KONUK YAZARLAR

“SANIK SİZİN, BAŞKA SORUM YOK”!..

16 Mayıs 2021

Sedat Peker, “çıkar amaçlı suç örgütü kurmak”, “hürriyetten yoksun bırakmak” ve “evrakta sahtecilik” gibi suçlardan, İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesince 14 yıl, 5 ay, 10 gün hapis cezasına çarptırılmış bir hükümlüdür.

Pan-Türkizme (Türkçülük) dayanan siyasi görüşleri ile tanınır.

Ülkücüler arasında oldukça destekçisi vardır.

Onu tanıtmaya kendi sözleri ile devam ediyorum:

“Menzil Tarikatı’nın Şeyhi Raşit Muhammet Erol’un elini öpme şerefine nail oldum.

İsmail Ağa Cemaati Lideri Mahmut Efendi Hazretleri’nin elini öpme şerefine nail oldum.

Erenköy Cemaati Lideri Hikmet Efendi Hazretleri’nin elini öpüp hayır dualarını alma şerefine nail oldum.

Şeyh Nazım Kıbrıs-i Hazretleri’nin hayır duaları ile yolladığı hediyeleri alma şerefine nail oldum.

Bu dört cemaate karşı kalbimde yoğun bir sevgi ve saygı var.

Allah rızasına hizmet eden tüm cemaatlere saygı ve sevgisi ebedidir” sözleri ona aittir… (1)

Allah kabul etsin!..

Ne diyelim!..

***

1971 doğumlu Sedat Peker’e, “Türk organize suç örgütü ve mafya lideri” olarak özgür ansiklopedide bir sayfa dahi ayrılmıştır. (2)

Bununla ne kadar öğünsek azdır!

Peker, medyatik bir kişiliğe sahiptir olup; her açıklaması Türkiye’nin gündemine bomba gibi düşmüştür.

Başta Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere Meral Akşener ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu gibi siyasiler, Sedat Peker hakkında zaman zaman açıklamalarda bulunmuşlardır…

Onlara şimdilik girmiyoruz…

***

En Hayırsever İş Adamı ve Yaşam Boyu Onur Ödülü bile Peker’e verilmiştir.

Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde düzenlenen Dünya Karapapak Türkleri 1. Kurultayı ve Kültür Etkinliklerinde kendisine Türklük Hakanı Unvanı verildi.

4 Mayıs 2016 günü Lütfi Kırdar Kongre Merkezinde yapılan Türkiye Gençlik Ödülleri’nde En İyi İş Adamı ödülü de ona verildi. (3)

Demek ki, yeni neslin onu örnek alması isteniyor!..

***

Açılış konuşmasını İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun yaptığı KOM Dairesi’nin özel gündemli toplantısında; organize suç örgütleri ile ilgili paylaşılan verilerden anlaşıldığına göre, Sedat Peker 253 adamıyla üçüncü sıradaki suç örgütünün lideridir.

Resmi belgedir.

Birinci sırada 428 adamıyla Kılıçdaroğlu’na fasulye sırığı hatırlatmasını yapan Alaattin Çakıcı, ikinci sırada 257 adamıyla Sedat Şahin (Şahinler) vardır.

Bu “iş adamlarına” ödülleri ise henüz verilmemiştir.

İkisi İsmail Türüt’ten olmak üzere, Peker’i öven 10 kadar da şarkı da yapılmıştır.. (4)

Hele de Türüt’ün yanık sesinden dinleyince, ister istemez duygulanıyor insan…

Türüt, var ol gözlerimi yaşarttın!

Sen bir tanesin…

***

Sedat Peker’e, yakın çevresi “Reis” olarak hitap ediyor.

Ben sadece Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a “Reis” olarak sesleniyordum.

Bir karışıklığa meydan vermemek için, sadece bu yazıya özgü olarak bundan böyle “Reis” sözcüğü geçtiğinde, Rizeli bir aileden gelen Sakaryalı Sedat Peker’i anlamanızı rica ediyorum.

Lütfen diyorum ama…

Haaa! Rizeli deyince aklıma geldi:

Rize’de yapılan “Teröre Lanet Şehidine Sahip Çık Mitingi”nde konuşan Reis, “oluk oluk kan akıtacağız” demişti.(5)

Bizim kanımızı akıtacak değil ya, besmele çektikten sonra akıtsın vallahi…

Mitingde kürsünün yanında ayakta duran ve Reis’in konuşmaya başlamasından önce son derece etkili beddua eden şalvarlı ve kasketli o hoca efendiyi tanıyamadım, iyi mi.

Hangi odaklara ne mesajı vermek için oradaydı, onu da anlayabilmiş değilim…

Reis, yakın geçmişte kişisel internet sitesinde, Cumhurbaşkanımıza acayip övgüler yağdırmıştı:

“Yüce Milletimize uzun seneler sonra büyük hayaller kurmayı hatırlattı” dedi… (6)

Erdoğan’a bağlılığı o kadar içtendi ki…

Yani…

***

13 Mayıs 2021 günü CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Sedat Peker’e 2015 yılında koruma polisi verildiğine ilişkin belgeyi yayınladı. (7)

O belgeyi İzmir Emniyet Müdürlüğü resmen doğruladı…

Böyle durumlarda susmak en iyisidir…

Çakıcı da öyle dedi.

Susuyorum…

***

Peşrev tamamdır; artık asıl konuya girebiliriz:

Mevzuata göre, koruma hizmetleri iki durumda verilebiliyor:

Birincisi; terörle mücadele kapsamındaki koruma hizmetleridir ki:

Bundan yararlanacak olan kişiler, Terörle Mücadele Kanununun 20. maddesinde (Terör ve anarşi ile mücadelede görev verilen veya bu görevi ifa eden adli, istihbari ve askeri görevliler, zabıta amirleri ve memurları, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü ve Yardımcıları olarak) tek tek sayılmışlardır.

İkincisi; çıkar amaçlı suç örgütleri ile mücadele kapsamındaki (tanık, muhbir, kolluk görevlileri ve gerektiğinde bunların aile bireyleri için verilen) koruma hizmetleridir. (8)

Sedat Peker’e, terörle mücadelede bir görev verilmiş midir ki kendisine koruma hizmeti de verildi?

Yoksa bir davada tanıklık veya muhbirlik mi yapmıştır?

Reis’e eğer böyle bir görev verilmişse, o zaman neden koruma polisleri geri çekildi?

Bu soruların yanıtının verilmesi gerekir…

Hukuk devleti”nde (9) keyfiliğe yer yok!..

Anlaşıldı mı Hemşehrim…

***

Gelelim ikinci ihtimale:

Reis’e, terörle mücadelede bir görev verilmemiş de koruma polisi verilmişse, o zaman başka bir soru soracağız:

Koruma polisleri ile Reis’i kimlerden koruyorsunuz?

253 adamıyla kendini koruyamıyor da sizin iki koruma polisiniz mi Reis’i koruyacak?..

2020 yılı itibariyle 323 bin 842 personeli olan Emniyet Genel Müdürlüğünün, Reis için görevlendirdiği yakın koruma sadece iki kişi midir?

2014 yılı itibariyle personel sayısı 8 bin olan MİT’ten de iki koruma vermezseniz hakkımı helal etmiyorum!

Benden bir daha helallik istemeyin…

Vermiyorum…

***

Aklıma gelen ihtimaller bu kadar değil elbette.

Bir de şu husus var, sona bıraktığım:

İçişleri Bakanlığı, “Mafya Lideri” olduğunu kayıtlarına geçirdiği bir kişiye, koruma hizmeti vererek; ona bir ayrıcalık, bir dokunulmazlık sağlamıyor mu acaba?

Sizce iki koruma polisi ile gezen Reis’e, diğer polisler dokunabilir mi?..

“Hukuk devleti”nde bir kişiye böyle bir imtiyaz verilebiliyor muydu?

Soralım akademisyenlere…

Diğer ülkelerde örneği var mı bu tür uygulamanın?

Son paragraftaki soruların her biri 10 puanlıktır; dilediğiniz kadarına yanıt verebilirsiniz…

***

Başka sorum yok, sanık sizindir!…

Av. Cemil Can

DİPNOTLAR:

(1) https://www.yeniakit.com.tr/haber/sedat-peker-hangi-cemaate-mensup-72788.html

(2) https://tr.wikipedia.org/wiki/Sedat_Peker

(3) https://tr.wikipedia.org/wiki/Sedat_Peker#15_Nisan_2020_a%C3%A7%C4%B1klamalar%C4%B1

(4) https://www.youtube.com/watch?v=zmgfwvfHDPQ

(5) https://www.dailymotion.com/video/x396l3p

(6) https://t24.com.tr/haber/sedat-peker-eger-bir-gun-erdogan-baskiya-dayanamayip-cekilirse,332803

(7) https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/chpli-basarir-emniyet-yazisini-paylasti-sedat-pekere-koruma-polisinin-belgesi-1836018

(8) https://docplayer.biz.tr/5527557-Kisi-koruma-hizmetleri.html

(9) Orta Çağ’da devlet kralın mülkü olarak görülüyordu. Feodal derebeyler de yetki ve kamusal ayrıcalıklarını sahip oldukları topraklardan alıyorlardı. Kralın ve derebeylerin yetkilerini sınırlayan ve denetleyen bir idare hukuku yoktu. Bu dönemde yasal olarak kazanılmış hakları saygı ilkesi vardı. Sonraki yıllarda “polis devleti” anlayışı ortaya çıktı. Bu kavramdaki “polis” kelimesi bugünkü kolluk görevini gören polisi değil, devletin tüm faaliyetlerini ifade etmektedir. Polis devleti, toplumun refahı ve geleceği için her türlü işlemi yapabilen ve bu gayeyle kişilerin hak ve özgürlüklerine istediği gibi müdahale edebilen ve bunları yaparken hiçbir hukuk kuralına bağlı olmayan devlet anlayışını ifade eder. Günümüzde eylem ve işlemlerinde yargı denetimine tabi olmayan ve yurttaşlarına hukuki güvenlik sağlamayan devletler için polis devleti ibaresi kullanılmaktadır.

Hukuk Devleti, kuvvetler ayrılığının üç temel erki (yasama, yürütme ve yargı) tamamen bağımsız olmadan, karşılıklı iş bölümü ve iş birliği çerçevesinde hukuka bağlı kalarak, anayasaya aykırı davranmayarak faaliyette bulunulan devlettir. Hukuk devletinde yargı bağımsız ve tarafsızdır. Anayasanın 2. maddesinde “hukuk devleti” ilkesi devletin temel niteliği olarak düzenlenmiş, bu ilke Anayasa Mahkemesinin yerleşik içtihatlarında “eylem ve işlemleri” hukuka uygun, “insan haklarına” saygı gösteren, bu “hak ve özgürlükleri” koruyup güçlendiren, her alanda “adaletli bir hukuk düzeni” kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasaya aykırı tutum ve davranışlardan kaçınan, Anayasa ve hukukun üstün kuralları ile kendini bağlı sayan, “yargı denetimine açık”olan devlet olarak tarif edilmiştir. Hukuk devletinin özel gerekleri şunlardır: 1.Temel hak ve özgürlükler güvence altına alınmalı, 2. Kanunlar yargı denetimine tabi olmalı, 3. Yasal yönetim ilkesi olmalı, 4. Hukuki belirlilik ilkesi olmalı, 5.İdarenin yargısal denetimi olmalı, 6. Mahkemeler bağımsız ve hakimler teminatlı olmalı, 7.Hukuki güvenlik ilkesi olmalı, 8. Eşitlik ilkesi olmalı, 9.İdarenin mali mesuliyeti olmalı.

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir