MAZBATA ALAMAYACAK BELEDİYE BAŞKANLARI!..
MAZBATA ALAMAYACAK OLAN Y-CHP’Lİ BELEDİYE BAŞKANLARI!..
Bugün iki iyi, bir kötü haberim olacak size.
İyi haberlerle başlıyorum:
Van’da görülen KCK davasında, HDP’li eski Büyükşehir Belediye Başkanı Bekir Kaya ve arkadaşları, “terör örgütü PKK/KCK’ya üye olmak” suçundan 8 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldılar. (1)
Bu tespitin başka mahkemelerce de yapılması halinde, HDP’nin Anayasa Mahkemesince kapatılacağına şüphe yoktur.
İkinci haberim:
Yerel seçimlerde HDP ile ittifak yapacağını duyuran; Kürdistan Komünist Partisi ile Kürdistan Özgürlük Partisi hakkında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında kapatma davası açıldığıdır. (2)
Kürdistan Komünist Partisi’nin, TSK’nın Afrin’e düzenlediği Zeytin Dalı Operasyonuna da Kılıçdaroğlu gibi karşı çıktığını anımsatıyorum.
Kötü haberim ise; bazı Y-CHP belediye başkan adaylarının mazbatalarını alamadan görevden alınacakları ve yerlerine kayyumların atanacağı tehlikesidir…
***
Y-CHP’nin gösterdiği belediye başkan adaylarının bir kısmı seçimden önce, bir kısmı da seçildikten sonra; terör örgütü üyesi olmamakla birlikte, örgüt yararına herhangi bir iş veya hizmet gördükleri iddiası ile görevden alınmaları ve yerlerine kayyum atanması çok olası gözükmektedir… (3)
Bu hukuki durum karşısında, aşağıdaki soruların yanıtlarını aramamız gerekmektedir:
a.)Terör örgütü PKK‘ya yardım yaptıkları; teröristlerin cenazelerine katıldıkları, “Halk Mahkemeleri” kurarak yargılama yaptıkları, ilçelerden örgütsel içerikli raporlar istedikleri ve bu şekilde örgütün hiyerarşik yapılanmasında yer aldıkları tespit edilenler ile 15 Temmuz Darbe Girişiminde bulunan Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensubu oldukları anlaşıldığından görevlerinden alınan belediye başkanlarına; “seçimle gelen seçimle gitmelidir” gibi masum gerekçelerle veya “basın özgürlüğü”ne sahip çıkma kılıfı arkasına sığınarak destek vermiş belediye başkanları,
b.)Y-CHP yönetimi, ilçe yönetimlerince haklarında yolsuzluk iddiaları ile dosya hazırlanan ve ayrıca görevlerinde başarılı da olmayan belediye başkanlarını,
c.)Kamu kaynaklarını yasalara aykırı olarak özel kişiler lehine kullanan ve açıkça kamu zararına sebebiyet verdiklerini kendi beyanları ile itiraf eden belediye başkanları, neden İNADINA İNADINA aday gösterilmekteler?
Yanıt: Uygun ortamı oluşturma için tabii ki…
Uygun ortamın ne menem bir şey olduğunu ise ilerleyen paragraflarda açıklayacağım.
***
ABD’nin “kara gücü” olarak kabul ettiği PKK’nın, Meclis’teki uzantısı olan HDP’li belediye başkanları hakkında açılan davalardan birkaçının daha sonuçlanması halinde; bu partinin terör örgütü ile birlikte anılmaya başlanacağı ve kapatılacağı(4) gün gibi ortadadır:
Kapatılma tehlikesi çok yakın olan HDP ile “ittifak” yapmanın veya bu partinin “olur” verdiği kişileri Y-CHP’den belediye başkan adayı göstermenin, yürürlükteki hukuk karşısında korunma olanağı var mıdır?
Yanıt veriyorum:
Elbette ki yoktur!
Denebilir ki, HDP’nin kapatılmasından sonra, kapatılma gerekçelerine göre, biraz da zorlama yorumlar yapılırsa -gerçekte yöneticileri yargılanması gerekirken- CHP bile kapatılma tehlikesi ile karşı karşıya kalabilir…
Acaba böyle bir tehlike neden göze alınmaktadır?
Gösterilen adaylar gerçekten vazgeçilmez midir?..
***
Y-CHP’nin vitrine çıkardığı en başarılı belediye, Çankaya Belediyesidir.
Israrla ikinci kez aday gösterilen Alper Taşdelen, afişlere “Haseki Tarzı” olarak yazılan “Haseki tipi model”i (!) uygulamakla övünmektedir.
AKP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mehmet Özhaseki, katıldığı bir televizyon programında hükumetten yardım almadan –kaynak yaratarak– pek çok belediye hizmetini gerçekleştirdiğini, arkadaşlarının da bu durumu “Haseki tipi model” olarak isimlendirdiğini övünerek anlattı. (5)
“İmar Barışı”nın da mucidi olan Özhaseki, nasıl kaynak yarattığını ise nedense anlatmamaktadır!
Aynı şekilde, Çankaya Belediyesi Başkanı Alper Taşdelen de katıldığı bir başka televizyon programında, belediyenin bir kuruşunu harcamadan, –kaynak yaratarak– bir sürü icraat yaptığını anlatmıştır. (6)
Taşdelen de kaynağı nasıl yarattığını açıklamadı!…
***
“Kaynak yaratma” işi en önemli icraat olmasına rağmen, belediye başkanları bu icraatlarını neden kamuoyundan gizlemektedirler?
Bu sorunun yanıtını, övünülen hizmetleri, hangi müteahhitlerin yaptığı ve bölgedeki yapılaşmalardan anlamak olanaklıdır.
Şehir Planları üzerinde imar değişiklikleri yapılarak, yoğunluğu artırılan bazı arsaların müteahhitlerine (veya sahiplerine) 5 kat yerine 15 kat bina yapma izin verilmektedir.
Fazladan elde edilen 10 katın getirisinden belediyeye düşen miktar karşılığında da o övünülen hizmetler yapılmaktadır.
Kısaca “kaynak yaratma” budur…
Başka türlüsü olamaz!..
Zira belediyelerin yap-işlet-devret seçeneği olamaz, buna mevzuat müsait değil.
***
“Kaynak yaratma”nın iki yönü vardır:
Birincisi belediyeye düşen payın, belediyeye ait bir hizmette kullanılmasıdır ki, bunda yasaya aykırı bir durum olduğu söylenemez.
İkincisi, belediyenin yapması gereken bir hizmeti, yoğunluk artırarak bundan yararlanacak olan özel bir şahsa rant sağlayarak yaptırmaktır ki, bu durumda kamu kaynakları, yandaşlara (veya ortaklara) peşkeş çekilmekte olup, açıkça suç işlenmektedir.
Tabii ki, gerçek durum, dürüst bir soruşturma ile anlaşılabilir…
Mehmet Özhaseki’nin “icat ettiği” ve açıkça hukuka aykırı olan bu yöntem, (şimdilik) kendi başını yakmayabilir ama Taşdelen’i cezaevine girmekten kurtaramaz!
Mehmet Özhaseki için suç olmayan bir eylem, Alper Taşdelen için neden suç teşkil etsin sorusunu, bana sormayın lütfen…
Ama illa da bu soruya benim cevap vermemi istiyorsanız, bir soru ile cevap vereyim:
Amerika adına darbe girişiminde bulunan FETÖ’nün “siyasi ayağı” neden dışarıda da diğer ayakları içeridedir?
Her iki soruya da cevabı siz verebilirsiniz artık…
***
Sondan bir önceki soru:
Durum bu kadar açık ve net iken; neden seçimlerden önce HDP’nin kapatılması için dava açılmaz da üstüne üstlük bir de 92 milyon 238 bin TL hazine yardımı yapılır? (7)
15 yılda özelleştirmelerden elde edilen gelirin toplamı 62 milyar dolar olduğu göz önünde tutulursa, terör örgütünün Meclisteki uzantısına, bu fakir halkın ne kadar parasının aktarıldığı daha iyi anlaşılacaktır. (8)
Yukarıdaki sorunun da yanıtını ben mi vereyim:
Yerel seçimlerde HDP’li belediye başkanları veya HDP’nin “destekleriz” dediği Y-CHP’li belediye başkanları kazanırsa, düğmeye basılır ve tümü görevlerinden alınarak yerlerine kayyumlar atanır.
Böylece o belediyeleri de AKP kazanmış olacağından, yapılan hazine yardımları boşa gitmiş olmaz!
Y-CHP’nin hazırladığı bu elverişli ortamda seçimleri AKP’li adayları büyük olasılıkla kazanır, bu durumda yargı süreci devam eder ve HDP kapatılarak istenen sonuç elde edilir…
Her iki halde de Y-CHP, iyice halkın gözünden düşer ve tamamen iktidar alternatifi olmaktan çıkmış olur…
Böyle bir durumla karşılaşmamak için defolu ve şaibeli olan belediye başkanları (9) yerine, süratle ayıpsız olanları gösterme olanağı vardır. 19 Şubat‘a kadar adaylar değiştirilebilir.
***
CHP içerisinde bu tehlikeleri görecek kimse yok mudur?
Vardır elbette.
Lakin etkili yerlerde değiller…
Bütün umutlar 24 senenin sonunda Ankaralıları İ. Melih Gökçek’ten kurtaran Reis’tedir.
Hakkını yememek gerekir; Dersimli de bu defa İzmir’i kayyum eliyle Reis’e teslim edecektir!
Öte yandan CHP’yi de Dersimli Kemal ve arkadaşlarından Reis’ten başkası kurtaramaz!..
Kurultay delegelerimiz “cılk” çıktı!..
***
Son soru ile bitiriyoruz:
“10 Aralık Hareketi” (10) ve TESEV‘ciler olarak tarif edilen Y-CHP yönetiminin planı nedir?
9 yılda kaybedilen 9 seçimin tamamında seçimlerde “hile” yapıldığını iddia ederek, bir sonraki seçime hazırlanan ve partinin başında kalmayı başaran Dersimli Kemal ve ekibi artık sona geldiler.
Beklendiği gibi:
Yine bütün sandıklarda görevli bulundurmayacaklar!
Zahmet edip de YSK’dan kesinleşmiş seçmen listelerini bile hala almadılar!
Bu seçimde yaşanacak münferit olayları -ki AKP seçmeni bu işe hem yatkın hem de deneyimlidir- abartarak, Türkiye ve Dünya kamuoyunun dikkatini Türkiye üzerine çekmeye çalışacaklar.
Trump, zaten kulağını bize dönük yatmaktadır!
Macron, Merkel ve diğer liderler tetikteler.
Venezuela‘daki gibi belki de Dersimli’yi başkan olarak tanırlar!..
Bizimkilerde o yürek nerdeeeee!
Ama;
Yine de Batı’dan her türlü entrikayı beklemek gerek…
Trump’ın da işi zor tabii: Venezuela ile mi uğraşsın bizdeki bela ile mi?
Cemil Can
DİPNOTLAR:
(1) https://tr.sputniknews.com/turkiye/201809101035128209-van-kack-ana-davasi/
(2) https://odatv.com/kurdistan-partilerine-kapatma-davasi-10021919.html
(3) TCK’nın 220 maddesi 7. fıkrasının gerekçesine göre; “Örgüt üyesi olmaksızın, örgütün niteliğini bilerek örgütün yararına herhangi bir iş, görev veya hizmet yapılması örgüt üyeliği ile eşdeğer kabul edilmekte ve örgüt üyeliği ile benzer şekilde cezalandırılmaktadır”.
Nitekim, Yargıtay 6. Ceza Dairesi’nin 09.10.2018 tarihli, 2017/3510 E. ve 2018/6087 K. sayılı kararında:
“Sanık …’ün, suç örgütü kurucusu ve üyesi olmayıp suç örgütüne bilerek ve isteyerek yardım eden konumunda olup, eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 220/7. maddesi yollamasıyla aynı Yasanın 220/2 maddesi kapsamında kaldığı kabul edilip, anlaşılmasına karşın, hakkında 5237 sayılı TCK’nın 58/6-9. maddesi gereğince uygulama yapılması…” denmek suretiyle örgüt yararına herhangi bir iş veya görev ya da hizmet yapılması, örgüt üyesi gibi cezalandırılmak için yeterli bulunmuştur.
(4) http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2008-75-405
(5) Mehmet Özhaseki-Buket Aydın (Videonun tamamını izlemek istemeyenler, yürütme çubuğunu 10.dakika 45. saniyeye kaydırsınlar.) https://www.youtube.com/watch?v=6wgDiKPqATc
(6) Alper Taşdelen- Lale Ozan Aslan (Videonun tamamını izlemek istemeyenler, yürütme çubuğunu 8.dakika 27. saniyeye kaydırsınlar.) https://www.youtube.com/watch?v=nqbr2RYZZlk
(7) https://tr.sputniknews.com/turkiye/201810191035739028-parti-yardim-hazine-milyon-tl/
(8) https://www.yenicaggazetesi.com.tr/80-yilin-birikimi-15-yilda-satildi-156925h.htm
(9) http://www.haber7.com/siyaset/haber/2824650-chp-maltepe-sokaga-dokuldu-adalet-istiyoruz
(10) http://www.chp-muhalefethareketi.biz.tr/2019/02/chpnin-ruya-tabircileri/