KONUK YAZARLAR

CHP’Yİ Y-CHP’LİLERDEN KURTARMADIKCA TÜRKİYE KURTULAMAZ!..

Ahmet_Camur_1

Tanık:Gördüğünü ve bildiğini anlatan kişiye denir.

Akılsız biri de gördüğünü ve bildiğini olduğu gibi anlatabilir, hain de…

Tanıklar, analarından emdikleri sütün durumuna bağlı olarak; gerçeği gördükleri gibi anlatmayabilirler de…

Yemin ederek, görmedikleri şeyleri görmüş gibi anlatabilmeyi insanlık halinden saymak gerekir!

Bu nedenle, insanoğlunun yüzyıllar boyunca zeka imbiğinden süzerek getirdiği tanık deliline, mahkemeler itibar ederek hüküm kurmazlar. Tanık beyanlarını destekleyen başka kanıtlar da aranır. Bu prensip, insanlığın vazgeçilemez bir kazanımıdır ve evrensel değerler arasında yer alır…

Gizli tanık” ise “Sessiz Devrim” de denilen “AKP karşıdevrimi”nin ürettiği bir kepazeliktir…

Ülkemizde Şemdin Sakık gibi acımasız teröristler ve Özel Yetkili Savcı Zekeriya Öz’ün cezaevinde keşfedip piyasaya sürdüğü Osman Yıldırım (1) gibi suç makineleri ile ete kemiğe bürünmüştür…

Yalancı tanık” beyanlarına inandırıcılık kazandırmak için uydurulmuş olan yeni bir kanıt türüdür!

TSK’yı savaşmadan teslim almak için, okyanus ötesinden kurgulanan; “Balyoz” ve “Ergenekon” davalarında; kamuoyunu “şiddet” kullanıldığına inandırmak ve bu davaları “Özel Görevli Ağır Ceza Mahkemeleri”nin görev kapsamına almak için, Danıştay Davası’nda sanık olarak yargılanan ve müebbet hapse mahkum edilen Osman Yıldırım, kudretli savcı Zekeriya Öz tarafından “tanık” olarak ayarlanmıştı!..

Osman’ın yalancı tanıklığı, başka kanıtlarla doğrulanamadığı için, bu defa “Gizli Tanık 9” olarak dinlenmesi ihtiyacı duyulmuştur!?.. Daha anlaşılır bir ifade ile söylemek gerekirse; sanık Osman Yıldırım, tanık olarak verdiği ifadeyi, gizli tanık olarak doğrulayarak, önceki ifadesini inanılır kılmıştı!..

Hizmetlerinin karşılığında tahliye ve 150 bin dolarlık villa hediye edilen bu zavallı Bulgaristan muhaciri, bakalım bundan sonraki askerliğine hangi ülkede devam edecek…

İşte “Ergenekon” ve “Balyoz” davaları bu kepazelikler üzerinden görülmüştür.

Önce Gürcistan’a, oradan Ermenistan’a ve daha sonra da Almanya’ya kaçtığı söylenen Zekeriya Öz, AKP-Cemaat ortaklığının yarattığı hukukun hem özüdür hem özürü sayılır…

Bizim bildiğimiz adaletten sanıklar kaçardı, AKP’nin adaletinden savcıları da kaçıyor!

Çünkü savcılar, hangi suçları işlediklerinin bilincindedir…

Bu hainleri sahiplenen;bir tek “Fetullahçı Terör Örgütü”dür. Bir de Y-CHP gibi savunucuları vardır!..

Bir zamanlar altında Recep Tayyip Erdoğan’ın zırhlı arabası ile dolaşan emperyalizmin bu sadık uşağı Bursalı Zekeriya, artık sembol olmuş ve bir döneme damgasını vurmuştur…

Ve bu yalan dünya, her geçen gün kendisi için biraz daha daralmaktadır!

***

Gözden kaçırılmaması gereken bir başka nokta da; ülkemizin dış dengelerinin gözle görülür şekilde değişmekte olduğudur.

Eski patronları tarafından üzeri çizilen BOP’un eski eş başkanı, bugün var gücüyle Obama’nın karagücü ilan ettiği PKK’ya saldırmak zorunda kalmıştır…

RTE bile TSK saflarına katılmıştır!..

Şimdi bir ayağı Rusya’da öteki ise Çin’dedir…

Denebilir ki, küresel güçlerin Türkiye’deki cephesi boydan boya yarılmaktadır!

Öyle ki, NATOCU paşaların yerini, Balyoz Davası sanıkları almakta; Türk Ordusu her geçen gün biraz daha millileşmektedir...

Eski “dostu”, “müttefiki” ve “model ortağı” olduğumuz ABD ile bal-yağ değiliz artık.

Kovboyların reisi; işlenecek kadar vakitlice haber verilmediği için şikayetçidir; bu nedenle PKK’ya haber veremedikleri operasyonların durdurulmasını ve açılımın sürdürülmesini istemekteler…

Kandil’e yapılan bir operasyonun, 10 dakika geç haber verilmiş olması yüzünden ölen 300 PKK’lıyı, hala içlerine sindiremediler!..

Bu yüzden, karşı cephede oluşan güven bunalımı had safhadadır. Örgütten kaçmalar da hız kazanmaktadır…

Böylesine sıcak gelişmeler içerisinde;Y-CHP yönetimi, yönünü iyice şaşırmış ve emperyalizmin askeri olmuş eski solcular ve PKK ile, Öcalan posterleri altında “Barış Mitingi” düzenleyebilmektedir…

Y-CHP, PKK’nın siyasi uzantısı HDP ile sözde “Barış Bloku” kurup, küresel güçlerin derdine derman olma peşindedir…

Bu şaşkın yönetim, emperyalizme karşı ilk defa savaş kazanan kahraman dedelerimizin emaneti CHP’yi, 40 binden fazla kişinin katili Öcalan’ın posterleri altında yürütmeye mecbur bırakarak, acaba ne yapmak istemektedir?

Ne yazık ki, HDP’nin tamamlayamadığı Kobani’yi “Beraber savunduk, beraber inşa edeceğiz” eylemini de CHP Gençlik Kolları yürütmektedir!..

Acı ama gerçektir; Kürtlerin Suriye’deki kantonu Kobani’yi ilk tanıyan, Dersimli Kemal’in Y-CHP’sidir…

AKP ile koalisyon kurmak için 14 ilke belirleyip, “geçmişi unutalım, geleceği bakalım” ilkesizliğine kadar gelen Y-CHP’de, esaslı bir hesaplaşma yapılmadan; başka bir söyleyişle, Y-CHP’nin yönetimi CHP’lilere teslim edilmeden, ülkemizin aydınlık günlere çıkartılması kolay olmayacaktır!..

AKP’nin yıllardır sömürdüğü “Açılım” bile, HDP’nin rolünü üstlenen Y-CHP’nin kucağına bırakılmıştır…

Kılıçdaroğlu ve ekibi, AKP’ye ortak olabilmek için 13 yıl boyunca kullandıkları; “yolsuzluk ve hırsızlık” gibi malzemeleri unutmaya hazırdır.

Temel tezlerini inkar etmekten farksız olan bu zavallılık, aynı zamanda 13 yıllık AKP icraatlarını meşrulaştırmak anlamına gelmektedir!..

Nasıl bir hainliktir akıl sır ermez; Y-CHP yönetimi, Erdoğan’ın Rize’de; “Fiili durumun yeni bir anayasa ile hukukileşmesi” olarak ifade ettiği ve “Artık ülkede sembolik değil fiili olarak güçlü bir Cumhurbaşkanı vardır” sözleri ile pekiştirdiği, “Sessiz Devrim”i, başını kuma sokmuş deve koşu gibi yapılmamış gösterme gayreti içerisindedir!..

Sırası gelmişken belirtelim ki, küresel güçlerin Türk Ordu’suna kurduğu hain tuzaktan, baş düşman kabul ettikleri Kemalistlerin partisi CHP’yi bağışık tutmaları kadar gülünç ve ahmakça bir düşünce olamaz…

Bu nedenle, erken seçime hazırlanmadan önce, yapılacak ilk ve acil iş: “6 Ok”la ve “Atatürk İlkeleri” ile uzaktan yakından ilgisi kalmayan CHP’yi, Y-CHP’lilerden kurtarmak olmalıdır…

Zira CHP bu işgalden kurtarılmadan, Türkiye kurtarılamayacaktır!

Cemil Can

DİPNOTLAR:

(1) Osman Yıldırım http://odatv.com/n.php?n=osmanim-araniyor-2411141200