KONUK YAZARLAR

O ZAMAN BİZ ÇE-Kİ-Lİ-YO-RUZ!.

 4 Haziran 2023

Utancından yerin dibine gireceğin o anda, elini masaya vurup: ” Bu-ra-da-yım” (1) diyebildin ya…

Sana helâl olsun Bay Kemal!

Doğrusu bu kadar yüzsüz olabileceğin hiç aklıma gelmemişti.

Öyleyse bize “çe-ki-li-yo-ruz” demek düşüyor:

ÇE-Kİ-Lİ-YO-RUZ!..

***

Çekilmeden önce, bir tespitimi paylaşmak isterim:

En haklı ve insanca talepler senin ağzından dökülünce, nasıl da “savunulamaz” hale geliyorlar.

Bunun nedenini hiç sorguladın mı Bay Kemal?

Ben sorguladım.

Az sonra tümünü yüzüne karşı da haykıracağım…

***

Önce Parti Meclisi üyesi Gökhan Günaydın‘ın ne dediğine bakalım:

Seçimin kaderini etkileyecek kadar sandıkta görevli yoktu” demiş, bir televizyon kanalında.

191 bin 885 sandığa yerleştirecek kadar görevli bulamadın demek ki!

25 milyona yakın oy aldığını söyleyerek övünebiliyorsunuz ama.

Senin aldığın oy CHP’ye verilen yüzde 25 kadardırancak.

Fazla konuşma!

Nokta.

Geri kalanlar, Erdoğan’a oy vermek istemeyip, oy verecek başka bir aday da bulamadıkları için mecburen senin hanende toplandılar.

İnsanda biraz utanma, biraz onur, biraz ar olur…

***

İlk turda oy verilebilecek aday görmedikleri için, sandığa gitmeyen 8 milyon civarındaki seçmen, ikinci turda 2 milyon daha artarak 10 milyona çıktı, buna ne diyorsun peki?

Yani 10 milyon insanın içine, Erdoğan’a da sana da oy vermek sinmedi belli…

Mecburen oy verenlerle oyalanacak yerde, oy vermeme kararında direnenlerebaksana be adam…

***

Bir de utanmadan seçim sonuçlarının “ahlâki” olmadığını söylüyorsun.

Ahlâk” sözcüğünü ağzına alacak en son adam sensin.

Üçüncü kez cumhurbaşkanı adayı olamayacağı için, katılacağı seçimin “meşru” olamayacağı çok açık olan Erdoğan’ı, “sandıkta yeneceğim” mavalı ile mindere davet eden ve meşrulaştıran sen değil misin?..

Mühürsüz oldukları için ”geçersiz” olan oyların, geçerli sayılarak halk oyundan geçtiği kabul edilen referanduma boyun eğip, meşru olmayan “tek adam rejimi”ni meşrulaştıran da sendin.

Anayasanın açık ihlâli olan bu tutumlarınla, halktan “özür” dileyip çekilmen gerekirken, boş boş konuşmalar ile durumu idare etmeye çalışman, ne kadar çapsız biri olduğunu gösteriyor…

Onurlu siyasetçiler gibi özür dilemeyi bile beceremiyorsun…

Yuuuh olsun sana…

***

Etrafına kurduğun ikinci halkada yer alan “yalakalar”, birinci halkadakileri görevden almanı ve kendileri ile birlikte göreve devam etmeni önerdiler demek.

Ve de sen bu fikre sarılarak:

BU-RA-DA-YIM diyebildin…

Ar damarın çatlamış senin.

13 yıliçerisinde sabırla CHP örgütlerine yerleştirdiğin; ”delege” ve “parti yöneticisi” sıfatlı kişiler, sen arkalarında olmazsan kendilerinin de bir hiç olacağını bildiklerinden, halkın gerçek taleplerini duymazdan gelerek, koltuğunda oturmanı istiyorlar.

Bu kadarını da mı anlaya mıyorsun?

Bir de bu masalı bize “halkın isteği” gibi satmaya çalışıyorsun.

Biliyorsun ki, o yalaka takımı olmazsa sen de bir hiçsin…

Sarıldığınız formül çok basittir vebiz bunu gördük:

Sen delegeni seçiyorsun, delegen de seni seçiyor.

Halkla bir ilginiz yok sizin.

Yıllardır “Al gülüm ve gülüm” yapıyorsunuz…

***

Bay Kemal;

Türk halkı sana neden oy vermiyor, bu sorunun yanıtını hiç düşündün mü?

Yoooo! Öyle kolaycılığa kaçma, kazın ayağı öyle değildir…

Bu soruyu etrafındakikapıkullarına değil, halka soracaksın.

Zira son tahlilde oy pusulalarını sandığa atacak olan halktır.

Ben halkın arasında dolaşıyorum ve bu soruya devamlı cevap arıyorum.

CHP’ye yakın olanlar kadar, olmayan arkadaşlarım da var.

Şunu sakın unutma, sanma ki sana oy vermeyenler seni takip etmiyorlar.

Baykal’ın “kaset operasyonu” ile CHP’nin başından ayrılmasından sonra, senden biraz umutlandılar.

Hatta oy vermeyi bile düşünenleri vardı aralarında.

Bu nedenle takip ediliyordun.

Vatandaş umut yaratmak istiyordu umut!

Ne yazık ki, 13 yıldır o insanlara GÜVEN VEREMEDİN…

Güven veremedin ne veremedin, “güvenilmez” insan portresini de iyice pekiştirdin…

***

Hangi söz ve davranışlarınla bu duyguyu yarattığını sayacak kadar burada yerim yok.

Kitaplar dolusu hatalar yaptığını tespit etmişim ve tümünü not ettim. (2)

Dileyen 2 numaralı bağlantıyı açıp okuyabilir.

Meğer, halkın “hata” olarak gördüğü söz ve eylemleri, sen bilerek ve isteyerek yapıyordun!

Geç uyandık, çok geç kaldık çoook!..

Seni göreve getirenlerin amacının “CHP’yi dönüştürmek” ve “Yeni CHP” formatında apayrı bir parti yaratmak olduğunu neden sonra anladık…

***

Batı tarafından desteklenmiş olmanı bir avantaj sandık…

Batı’nın derdi, Türkiye’de demokrasinin gelişmesine katkı sunmak değil, çok daha başkaymış meğer.

Jeopolitik ve kültürel olarak hiçbir zaman kendilerinden kabul etmedikleri Türkiye’yi sömürmek ve kullanmakmış tek amaçları.

Bu amacı gerçekleştirmek için araç olarak seni kullanıyorlar.

Sen de buna razısın!

Emperyalizmin önündeki tek engel Mustafa Kemal’di, anlıyor musun?

Atatürk, emperyalizmi dünyada ilk yenen başkomutandı.

Ve onun adının geçtiği her konu düşmana bir engeldi.

Yılların deneyimi onlara da öğretti ki, Atatürkçü düşünceyi itibarsızlaştırmadan Türkiye’yi teslim almak çok kolay olmayacaktır.

Bunun için de içeride iyi bir adamlarının olması şarttı.

BOP Eş Başkanlığından ayrılan Erdoğan’ın yerine bu yüzden seni seçtiler…

Ve biz sana hala oy vermeye devam ediyoruz…

Biz de suç ortağın sayılır!..

***

SOROS‘un finanse ettiği TESEV‘in kurucularından olmanı bile tolere etmiştik.

CHP’yi vakıf yapıp kapatmalı diyen 10 Aralık Hareketi’nin 6 Ok‘u benimsemeyen militanlarını partiye doldurmana da ses çıkartmadık.

Bir umut, yönetimi aldıklarından CHP’nin kuruluş ayarlarına uyarlar sandık.

Tam aksine, topraklarımızı düşman işgalinden kurtaran ve Devletimizi kuran liderlerimiz Atatürk ile İnönü’yü itibarsızlaştırma yarışına girdiler.

Ne kadar şeriat yanlısı; gerici, yobaz, Cumhuriyet düşmanı hain varsa tümüne itibarlarını iade etmek için çabalayıp durdular.

Bu konuda AKP Çorum Milletvekili Salim Uslu’dan (3) bir farkınız kalmadı.

Bu ihanete karşı duran Atatürk İlke ve İnkilâplarına yürükten bağlı parti üyelerini tek tek tasfiye ettiniz…

Kısaca CHP’yi (Batı adına) işgal ettiniz…

***

Yerine Y-CHP’yi inşa ettiniz.

Kapıkulları”ndan firesiz bir “delege ordusu” kurdunuz.

Masum görünüşünüz, vücudumuzda “bonzai” etkisi yaptığını daha yeni anlıyoruz.

Bizi uyuşturup uyuttunuz ama gözü üzerinizde olan ve sağ iktidarlardan umduğunu bulamayan milliyetçi-muhafazakâr kesimi aldatamadınız…

Çünkü onlar; iki yüzlülüğünüzü ve içten pazarlıklı oluşunuzu tez fark ettiler.

Bu yüzden de sana karşı hep tetikteydiler…

Baykal’ı bile mumla arattırnız…

***

192 bin küsür sandığa güvenilir birer adam bulamamanız, ne aciz durumda olduğunuzu göstermeye yetiyor da artıyor.

Gerçek taraftarlarınız, sandıklarda görevlendirdiklerinizden bile daha azdır!

Dolayısıyla bu kadar seçmenle iktidara gelecek oyu almanız mümkün olamazdı.

Bu yüzden de iktidar olamıyorsunuz…

Güven sorunu”yarattınız ve bunu asla değiştiremeyeceksiniz!..

Tek seçeneğiniz, def olup gitmenizdir…

Halkın sırtında kene gibi yemlenmeniz yetmedi mi artık?..

***

Özetle:

Sana güvenemiyoruz Bay Kemal!

Kazara yetki alıp da iktidara gelseydin, kim bilir başımıza hangi belaları saracaktın.

Muharrem İnce’ye yapılan “kaset kumpası”nı, elinden hiç bir “somut kanıt” olmadığı halde (4)

komşumuz Rusya’ya fatura etmen, hangi akıl kârıdır?

İnce’nin yarıştan çekilmesi halinde, Putin’in desteklediği Erdoğan’ın bu işten kazançlı çıkamayacağı son derece açık olmasına rağmen, bu senaryoyu sahneye sürebildin yine.

Buna rağmen, Erdoğan Toprak üzerinden piyasaya sürülen bu palavrayı, düşüncesizce dile getirebildin…

Tehlikeli adamsın vesselâm!

Demek ki, iktidara gelme hırsın uğruna, Türkiye’yi rahatlıkla Cehennem ateşine atabilirsin…

Hesap adamı” oldun ama “Devlet adamı” olamamışsın.

Bu yüzden, her seçimde arifeyi görüp bayramı göremiyorsun…

***

Ne aciz ve yalancı bir adam olduğun, olur olmaz zamanlarda ve yerlerde “VALLAHİ DE BİLLAHİ DE…” diyerek, “dini içerikli” yemin etmenden bellidir.

Laiklik ilkesine bağlılığı tartışılmaz bir partinin genel başkanı, kendisine inanılsın diye mahalle camiinin imamı gibi yemin eder mi?

Anayasadaki “milletvekili yemini”ni de mi hiç okumadın?

Sen sokaktaki biri misin Kemal bey?

Senin ifadenle söyleyeyim: “Vallahi de billahi de” senin temel sorunun güven verememendir!..

Güven vermiyorsun bir türlü, ne yapsan olmuyor, olmuyor…

***

Ben Aleviyim” şeklindeki açıklamanı, 110 milyondan fazla insan (hayretle) izlemiş.

Bununla övünüyorsun.

Kaç kişi “beğenmiş” (5) baktın mı?

5 numaralı dipnota bak da öyle devam edelim istersen.

Bu kadar basit bir şeyi bile okuyup anlayamıyorsun!

Beğeni” diyorum “beğeni”, Aleviyim demeni kaç kişi izledi, kaçı beğendi?..

***

En temel konulardaki tarih bilgisinden yoksunsun:

Avrupa’daki din savaşları 1542’de Alman köylülerinin ayaklanması ile başladı ve 106 sene sürdü.

Aydınlanmaya yol açan başlıca düşünsel gelişmeler ise Rönesans ve Reform hareketleridir.

Bu gelişmelerin ardından 1789 Fransız İhtilali yaşandı.

Milyonlarca insanın kanıda akıtıldıktan sonra “laiklik ilkesi” benimsendi…

Bu yüzden “laiklik” çok değerlidir ve farklı inançları benimsemiş toplulukların bir arada yaşamaları için olmazsa olmaz bir ilkedir.

Çağdaş ülkelerde dini inancını, açıklama ihtiyacı içerisinde olan liderlere itibar edilmez…

Siyasi kimliği” yerine “inanç kimliği”ni öne çıkartan liderlerde, doktorların uzmanlık alanına girenciddi sorunlar var demektir..

***

Burasını iyi dinle ve anlamaya çalış Bay Kemal.

Anayasamızın 2. maddesinde laiklik ilkesi, Cumhuriyetin nitelikleri arasında sayılmıştır.

CHP’nin 6 Ok‘undan biri de laikliktir.

Anayasamızın 24. maddesi, kimsenin dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamayacağını,dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamayacağını, siyasi çıkar veya nüfuz sağlama amacıyla, dini, din duygularını ve dince kutsal sayılan şeyleri istismar edip kötüye kullanamayacağını emreder… (6)

Bu ilkeye göre, dini inanç ve kanaatlerin “gizli” tutulması gerekir.

Tanrı ile kul arasında olduğu için, gizli tutulması gereken inancı açıklamak, bir eksikliğe işaret eder.

Toplumun refah düzeyini nasıl yükselteceğini, ülkeyi nasıl kalkındıracağını anlatacak yerde, kendidini inancını açıklayarak prim toplama ihtiyacı içerisine giren siyasilerin, testilerinde bir şey yok demektir.

Sana söz” vurgusundan sonra, yaptığın “kalp emoisi” ve “baharlar gelecek” sloganı ile kitlelere bir şey anlatılamazsın.

Tıpkı Nazım’ın dediği gibi:

“Üç telinde, üç sıska bülbül öten üç telli saz, dağlarla dalgalarla kütleleri ileri atlatamaz!”(7)

***

Atalarımız der ki:

Testinin içerisinde ne varsa ağzından o dökülür.

Sadece bir “mezhebe” hitap eden söylemler, çoğunluğu teşkil eden karşı tarafça hoş karşılanmazlar.

Son tahlilde “Kutuplaştırma siyasetine” hizmet ederler…

Bu siyasetten de çoğunlukta olanlar kazançlı çıkarlar…

Sen kaybedersin…

***

Merkezine “laiklik ilkesini” koyan CHP’nin, liderinin “seyyid soyundan” geldiğini kanıtlamaya çalışması, bu konuda kitap yazdırmaya kalkışması hiç ama hiç yakışık almadı.

Başörtüsü konusunu Anayasaya taşımaya kalkışman, Diyanet Akademisi’ne karşı çıkmayışın başlı başına ayıplarındır zaten.

Dince kutsal sayılan değerler ile mezhebini ve öne çıkartan bir lider, yetkiyi eline aldığında, her kesime adil ve eşit davranmayacağını da ortaya koymuş olmaktadır.

Bu yüzden inandırıcılığını kaybettin Bay Kemal…

Bu ilkel duruşun, aynı zamanda Anayasa ihlalidir de…

Anayasayı Reis’ten önce sen çiğnemişsin…

***

Bay Kemal;

Bu yalın gerçekleri sana etrafına tuzluk gibi dizdiğin yalakalar/yalamalar anlatmaz/anlatamaz.

Çünkü onların siyasetten (ve dolayısıyla senden) beklentileri vardır.

Ayrıca “kindar” olduğunu bildiklerinden, imparatorlarından korkarlar.

Örsüne vurmayanları ilk fırsatta trenden attığını/atacağını da çok iyi bilirler.

Deneyimlerle sabittir çünkü.

Dolayısıyla gerçekleri, benim gibi kendileri için siyasi bir gelecek yaratma hesabı içerisinde olmayanlardan öğrenebilirsin…

***

Sinsi, riyakâr, içten pazarlıklı ve yalancı bir siyasetçi olduğunu artık herkes öğrendi.

Çoğumuz buna rağmen, sana “tıpış tıpış” oy vermek zorunda kaldık.

Her seferinde “keşke elim kırılsaydı da vermeseydim” diyoruz amayine de veriyoruz işte.

Sen de bunu biliyor ve adaylıkta ısrar ediyorsun ha bire.

İnsanoğlu böyle bir şeydir işte.

Bizi sana oy veriyoruz sanıyorsun, öyle değil mi?

Halbuki, umutlarımızı ve torunlarımızın geleceğini oyluyoruz sadece!..

***

Bay Kemal yalancının teki olduğunu da yüzüne karşı söylemeliyim:

2010 yılında genel başkanlığa seçildiğinde; “CHP’nin oyunu yüzde 40’e çıkaramazsan çeker giderim” dememiş miydin?

Hiçbir seçimde yüzde 25‘i geçemedin.

Neden gitmedin?

Parti içi demokrasiyi işleteceğim” sözünü vermene rağmen, bu sözünü de tutmadın.

O günden bu güne, bütün görevlere gelecek olanları bizzat kendin atadın.

Korku imparatorluğunu yıkacağız” dedin ama kendi imparatorluğunu kurdun…

***

Bütün bunlar “dürüst” (? bir insan olmadığını göstermeye yetiyor.

Zira dürüst insanlar sözünde ve davranışlarında doğruluktan ayrılmazlar.

Sen bizi yalan söyleyerek aldattın.

Verdiğin sözlerin hiçbirini tutmadın.

Şimdi de hiçbir şey olmamış gibi Galatasaray’ın şampiyonluğunu kutluyorsun. (9)

Pişkinliğinin bile bu kadarı insanı çıldırtmaya yetiyor.

Bu nedenlerle seninle aynı yolda yürüyemeyiz artık.

Zira:

Kimi ne zaman, nereden yoldan aşağı atacağın bilemeyiz…

Av. Cemil Can

DİPNOTLAR:

  1. Bay Kemal bu mesajında “birinci tekil şahıs” olarak konuştuğu için ben de bu yazıda kendisine “ikinci tekil şahıs” olarak hitap edeceğim:

https://www.youtube.com/watch?v=mcNMxJbpK3Q

  1. 11 kitapta topladığım bu hata ve eleştirilere bu bağlantıdan ulaşabiliirsiniz:

https://chp-muhalefethareketi.biz.tr/e-kitaplar/

  1. https://islamianaliz.com/haber/7435797/ak-parti-corum-milletvekili-atif-hoca-saidi-nursi-seyh-said-ve-seyit-rizanin-iade-i-itibari-yapilmali
  2. Bu makalede bu tür montajların kim/kimler tarafından yapıldığının neden tespit edilemeyeceği anlatılmaktadır.

https://chp-muhalefethareketi.biz.tr/2023/05/14/goruntu-sahte-ama-tehdit-gercektir/

  1. İzlenme sayısı 116 milyon beğenme sayısı 497 bindir. https://twitter.com/kilicdarogluk/status/1648755862905708551
  2. Anayasa Madde 24- Kimse, ibadete, dinî âyin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.

Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.

https://www.anayasa.gov.tr/tr/mevzuat/anayasa/

  1. https://www.tikla24.de/kitap/nazim-hikmet-ran/835-satir/
  2. https://chp-muhalefethareketi.biz.tr/2023/05/21/durust-lider-aramiyoruz/
  3. https://www.birgun.net/haber/siyasiler-galatasarayin-sampiyonlugunu-kutladi-441545

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir