KONUK YAZARLAR

“GÖÇ DALGALARI” BAŞIMIZI DAHA ÇOK AĞRITACAKTIR!..

2013 yılından bu yana yaşadığımız yoğun göç dalgaları, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) üye olma hayallerini de tamamen ortadan kaldırmıştır.

Resmi rakamlara göre, Türkiye’deki yabancıların sayısı 3 milyon 381 bin (1) civarındadır.

Muhalef partilerinin sözcüleri ile diğer kaynaklara göre ise yabancıların sayısı 13 milyonu bulmaktadır.

Bunların ne kadarı Türk vatandaşlığına geçti tam olarak açıklanmadı.

Türk vatandaşlığına geçen yabancılar, hiç kuşku yok ki, Türkiye’nin iç siyasetinde önemli rol oynuyorlar.

14 Mayıs seçimlerinde ne kadar yabancının oy kullandığı bilinmiyoruz ama seçimlerini etkilediklerine biliyoruz.

Döviz getirerek, ev satın alarak Türk vatandaşlığını kazanan yabancıların iktidarı destekleyeceklerine şüphe yoktur.

Dolayısıyla seçim sonuçlarını yabancılar belirleyecek demekte de bir yanlışlık yoktur…

***

Sığınmacılar sorunu, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi gereği; Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki devletlerin rejimlerini askeri darbelerle değiştirmeye kalkışılması ile ortaya çıkmıştır.

Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, bu projenin “eş başkanlarından bir tanesi” olmakla uzun süre övünmüştür.

Erdoğan’ın açıklamasına göre, sığınmacılar için harcadığımız para 40 milyar doları (2) aşmıştır.

Ana Muhalefet Partisi CHP’ye göre ise, bu işin Türkiye’ye toplam maliyeti 250 milyar dolar (3) civarındadır…

***

Bu paralar Türk halkının cebinden çıkmıştır.

Dolayısıyla son yıllarda refah düzeyimizin bozulmasında sığınmacıların önemli ölçüde payı vardır.

Siyasi iktidar, dıp politikada yapmış olduğu bu fahiş hatayı “ensar-muhacir” sohbetleri (4) ile gizleme konusunda bayağı başarılı olmuştur.

Ama sonuç değişmemiştir, hayat pahalılığı ve enflasyon her kesimi eşit ölçüde etkilemiştir…

***

Bununla birlikte, mülteciler dış politikamızı da önemli ölçüde etkilemektedirler.

Türkiye’nin AB’ye üye olarak kabul edilmemesinin başında, Türkiye’nin nüfusu gelmektedir.

Türkiye’nin AB’ye üye olması halinde, işsizlere “işsizlik maaşı” verilmesi gerekmektedir.

Ayrıca bu işsizler Avrupa’nın her ülkesinde serbestçe dolaşacaklardır.

Her ne kadar TÜİK işsizlik oranını yüzde 9.7 olarak (5) açıklıyorsa da, diğer kaynaklara göre 85 milyon insanın 29 milyondan fazlası işsizdir..

Bağımsız kuruluşlar (6) gerçek işsizlik oranını yüzde 35’in üzerinde hesaplıyorlar.

Bu rakamlar üzerinden gidersek; Türkiye’nin AB’ye üye olması halinde işsizlere ödenecek işsizlik maaşları milyar Avroları bulacaktır!

Öncelikle bu nedenle Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne tam üye yapmazlar…

***

İkinci temel neden stratejiktir.

Strateji güvenlikle ilgili bir konudur.

Avrupalı liderler, çeşitli vesilelerle bu konudaki düşüncelerini açık açık söylediler de nedense bizimkiler anlamak istemediler.

Hala daha AB masalları ile halkı aldatmaktadırlar.

Fransa’nın eski Cumhurbaşkanı Giscard d’Estaing:

“Türkiye’ye gerçek durum söylenmiyor. ‘Türkiye’nin adaylığını kabul edelim‘ diyenlerin gerçek eğilimi Türkiye’nin AB’ye asla üye olamayacağı yönündedir” (7) demiştir.

Daha açık nasıl söylesin adam…

Avrupa Birliği’nin gerçek patronu Almanya’nın eski Başbakanı (Şansölye) Helmut Kohl, daha da açık ve anlaşılır şekilde konuşmuştu:

“Türkiye’nin AB’ye tam üye olması birlik için ciddi bir tehlikedir. Bu nedenle Türkiye’nin AB’ye alınmasına karşı çıkıyoruz. Ancak Türkiye, Avrupa için stratejik bir öneme sahip. Bu nedenle Türkiye’nin Avrupa’dan kopmaması ve başka bir sisteme yönelmemesi için özel bir formül bulunarak Avrupa’nın yanında tutulmasını istiyoruz” (8) demiştir.

Bu adam da bir “tehlike”ye işaret ediyor.

Son derece açık konuşmuyor mu?!

Bir diğer eski Almanya Başbakanı Helmut Schmid ise:

“Avrupa’nın geleceğinde ne olursa olsun Türkiye’nini yeri yoktur. 70 milyon Türk vatandaşını Avrupa içerisinde serbestçe dolaştıramayız. Avrupa’nın İran, Irak ve Suriye gibi ülkelerle sınır komşusu olmasını kabul edemeyiz. Türkiye ile ekonomik ilişkilerimizi sürdürmeliyiz. Genç ve hızla büyüyen nüfusun satın alma gücünden faydalanmalıyız”(9) diyerek çıplak gerçeği bütün açıklığı ile ortaya koyuyor.

Avrupalının Türklere gerçek bakış açısı, ne yazık ki böyledir…

Fikirlerini değiştiremeyiz!..

***

Peki, biz bu gerçeklik karşısında ne yapıyoruz?

Avrupalıların ne kadar komşu olmak istemedikleri; Suriyeli, Afgan, Iraklı, Afrikalı insan varsa Türkiye’ye doldurduk.

Bir bakıma Türkiye’yi İran, Irak ve Suriye yaptık…

Biraz da Afganistan.

Adamlar bunlarla komşu olmak istemiyor!

Dolayısıyla AB’ye girme kapılarımızı kendi ellerimizle kapattık…

***

Kaldı ki, zaten onlar bizi “genç ve hızla büyüyen bir nüfus” olarak değerlendirdiklerinden 85 milyon nüfuslu Türkiye’yi pazar olarak görüyorlar.

Erbakan hocanın, Avrupe Ekonomik Topluluğu için söylediği; “onlar ortak bir pazar” sözü ne kadar da doğruymuş.

31 Aralık 1995’te yürürlüğe giren Gümrük Birliği Anlaşması‘na göre, Avrupa’da serbest dolaşacak olan sadece tarım ürürlerimizdir.

Diğerlerinin tümüne kota uygulanıyor.

Buradan bakınca da Türkiye’yi tarla ve sebze bahçeleri gibi, Türk halkını da bahçelerinde çalışan “ırgatlar” olarak gördükleri son derece açıktır…

***

Bir başka gerçeklik de şudur:

AB ülkeleri Türkiye’ye doğru akın akın gelen/gelecek olan göç dalgalarını kendileri yarattılar/yaratmaya da devam edeceklerdir.

Ortadoğu’nun enerji kaynaklarını yağmalamak için bölge savaşları çıkartıyorlar.

Dünya uyuşturucu ticaretini kontrol altına almak için Afganistan’ı işgal edenler de onlardır.

Afrika’daki istikrarsızlığı ve iç savaşları çıkartan da emperyalistlerdir.

Kendileri savaşlar çıkartarak dünyanın yer altı ve yer üstü kaynaklarını yağmalayacaklar.

Bu kesin.

Savaşlardan kaçanları ise Türkiye’de tutacaklar!..

***

18 Mart 2016’da yürürlüğe giren Mülteci Anlaşması (10) bunun için imzalanmıştır.

Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, Türkiye’deki insan hakları ihlallerine ve Alman vatandaşlarının keyfi şekilde tutuklanmasına tepki göstererek, Türkiye ile AB arasında yaklaşık 21 yıl önce imzalanan Gümrük Birliği Anlaşması’nın yenilenmeyeceğini açıklaması blöftü.

Bu blöfe boyun eğen AKP iktidarı, Mülteci Anlaşması’nı imzalamak zorunda kalmıştır.

Yoksa Türkiye’deki insan hakları ihlalleri Almanların çok da umurunda değildir!

Alman vatandaşlarının keyfi olarak da tutuklandığı yok!

Bunlar sadece bahaneleri idi…

Medeni toplumlar olarak gördüğümüz Avrupalıların, gerçek düşünce ve eylemlerinin özeti böyle, hesapları ise bu kadar basit ve insanlık dışıdır…

“Grafikler ve rakamlar, AB ve Almanya olmadan Türk ekonomisinin ayakta durmasının mümkün olmadığını göstermektedir.” (11)

AB ile olan ilişkilerimiz (12) aynı zamanda Tam Bağımsız Türkiye‘den 100 yılda adım adım nasıl tam bağımlı hale getirildiğimizin hüzünlü öyküsüdür…

***

En ufak bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde söyleyebiliriz ki:

Türkiye, Batı’nın sömürü alanında tutulurken, göç dalgaları ile demografisi bozularak hızla dağılma ve bölünme sürecine doğru itilmektedir.

PKK’nın da bu plân içerisindeki yeri son derece önemlidir…

Bu gerçeklere göre adım atmak zorundayız…

Av. Cemil Can

DİPNOTLAR:

  1. https://multeciler.org.tr/turkiyedeki-suriyeli-sayisi/?gad=1&gclid=Cj0KCQjw98ujBhCgARIsAD7QeAibtQ9l8Kz8NVjVaRyYUCXd2dN_3nmzL4-ihLnZhIXYdkqyf4op-sIaAmwsEALw_wcB
  1. https://www.birgun.net/haber/erdogan-siginmacilar-icin-harcadigimiz-para-40-milyar-dolari-asmis-durumda-280421
  2. https://www.sozcu.com.tr/2022/gundem/suriyelilerin-turkiyeye-faturasi-50-degil-250-milyar-7087192/
  3. “İslam tarihindeki önemli kavramlardan biri olan Ensar ve Muhacirler, İslam’ın erken dönemlerindeki Medine dönemiyle bağlantılı olarak ortaya çıkan iki grup Müslümanı temsil ederler. Ensar, Medine’de doğan veya yerleşik olan Müslümanları ifade ederken, Muhacirler ise Mekke’den Medine’ye hicret eden Müslümanları temsil etmektedirler. Bu iki grup, İslam’ın yayılmasında ve toplumun güçlenmesinde önemli roller üstlenmiştir. Ensar ve Muhacirler arasındaki bu benzersiz ilişki, İslam tarihinde derin izler bırakmıştır. Bu bağ, sadece o döneme özgü bir durumla sınırlı kalmamış, günümüzde de İslam toplumunda kardeşlik ve dayanışma ruhunun önemli bir sembolü olarak değerini korumuştur.” https://www.neoldu.com/ensar-ve-muhacir-nedir-7279h.htm
  4. https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Isgucu-Istatistikleri-Ocak-2023-49386
  1. https://www.birlesikkamuis.org.tr/blog/detay/gercek-issizlik-orani-yuzde-35in-uzerindedir_1924
  1. Zeynep Atikkan, Hürriyet 21 Aralık 1999
  1. Soner Polat, Türkiye İçin Öeopolitik Rota, s. 158
  1. Hürriyet, 24 Nisan 2000
  1. https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-51724776
  1. https://www.evrensel.net/haber/329967/gumruk-birligi-kim-k-rli-kim-zararli
  1. https://eu.bilgi.edu.tr/media/files/yetiskinler-icin-avrupa-birligi.pdf

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir