• PKK CEPHANELİĞE KADAR GİREBİLDİ Mİ?

    Her 9 Eylül günü İzmir Hükümet Konağı’na bayrağın çekilmesi, düşman işgalinden kurtuluşumuzun simgesi olmuştu. AKP hükümeti ve İzmir Valisi ile birlikte 9 Eylül 1922 öncesi de geri geldi. Vali Efendi, bundan böyle törenlerden, bayrak çekilmesi bölümünü çıkartmış!.. Lozan’ı tanımayan iç ve dış düşmanlar sevinmiş tabi… Hükümet ise, tam kadro Söğüt’te. Onlar, Osmanlı’nın kurtuluşunu kutluyorlar!? Yaptıkları iş Büyük Ortadoğu Projesi ile son derece uyumlu tabi. BOP’nin haritası Sevr’inkinden farklı mı?.. Şemdinli’yi basmak isteyen PKK’lılardan öldürülen üçünün cesetlerini taşıyan askeri aracın önüne, PKK bayrağı takılması bile bu necip milleti çileden çıkartamamış! Yetmezmiş gibi bir de askeri lojmanlardan Türk bayrağını indirmişler. İndirenler olayların büyümesinden korkan askerler. Bu ara nasılsa, Türk bayrağı ile derdi olanlara, devletin görevlileri…

  • ATEŞ BACADAN AŞIYOR!..

    Suriye, İran ve PKK’yı “Baasçı kamp” ilan eden cemaat medyası, Gaziantep Saldırısı’nın ardından “İran Antep’i ağzından kaçırdı” diyerek desteksiz atıyor!.. İran, eylemin arkasında Ankara’nın desteklediği El Kaide ve “Suriyeli muhalifler” var diyor. PKK ise, ilginçtir eylemi sahiplenmiyor!.. Daha da ilginç ve akla yatkın bir yorumu Aydınlık gazetesinden Sabahattin Önkibar Aktarıyor: “Tarih 27 Haziran 2012. ABD’nin üç önemli düşünce kuruluşu, Suriye krizi bağlamında çok önemli bir çalışmaya imza atıyor. Brookings, American Enterprise ve Savaş Çalışmaları Enstitüsü ortaklaşa simülasyon yapıyor. Savaş oyunu ya da simülasyonda Pentagon, CIA ve Dışişlerinde çalışmış uzman heyet senaryo gereği temsil ettiği ülkeler adına kararlar alıyor. Savaş oyununda Türkiye, ABD ve Suudilerin bütün zorlamalarına rağmen, Suriye’ye tek başına…

  • “İKİNCİ KÜRT AÇILIMI” VE Y-CHP’YE VERİLEN YENİ BİR GÖREV!..

    ABD’nin elçisi Ricciardone’nin açıkladığı “müzakereleri” kamuoyu gündeminde tutmak için son günlerde Şemdinli’deki terör eylemleri nedeniyle itibar kaybeden PKK’nın, Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ü “kaçırarak” başlattığı eylem her geçen gün biraz daha inandırıcılığını kaybediyor!.. Kılıçdaroğlu’nun “kaçırılma” olayından hemen sonra yaptığı “Başbakan beni aramadı” şeklindeki sitem ve Hüseyin Aygün’ün “destek” sözü verdiği PKK’lı “halk savaşçıları”nın, ayrılırken söyledikleri “Abi bu kardeşlerini burada unutma” şeklindeki sözleri işi iyiden iyiye sulandırıldı!.. “Kaçırılma” olayının ilk saatlerinde Kılıçdaroğlu’nun Başbakan’a yaptığı sitem, “Lütfen beni ara” anlamına geliyor. Erdoğan bu isteğin gereğini yerine getirmiştir. Kılıçdaroğlu hiçbir şey demeseydi ve Erdoğan da geçmiş olsun mesajı vermeyi atlasaydı, belki de Y-CHP için çok daha iyi olacaktı! O zaman Erdoğan’ı halka şikayet etme…

  • “SOBELENDİNİZ”!..

    Ergenekon davaları ile ilgili en az konuşan eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’tü. Tutuklamalar başladığında darbe söylentileri ile ilgili kendisine sorulan sorulara: “Kasaptaki ete soğan doğramam, var da diyemem, yok da diyemem” şeklindeki cevaplar vererek kuşkuyu artırıyordu. Onun bu yanıtından sonra Ergenekon savcıları adeta coştu. Dalga üzerine dalga yaparak yurtseverleri içeri doldurdular. Tanıklık yaparken söylediklerini ilk günlerde söyleseydi, haksız tutuklamalar böylesine başını alıp gidemezdi. Kuşkusuz bu durumun oluşmasında Kılıçdaroğlu’nun da katkısı oldukça büyüktür. AKP’nin karşıdevrimini meşrulaştıran en önemli açıklamalar, ne yazık ki, Y-CHP’nin genel başkanından gelmiştir. 12 Eylül darbecileri Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya hakkında açılmış olan davaya verdikleri katılma dilekçesi bu konudaki en belirgin örnektir. CHP adına dilekçeyi veren Grup Başkanvekili E. Ülker Tarhan, milletvekili…