KONUK YAZARLAR

ECEVİTLERİN ACİZ KULLARI!..

(Çek dizleri, salla kolları)

ECEVİTLERİN ACİZ KULLARI!..

8 Nisan 2023, siyasi tarihteki yerlerini alan Ecevitlerin Demokratik Sol Parti’si için not düşülecek bir tarihtir.

O gün, son Genel Başkanı Önder Aksakal; DSP’nin Türkiye için 38 yıllık bir mazisi vardır, Devleti 3 kere yönetmiş kadim bir partidir; dedikten sonra, partisinin duruşunu şöyle özetlemiştir:

“DSP’nin duruşu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 100 yıllık geçmişini ve kuruluş dönemindeki mücadelesini kendisine esas alan; program ve görüşleri çerçevesinde Atatürk’ün emanetine sahip çıkarak ilelebet yaşamasını sağlamak üzere kurulmuştur”… (1)

***

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş dönemindeki mücadelesinin temelinde; Kuvayı Milliye ruhu vardır ve bu teşkilat “tam bağımsızlık” şiari üzerine kurulmuş olup “antiemperyalist” niteliğe sahiptir.

Nitekim, emperyalizmi dünya tarihinde ilk defa bu anlayış yenmiş ve işgal altındaki topraklarımızı kurtararak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurmuştur.

Kuruluş dönemindeki mücadeleyi esas alan bir partinin, 21 yıllık iktidarı süresinde Cumhuriyet’in temel niteliklerini korkunç şekilde örseleyen AKP’ye hayat öpücü vermesi büyük bir talihsizliktir.

AKP’nin 21 yılda; özellikle de demokrasimizin temelini teşkil eden “laiklik ilkesi”nin ne hale getirildiği herkesin malümudur.

Hizbullah’ın devamı niteliğindeki HÜDA PAR’I TBMM’ne taşıma bu Cumhuriyet’e ihanetin tuzu biberi olmuştur.

AKP’nin ekonomiyi ne hale getirdiğinden söz etmeye gerek dahi yotur; vatandaşın cüzdanına göz atması yeterlidir.

Hal böyle iken, DSP’nin son liderinin AKP’ye can suyu vermek üzere, Ecevit ismini ve kuruluş değerlerimizi Erdoğan’a hediye etmesini, küfür ve hakaretle geçiştirmek mümkün değildir…

***

DSP’nin son yönetimi; bir taraftan Atatürk’ün emaneti olan Cumhuriyet’e sahip çıktıkları iddiasındalar, diğer taraftan emanete en ağır darbeleri indiren Müslüman Kardeşler çizgisindeki AKP’nin iktidarlarının devamı için olmadık katkıyı sağladılar…

Atatürk’ün emaneti AKP midir?..

DSP’nin duruşunu, genel başkanın ağzından bu şekilde özetleyerek Reis’in gemisine bindiler.

Artık “Beraber ıslandık biz bu yollarda” türküsünü o gemide koro halinde söyleyebilirler…

***

DSP, Tüzük Madde 1’de:

Demokratik Sol Parti, insanca ve hakça gelişmeyi dirlik düzen içinde hızlandırarak, Türkiye’yi Atatürk Devrimi ve İlkeleri doğrultusunda çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne eriştirmeyi; demokrasiye her alanda geçerlilik kazandırmayı…” amaç edinmiş bir parti olarak tanımlanmıştır.

DSP’nin “doğrultusu”, kurucu Genel Başkan Bülent Ecevit tarafından bu şekilde belirlenmiştir.

Bu defa Ecevit’in ifadesi ile soralım:

Son Genel Başkan Önder Aksakal’ın Cumhur İttifakı’na katılmasında, “doğrultu tutarlılığı” var mıdır?..

***

DSP’nin Programı’nın Sunuş bölümünde:

Programda “amaçlarla araçların tutarlılığı gözetilmiştir” denmektedir. (3)

Tutarlılık” sözcüğüne daha pek çok yerde vurgu vardır.

Tu-tar-lı-lık!…

Var mıdır?

***

Ecevit, siyasi yaşamı boyunca “demokratik sol” kavramını “sosyal demokrasi” ile eş anlamlı olarak kullanmıştır.

Oldum olası Ecevit’in bu tanımını sorunlu bulmuşumdur:

DSP Program’ına:

“Çağdaş sosyal demokrasi, başarıyla uygulandığı bazı demokratik Batı ülkelerinde, kendi sözcük anlamını aşarak, demokrasiyi tüm aşamaları ve boyutları ile içerir. Bu ülkelerde, sosyal demokrasi kavramı, siyasal, sosyal, ekonomik ve kültürel demokrasiyi bir bütün olarak kapsamaktadır. Liberal demokrasiye daha çok gerçeklik kazandırarak onu aşmaktadır” yazmıştır.

Demek ki, Ecevit’in asıl benimsediği görüş “liberal demokrasi”ydi, Atatürkçü filan değildi:

Kalın ansiklopedilerde liberal demokrasi için şunlar yazar:

“Evrensel ‘seçim hakkını’ savunan liberal demokrasilerde; vatandaşlar sahip oldukları kısıtlı toplanma ve örgütlenme özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü gibi sivil özgürlükler sayesinde sivil toplum örgütleri, medya ve işveren kuruluşları gibi kurum ve kuruluşlar aracılığıyla kamusal meseleler hakkında belli bir kamuoyu oluşturarak siyasal iktidara etkide bulunurlar.”

Bireysel özgürlük ve sosyal adalet arasında denge kurmayı amaçlayan politik bir ideoloji olarak, “liberal sol” kavramı da bu fikirlerin bir ürünüdür.

Bu fikrin, Kuvayı Milliyecilerin “tam bağımsızlık” fikri ile uyuşması söz konusu bile olamaz.

Nitekim, bu fikirler etrafında yıllarca kafa cimnastiği yapan “Ecevitçilerin” son durakları Siyasal İslâmcı bir partinin kucağı olmuştur.

Bunda şaşıracak bir şey yoktur…

***

Ecevitlerin ölümü ile ayakları yere basmayan fikirlerinin de öldüğünü kabul etmek gerekir.

Kim ne derse desin, ağırlıklı bir kesimin “Türk solu” olarak isimlendirdiği, gerçekte Kuvayı Milliye geleneğinden gelen Kemalist çizgiye en ağır darbeleri Bülent Ecevit vurmuştur.

Arkasından Baykal’ın geldiğini de ekleyelim.

CHP’nin ana gövdesini, kötü mirasyediler gibi bunlar yiyip bitirdiler.

Geriye kalan zaten akbabalar ile leş kargalarının payıdır…

***

Sol’un toparlanmasının önündeki en büyük engel her zaman Ecevitler olmuştur… (4)

Atatürk’ün koltuğunu hiçbir zaman ne Ecevit ne de Baykal doldurabilmiştir.

Hal böyle olunca son gelinen nokta çok da sürpriz olmadı.

DSP’nin AKP ile yola devam kararı alması, aslında bulunmaları gereken yerde konuşlandıklarını göstermesi bakımından uyarıcı olmuştur…

Zira Atatürk’ün mirasında onların yiyeceği bir şey kalmadı…

***

Ecevitlerin ölümünün ardından ağıtlar yakılırken, ben dilimin döndüğü kadarıyla onların Türk halkına maliyetini anlatmaya çalışmıştım.

Doğrusu bir ara, ağır eleştiriler yönelttiğim Ecevitlerin taraftarlarından özür dilemem gerekiyor mu diye de düşündüğüm olmuştur.

4 nolu dipnottaki makalelerin çok ağır kaçtığını söyleyen dostlarım oldukça fazlaydı…

İyi ki de onlara uyup özür dilememişim…

Ne kadar haklı olduğum şimdi ortaya çıktı…

Bu zahmetli işten beni kurtaran Önder Aksakal’a müteşekkirim!

Sırası gelmişken bir kez daha 4 nolu dipnottaki makaleleri okuyalım derim…

***

Sonuç itibariyle:

Önder Aksakal, Cumhur İttifakı’na katılırken, dikkat çekici çok önemli bir konuya daha temas etmiştir.

Demiştir ki:

“Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Yönetimine geldikten sonra farklı politikalar hayata geçirmeye başladı. Küresel sistemin bölgemiz üzerindeki hesaplarına kolaylıklar sağlayabilecek bir siyasi yapı olma taahhüdü ile bugünlere kadar geldi.”

Bu kavramın mefhumu muhalifinden şu çıkar:

Küresel güçlerin bölgemiz üzerindeki hesaplarını bozacak yapı Cumhur İttifakı’dır…

Erdoğan, Aksalak’a bu kadar övgüyü hak etmek için ne vermiştir acaba?..

Birkaç milletvekilliğine değer miydi?

Her neyse artık, bu sorunun yanıtını Aksakal’ın vermesi gerekir…

Ecevit’in aciz kullarının bir sorumluluğu yok!

Ak koyun kara koyun geçit başında belli olacaktır…

***

Benim bir sorum vardı ve ne zamandır ortalıkta dolaşıyor.

Bir türlü muhatabını bulamıyor.

Atatürk’ün koltuğunda oturduklarını iddia eden liderlere soruyorum:

CHP’ye genel başkanlık yaptığınız dönemlerde; ödünsüz kaç Atatürkçü yetiştirdiniz?

Siz o koltuktan kalktıktan sonra yerinize oturanlar, onların arasından mı geldi?..

Sorumun cevabını biliyorum:

İsmet Paşa’nın vefatından sonra; kapıkullarından bir hizmetkârlar ordusu oluşturan bütün genel başkanlar keyif sürdüler; kapıkullarına da köşkün bahçesindeki müştemilatta oturma olanağı sağladılar…

Körler ile sağırlar yıllarca bu şekilde bir birlerini ağırladılar…

Av. Cemil Can

DİPNOTLAR:

(1) https://www.hurriyet.com.tr/video/dsp-genel-baskani-onder-aksakal-canli-yayinda-aciklamalarda-bulundu-42247722

(2) TANIM, AMAÇ VE İLKELER
Madde: 1- Demokratik Sol Parti, insanca ve hakça gelişmeyi dirlik düzen içinde hızlandırarak, Türkiye’yi Atatürk Devrimi ve İlkeleri doğrultusunda çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne eriştirmeyi; demokrasiye her alanda geçerlilik kazandırmayı; insan haklarını ve özgürlükleri sağlam güvencelere dayandırarak genişletmeyi; halk katılımının her alanda sürekli ve etkili olmasını sağlayarak ulusal egemenliği pekiştirmeyi amaçlayan; hukukun ve emeğin üstünlüğünü; toplumda ve uluslararasında eşitliği, adaleti ve dayanışmayı; ulusal bağımsızlığı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ulusu ve ülkesiyle bölünmez bütünlüğünü gözeten; yurtta ve dünyada barış için çalışan; ve gücünü halktan alan bir siyasal Kuruluştur.
Demokratik Sol Parti, halkın siyasete ve yönetime sürekli ve etkili katılımını öncelikle kendi yapısında ve isleyişinde gerçekleştirir.
Demokratik Sol Parti’nin simgesi, özgürlüğü çağrıştıran gök mavisi üzerinde, barışı ve sevgiyi çağrıştıran ak güvercindir.
Partinin kısaltılmış adı “DSP”dir.
Merkezi Ankara’dır

https://www.dsp.org.tr/dsp/tuzuk/

(3) https://www.dsp.org.tr/dsp/program/program-bolum-1-demokratik-sol/

(4) a-MERKEZ SAĞDA YENİ BİR PARTİ!.. 13.11.2016

https://chp-muhalefethareketi.biz.tr/2016/11/13/merkez-sagda-yeni-bir-parti/

(İyi Parti i25 Ekim 2017 tarihinde, Cumhur İttifakı’nın diğer bileşenleri daha sonarki tarihlerde kurulmuşlardır.)

b-ECEVİT VE “THE GÜLEN” HAREKETİ!.. 17.05.2017

https://chp-muhalefethareketi.biz.tr/wp-admin/post.php?post=3752&action=edit

c-EVET BİZ MUTLU OLDUK!.. 21.01.2020

https://chp-muhalefethareketi.biz.tr/2020/01/21/evet-biz-mutlu-olduk/

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir