KONUK YAZARLAR

SOLCULUK ATATÜRKÇÜLÜKTÜR!

11 Temmuz 2021

Sanatçı Zülfü Livaneli, önce Duvar gazetesi yazarı İrfan Aktan’la; ardından televizyon programcısı Şirin Payzin ile yaptığı söyleşilerde çok önemli hatırlatmalar ve saptamalar yaptı.

Bununla birlikte fahiş bir de hata yaparak; “Yeni Sol”u tarif etti.

Önce hatırlatmalarına göz atalım:

1989 yılında Paris’teki Kürt Konferansı’na katıldıkları için Kürt kökenli 7 milletvekilini SHP’den atan Erdal İnönü’yü solcu olmamakla itham etti.

Solcu olmadığını söylediği Ecevit’i, 1973’de MSP ile koalisyon kurduğu için İslamcı bir hareketi devlete sokmakla suçladı.(1)

Livaneli, şöyle devam etti:

İstanbul’da ve Ankara’da SHP adayları olmasına rağmen, belediye başkanlığı için aday göstererek, “sol” oyları bölen Ecevit, bu iki belediyeyi Recep Tayyip Erdoğan ile İ. Melih Gökçek’in kazanmasına neden oldu.

Başkenti 25 yıl Melih Gökçek yönetti, Erdoğan Cumhurbaşkanlığına kadar yükseldi.

Baykal için ise solculukla hiçbir alakası yok dedikten sonra:

“Baykal pekâlâ DYP’de, ANAP’ta, DP’de görev yapabilirdi ve çok daha başarılı olurdu. Deniz Baykal Kürtleri, Alevileri, ezilenleri sevmez. CHP’nin Baykal gerçeğiyle hesaplaşması şarttır” (2) dedi.

Livaneli:

“Ecevit, Fethullah Gülen teşkilatıyla yan yana geldi, onlara kontenjan verdi, her türlü olanağı sundu” tespitini de yaptıktan sonra, “Ecevit, Baykal gibi insanlar sol filan değil, soldan hoşlanmayan, tipik Türk milliyetçileridir” diyerek, bir anlamda “milliyetçiliği” de kötüledi.

Bu sözlerden anlaşılıyor ki, ünlü bestecimiz, solculuk gibi milliyetçiliği de öğrenemedi!..

***

Zülfü Livaneli, kendi siyasi görüşünü ise şöyle açıklıyor:

“Oysa ben Marksist çizgiden gelen, bunu hayatıma rehber etmiş bir insanım.”

Livaneli, bu defa bir Marksist olarak sözü Kılıçdaroğlu ile Selahattin Demirtaş’a bağlıyor.

Diyor ki:

“Kemal Kılıçdaroğlu’nun ve HDP’nin sağduyulu siyaseti, Türkiye’ye iyiye doğru tarihi bir adım attırdı. Umarım genel seçimlerde de bu adımın devamı getirilir. 7 Haziran’da da böylesi bir zafer kazanılmıştı ama kan ve revanla bu başarıyı boğdular.”(3)

Livaneli’ye göre, “solcu” tanımına uyan; Y-CHP ile HDP “sağduyulu” siyaset yapıyorlarmış!

Livaneli dünya çapında bir sanatçıdır, itirazımız yok; siyasette de belli bir dönemde görev aldı.

Dolayısıyla sözlerinin yankı bulması son derece doğaldır.

Başlattığı tartışma, görsel ve yazılı medyada yeni konuların açılmasına kapıyı araladı.

Yanlış anlaşılmaları önlemek için sanırım Şirin Payzin’in konuğu oldu ve devam etti.

“Sol”un yeniden tanımlanması konusunda görüş birliği içerisinde oldukları vurgulandıktan sonra:

“Sol, sadece sınıf mücadelesi demek değil, kadın hakları, çevre hakları demek, yok olan dünyamızı kurtarmak, silahlanmaya, savaşlara karşı çıkmak demek…” diyerek, yeni tanımını kamuoyuna sundu…

Şu “yeni” sözcüğünü nerede görsem, ortaya yeni olmayan bir şeylerin geleceğinden adım gibi eminim.

Bu yeni sol tarifinin de ne kadar taraftar bulacağını kısa zamanda öğreneceğiz…

Bu sohbette öne çıkartılan bazı çarpıcı cümleleri aktarmadan geçmek istemiyorum.

Livaneli:

“Türkiye’nin geleceğinde lider olarak İmamoğlu ve Demirtaş’ı görmek isterim” vurgusundan sonra “ulusal sol diye bir şey olamaz” dedi.

Livaneli, daha başlamadan kendi tarifi ile çelişti!

Demek istedi ki:

Ulusal planda; sınıf mücadelesi, kadın hakları ve çevre hakları savunuculuğu; yok olmakta olan dünyayı kurtarmak için bir şeyler yapılamaz; silahlanmaya ve savaşlara karşı çıkılamaz…

Başka bir söyleyişle:

Solcu olmak için “evrensel planda” yürüyen bu mücadelelerin içerisinde olmak gerekir diyor.

Çok kitap okuyan ve yazan Sayın Livaneli’nin, sözünü bölmek istemezdim ama kendimi tutamıyorum, burada araya girmek zorundayım:

Mustafa Yıldırım’ın “Sivil Örümceğin Ağında” adlı yapıtını okusaydı çok şeyler öğrenecekti.

Görecekti ki, evrensel planda o saydığı mücadeleleri veren örgütlerin neredeyse tamamı, ABD Kongresinden fonlanmaktadırlar.

Dolayısıyla tümü emperyalizmin kontrolü altındadır!

Sayın Livaneli, bu fikirleri ile bizlere ABD’nin kuyruğuna takılmayı öğütlediğinin farkında bile değil!

Livaneli’nin bu söyleşide ifade ettiği:

“Kürtlerin çoğunlukla yaşadığı illerde muhtariyet verilir, özerklik” şeklindeki düşüncesini, “Apo’nun heykelini dikeceğiz, heykelini” diyerek, gerçek amacını cesaretle ortaya koyan eski HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “sağduyulu” siyaset anlayışı ile pek de uyumlu görüyorum.

Livaneli, terör örgütü PKK’nın propagandalarının etkisi altında kalmıştır.

“Marksist düşüncelerimden en ufak bir sapma yok” diyerek siyasi görüşünü özellikle vurgulayan eski Yargıtay Başkanının oğluna birkaç soru sormak istiyorum:

Anladığımıza göre; Kürtlere çoğunlukla yaşadıkları illerde, “özerklik” verilmesinin iyi bir çözüm olacağını düşünüyorsunuz.

Peki, Türkiye’de yaşayan diğer etnik ve dinsel gruplar: (4) Zazalar, Araplar, Ermeniler, Rumlar, Yahudiler, Süryaniler, Nasturiler, Keldaniler, Yezidiler, Bahailer, Aleviler, Lazlar, Hemşinliler, Çerkesler, Gürcüler, Arnavutlar, Pomaklar, Gacallar, Sudanlılar, Estonlar, Molokanlar, Almanlar ve Polonezler için de aynı çözümü öneriyor musun?

Bu önerinizin bir an gerçekleştiğini düşünelim; ortaya çıkacak “federe devletin”, bugün yaşamakta olduğumuz sorunlarının hangisine nasıl çözüm olacağını neden söylemiyorsunuz?

Uluslaşma sürecinde; İtalya’nın 320, İspanya’nın 400, Almanya’nın 500 ve Fransa’nın 600’ü aşkın sosyolojik farklılığı birleştirerek oluştuğunu da biliyor musun?

Özerkliği, giderek de “bağımsız” bir devlet kurmayı amaçladıklarını gizlemeyen ayrılıkçı Kürtlerin, mücadelelerinin meşruiyetini “ulusların kaderini tayin hakkı” (self determinasyon hakkı)’na dayandırdıklarını biliyoruz.

Ayrılıkçı Kürtler, varsayalım ki başarıya ulaştıklarında; sadece kendi kaderlerini mi yoksa birlikte yaşadıkları diğer grupların da kaderini tayin etmiş olacaklar?

Sayın Livaneli’ye Birleşmiş Milletler’in, devletlerin toprak bütünlüğünün “self determinasyon hakkı”ndan daha önde olduğunu kabul ettiğini hatırlatıyorum…

Ayrılıkçı Kürtler, “Neden Doğu Anadolu’da ayrı bir devlet kurmak istiyorsunuz?” sorusuna genellikle şu yanıtı veriyorlar:

“Türklerle birlikte yaşama şartları ortadan kalktığı için”!

Bir an için öyle olduğunu kabul edelim.

Anadolu’nun diğer bölgelerinde yaşayan Kürtler, mallarını mülklerini bırakıp, Doğu’ya göç etmeyi kabul edecekler mi?

Bunu kabul edecek bir tek Kürt gösterebilir misiniz?

Hatta, ayrılığı savunan Kürtleri bile buna razı edemezsiniz!

Buradan çıkan sonuç, aslında çözümün bizatihi kendisidir; Türkler ve Kürtler her yönü ile kaynaşmıştır ve ayrılık her iki taraf için de felaket olur.

Batı’da Kürtlerle Türklerin birlikte yaşama ortamı nasıl varsa, aynı şekilde Doğu’da da vardır.

Emperyalizmin uydu devletler kurarak, kendine uşak yaratma projesinden kaynaklandığı son derece açık olan “özerklik” fikrini, Türkiye’de yaşayan Marksistler asla savunamazlar…

Bu durum karşısında Livaneli, Marksist filan değildir!

***

Gelelim “yeni solculuk” tanımına:

“Yeni CHP”nin fikir babalığını yaptığı bu kavramın hiçbir tutarlı yanı yoktur.

Kılıçdaroğlu’nun, CHP’nin “sağa kaydığı” iddialarına verdiği yanıttan belli:

“Hayır. Sağ, sol kavramları hangi yüzyıla ait? 18. yüzyıla ait. 18. yüzyılın kavramlarıyla 21. yüzyılın sorunları çözülür mü? Hayır.” (5)

Bu anlayıştaki birinin “solcu” olmadığı ve olamayacağı son derece açık değil mi?

Nitekim:

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıkarttığı ilk Cumhurbaşkanı Çatı Adayı “ekmek için” Ekmeleddin İhsanoğlu’dur.

Bu zat, halen MHP Milletvekilidir ve “Cumhurbaşkanlığı Sistemine” geçilmesi için Referandumda “evet” oyu vermiştir…

CHP Genel Başkanı sıfatı ile bir de Kılıçdaroğlu’nun İhsanoğlu hakkında söylediklerini hatırlayalım:

“Bugün Ekmeleddin Bey cumhurbaşkanı olsaydı Ortadoğu’da bu felaket olmazdı. Ekmeleddin Bey, Türkiye’nin yetiştirdiği ender bilim insanlarından biridir. Başka ülkelerin, adına uluslararası yarışma düzenlediği, ödül verdiği bilim insanımızdır ama yeteri kadar anlatamadık.” (6)

Devleti bu anlayıştaki birine teslim etmekte sakınca görmemiştir.

Kılıçdaroğlu, aynı zamanda kendi fikir dünyasını önümüze sermiştir.

Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce’den önce Abdullah Gül’ü aday göstermek istemişti; fakat bu planını İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, katıldığı bir televizyon programında:

“HDP’nin de içinde yer aldığı İYİ Parti, CHP ve SP’nin de bir araya gelerek hepimizin Abdullah Gül’ü çatı aday göstermemiz istendi” diyerek bozmuştu… (7)

Böyle olduğunu daha sonra Ali Babacan, itiraf etti.

Kılıçdaroğlu Gül için:

“Sorumlu bir devlet adamı” çerçevesinde “yaptığı açıklamalar son derece değerli, son derece önemlidir” dedi.(8 )

Hatta “Abdullah Gül tarafsız cumhurbaşkanlığı yaptı. Saygı duyuyorum” bile demiştir… (9)

Zülfü Livaneli’nin solculuğu, “sağduyulu” siyaset yaptığını söylediği Kemal Kılıçdaroğlu’ndan çok da farklı değildir.

Bu nedenle ondan solculuğun ne olduğunu öğrenecek değiliz…

***

Solculuğu Marksizm, Marksizmi de solculuk sanan Livaneli, “Atatürk solcu değildi tabii” (10) diyerek, çıtayı yükseltmiştir.

Bu ifade bile, Livaneli’nin bu konuda ne kadar yetersiz olduğunu ortaya koymaktadır.

Atatürk’ün, özünde bir ekonomik sistem olan komünizmi (Marksizmi-Leninizmi) benimsemediği doğrudur.

Kapitalizmi de benimsememiştir.

Ulu önderimiz, “karma ekonomik sistem” (11) adı verilen ayrı bir sistem önermiştir.

Bugün dünyanın büyük ekonomileri, karma ekonomik sisteme yaklaşmakla, Mustafa Kemal Atatürk’ün ekonomik konularda da ne kadar ileri görüşlü olduğunun kanıtını ortaya koymaktadırlar:

Kapitalizmin, “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” tezi çökmüştür.

Kapitalizmin temsilcisi olan ABD, “mortgage krizi”ni (12) piyasalara müdahale ederek aşabilmiştir.

Aynı şekilde Çin, “devlet kapitalizmi” diye nitelendirilen ve komünizmle bağdaşmayan, kapitalizme de uymayan bir sisteme geçmek zorunda kalmıştır.

Çin’in benimsediği bu sistem “karma ekonomik sistem”e daha yakın değil mi?

Çin’de 188 bin çalışanı olan Huawei gibi dev şirketler, çalışanlarının malıdır; buna karşılık özel sektörün giremediği (stratejik) alanlarda Çin devleti vardır.

Vaktiyle komünizmin temsilcisi olarak kabul edilen Rusya, sınıf mücadelesini terk etmiş, çoğu alanlarda özel mülkiyete izin vermiştir.

Dolayısıyla Rusya için de karma ekonomik sistemi benimsemiştir, demekte bir yanlışlık yoktur…

***

Peki, solcu kimlerdir, solculuk nedir?

Bu soruya bazı sorular sorduktan sonra cevap vermek, daha doğru olur:

Her aklına esen kendine göre bir “sol-solcu” tarifi yapabilir mi?

Tarihsel süreç içerisinde “solun rolü”, tarifi içerisinde olmazsa eğer, bu doğru bir tarif olabilir mi?

“Liberal sol” diye bir kavram ne derece doğrudur?

“Ulusal sol”, “evrensel sol” gibi kavramlar, solculuğun tarifini anlaşılmaz kılmıyor mu?

“Türk solu”, “Kürt solu”, “Amerikan solu”; solculuğu “milliyetçilik” ile tarif etmiyor mu?

Milliyetçilikle solculuk çelişmez!

Solcular:

Nazım Hikmet’in, “Memleketimden İnsan Manzaraları”adlı şiirinde anlatılan kahramanlardır.

Düşman işgaline karşı savaşan, özgürlüğü ve vatanı için canını ortaya koyan yurt severlerdir.

İnsanlık için iyi ve güzel olan her şeyi isteyenler ve bu uğurda mücadele edenlerdir…

***

Solculuk:

Emperyalizme ve her türlü sömürüye karşı olmayı,

Tam bağımsız bir ülke için mücadele etmeyi,

Emeğin ve emekçinin yanında olmayı,

Zalime ve zulme karşı direnmeyi,

Her türlü haksızlığa karşı koymayı,

İnsanları düşünce ve inançları yüzünden ayrıştırmamayı,

Kanunlar önünde eşitliği savunmayı,

Temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlet istemeyi,

Azınlıkta kalan fikirlerin örgütlenmesini ve çoğunluk haline gelmeleri önündeki tüm engellerin kaldırılmasını benimsemeyen harika bir dünya görüşüdür…

Ben solcuyum ve bu yönümle övünüyorum…

Av. Cemil Can

DİPNOTLAR:

(1) https://www.cnnturk.com/…/ecevit-ve-baykal-solcu-degildi

(2) https://t24.com.tr/…/zulfu-livaneli-deniz-baykal…

(3) https://www.gazeteduvar.com.tr/zulfu-livaneli-chpnin…

(4) https://www.idefix.com/…/Etnoloji/urunno=0000000224826

(5) https://www.gercekgundem.com/…/kilicdaroglundan-chp…

(6) https://www.yenisafak.com/…/kilicdaroglundan-erdogana…

(7)https://www.sabah.com.tr/…/aksenerden-abdullah-gul-itirafi

(8) https://www.haberturk.com/chp-genel-baskani-kilicdaroglu…

(9)https://www.aydinlik.com.tr/amiral-cetin-den-kilicdaroglu…

(10) https://aydinlik.com.tr/livaneli-ataturk-de-solcu-degildi…

(11) https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/171

(12) https://www.bddk.org.tr/Duyuru/EkGetir/325?ekId=327

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir