HMMM! “İYİ NİYET” VAKFI HA!
24 Temmuz, Lozan Barış Anlaşması’nın 98. yıl dönümüydü.
Gericilerin yıllardır gündemde tutmaya çalıştığı “Lozan zafer mi hezimet mi?” tartışmaları Celal Bayar’ın “Daha fazla ısrar etseydik, zaferimiz tehlikeye girerdi” sözleri hatırlatılarak büyük ölçüde bitirildi.
Demek ki, Lozan büyük bir zaferdi…( 1 )
***
24 Temmuz aynı zamanda Basın Bayramı’dır.
Basın özgürlüğü endeksine göre Türkiye, 180 ülke arasında 153. sıradadır. (2)
Kutla kutlayabilirsen…
Geçen hafta çıkan “tasarruf genelgesi”ne göre; belediyeler gazete satın alamayacak, gazetelere ilan veremeyecekler.
“İtibardan tasarruf olmaz” ama “haber alma hakkı”ndan olabiliyor demek ki!
Belli ki, bu genelge ile CHP’nin elinde olan belediyelerin, muhalif gazetelere destek vermesinin önüne geçilmek istenmiştir.
Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, Cumhurbaşkanlığı Tasarruf Tedbirleri Genelgesinin iktidar medyasına işlemediğini bildirdi.
“Kamuda gazete alımlarının yasaklanmış olmasına rağmen, yandaş medyanın traji düşmedi” dedi.
Bildirici, genelgenin asıl amacının bağımsız ve eleştirel medyanın satış ve ilan/reklam gelirlerini düşürmek olduğunu belirtti. (3)
***
Gerçek demokrasilerde yasama, yürütme ve yargının yanında, “dördüncü kuvvet” kabul edilen “basın”, itibar konusu dışında bırakılınca, halkın doğru habere ulaşma yolu da her geçen gün daralıyor.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti tarafından yapılan açıklamada; Basın Bayramı olarak kutlanan 24 Temmuz’un gazetelere yönelik sansür ve çalışanlara yönelik baskıların arttığı belirtildi.
Basın Konseyi’nden yapılan açıklamada ise, Türkiye’de siyasal ve ekonomik baskılarla medyanın yüzde 95’inin iktidarın kontrolüne girdiği, siyasallaşan yargının basın özgürlüğünü kısıtlamanın bir aracı haline geldiği, eleştirel yayın yapan bağımsız medya kuruluşlarını çökertmek için RTÜK ve Basın İlan Kurumu’nun “iktidar sopası” olarak kullanıldığı belirtildi.
Bu tespitleri duymazdan gelemeyiz…
***
Türkiye’de basın hiçbir zaman “hür” olamadı.
“Basın hürdür sansür edilemez” sözleri, Anayasa’nın 28. maddesinde kaldı.
AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte, gazeteleri ve televizyonları iş adamları satın aldı.
Parayı devlet bankalarından aldıkları kredilerle ödediler.
İktidar, yandaş hale getirilen medya organlarını resmi ilanları ile sürekli desteklemiştir. (4)
Yandaş gazete ve televizyonlar yeni sahiplerine bedava geldi desek yeridir.
Yandaş olmayan basın-yayın organları ise okurun insafına, başka bir deyişle kaderlerine terk edildi.
***
Şimdi birkaç tespit daha yapabilirim:
Hal ve gidiş, yukarıda özetlenen gibi olunca, basın alanı için, emperyalizmin rahat çalışma ortamı haline getirildi demekte bir yanlışlık olmaz.
CIA’nın son yıllarda taşeron örgütler eliyle bilgileri topladığını biliyoruz.
Dışarıdan fonlanmayı kabul eden “gazeteciler” ve “uzmanlar” da son tahlilde bu hizmeti yerine getireceklerini bilirler!
Atasözlerimiz, fıkralarımız ve deyimlerimiz öyle derler…
Çarpıcı olsun diye, eski Diyarbakır Baro Başkanı Sezgin Tanrıkulu’ndan bir hatırlatma yapacağım:
Y-CHP Milletvekili de olan bu zatın,”Gölge CIA” olarak bilinen Stratfor’a hazırlayıp verdiği raporları anımsadınız mı?
Hani deşifre olmasın diye, bu beyefendiye TR-705 kod numarasını vermişlerdi ya… (5)
O olayı canlandırmaya çalışıyorum.
Fonlanan gazetecilerin ve “uzman” unvanı ile ortalıkta dolaşanların numaraları bir gün ortaya çıkar elbet…
***
Bu yıl Basın Bayramında en çok dışarıdan fonlanan gazeteciler tartışıldı.
Bunların başında; 476 bin 720 dolarla en çok parayı alan gazeteci Ruşen Çakır geliyor.
Ruşen Çakır, Erbakan Ödülü’nü alan gazetecidir. (6)
Sınır Tanımayan Gazeteciler tarafından verilen Basın Özgürlüğü Ödülü de medya kuruluşu kategorisinde gazeteci Ruşen Çakır’ın kurduğu Medyascope.tv layık görüldü. (7)
Çakır 2005 yılında; Vatan gazetesinde “aralarında 4 Türk gazetecinin olduğu Pentagon’dan para alan 50 gazeteci gazeteciler var” şeklinde bir haber yapmıştı.
Kendisine bu haberi hatırlatan Sözcü’den Aytunç Erkin’in sorusuna:
“Bir tarafta Petagon’dan para alanlar var, diğer tarafta sivil bir vakıftan alınan fon. Elma ile armut bu” şeklinde kaçamak yanıt verdi. (8)
***
Ruşen’in yanıtını tatmin edici bulmadım.
Bu nedenle hibeleri yapan vakfın peşine düştüm.
Öğrendiklerimi paylaşıyorum:
Vakfın adı: Chrest Foundation. (İyi niyet Vakfı)
Faaliyet konusu: Sağlık sigortası, telekomünikasyon ve diğer yatırımlar.
Diğer yatırımların neler olduğunu yazmadılar.
Orası “ticari sır”dır galiba!
Amaçları: Elde ettikleri mali kaynakların bir kısmını başkaları ile paylaşmaktır!
Ne kadar da “hayırsever”, “paylaşımcı” ve “iyi niyetli” bir aile, değil mi?…
Vakfın kaynaklarının bir kısmının Türkiye’ye tahsis edilmesi kararı; Jensen Ailesi’nin Türkiye’yi de içine alan Akdeniz bölgesine yaptıkları seyahatler ve sosyal girişimlerle ilgili uluslararası bir konferansın sonucudur.
Öyle diyorlar!
Yani bu seyahatten ve o konferanstan o kadar etkilendiler ki, kazançlarının bir kısmını Türk gazeteci ve akademisyenlerle paylaşmaya karar verdiler.
Bu kararı; çok etkileyici, gerekçesini fazlasıyla inandırıcı ve Türkiye’nin seçilmiş olmasını gurur verici buldum.
Yeni nesil Jensen ailesi üyelerinin katılması ile gelirleri artmış olduğundan, faaliyet alanlarına “ceza adaleti reformu” ile “çevre”yi de eklemişler.
Amerikalı “iyi niyetli” bir vakfı tanıtmak için bu kadarı yeterlidir sanırım…
***
Bu çok çok çok iyi niyetli vakıftan yardım alan kuruluşlar, vakfın internet sitesinden liste halinde yayınlanmışlardır. (9)
Hangi kuruluşa hangi faaliyeti için ne kadar dolar ödenmiş merak ediyorsunuz tabii ki.
Bunun için yine (9) numaralı dipnottaki bağlantıyı tıklamanız gerekecek.
Hibe alan kuruluşların çoğu İstanbul, Ankara, Diyarbakır, Mardin ve Batman’da konuşludur!
Sizi bu zahmetli işten kurtarmak için, çoğunun resmi internet sitesi bağlantılarını da (10) numaralı dipnota yazıyorum.
Bağlantıları açtığınızda, her bir kuruluşun nerede ve ne işle meşgul olduğunu öğrenebileceksiniz.
Faaliyetler bakımından dikkatimi çeken konuları (11) numaralı dipnot altında özetledim…
Göreceğiniz gibi; “Kürt sorunu” , “Ermeni sorunu”, “Köy koruculuğu” , “geçmişle yüzleşme” “anayasal vatandaşlık”, “anadil” , “Aleviler”, “Araplar”, “kent yürüyüşleri” ve “Cinsel Yönelim” iyi niyetli vakfımızın başlıca dertleridir!..
Bu konular için dolarları cömertçe saçıyorlar…
***
“Fonlama-fonlanma” tartışmaları üzerine, siyasi iktidarın yabancı fonlu mecralara bir “düzenleme” yapılacağı şeklinde söylemler ortaya atıldı.
“Foncular”ı bir telaş aldı sormayın!
O arada, iyici sesi kısılan muhalif medyanın da, bu fırsattan yararlanılarak tamamen susturulacağı endişesi tartışılmaya başlandı.
23 basın örgütü ( Medya Özgürlüğü Acil müdahale (MFRR) partnerleri) ortak bir açıklama yayınladılar.(12)
O da işin tuzu-biberi oldu…
***
Gelişmeler böyle iken, böyle işte!
Bu derece hassas bir konuyu yorum yapmadan; fıkra, atasözü ve deyimlere atıf yaparak bitirebilir miyiz?
Deneyelim:
Nasrettin Hoca’nın dillere destan fıkrasıdır:
“Parayı veren düdüğü çalar.”
Öyle de Hocam, parayı alan kimin düdüğünü çalar acaba?
Hoca vefat etti galiba, bu soruma cevap veremedi!
Bir de şu deyim aklıma geldi:
“Kimin kayığına binersen, onun küreğini çekersin.”
Neyse ki, bizimkiler o kayığa henüz binemediler; “Biz hala Bandırma Vapuru’ndayız” diyorlar ya!
İnanalım…
Bu konuda bir de atasözümüz var:
“Gâvurun ekmeğini yiyen gâvurun kılıcını çalar.”
Açıklaması şöyle:
İnsanlar, inançları ayrı da olsa, sevmeseler de, geçimini sağlayan kimsenin yandaşı olurlar, her şeyde ondan yana çıkarlar…
***
Dışarıdan fonlanan gazetecilere, daha ağır sözler söylemek mümkündür elbette.
Ama kazın ayağı öyle değildir.
Onları açlığa mahkum ederek, yabancı devletlere “hizmet” eder duruma düşüren siyasi iktidara da bir şeyler söylemek gerekir.
Kamu kaynaklarını yandaşlara aktararak, ülkeye hizmet etmiyorsunuz bayanlar-beyler!
Bu adaletsiz icraatlarınızla ülkeyi, yabancı istihbarat örgütlerinin at koşturduğu çayırlara çevirdiniz.
İşbirlikçilik eğiliminde olanlar için elverişli ortamı siz hazırladınız.
“Beşinci Kol” faaliyette ise sizin sayenizdedir!
Birinci derecedeki suçlu sizsiniz!
Siz yok musunuz siz!
Yatacak yeriniz yoktur vallahi…
Av. Cemil Can
DİPNOTLAR:
(1) https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/saygi-ozturk/inonu-bu-sozleri-hic-unutmadi-6555372/
(3) https://farukbildirici.com/tasarruf-genelgesinden-fon-tartismasina/
(5) https://odatv4.com/iste-chpyi-karistiran-sezgin-tanrikulu-belgeleri–2310131200.html
(6) http://www.akkalemler.com/iste-buyuk-odulun-sahibi-rusen-cakir-haber-29535
(8) https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/aytunc-erkin/rusen-cakiri-aradim-pentagonu-sordum-6553761/
(9)https://chrestfoundation.org/tr/about-us/#history
(10) HİBE ALAN KURULUŞLAR:
https://www.sivilsayfalar.org/ ; https://hrantdink.org/tr/; https://www.iksv.org/tr ; https://www.wmezopotamyaye.org/tr ; https://serbestiyet.com/ ; https://www.anadolukultur.org/ ; https://mekandaadalet.org/ ; https://filmmor.org/en/ ; https://medyascope.tv/videolar/diger-dillerde-yayinlar/english/ ; http://platform24.org/ ; https://sugender.sabanciuniv.edu/tr ; https://hakikatadalethafiza.org/ ; https://edam.org.tr/ ; https://140journos.com/english/home ; https://demos.org.tr/ ; https://morcati.org.tr/ ; http://podem.org.tr/ ; https://disa.org.tr/ ; http://imprhumanitarian.org/tr/ ; https://www.tesev.org.tr/tr/ana-sayfa/ ; https://hyd.org.tr/tr ; https://duyder.wordpress.com/iletisim/ ; https://www.tusev.org.tr/tr ;
https://www.haklaradestek.org/sto/kapadokya-kadin-dayanisma-dernegi/ ;https://www.buvak.org.tr/;
www.kalkinmamerkezi.com ; https://sevilokay.wordpress.com/tag/ilhan-koman-vakfi/ ; https://cyprus.prio.org/; https://amargigroupistanbul.wordpress.com/ ; http://www.surkal.org.tr/default.aspx ; http://independentbulletin.blogspot.com/ ; http://cacader.org/tr/ ; http://www.keig.org/van-kadin-dernegi-vakad/ ; https://kadinininsanhaklari.org/ ; https://www.kadav.org.tr/ ; https://www.kamer.org.tr/ ; https://www.kagider.org/en/corporate/homepage ; https://www.cev.org.tr/ ; https://www.tapv.org.tr/ ; https://www.bilgi.edu.tr/tr/
(11) HİBE AŞAĞIDAKİ AMAÇLAR İÇİN VERİLİYOR:
Sivil toplum reformu çabaları etrafında farkındalık yaratmak.
İnsan hakları eğitim modülleri aracılığı ile çoğulculuk, çok kültürlülük, birlikte yaşama ve çeşitliliğin öneminin teşvik edilmesi.
İfade özgürlüğü ve medeni hakları desteklemeyi amaçlayan 17. İstanbul Bienali’ne destek.
Kürtçe dili öğretim materyalleri üretmek.
Partizan olmayan habercilik yapılması.
Ağır tıbbi borcun affedilmesine yardımcı olmak için destek.
Akran eğitimi ve ortak programların geliştirilmesini teşvik etmek amacıyla Türkiye ve Avrupa’daki sivil toplum kuruluşları arasında bağlar kurmak.
Nehir havzalarında sosyo-çevresel değişimin çalışılması.
Kadınlar tarafından yapılan filmlerin paylaşıldığı sanal bir film festivali organize edilmesi.
Kadınlar tarafından yapılmış filmleri içeren bir film festivalinin düzenlenmesi.
Tarafsız, ana akım haber yapımcılığı ve yayıncılığı.
Fikir alışverişi imkanı sunan fiziksel ve sanal toplantı alanı sağlayarak daha bilgili ve katılımcı vatandaşlık oluşturmak.
Aktivist gruplar için kişisel bakım ve iyileşme atölyelerinin düzenlenmesi.
Gençler arasında eleştirel düşünme ve geçmişe dair farkındalığın teşvik edilmesi.
Türkiye’deki dijital medya eko-sisteminin detaylı bir haritasını geliştirmek.
Türkiye ve Ermenistan arasında işbirliklerini desteklemek.
Türkiye’de çoğulcu bir söylem inşa etmek amacıyla Ermenilere ait arşivleri derlemek, korumak ve bunları paylaşmak için yaratıcı yollar bulmak.
Bireylerin değişik konuları tartışabilecekleri, atölyelere katılabilecekleri, becerilerini geliştirebilecekleri ve sergileri gezebilecekleri bir mekan sağlamak yoluyla daha iyi bilgilendirilmiş ve aktif yurttaşlığı desteklemek.
Videolar ve kitaplar yoluyla cezasızlığın ve insan hakları savunucularının Türkiye’deki mücadelelerinin daha iyi anlaşılmasını sağlamak.
2000 yılı sonrasında Türkiye’de üretilen ve sergilenen çağdaş sanat çalışmalarını incelemek yoluyla devlet şiddeti ve kapsamlı insan hakları ihlalleri ile ilgili konularda hafıza geliştirmeye yönelik bir platform inşa etmek.
Gazetecilik ve medyada toplumsal cinsiyet eşitliğini arttırmak.
Türkiye’yi çevreleyen bölgede kültürler arası ortaklıkları desteklemek.
Türkiye ve Rusya ilişkileri üzerine araştırma yapmak.
Türkiye ve İran arasında kültürel işbirliği imkanlarının araştırılması.
Demokratik ülkelerde dijital gözetimin sınırları hakkında araştırma yapılması.
Kadınların Kolombiya barış sürecine katılımları hakkında araştırma yapmak.
Anadolu’nun çok kültürlü tarihi hakkındaki atölyelere ve araştırmalara destek.
Kadın sığınakları çalışanları ve kadın hakları savunuculuk gruplarının katılacağı bir kurultayın organizasyonu.
Başarısızlıkla sonuçlanan barış süreci hakkında araştırma yapmak ve gelecekteki barış görüşmeleri için yeni yaklaşımlar önermek.
Aktivist gruplar için kişisel bakım ve iyileşme atölyelerinin düzenlenmesi.
Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki zorla kaybettirmeleri konu alan bir yayına destek.
Kültürel mirası temel alan bir metodoloji geliştirmek ve uygulamak yoluyla Suriyeli çocukların Türkiye eğitim sistemine entegrasyonuna destek.
Toplumsal cinsiyet, çatışma ve hafıza konulu kent yürüyüşlerine destek.
Genç yetişkinlere Avrupa normları ve kurumları hakkında eğitim vermek.
Mülteci kamplarında yaşayan çocuklara eğitim materyalleri sağlamak.
Çatışmaların çözümlenmesi ve barışçıl diyalog hakkında yuvarlak masa toplantıları düzenlenmesi.
Türkiye’de dini değerlerin çatışmaları kışkırtma veya barış inşa etme potansiyeli hakkında araştırma yapılması.
Alevi ve Arap grupların farklılıkları ve barış sürecine ilişkin görüşleri hakkında araştırma yapılması.
Tarih diyaloğu ve hesap verebilirlik konularında sivil toplum liderleri ve akademisyenlerden oluşan bir bölgesel ağın kurulmasına destek.
Anadil ve çatışma çözümü konularında araştırma projeleri için kurumsal kapasitenin geliştirilmesi.
Geçiş dönemi adalet mekanizmaları hakkında derinlemesine araştırma ve incelemelerin yapılması.
Müslümanlaştırılan Ermeniler hakkında bir konferans düzenlenmesi.
Irak, İran ve Suriye Kürtleri hakkında derinlemesine araştırma ve incelemelerin yapılması.
Toplumun polise ilişkin algısı ve deneyimleri hakkında bir araştırma yapılması.
Türkiye-İsrail ilişkileri hakkında araştırma yapılması.
1908-1915 yılları arasında Türkiye’de yaşanan toplumsal ve siyasi gelişmelere dair bir filmin prodüksiyonu.
Türkiye’deki köy koruculuğu sistemi hakkında derinlemesine araştırma ve inceleme yapılması.
Eğitimcilere derslerde kullanabilecekleri çatışma çözümü becerileri hakkında eğitim verilmesi.
Mardin ve civarının toplumsal ve ekonomik tarihi hakkında bir atölye çalışması düzenlenmesi.
Yeni toplumsal protesto şekilleri hakkında bir atölye çalışması düzenlenmesi.
Çocuklara patlamamış mayınlar ve teçhizatlara ilişkin eğitim verilmesi.
1990’larda Türkiye’nin güneydoğusunda meydana gelmiş olayları konu alan bir belgeselin prodüksiyonu.
Türkiye ve Mısır’ın önde gelen düşünürleri arasında diyalog kurmak ve Türkiye ile Mısır arasındaki işbirliğini arttırma yolları hakında bir siyasa makalesi hazırlamak.
İranlı, Arap ve Türkiyeli önde gelen düşünürler arasında diyalog kurmak ve herkes için barışçıl bir gelecek amacı hakkında bir siyasa makalesi hazırlamak.
Geçmişle yüzleşme, barışın tesisi ve uzlaşma konularında sivil toplum kapasitesi inşa etmek.
Türkiye’deki barış süreci ve köy koruculuğu sistemi hakkında derinlemesine araştırma ve inceleme yapmak.
Diyarbakır ve civarının toplumsal ve ekonomik tarihini ele alan bir sempozyumun düzenlenmesine destek.
Türkiye’deki polis reformu hakkında bir siyasa bilgilendirme notunun hazırlanması.
Türkiye’deki siyaset yapıcılar için yeni anayasayı geliştirirken dikkate alabilecekleri bir raporun hazırlanması.
Sivil toplum kuruluşlarını Kürt sorununun barışçıl çözümüne ilişkin girişimleri arasında eşgüdüm sağlamaya teşvik etmek.
Türkiye ve Suriye arasında kültürel köprüler inşa etmek.
Osmanlı Vakıfları ve Hayırseverlik ile Ortaçağ Avrupa Tarihi hakkında yapılan araştırmalara destek.
Kürt sorunu ile ilişkili ekonomik, toplumsal ve kültürel sorunlar hakkında derinlemesine araştırma yapmak.
Ermeni mimarların 19. ve 20. yüzyılda İstanbul’a yaptıkları katkıları konu alan bir sergiye destek.
Anadolu ve komşusu bölgelerdeki diller ve hafıza hakkında disiplinler arası bir akademik atölyenin gerçekleştirilmesi.
Toplumsal cinsiyet ve etnisite hakkında disiplinler arası bir akademik atölye çalışmasının gerçekleştirilmesi.
Türkiye’nin demokratikleşme sürecine bilgi ve araştırma temelli katkıda bulunmak amacıyla yargı reformu, azınlık hakları ve anayasal yurttaşlık hakkında araştırmalar yapmak.
Feminist yazar ve araştırmacıların görünürlüğünü arttırma ve onların kadın hareketi ile bağlarını güçlendirme amaçlı toplantılara destek.