KONUK YAZARLAR

HEPSİ DE ELİ KANLI KATİLDİR

cocuklara_bayram_1

 

Cemaat, yıllarca sınav sorularını çalarak, çocuklarımızın geleceğini kararttı.

 

Bu alçak hırsızlar, üniversiteyi kazanan gençlerin hakkını gasp edip, kendi adamlarına yedirdiler, bileğinin hakkıyla işe girmeyi hak edenlerin yerine de, sümüklü Fetullah’a iman eden zavallıların yerleştirilmesini sağladılar…

 

Bu şekilde mağdur edilenler hiç değilse sağdır.

 

Bir de göz göre göre öldürülenler var:

 

Gizli tanık olan bir istihbarat görevlisi: “TSK, MİT ve Emniyet teşkilatındaki FETÖ yapılanması, PKK içindeki muhbirleri örgüte ihbar etti” dedi…

 

Örgüt, “x haber elamanları” olarak nitelendirilen bu 8-10 kişiyi Kandil’de infaz etti…

 

Bombalı araçlar ve canlı bombalar durdurulamadı tabi.

 

Suçsuz insanlar kahpe eylemlerde öldürüldüler…

 

Bu cinayetlerin sorumlusu FETÖ’dür.

 

FETÖ mensupları, MİT’in bildirdiği koordinatları da değiştirerek PKK’lıları bombalanmaktan kurtardılar…

 

Savaş durumunda; düşmanın belli bölgeleri işgal etmesi halinde; ordunun silah depoları ve cephanelikleri imha edilirse, önceden gizlenmiş silah depolarından silah alınarak, işgalcileri durdurmak için gerilla tipi eylemler yapılması amacı ile Özel Kuvvetler Komutanlığına bağlı Seferberlik Dairesi kurulmuştur.

 

Bütün bu zor işleri yapacak olan kahramanların listesi ile olası eylem planları seferberlik bölge başkanlıklarında bulunur.

 

Kozmik oda” da denen bu odalardan birine, Arınç’a suikast yalanı ile girildi ve listeler ile planlar FETÖ’cülerin eline geçti.

 

FETÖ’cü hainler, Ankara civarı ile Irak ve Suriye’deki Türkmenlerden aynı amaçla görevlendirilenlerin listesini Amerikalılara verdiler.

 

Amerikalılar, Irak ve Suriye’deki kahramanları birer birer avlayıp öldürdüler…

 

Bu cinayetlerin sorumlusu da FETÖ’dür…

 

Kobra helikopter pilotu Yarbay İlkay Ateş’in, tutuklanmadan önceki itirafları da yenilir yutulur gibi değil.

 

Sorumlu olduğu bölge imamı kendisine: “PKK’lılar için bu adamlar dinsiz, diyanetsiz. Öldürülecek şekilde ateş yapmayın. Sağlarına, sollarına atın yaralansınlar, ölmesinler” dediğini söyledi…

 

Öldürülmeyen bu teröristlerin daha sonra öldürdükleri güvenlik kuvvetleri ve sivil halkın gerçek katili de FETÖ’dür…

 

40 senedir süren PKK terörünü neden bitiremediğimiz umarım anlaşılmıştır…

 

DARBE GİRİŞİMİNİN ARKASINDA ABD VAR

 

Dışişleri Bakanlığımız, FETÖ’nün darbe girişiminde bulunduğu saatlerde ABD’ye başvurarak, meşru hükümete “destek” açıklaması yapılmasını istedi.

 

ABD yönetimi 8 saat sonra açıklamada bulundu.

 

ABD’nin sözcüleri bu gecikmenin nedenini “O gün olanları sosyal medyadan ve haberlerden izledik, bir süre ne olduğu belirsizdi” şeklinde açıkladılar.

 

İtiraf gibi…

 

Bu açıklamanın Türkçeye tercümesi: Darbe girişimi başarısız olunca meşru hükümete desteğimizi bildirdik, darbeciler başarılı olsaydı, o zaman da “bizim oğlanlar yine başardı” diyecektik şeklindedir!

 

En küçük bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde darbecilerin arkasında ABD’nin olduğunu söyleyebiliriz.

 

Fetullahçı hainleri dışarıdan AB ve ABD destekledi.

 

Nitekim, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Elizabeth Trudeau, Fetullah Gülen’in iadesi ile ilgili “Belgeler bize ulaştı, incelemeye devam ediyoruz. Fakat iade süreci aylar da sürebilir, yıllar da” diyerek ABD’nin tutumunu, anlaşılır şekildi belli etti…

 

O kadarla kalsa iyiydi.

 

CIA, resmi internet sitesinde FETÖ’cüler için “İslami ve sosyal hareket” ifadesini kullanarak desteğini sürdürdü.

 

Onlar da haklıdır tabi…

 

Fetullah’ı verseler, yeni Fetullahlar bulmakta güçlük çekebilirler!

 

Her ülkede bizim kadar hain bulmak kolay olmuyor.

 

Peki! Fetullah’ı içeriden destekleyen sadece AKP’liler miydi?

 

Fetullahçıların Devletin kılcal damarlarına kadar girdiği dönemde, Genel Kurmay Başkanı Org. Necdet Özel, “TSK içerisinde Fetullahçı yapılanma yoktur” diyordu…

 

Ana muhalefet partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise, “Yargıda Cemaat yapılanması olduğunu söyleyemem” demişti…

 

Bunları da unutmayalım…

 

İDAM CEZASINI KENDİLERİ İÇİN KALDIRDILAR

 

Hainler, AKP sayesinde iktidar olduklarında neler yapacaklarını planladıklarından, bir gün hesap sorulma durumu ile karşı karşıya gelmeleri söz konusu olursa, savunmalarını da peşinen hazırladılar.

 

Öncelikle, işlemeyi planladıkları bazı eylemleri suç olmaktan çıkarttılar:

 

Bilenler bilir, Terörle Mücadele Kanunu ile “vatana ihanet” suç olmaktan çıkartılmıştı…

 

2003’te, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6 Nolu Protokolü’nü yürürlüğe sokarak, barış zamanında idam cezasının uygulanmasını kaldırdılar.

 

Ardından 2004’te, 13 Nolu Protokol’ü onaylayarak, bu defa da savaş ve savaş tehlikesi halinde idam cezasının uygulanamayacağını kabul ettiler…

 

AH ŞU SAVCILAR

 

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili Kadir Yılmaz, HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ile Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder hakkında hazırladığı iddianamede:

 

” İstanbul’daki etkinlikte yaptıkları konuşmalarda kullandıkları ifadeler, amacı ülke topraklarının bir kısmını yaygın şiddet ve terör öylemleriyle devlet idaresinden ayırıp, yerine Marksist-Leninist ilkelere dayalı bağımsız bir Kürdistan devleti kurmak olan ve 1984’ten beri ülkemiz genelinde silahlı eylemler gerçekleştiren, niteliği yargı kararları ile tescil edilmiş PKK/KCK ve liderlerini övücü niteliktedir” diyerek, PKK’yı yelpazenin solunda ve emekten yana bir örgüt olarak göstermişlerdir.

 

Yaygın olarak yapılan bu hatalı niteleme sonunda; kendisini “Türk solu”nda tarif eden pek çok kişi, 5 Haziran Genel Seçimlerinde, solcu olduğunu sandığı PKK’nın siyasi örgütü HDP’ye barajı atlatmak için oy vermiştir.

 

Aralarında bazı CHP yöneticilerinin de bulunduğu gafiller, PKK’yı Gazi Meclis’e sokarak AKP’yi iktidardan düşürebileceklerine inandırılmışlardır.

 

Elbette ki, bu sonucun alınmasında, PKK’nın sol cenahta bir örgüt gibi gösterilmiş olması, son derece etkili olmuştur.

 

Halbuki, etnik temelde siyaset yapan, Kürt milliyetçiliğini ön planda tutan ve gerektiğinde İslam şemsiyesi altında birleşmeye hazır bulunan PKK, gösterildiğinin tam aksine; aşırı sağcı, gerici ve ırkçı bir niteliğe sahip terör örgütüdür

 

Emperyalizmin “karagücü” olmayı kabul eden, Türkiye’nin NATO’da kalmasını savunan siyasal bir anlayışı Marksist-Leninist olarak tanımlamak, onun propagandasını yapmaktan farksızdır!

 

Fahiş bir hatadır…

 

Savcı Yılmaz’a biraz daha kitap karıştırmasını tavsiye ediyorum.

 

Anayasal Suçlara Bakmakla Görevli Ankara Cumhuriyet Savcısı Serdar Coşkun ise, 73 şüpheli hakkında düzenlediği “çatı iddianamesi”nde dört dörtlük bir tespit yaptı:

 

“Ergenekon davası aynı zamanda Cemaat için geçmişteki pis işlerini içine attığı ve kendisi üzerindeki bütün kuşkuları yok etmek için kullandığı bir nevi çöp tenekesidir” dedi.

 

Ergenekon isimli bir terör örgütünün gerçekte hiç olmadığı belirtilen iddianamede, Ergenekon terör örgütü iddiası, FETÖ tarafından kendi terörizmini gizlemek için uydurulmuştur denildi…

 

Savcı Coşkun’u, bu doğru saptaması yüzünden yürekten tebrik ediyorum…

 

“TİYATRO-MÜSAMERE MASALI”

 

Başbakan Binali Yıldırım’ın yaptığı açıklamadan anlaşıldığına göre; 76 bin 597 kişi açığa alınmıştır.

 

Şu ana kadar,4 bin 897 kişi de memuriyetten çıkartılmıştır.

 

15 Temmuz darbe girişimini “tiyatro” veya “müsamere” olarak niteleyip, bu senaryoyu Recep Tayyip Erdoğan’ın yazdığını ileri sürenler, 81 bin 494 kamu görevlisinin bu oyunda rol aldığını da kabul etmektedirler.

 

Kamu görevlileri böyle bir şeyi neden yapsınlar?

 

İddia sahiplerinin bu soruya verebilecekleri yanıt yoktur!

 

ABD’nin karagücü PKK/PYD’yi de “solcu” olarak kabul eden ve yaşayarak öğrenebilen bu güruh, daha düne kadar PKK’nın siyasi uzantısı HDP’ye oy verilmesini ve bu şekilde AKP’nin iktidardan düşürülebileceğini savunuyordu.

 

Şimdi arkasında CIA’nın olduğu bir darbe girişimini iktidarın sahneye koyduğu bir oyun gibi gösteriyorlar.

 

Emperyalizmin ordusunda, parasız askerlik yapmak böyle olsa gerek…

 

Cemil Can