“ŞÜKÜR SANA EY ŞEKÛR”!.. – CHP Muhalefet Hareketi

Kim ne derse desin, son günlerin gündemini Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ belirliyor:

Sığınmacılar sorununa el attı:

Vatandaş açlıktan kırılırken; yabancılara uluslararası fonlardan gelen para 3,5 milyar Avro civarında kalırken, bütçeden aktarılan paranın 100 milyar doları aştığını kamuoyu ile paylaştı.

Reis’in karşısına çıkacak adayı da belirledi:

Erdoğan’ı yenebilecek en uygun aday, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’tır dedi…

***

Özdağ, sığınmacılar sorununu kısa bir film ile gündeme taşıyınca olanlar oldu:

Filmi izleyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu kendini kaybetti; açtı ağzını yumdu gözünü…(1)

Ne anlama geliyorsa artık; Özdağ Hocaya:

“Hayvandan aşağı” ifadesini kullandı, “Soros çocuğusun” dedi!..

(Eski MHP Milletvekili Sinan Ogan “Soros çocuğu” nedeniyle dava açacağını söyledi. “İnsanların annesine dil uzatacak kadar kimse alçalmamalıdır” dedi… (2) Bu açıklamadan anlaşılıyor ki bu sözcük “sövme” anlamında kullanıldı…)

***

Haliyle tartışma da çığırından çıktı.

Siyaset yerlerde sürünüyor şimdi…

İş öyle bir noktaya geldi ki, Özdağ Soylu’yu Bakanlığın önününde düelloya davet etti:

“ Saat 11.00’de erkeksen orada bekle” diyerek meydan okudu…

Soylu, Özdağ’ın bu hamlesini “hayvan izleme aracı” ile karşıladı… (3)

Keşke bunların hiçbiri yaşanmasaydı.

Dünya aleme rezil olduk!

O bakımdan bu düzeysiz polemikleri hızla geçiyorum.

“Kim, kime ne dedi; diğeri ne cevap verdi” sorusunu merak edenler, dipnottaki bağlantıları açıp okusunlar…

Bugünleri görecek yerde, yer yarılsaydı da içerisine girseydik, diyeceklerine bahse girerim…

***

Siyasi iktidarı fena halde kızdıran “Sessiz İstila” (4) filmi oldu.

Filmde; resmi rakamlara göre sayıları 3,5 milyondan 200 bin fazla, kimilerine göre ise 8 milyondan daha çok olan sığınmacıların, yakın gelecekte ortaya çıkartacağı sorunlara vurgu yapıyor. (5)

Ümit Özdağ, bu kısa film nedeniyle önce gözaltına alınıp, sonra serbest bırakılan gazeteci Hande Karacasu’ya, “filmi ben sipariş ettim” diyerek sahip çıktı.

Karacasu, ilk gün bir milyondan fazla kişi tarafından izlenen filmi neden yaptıklarını kamuoyuna açıkladı… (6)

***

Ben bu yazıda başka bir konuya değinmek istiyorum.

Süleyman Soylu bir televizyon kanalında:

“Fabrikanda Suriyeliyi çalıştır, sömür, sigortasını yaptırma. Sonra ayak ayak üstüne at, ‘Ne olacak bu Suriyelilerin hali’ de. Bir milyon insan gidecek. Kim isyan edecek biliyor musun? O iş sahipleri” dedi… (7)

Soylu, iş insanlarının bir dikkatini çekti!

Sözleri, bir anlamda “aba altından sopa göstermek” de sayılır.

İçişleri Bakanı, devletin çaresiz kaldığı çok önemli bir konuyu, şimdilik görmezden geldiklerini itiraf etmiş oldu:

Suriyeliler; sigortasız çalıştırılıyor ve sömürülüyorlar…

Günaydın efendim; günaydın Sayın Bakan!..

***

Bu nedenledir ki:

Vatandaşlığın dahi parayla satıldığı Cehenneme çevirdiğiniz bu Cennet Vatanda, iki üniversite mezunu gençler bile iş bulamıyorlar.

Can güvenlikleri olmadığı için Türkiye’ye sığınan ve açlık sorunuyla karşı karşıya bulundukları için de en kötü koşullarda çalışmayı kabul etmek zorunda kalan sığınmacılarla, işsiz vatandaşlarımızın rekabet etmesi artık mümkün mü?!

İşsizliğin her geçen gün biraz daha artmasının nedeni, yeni istihdam alanlarının açılmaması yanında, bir de bu sığınmacılar sorunu değil mi?

İçişleri Bakanı yalın gerçeği sonunda söyledi işte.

Sıra bizde:

İktidar olmak, sorunlara çözüm üretmeyi dayatır; bakanlık koltukları sızlanma yerleri değillerdir diyebiliriz ama kim dinler.

Adın ne Reşit, sen söyle sen işit!

Anlaşılıyor ki, sığınmacılar sorunu her geçen gün yeni sorunlar üreterek, bir süre daha kamuoyunu meşgul edecek…

***

İşin ilginç yanı, Devlet yakın gelecekte yaşanacak diğer sorunlara çözüm üretmek bir yana, yaşanmakta olan sorunlar karşısında çaresiz kalmıştır.

Eski Çalışma Bakanı şimdiki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun sözleri, acı ama gerçektir.

Ve dahi soylu bir itiraftır:

Ona göre de siyasi iktidar, sığınmacıların ortaya çıkarttığı sorun karşısında, yürürlükteki mevzuatı askıya almıştır.

Bakın, burası çok önemlidir!

Soylu’nun itiraf ettiği bu gerçekliğin tercümesini veriyorum:

Ülkemizde Devletin bilgisi içerisinde, kayıt dışı-kaçak işçi çalıştırılmaktadır…

***

Oysa, mevzuatımıza göre:

Kayıt dışı sigortalılığın, SGK denetmen veya müfettişlerince ya da polis-jandarma denetimi ile tespiti halinde;

Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi verilmediği için sigortalı başına 10.008.00 TL; ayrıca verilmeyen her aylık SGK Beyannamesi için sigortalı başına 10.008.00 TL idari para cezası uygulanması gerekiyor. (8)

Kayıt dışı çaltırılan Suriyelilerin sayısını bu rakamlarla çarpın.

Siyasi iktidar o kadar parayı iş insanlarımızdan toplamaktan vazgeçmiştir!..

Hem de bu dönemde!..

***

Reis’in BOP Eşbaşkanlığı döneminde; Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi; sığınmacıların sınırlarımızdan kontrolsüz bir şekilde girmesi; Suriye Ordusundan kaçan subayların “Özgür Suriye Ordusu” çatısı altında tutulmaları, eğitilip-donatılmaları; sığınmacılar için uluslararası kurumlardan gelecek yardımlara tav olunması ve bu yüzden gerekli önlemlerin zamanında alınamamış olması konuları, beni aştığı için onlara girecek değilim.

Ben İçişleri Bakanına güvenmek ve onun sözlerine inanmak durumundayım.

O ne diyorsa, gerçek de odur.

Özetle ne demişti:

Türkiye Cumhuriyeti’nde kaçak işçi çalıştırılıyor ve biz bunlara karşı bir şey yapamıyor; yasaları uygulayamıyoruz!..

!..

***

Ben de bu ülkenin hak ve yükümlülük sahibi özgür bir yurttaşı olarak diyorum ki:

Ama iktidardasınız, iktidar olan sizsiniz, sorunu çözmek de sizin görevinizdir.

Çözün o zaman…

Muhacir-ensar (9) kıssası ile bu işin içerisinden sıyrılamazsınız.

Her sıkıştığınızda; “tek parti dönemini” eleştirmeyi; “CeHaPe zihniyeti”ni karalamayı bırakın artık.

Her olumsuzluğun kökünü dışarıda aramayın!..