“MUHALEFET”E MUHALEFET!..
13 Ağustos 2023
Yeni zamlar açıklanınca veya meczup bir “imam”, görevi olmayan bir konuda açıklama yapınca, Y-CHP yöneticileri adeta sevinçten havaya uçuyorlar.
Kendilerine üzerinde konuşacakları bir konu çıktı diye, çocuklar gibi seviniyorlar.
Asıl üzerinde konuşulacak mevzuları geriye itilince biraz olsun rahatlıyorlar…
Bu “senaryo”ya iktidarın muhalefete desteği demekte bir yanlışlık yoktur.
Yakışıyor!..
***
Cumhuriyet gazetesine göre, Pendik İlçe Müftülüğü’ne bağlı İmam Halil Konakçı, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın koruması altında konuşuyor:
Bir gün laikliği hedef alan imam, diğer gün kadınlara sataşıyor.
“Odatv”ye göre, Ankara Melikehatun Camii İmamı olan Konakçı, son açıklaması ile bir kez daha “muhalefeti” kurtardı!
Dedi ki:
“Fransız işgalinde yapılmayan zulüm Cumhuriyet döneminde yapıldı. ”
Bay İmam, vaazının devamında:
“Hatay Türk toprağı değildir. Hatay Arap toprağıdır” (1) da dedikten sonra, kıbleye dönüp, cemaatine cuma namazını eda ettirdi.
Allah kabul etsin…
Amiiiin!..
***
Diyanet Akademisi’nin kuruluşuna destek veren Kemal Kılıçdaroğlu (KK), nedense bu konularda hiç konuşmuyor.
Diyanet’i ve “din adamları”nı pek eleştirmiyor.
“Seyyit” soyundan geldiği için olabilir mi?
!
KK, 2010 yılında vurguladığı “laiklik tehlikededir diyemem” çizgisini ısrarla koruyor…
Başarılıdır!..
***
Asıl tehlikede olanın, fiyatı on liraya çıkan “simit” olduğuna karar veren KK, doğruca Simitçiler Esnaf Odası’na giderek Başkan Savaş Delibaş ile birlikte poz verdi…
“Değişim” ve “istifa” talepleri karşısında “sağır ve dilsiz” olan Bay Kemal, ilçe kongreleri ile de yakından ilgileniyor…
“Genel merkezi destekleyenler” grubunu hiç yalnız bırakmıyor…
Helâl olsun!..
***
Halka, benzine-motorine “zam” geldiği haberini vermekle “muhalefet görevi”nin yerine getirileceğini sanan bir zihniyet, ne yazık ki Türk siyaset arenasında yaşam alanı bulabiliyor.
21 yıldır AKP’ye “payanda” olmaktan başka bir işlevi olmayan Kılıçdaroğlu ve ekibinin foyası sonunda ortaya çıktı.
Yüzlerindeki maske indi.
Makyajları silindi.
Bundan böyle kimseye, “ana muhalefet partisi” olduklarını yutturamayacaklar.
Asıl görevleri:
Ülkede gerçek bir muhalefetin oluşmasını engellemekti ve bunu da 20 yıldan fazla bir süre “başarı” ile yerine getirdiler…
Bu yüzden de iktidar tarafından korunup kollanıyorlar.
Altlarındaki koltukları popolarına bağladılar!..
Her dönem aynı koltuklarda ondan oturtuluyorlar…
“Al gülüm ver gülüm” gibi…
***
“Allah ile aldatılan” milyonların yanında, bir de kendilerini “sosyal demokrat” ya da “solcu” olarak tanımlayan geniş yığınlar var.
Onlar, “Atatürk” ve “Atatürkçülük” ile aldatılıyorlar.
Kitlelere kendini “ana muhalefet” partisi olarak kabul ettiren Y-CHP, gerçekte bu işlevi yerine getirmedi ve getiremiyor.
13 yılda 12 ağır seçim yenilgisi alan bir ekibin, koltuk sevdası içinde hâlâ olmadık manevralar yapmasını başka türlü açıklamak olanaklı değildir.
Onurlu siyasetçiler böyle durumlarda özür dileyerek çekilirler ve yerlerini yeni isimlere bırakırlar.
Bizde ise tam tersine bir gidişat var.
“Yenilen güreşçi güreşe doymaz” ata sözünü doğrularcasına, 13. seçime de illâ ki yenilenler katılacaklar.
Bu “megaloman” (2) bakış açısının faturasını “muhalefete muhalefet yapılmaz” tekerlemesine takılan bizler ödeyeceğiz…
Zira iktidara “payanda” olanlara, hak etmedikleri “muhalif” sıfatını biz yakıştırıyor ve öyle muamele ediyoruz…
Aldatıldık ve aldatılıyoruz!..
***
Evet, gerçekten muhalefet görevini yapan bir partiye muhalefet yapanlar, son tahlilde iktidarı savunur duruma düşerler.
Tıpkı “muhalefet yapar gibi yapanlar” gibi…
Böylelere muhalefet yapmak ise yapılması gereken en doğru iştir ve savsaklanamaz bir yurttaşlık ödevidir.
Zira “sarı sendika” gibi olan böyle partiler, sonuç itibariyle siyasi iktidarın değişmesinin önündeki en büyük engeldirler.
Aynı zamanda gerçek bir muhalefetin örgütlenmesini de zora sokarlar…
İşbirlikçidirler…
***
Bu yüzden CHP’deki işgal sona erdirilmedikçe, AKP’den kurtulmamız imkânsızdır.
Bu bağlamda, CHP ilçe kongreleri hayati önemdedir.
Çok zor ve imkânsız gibi gözükse de buradan bir çıkış yol aranabilir…
Olmazsa, Y-CHP’yi yerel seçimlerde okyanusun dibine yollayıp, yeni bir yapılanma ile muhalefeti örgütlemekten başka yolumuz kalmayacaktır…
Av. Cemil Can
dipnotlar:
