KONUK YAZARLAR

KURTULUŞUMUZ KÜRTLERİN ELLERİNDEN OLACAK!..

Hayati önemdeki seçimlere sadece 1 hafta kaldı.

Ya çok partili parlamenter sisteme dönmek için esaslı bir adım atacağız ya da Suudi Arabistan’daki gibi Şeriatla yönetilmeye razı olacağız.

İttifaklar, son kozlarını bu iki seçeneğe göre oynuyorlar.

Bu yüzden de dikkatler Kürt seçmenlerin üzerinde toplanmıştır…

***

Geçen seçimlerde Kürtleri temsil ettiği iddiasındaki HDP’nin 6 buçuk milyon civarında oy aldığını unutmayalım.

Hesaplar bu oyları almaya dönüktür.

Oyların yarı yarıya bölüşülmesi durumunda sorun yoktur.

Bu durumda sonucu, diğer seçmenler belirlemiş olacak…

Bölüşüm farklılaşırsa eğer sonucu Kürtler belirleyecektir…

Bu yüzden Kürtlerin oyları son derece kıymetlidir…

***

Kafa kafaya giden bu yarışta, sonucu Kürtlerin belirleyecek durumda olması, pek çok hesabı değiştiriyor.

Bu yüzdendir ki dikkatler özenli bir şekilde Kürtlerin üzerine çevrilmiştir.

“Alavere dalavere Kürt Mehmet kalk nöbete” dönemi çoktan kapandı artık.

Maymun gözünü açtı!..

Ona göre…

***

Millet İttifakı’na göre AKP, İmralı’ya 28 Mart’ta bir heyet göndermiş. (1)

AKP’li Galip Ensarioğlu bu iddiayı 4 Mayıs günü:

Devlet Öcalan’la sürekli görüşüyor” diyerek doğruladı. (2)

Edirne F Tipi Cezaevinde tutuklu HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş:

Erdoğan, İmralı’ya heyet gönderip ne istemiş olabilir sizce?” sorusu ile topa girdi.(3)

Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın ise, sert tepki göstererek iddiaları yalanladı. (4)

Tartışmalar devam ederken, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, evlere şenlik bir açıklama yaptı:

İmralı’ya gidişle ilgili: “5-7 Şubat tarihlerinde meydana gelen fırtına nedeniyle hasar oluştuğu ve bina içlerine su aktığı için… bakım ve onarımlarının yaptırılması için teknik ekip görevlendirildi….” dedi. (5)

***

5 Şubat’taki fırtına nedeniyle meydana gelen hasarın onarımı için 51 gün sonra harekete geçilmesini ben şahsen son derece mantıklı buldum!

İmralı’ya tetkik hakimi başkanlığında bir heyetin çatı onarımı için gönderilmesini de olağan buldum.

Tetkik hakimlerinin yeni işi onarımlara refakat etmektir herhalde!

Hatta bana göre biraz da erken davranılmıştır!..

Seçimden sonraki hafta beklenilebilirdi!..

Konu anlaşılmıştır…

***

14 Mayıs seçiminin sonucunu Kürtlerin belirleyeceği tartışmasız.

Anlaşılıyor ki, Kürtlerin bir kısmı Kandil’den gelecek mesaja göre hareket edecekler.

Bir kısmı ise, her zaman olduğu gibi kulaklarını İmralı’ya dönük yatıyorlar.

Ağırlıklı kesim Selahattin Demirtaş’ın gözünün içerisine bakıyordur…

Açılım” sürecinin bitirilmesinden sonra, Kürtlerin iki ana gruba bölündüğünü kabul edelim.

Bir kesim, silâhlı mücadele ile sonuç alınamayacağı inancındadır ve bunlar, HDP’nin “Türkiye partisi”ne dönüştürülmek suretiyle belirlenecek rota doğrultusunda yola devam edilmesini savunuyorlar.

Kandil’de konuşlanan ve ABD’nin “kara gücü” olmayı kabullenen diğer kesim ise, silâhlı mücadeleden vazgeçilmesine yanaşmıyor…

Pentagon’un kadrolu askerleri bunlar.

Bir kesim daha var ki, bugüne kadar AKP’ye destek verdiler ama şimdi ne yapacaklarına karar veremiyorlar.

Bunlara “normal vatandaş” diyoruz…

***

“Normal vatandaşlar”ın 14 Mayıs’ta hangi ittifakı destekleyeceği gerçekten çok önemlidir.

Selahattin Demirtaş, kendisini izleyenlere Millet İttifakı’nı destekleyeceğini açıkça ilân etmiştir.

Kandil de aynı görüşü (!) benimser açıklamalar yaptı.

Lâkin, silâhlı mücadeleyi esas alan bu grubun, Millet İttifakı’nı desteklemesi, gerçek anlamda bir destek kabul edilebilir mi soru işaretidir.

Bu destek, tam aksine etki de gösterebilir.

ABD’nin hesabı nedir bilemiyoruz.

Bu yüzden, Kandil’in desteğini “köstek” de kabul edebiliriz…

***

Hazır söz buraya kadar gelmişken, başka bir gerçeğin altını çizelim:

ABD, bu seçimlerde de önemli bir rol oynayacak konumunu kaybetmemiştir.

“Kara gücü”nü harekete geçirerek, Kürt seçmenleri yönlendirebiliyor:

Bir taraftan Cumhur İttifakı’nı Kürt oylarla iktidardan düşürme tehdidini masaya sürüp, tavizler koparabilir, diğer taraftan Millet İttifakı’na Kürt oyları yönlendireceğini vaad ederek iktidara havucu uzatıp, daha fazla taviz kopartabilir.

Her iki halde de bu işten ABD kazançlı çıkacaktır!..

Ahhhhh “Tam Bağımsız Türkiye” ideali ah!

Gel de şimdi Denizler’e hak verme…

***

Son kamuoyu yoklamalarına bakılırsa, Millet İttifakı’nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu, ilâve yüzde 2 oy alabilirse, seçimi kazanabiliyor.

Bu kadar oyu Muharrem İnce’nin seçmeninden tamamlaması mümkün göründüğü gibi, basiretli Kürt seçmenlerden de alabilir.

Ağzının kulaklarında gezinmesinin başka ne sebebi olabilir!

Bu yüzden, son düzlükte projektör sürekli Kürtlerin üzerine dönük olacaktır…

Bir de “gel bakalım Muharrem”in…

Bahse girerim; bu kadar haksızlığa uğratılmış Muharrem İnce de son anda Millet İttifakı lehine yarıştan çekilecektir…

Şeriat yönetimine geçilmesine izin vereceğini düşünmek bile istemem…

***

Kim ne derse desin; Kürtleri, iç siyasetimizin “kilit partisi” haline, hatalı “açılım” politikalarımız getirmiştir.

Kuşkusuz bu politikaların tek sorumlusu AKP değildir.

Anımsadığınızı sanıyorum:

Dönemin ana muhalefet partisi Y-CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da bu işin başarıya ulaşması için “siyasi geleceğini”ortaya koymuştu.

Daha da önemlisi, PKK ile yapılacak olan görüşmelerin TBMM çatısı altında yürütülmesinde ısrarcı olmuştur.

Bu duruşu ile o da Kürt vatandaşların PKK’yı “meşru” bir yapı olarak görmelerine katkı sunmuştur…

***

Aynı şekilde AKP iktidarlarının; Oslo’da PKK ile masaya oturması, Habur’da “çadır mahkemeleri” kurması, Apo’ya özel koğuş hazırlaması, Türk bayrağını indiren PKK militanının bu eylemini karşılıksız bırakması, Güneydoğu’da hendek kazılmasına göz yumması, Apo’ya cezaevi arkadaşı göndermesi, Apo’nun kardeşi Osman Öcalan’ı TRT’ye çıkarması, PKK’nın ”asayiş timi”nin polislik yapmasına izin vermesi, Dolmabahçe’de PKK ile “protokol” imzalaması, Devlete “has..tır” çeken Osman Baydemir’le el ele tutuşup poz vermesi, Apo’nun mektubunun TRT’den okunması, PKK’nın isteği üzerine; “T.C”, “Ne Mutlu Türk’üm Diyene” ve “Andımız” kaldırılması, gazetecilerin Kandil’e gidip PKK yetkilileri ile röportaj yapmalarına izin vermesi ile de PKK’yı, Kürt halkının kafasında “meşru” temsilcileri olarak yer ettirmiştir…

PKK’nın lider kadrosuna yapılan övgüler ise, hafızalarımızda canlılığı ile durmaktadır…

O bakımdan her iki ittifakın da sicili lekelidir…

***

Şimdi her iki ittifak da “teröre karşı” olduklarını söyleyerek, bu hatalarından doğan zararları en aza indirmeye çalışmaktadırlar.

Bu da iyi bir şeydir.

Çünkü sadece yüzde iki civarında elde edilecek oy fazlalığı, seçim sonucunu belirleyecektir.

Bu yüzden her iki ittifak da dikkatli bir dil kullanmak zorunda kalmıştır…

Özür bile dileyebilirler…

***

Kürt kökenli vatandaşlarımızın ABD elinde “kukla” olan bir örgütün peşinden giderek, Türkiye’yi daha büyük belâların içerisine sokmayacak sağduyuya sahip olduklarına inanmak istiyorum.

Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinde hepimizin insanca yaşama şansı vardır…

Atalarımızdan emanet aldığımız bu Cennet vatanı, torunlarımız için yaşanabilir bir ülke olarak bırakmak görevimizi unutmamalıyız.

Bugüne kadar savaşların kazananı görülmemiştir!

Emperyalist devletlere asker olup, maceralara girişmek, ülkemize ve bölgemize sadece kan ve gözyaşı getirir…

İttifakta program varsa, ki vardır, hiçbir parti de kendi fikirlerini diğerlerine dayatmaya yeltenemez!

Güncel ehven-i şer budur!..

Av. Cemil Can

DİPNOTLAR:

(1) https://halktv.com.tr/siyaset/son-dakika-akp-imraliya-heyet-mi-gonderdi-iste-gorusmenin-tarihi-735022h

(2) https://www.gazeteduvar.com.tr/ak-partili-galip-ensarioglu-devlet-surekli-ocalanla-gorusuyor-haber-1616624

(3) https://halktv.com.tr/siyaset/son-dakika-akp-imraliya-heyet-mi-gonderdi-iste-gorusmenin-tarihi-735022h

(4) https://www.rudaw.net/turkish/middleeast/turkey/2604202315

(5) https://www.trthaber.com/haber/gundem/adalet-bakanligindan-imrali-iddialarina-iliskin-aciklama-765348.html

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir