DÜŞÜN YAKAMIZDAN!..
Tarkan’ın son şarkısı “geççek” ile ne anlatılmak istendiği çok da önemli değildir.
Şarkının melodisini geçiyorum.
Önemli olan dinleyicinin bu sözlerden ne anladığıdır.
Başka bir söyleyişle; Türk halkının bu sıkıntılı günlerde ne duymak istediğini bu şarkının sözlerinden çıkartmak mümkündür.
Türk halkı:
“Yasaklar kanunu”nun çıkartılmasını duymak istemiyor.
“Helalleşme” zırvalarını son derece akılsızca değerlendiriyor…
“Demokrasi Diyarbakır’dan geçer” sözlerini iyi niyetli bulmuyor…
***
Yoksulluk, sefalet ve yasaklar içerisinde bunalan halk, yöneticilerine ve kendini temsil etme iddiası ile ortalıkla dolaşanlara “yakamızdan düşün” diyor.
Bu sözleri samimi olarak söyleyenleri kendinden görüyor, onlara değer veriyor.
Bu nedenle Türk halkı Tarkan’ı bağrına bastı…
***
Halk, duymak istediği sözleri duyduğu için parmağını “beğen” butonuna götürüyor.
O sözleri söyleyeni kendinden biri gibi görüyor.
24 saatte 50 milyon beğeni alan başka bir paylaşım duydunuz mu?
Üstelik internet kullanamayan daha milyonlar var!..
***
Pop müziğin starı Tarkan Tevetoğlu’nu, Türk halkı çok mu iyi anlıyor sanıyorsunuz?
Almanya’da doğup büyüyen bu delikanlı, Türk kültür ve yaşamına çok da alışık değildir.
Tıpkı Türk halkının kulağının pop müziğe alışık olmadığı gibi…
O halde, işin içerisinde başka bir şey “dış güçleri” (!) aramak lâzımdır…
***
Tarkan sanat müziği albümü de yapmıştı.
2017 Yılbaşı özel programında okuduğu “Söyleme bilmesinler bu aşkın bittiğini” şarkısını 2 milyon 765 binden fazla kişi görüntülemişti.
Ama bu başka bir olaydır.
24 saatte 50 milyon kişi “geççek” şarkısını dinleyip beğendi.
Sadece “Youtube”deki beğeni sayısına baktım, 10 milyonu geçmiş…
***
Demek ki, beğeni ne şarkının melodisi ne de şarkıcının sesi ile ilgilidir.
İyice bunalmış insanlar, şarkının sözlerini sevdiler.
Vatandaşa umut aşısı gibi oldu bu sözler.
Umutsuzlara bir kapı gösterdi Tarkan…
Bütün bu sorunlar, sıkıntılar, olumsuzluklar geçecek…
***
“Tek Adam Rejimi”ne muhalif olanların, duymak istedikleri sözleri, neden muhalefet liderleri becerip söyleyemiyorlar acaba?
Cevabı duraksamadan veriyorum:
Çünkü güven vermiyorlar.
Onlar, bu karanlık düzenin parçası olmuşlardır…
Meşru olmayan bir düzeni, onlar meşrulaştırmışlardır…
***
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni getiren anayasa değişikliğinin 7’den 70’e meşru olmadığını herkes biliyor.
Mühürsüz oldukları için geçersiz olan oylarla ve tam bir hukuksuzluk halinde gerçekleştirilen bu rejim değişikliği karşısında, muhalefetin suskunluğunu Türk halkı içine sindiremedi, sindiremiyor…
“Dışarıda silahlı ve sopalı adamlar vardı” gerekçesini ileri süren bir liderin, derhal istifa ederek koltuğunu, bir yurtsevere devretmesi gerekirken, pişkinliğe verip 11. yenilgiye hazırlanması anlaşılır gibi değildir…
Bu bizim kaderimiz olamaz!..
***
Türk halkının beklediği lider; “geçersiz oylarla ilan edilen sonucu kabul etmiyoruz, referandumun yenilenmesini istiyoruz; referandum yenilenene kadar da YSK’nın önünden bir yere gitmiyoruz” diyecek yüreğe sahip olandır.
“Kaburgalarında ateş bir yürek yerine, idare lambası yanan” Kemal Kılıçdaroğlu gibiler, bu soylu görevi yerine getiremezler.
Muhalefet liderlerinin sözleri, neden bir şarkı yazarının sözleri kadar beğeni almıyor acaba?
Bu sorunun da yanıtı bellidir:
Halk, ağzını bozmuyor; Tarkan’ı beğenip alkışlayarak, aslında en kibar şekliyle bu yüzsüzlere “artık yakamızdan düşün” diyor…
***
Koltuklarına çivi ile çakılmış ve şahsi ihtiraslarının tatmini ile etraflarındaki yağcıların çıkarlarını korumaktan başka bir düşüncesi ve eylemi olmayan bu zevat, halkın sesine kulaklarını tıkıyor.
Yeni düşüncelere ve yeni insanlara şans tanımıyorlar.
Halkın iktidarının önünü bunlar kesiyorlar…
Demir dağını eriten Türk halkı için çıkış yolu vardır…
***
Biraz daha açalım konuyu:
2023 yılında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaştıkça Bay Kemal’in adaylığı ısıtılıyor.
Bu demektir ki, bir dönem daha Reis’e katlanacağız!
Bu bizim kaderimiz değildir.
O büyük ekonomistin; “faiz sebep, enflasyon neticedir” teoreminin faturasını, daha fazla ödemeye devam edemeyiz.
O halde, Bay Kemal’in aday olma konusundaki ısrarı nedir?
Reis’i alt edecek yeni sermayesi mi var?..
***
Bu soruların cevabını CHP ilçe teşkilatlarından aldım.
Deneyin de görün; hangi soruyu sorarsanız sorun, alacağınız tek cevap budur:
“Cumhur İttifakı karşısına Millet İttifakı’nı Kılıçdaroğlu oturtmuştur.
Millet İttifakı’nın yerel seçim başarısının mimarı da odur.
6 benzemez partiyi bir araya getirmek de onun başarısıdır.
Ve evelallah bu sefer iktidarız!..”
Deneyin diyorum, ölmezsiniz ya!…
***
Gerçekte bu söyleme inananlar, hayal dünyasında gezinenlerdir.
Zira, Millet İttifakının kurulması Kılıçdaroğlu’nun başarısı değil, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ortaya çıkardığı bir zorunluluktur.
Adaylardan birinin, birinci turda yüzde 50 artı 1’i bulamaması halinde, son turda en çok oy alan iki aday yarışacağına göre, zaten sistem seçmeni otomatik olarak iki gruba bölmüştür.
Reis kendi grubunun adını “Cumhur İttifakı” olarak koyunca, geriye kalanlara da bir ad bulmak gerekiyordu.
Bu ismi koymak mıdır Kılıçdaroğlu’nun başarısı?..
Bu ismi o mu koydu?…
***
Yerel seçimlerde Millet İttifakı adaylarının 11 büyükşehir belediye kazanmasının başarısı da Kılıçdaroğluna mal edilemez.
Buna Millet İttifakının başarısı demekten çok, Reis’in başarısızlığı demek daha doğrudur.
Belediye başkan adaylarının kişisel özelliklerini ve olağanüstü çalışmalarını da görmezden gelemeyiz elbette.
Onların da önemli ölçüde etkileri olmuştur…
Ama sonucu belirleyen Reis’in izlediği strateji olmuştur…
***
O halde nedir Kemal Kılıçdaroğlu’ndaki bu ısrar?
HDP’ye ve FETÖ’ye yakın durmaktan başka ne özelliği vardır?
Gerçek CHP’lilere soruyorum:
Yeteri kadar vakit varken, kurultayı ertelemesini içinize sindirebiliyor musunuz?
Ve iddia ediyorum:
İstenirse 1 ay içerisinde Tüzük Kurultayı yapılarak “parti içi demokrasi” getirilebilir.
İstenirse 1 ay içerisinde tüm üyelerin katılımı ile ilçe, il yöneticileri ile kurultay delegeleri belirlenebilir.
İstenirse Türkiye’ye bir demokrasi dersi verilebilir…
İsteniyor mu, istenmiyor mu?…
***
Ama öyle bir derdi olanı görmüyorum ki!…
***
Neyse konuyu dağıtmayalım da bir yere bağlayalım:
Mutlaka kişisel kulak kusurlarım yüzündendir; müziklerini dinlemekten zevk almadığım, bu yüzden de dinlemediğim, megastarlığını bir türlü kavrayamadığım, müzik tarzını dinlendirici ve eğlendirici bulmadığım Tarkan’ı, bu son şarkısının sözleri nedeniyle kutluyorum.
Acımasız bir linç kampanyası ile karşılaşacağını da görüyorum.
Kendisinden bir kahramanlık beklemiyorum!
Şarkının sözlerini “pandemi için yazdım” diyerek, geri vitese takmasını da saygı ile karşılıyorum…
***
Tarkan, halkın duymak istediklerini, bir şarkının sözleri içerisinde mırıldanarak aslında çok önemli bir görevi yerine getirmiştir.
Halka önderlik yapmak üzere kollarını sıvayanlara, yürünmesi gereken yolu göstermiştir.
Ya gerçekleri korkmadan dile getirip; bedelini ödemeyi de göze alarak, meydanlara çıkacaklar ya da yakamızdan düşecekler…
Düşün yakamızdan artık, düşün ya!…
***
Düşün yakamızdan,dedik, duymadınız mı!
Yetti artık yetti!
Düşün yakamızdan…
Av. Cemil Can