KONUK YAZARLAR

AÇ KARIN İLE UYUNMUYOR Kİ!..

 mavi şerit

Milletin Adamı Sakarya Mitinginde “Türkiye ekonomisi tüm başlıklarda gelişmiş ülkelerden bile çok ileri seviyede” olduğunu ilan ettikten sonra, apolet tartışmasına döndü.

 

İnce’ye hitaben:

 

O paşanın paşası benim, ben Başkomutanım anayasaya göre” diyerek, bir komutanın başkomutanı alkışlamasının normal olduğunu anlatmaya çalıştı.

 

Ordu ve Yargının siyasete bulaştırılmasını eleştirmek yurttaşlık ödevidir; ne var ki, eleştirinin dozunu kaçırmamak gerekir.

 

Muharrem İnce’nin tepkisini “apolet sökme” şeklinde dile getirmesi yanlıştı; bu yanlışı aynı kelimelerle sürdürmesi daha da büyük yanlıştır.

 

Nitekim, İnce’nin bu hatasını iyi değerlendiren Erdoğan, asıl tartışılması gereken konuları geri sıralara atmayı başarabilmiştir…

 

Milletin Adamı desteksiz atıyor; İstanbul Valiliği’nin düzenlediği iftar yemeğinde:

 

“Dünyada en az gelişmiş ülkelere destekte bir numaralı ülke Amerika görünür fakat gayrisafi milli hasılaya göre dünyada bunun bir numarası Türkiye. Amerika gerimizde, İngiltere falan çok daha gerimizde” diyerek yeni bir başlık açtı…

 

Reis, kendi hane halkı aç iken komşuya sadaka dağıtan aile reisine benziyor!..

 

***

 

“Ekonominin “ileri seviyede” gösterilmesini muhalefet neden değerlendiremiyor?

 

Sokaktaki vatandaş bazı ekonomik terimleri bilmeyebilir ama cebindeki paranın giderek yok olduğunu ve değerinin düştüğünü kolaylıkla görebilir.

 

Son bir hafta içerisinde yazılı ve görsel basından duyduğum bazı verileri paylaşarak, Reis’e elimden geldiğince destek vermek istiyorum:

 

İşte o rakamlar:

 

Son 15 yılda vatandaştan toplanan vergi: 785 milyar dolardır.

Dış borçlanma ile gelen para : 325 milyar dolardı,

Özelleştirmelerden gelen ise : 64 milyar dolar.____

 

Toplam :1 trilyon 174 milyar dolar.

 

Merkez Bankasında 25 milyar dolarlık altın rezervi var.

 

22 milyar 298 milyon dolar da nakit para.

 

Eder 47 milyar 298 milyar dolar.

 

Kalan 1 trilyon 27 milyar dolar ne oldu?

 

İktidar hesabını vermiyor, muhalefet hesap sormuyor!..

 

Gevezelikle vakit öldürüyorlar, neden acaba?..

 

***

 

Paraları ne yaptınız sorusu önemli; muhalefet bu mevziyi terketmemeli!

 

İlk akla gelen kamu harcamalarıdır.

 

Yani devletin devlet olarak yapmak zorunda olduğu hizmetlere yapılan harcamalar; güvenlikten, eğitime, sağlıktan bölünmüş yollara kadar aklınıza ne gelirse işte…

 

Bu harcamaların hangi kalemleri oluşturduğu ve hangi miktarlara karşılık geldiklerini 1999-2004 dönemi için Sayıştay Dergisi’nde yayınlanmış bir makaleden görüp, daha sonraki dönemler için bir fikir edinebiliriz. (1)

 

Harcama kalemlerinin tümüne yakını, dışarıdan mal ve hizmet alımlarına bağımlı olduğu görülüyor.

 

Yeni milyonerlerin bu mal ve hizmetleri tedarik eden yandaşlar olduğuna en ufak bir kuşkum yok…

 

***

 

Gelelim bir başka başarılı başlığa:

 

Son bir yılda TL, dolar karşısında yüzde 30 değer kaybetti.

 

Reis, sermayeyi yurt dışına çıkarmamaları ve dolarlarını bozdurup TL’ye çevirmeleri için yeni milyonerlere uzun zamandır baskı yapıyor.

 

Milyonerler tınmıyor!

 

Yeni Dünya Zenginlik Raporu’na göre, servetleri 1 milyon dolar ve üzerinde olan 12 bin yeni milyoner Türkiye’yi terk etti!

 

Yurt dışında faaliyet gösteren bu şirketlerin “Faiz Lobisi” olarak isimlendirilen uluslararası finans kuruluşları aracılığı ile devlete borç verdiklerine de kimsenin şüphesi olmasın…

 

Son 45 gün içerisinde yaşanan gelişmeler, yerli ve yabancı sermayeyi bayağı tedirgin etmiş.

 

Türkiye’yi soyup soğana çevirmek için daha fazla güvence istiyorlar.

 

Reis daha ne yapsın…

 

***

 

Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) faizleri yükseltmesi ile dolar Türkiye’den kaçmaya başladı.

 

Para kaçışını önlemek, döviz kurlarını dizginlemek ve bunlara bağlı olarak artan enflasyonun önüne geçebilmek için faizleri 5 puan yukarıya çektiler.

 

Merkez Bankası haftalık repo faizlerini yüzde 1.25 puan yükseltti. Faizler 43 günde yüzde 40 artarak toplam yüzde 17.75’e çıktı.

 

Hani faiz almakta vermek de haramdı?!

 

Aralarında bizim yeni milyonerlerin de olduğu kapitalistler, paralarını Türkiye’ye getirdiklerinde daha fazla faiz alacaklar!

 

Yani havadan para kazanmaya devam!

 

Bu şekilde Türkiye’yi sömürenlerin arasında yeni milyonerlerimiz de var…

 

Bu da ayrı bir başlık…

 

***

 

Faiz tuzağından ne zaman kurtulacağız?

 

Reis, Faiz Lobisi’ne teslim mi oldu?

 

Bu soruların yanıtını, ne iktidar ne de muhalefet partileri vermeye yanaşıyorlar!

 

Faizlerin artırımından sanki memnun gibiler.

 

Muhalefet, iktidarın ekonomik kriz sonucu düşebileceğine umudunu bağlamış, ama alternatif çözümü yok!..

 

Seçimin sonucu nasıl olursa olsun, bedeli ödeyecek olan Türk halkıdır…

 

Demir leblebiyi yutmaya hazır mıyız?..

 

***

 

Hükümetin uyguladığı tarım politikaları da oldukça ilginç.

 

Toplam tarım alanlarımız 26 milyon hektardan, (2) 23 milyon hektara; ekilen tarım alanlarımız ise 18 milyon hektardan 15 milyon hektara geriledi.

 

Maddi imkansızlık nedeniyle ekilemeyen arazimiz ise 4 milyon hektar.

 

Buna karşılık; hükümetimiz Sudan’da 99 seneliğine 7 milyon 805 bin dönüm arazi kiraladı!

 

Son 5 senede İsrail’den ithal ettiğimiz tohum ise 568 bin tonu geçti…

 

Tohum da tohum olsa bari…

 

Tarımda başarılıyız!..

 

***

 

En önemli ekonomik başlık ise enflasyon.

 

Mayıs ayı resmi enflasyon verileri açıklandı:

 

Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yüzde 12, Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) yüzde 20’yi geçti.

 

TÜFE ve ÜFE nedir, nasıl hesaplanır,(3) sokaktaki vatandaş da öğrendi.

 

Enflasyon sepetindeki malları değiştirerek enflasyonu düşük gösterme hilesine alıştı necip Millettimiz…

 

5 ayda 45 bin 404 esnafımız kepenk indirdi…

 

***

 

Afrasiabank raporuna göre; servetlerin en çok değer kaybettiği ülkeler sıralamasında, yüzde 6 ile 4. sırada geliyoruz.

 

Servetlerin en çok değer kazandığı ülkelerin başında ise yüzde 25 ile Hindistan var.

 

Hindistan’ı Malta, Çin, Mauritius, Polonya, Srilanka, Vietnam ve Yeni Zellanda izliyor.

 

Servetini nerede değerlendireceğine karar veremeyenlere duyurulur…

 

Örneğin, ben Mauritius’a gidiyorum!..

 

***

 

Turizmde rakibimiz İspanya, Yunanistan ve İtalya idi.

 

Onlar lig atladılar, artık içki yasağını kaldıran Duba ile yarışıyoruz…

 

Turizm başlığında da iyiyiz yani…

 

***

 

Milletin Adamı, iktidara gelmeden önce 2002’de 130 milyar dolar olan toplam dış borcumuzu 2017 sonu itibariyle 453 milyar dolara yükseltmiş.

 

Bu kadar parayı ne yaptılar anlamak mümkün değil!

 

Merkez Bankası verilerine göre, 2018’de vadesi gelen dış borçlarımız 181.8 milyar dolar.

 

32.8 milyar doları kamuya, 148.4 milyar doları özel sektöre aitmiş.

 

Biraz ferahlayalım mı?

 

Cari açık (4) ise 55 milyar dolar.

 

Bu yıl toplam 236.8 milyar dolar dış borç ödememiz gerekiyor…

 

Borç yiğidin kamçısıdır…

 

***

 

İktidar ateşten gömlek gibi; yeni gelecek olan hükümetin ilk işi bu kadar parayı bulmak olacak.

 

Doğrusunu biz söyleyelim bari:

 

Hükümetlerin vatandaştan başka müracaat edeceği makam yok…

 

Pamuk eller cebe girecek yine, kefen paraları da isteniyor şimdi!

 

Yeniden borçlanarak borçlarıu kapatmak çözüm değil, vade uzuyor ama borç da artıyor.

 

Üretim ekonomisini hayata geçirmekten başka yol yok galiba…

 

***

 

İktidara talip olanlar “apolet sökme” ve “kıraathane açma” derdinde!

 

Ramazan eğlenceleri ile halkı oyalıyorlar.

 

Uyutma politikalarına alıştık da nereye kadar?

 

Aç karnına uyunmuyor ki!..

 

Cemil Can

 

DİPNOTLAR:

(1) http://www.acarindex.com/dosyalar/makale/acarindex-1423911702.pdf

(2) 1 hektar; 10 dönüm yani 10.000 m2’dir.

(3) https://www.makaleler.com/ufe-tufe-nedir-nasil-hesaplanir

(4) Cari açık: Bir ülkenin ithal ettiği mal ve hizmetlerin, ihraç ettiği mal ve hizmetlere ödediği miktarı aşmasıdır.