://www.aa.com.tr/tr/dunya/turk-askerinin-aden-korfezindeki-gorev-suresi-uzatiliyor/2811393

(7) https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1202398

(8) https://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/kilicdaroglu-abdye-goz-kirpti-haberi-40829

(9) https://www.haber32.com.tr/kilicdaroglu-ypg-teror-orgutu-degildir

(10) https://chp.org.tr/haberler/chp-genel-baskani-kemal-kilicdaroglu-turkiyedeki-abd-askeri-tesislerini-kapamayi-getirsinler-meclise-destekleyecegiz

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir