KONUK YAZARLAR

YENİ ANAYASA ÇALIŞMALARI “CAN SİMİDİ” DEĞERİNDEDİR!..

Farklı düşünceleri dinlemeyenler, kendi düşüncelerini test edemez ve geliştiremezler.

Nokta.

İşte size farklı bir düşünce:

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, yeni bir anayasa yapılması için tartışmayı başlattı.(1)

16 Nisan 2017 tarihli referandumla kabul edilen Anayasa, “mühürsüz” oldukları için “geçersiz” olan oyların, YSK tarafından “geçerli” kabul edilmeleri sonucu yürürlüğe girmiştir.

Zurnanın “zırt” dediği yer burasıdır!

Yeni Anayasa ile 9 Temmuz 2018’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildi.

Yeni sistem iki buçuk yılda eskidi…

Elimizdeki veriler bunlardır…

***

Başlayalım:

Reis, bütün önemli yetkilerin kendisinde toplanmasına olanak sağlayan bu Anayasanın, neresinin değiştirilmesini istiyor?

Bu soruya açık-seçik yanıt vermiyor nedense.

Muhtemelen, Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ve daha çok da uygulama ile kısıtladığı özgürlükleri geri vereceğini taahhüt edecek!

Ne kadar da inandırıcı!

Ya da mevzuatın, “AB müktesabatına uyumu” gerekçesini kullanabilir…

Ben kendi adıma Reis’in bütün vaatlerine inanırım!..

Vardır mutlaka bir bildiği…

***

Gelin bu hafta tahminler üzerinden gitmek yerine, somut durumu irdeleyelim:

Yeni fikirler ancak bu zeminde tartışılabilirler.

Acı ama gerçek:

Mevcut sistemde, Reis’in bir daha seçilmesi çok zor görünüyor.

Anayasamız 101 ve 116.maddelerine göre, Cumhurbaşkanının üçüncü kez seçilmesine; ancak süresi bitmeden, Meclisin erken seçim kararı alması halinde olanak tanınıyor.(2)

 

Meclis dediğimiz, Cumhur İttifakı’dır zaten.

Millet İttifakı ise toplamanın etkisiz elemanı gibidir…

***

Bak sen şu beğenmediğimiz Anayasaya:

Erken seçim kararı alabilmek için dahi, yine anayasa değişikliği gerekiyor.

Cumhur İttifakı’nın ise Meclis’te anayasa değiştirecek çoğunluğu yok.

337 oyu olan ittifakın, anayasa değişikliği için gerekli 360 oyu bulabilmesi için muhalefetten katılacak 23 oya daha ihtiyacı var!

Ne kadar kötü bir durum, değil mi?

Dolayısıyla Millet İttifakı katılmadıkça, Erdoğan’a 2023’te emeklilik yolu gözüküyor…

Hal böyle olunca, Millet İttifakı’nın her fırsat buldukça “erken seçim” istemesini anlamak mümkün değil!..

Onların da vardır bir bildiği mutlaka…

***

Erdoğan, kendisinden sonra seçilecek Cumhurbaşkanının, bu kadar yetkili olmasını sakıncalı gördüğü için, anayasa değişikliği yapmayı kafasına koymuş olabilir mi acaba?

Çok mu zor bir soru oldu?

Yeni bir anayasa yaparak; görev ve yetkilerini (3) diğer organlar (Yasama, Yürütme ve Yargı) ile paylaştırmayı düşünüyor olabilir mi?

Bu seçeneği olasılık dışı görenler için ikinci bir seçenek sunuyorum:

Mevcut Anayasa ile 2023 yılında yapılacak seçimde, Cumhur İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı yüzde 50 +1’i tutturamayabilir!

Ne korkunç bir şey düşünebiliyor musunuz?

Bu yakın tehlikeyi bertaraf etmek için; önce Cumhurbaşkanı seçilme ile ilgili sayı sınırlamasını üçe çıkartılıp; seçilme oranını yüzde 50 +1’den yüzde 40 +1’e çekerek ve “ittifak” seçeneğini de mevzuattan çıkartıp, cumhurbaşkanlığı seçimini birinci turda sonuçlandırma şeklindeki dâhice bir senaryonun anayasaya sokulması için bir anayasa değişikliği düşünülüyor olabilir mi?

Çok mu uzun bir cümle kurdum!

Ancak bu şekilde Erdoğan’ın ömür boyu iktidarda kalması sağlanır!

***

Her iki seçenekte de muhalefetin desteğine ihtiyaç vardır.

Nokta.

Muhalefetin desteğini alabilmek için, Erdoğan’ın bazı “ödünler” vermesi şarttır.

Millet İttifakı’nın “tav” olacağı ödünleri araştırmaya gerek yoktur.

Muhalefetten 23 milletvekilinin “ikna” (!) edilmesi yeterlidir.

Erdoğan, bu şekilde direksiyonu yeniden toparlayabilir ve kamyonu uçuruma yuvarlanmaktan kurtarabilir.

İleri demokrasi”lerde, “yüksek siyaset” böyle yapılır; sırası geldiğinde “Rus ruleti”ni de oynamak mecburiyeti vardır.

Merminin kimin kafasında patlayacağını, düello günü geldiğinde görebileceğiz…

***

Rus ruleti oynayacak aktörleri başka yönleriyle tanıtmadan önce, iki küçük hatırlatma yapmak istiyorum:

Anayasa Mahkemesinin (AYM), “hak ihlalleri” ile ilgili verdiği kararları, siyasi iktidar “öğüt” (4) olarak algıladığı için uygulamıyor.

Yargı organları neden bu Yüksek Mahkemenin kararlarını uygulamıyorlar, onu henüz öğrenebilmiş değilim!

Hukuk Devleti” olduğumuzdan olabilir mi?

Bu yüzden olsa gerekir; AYM, son verdiği kararda; mahkemenin verdiği kararların “bağlayıcılığına” vurgu yapmak zorunda kalmıştır:

Mahkemelerin ve kamu gücünü kullanan diğer organların, AYM kararlarını uygulamaktan veya gereğini yerine getirmekten kaçınamayacağı” ifade edildikten sonra, Anayasa hükümlerine uymamanın ilgililer açısından “cezai, idari ve hukuki sonuçlar doğuracağının açık olduğu”nu belirtme ihtiyacı hissetmiştir… (5)

Diğer organlar” ve “ilgililer” ile anlatılmak istenen: Yasama, Yürütme, Yargı organları ile İdare ve kişilerdir…

Gerçekten bu haberi duymamış olabilir misiniz?!

***

Siyasi iktidar, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (6) ile kararlarına uymayı taahhüt ettiğimiz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarını da tanımıyor, iyi mi?

Belki bunu duymamış olabilirsiniz!

Anayasamızın 90. Maddesine (7) göre; Anayasaya aykırılıkları söz konusu olduğunda; Anayasaya aykırılığı ileri sürülemeyen; Anayasa hükümlerinden önce uyulması gereken ve yasa hükmünde olan uluslararası sözleşmelere uymayan bir siyasi iktidar düşünebilir misiniz?

Ben düşünemem, ama bir tane görüyorum!

İşte şurada duruyor…

***

İşte size yeni dediğim fikrim:

Ülkeyi Anayasa Mahkemesi kararlarına “uymuyorum, saygı da duymuyorum” (8) çizgisinde yöneten Sayın Cumhurbaşkanımız ile yeni anayasa çalışmalarına katılmak, AKP iktidarına hayat öpücü vermek gibidir…

“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e veya “Geliştirilmiş Parlamenter Sistem”e dönme umuduyla yeni anayasa çalışmalarına yeşil ışık yakılması halinde; önümüze açılacak ufkun, bugünden daha iyi olacağını kimse garanti edemez.

Kadir Mısıroğlu gibi bir Atatürk ve Cumhuriyet düşmanını baş tacı eden; Milli Mücadele döneminde İngilizlerin desteği ile gerici isyanları teşvik ve Kuvayı Milliye’yi düşman ilan eden Teali İslam Cemiyeti’nin yöneticisi İskilipli Atıf için; 95. ölüm yıl dönümünde devlet erkânı ile anma töreni düzenleyen (9) iktidar bana güven vermiyor arkadaş…

Keşke bu cümleyi soru cümlesi halinde kurabilseydim!

Böyle bir anlayışla yapılacak olan yeni anayasada “Cumhuriyet’in kazanımları”nı korumak olanaksızdır!

AKP ile yeni anayasa yapma çalışmalarına girmek, Y-CHP için siyasi intihar olacaktır!..

***

Biraz da kayıplarımızı hatırlatayım:

Herkesin bildiği gibi, 2017 Anayasa değişikliği ile Meclisin “bütçe yapma” hakkı elinden alındı; “yasama yetkisi” önemli ölçüde budandı; “yürütmeyi denetleme” görevi ise işlevsiz hale getirildi.

Yetmezmiş gibi bir de “taraflı” Cumhurbaşkanı benimsendi.

Böylece “kutuplaşma”nın anayasal dayanağı konulmuş oldu…

Türk toplumunun ezici çoğunluğunun sağcı-muhafazakâr görüşlü olması gerçeğini göz ardı ederek hareket edenler, kendi yanılgılarını tekrar ederek siyaset dünyasından yok olup gitmişlerdir.

Bu benim tespitim değildir.

Kutuplaştırıcı siyasetten her zaman muhafazakâr çoğunluk kazançlı çıkar!

Buna rağmen yüzde 50 +1 oranı nedeniyle, AKP’nin iktidardan düşürülmesi olanak dâhilindedir…

Erdoğan’sız bir AKP’nin, kısa sürede dağılacağı, siyasi yorumcuların neredeyse üzerinde ittifak ettiği bir tespittir.

Yeni koşullara “evet” diyerek girilecek olan yarışın galibi bellidir:

Reis…

***

AKP’nin olduğu gibi, bu oyunda ana muhalefetin de bazı dezavantajları vardır:

Bunların başında Atatürk’ün partisini Dersimli Kemal gibi; 6 Ok’a bağlılığı şüpheli, ilkesiz, ideolojisiz, işbirlikçi ve çapsız bir siyasetçinin yönetiyor olması gelir.

Seçmenin önüne; Erdoğan mı Kılıçdaroğlu veya onun gösterdiği aday mı tercihi konulduğunda sonuç bellidir:

Erdoğan

Çünkü bu senaryo daha önce denenmiştir!

Türk halkı, kırk katır mı kırk satır mı dayatmasında, her zaman ehven-i şer olanı seçeceğini defalarca göstermiştir…

***

O bakımdan; lekesiz, ayıpsız ve kayıpsız yeni bir lider ve kadro ile 2023 seçimlerine hazırlanmaktan başka çıkar yol kalmamıştır.

Bu nedenle, CHP seçmeninin önündeki öncelikli iş; yeni anayasa çalışmalarına katkı vermek değildir.

Bir an önce; CHP’yi, muhalefeti toparlayacak; güven veren, Atatürk İlke ve Devrimleri’ne yürekten bağlı kadrolara teslim etmenin yollarını bulmak şarttır.

Asıl bunun için kafa yormak gerekmektedir…

Ne olup bittiğini herkes işitiyor zaten, siyasi partilerin görevi haberleri, kendi bakış açılarına göre sunmak değildir!..

***

Kişisel kanaatim odur ki:

Her ne kadar görüntü öyle değilse de Y-CHP, yeni anayasa çalışmalarına yol verecektir.

Zira zaten Anayasayı tanımayan Erdoğan’ın, 2023 seçimlerini -muhtemelen şaibe katılacağı veya CHP’nin hile yapacağı gerekçesi ile- tanımaması olasılık içerisindedir.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerindeki gibi…

Böyle bir durumun yaşanması halinde, Bay Kemal ve ekibinin bir kez daha Ankara’dan İstanbul’a “Hak, Hukuk, Adalet Yürüyüşü” yapması, zevahiri kurtarmaya yetmeyecektir.

O zaman Dersimli Kemal’in genel başkanlığı tartışılmaya başlanacaktır…

Sakın öyle bir şey olmasın!

Bunların öyle çarşıda-pazarda esip gürlediklerine bakmayın; o günler akıllarına geldikçe ayaklarının altından topraklar kaçmaktadır!

Buna yemin edebilirim…

***

Bu yüzden, kendi siyasi ömürlerini uzatmak için yeni anayasadan; “Türk, Türklük, Atatürk gibi sözcüklerin çıkartılması, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın çekince konulan maddelerinin imzalanması vb. gibi” (10) bazı malum ödünler karşılığında, yeni anayasa çalışmalarına Sorosçu Kılıçdaroğlu ile ekibinin katılacağını ön görmekteyim.

Bu çalışmalar sonucunda karşımıza gelecek yeni duruma göre vaziyet almak, onların daha çok işine gelir.

Bu necip Millet neleri unutmadı ki!

Bu mükemmel senaryo ile halkın iktidarı önünde, halkın partisinin engel olduğu inancının yerleşmesi, bir süre daha ötelenebilir.

O bakımdan, yeni anayasa çalışmaları hem iktidarın, hem de muhalefetin can simididir…

Faturayı da keselim:

Her zaman olduğu gibi faturayı yine halk ödeyecektir…

Av. Cemil Can

DİPNOTLAR:

  1. https://www.sozcu.com.tr/2021/dunya/erdoganin-anayasa-aciklamasina-bloombergden-dikkat-ceken-yorum-6247861/

  1. Anayasa Madde 101 – (Değişik: 21/1/2017-6771/7 md.)     Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından, doğrudan halk tarafından seçilir.Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir. Anayasa Madde 116 – (Değişik: 21/1/2017-6771/11 md.) Türkiye Büyük Millet Meclisi, üye tamsayısının beşte üç çoğunluğuyla seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Bu halde Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi birlikte yapılır. https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=2709&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5

  1. https://www.tccb.gov.tr/cumhurbaskanligi/gorev_yetki/

  1. https://www.milliyet.com.tr/siyaset/sentoptan-aymye-berberoglu-tepkisi-ogut-vermesi-yetki-asimidir-6422772

  1. https://www.dha.com.tr/politika/aymnin-berberoglu-icin-verdigi-ikinci-hak-ihlali-kararinin-gerekcesi-aciklandi/haber-1810058

  1. https://www.echr.coe.int/Documents/Convention_TUR.pdf

  1. Anayasa Madde 90- Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek cümle: 7/5/2004-5170/7 md.) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır. https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=2709&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5

  1. https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/cumhurbaskani-erdogan-aymnin-kararina-saygi-duymuyorum/528587

  2. https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/cumhuriyet-dusmanini-anan-devlet-erkaninin-basindaki-ciftci-iskiliplinin-izinde-1811881

  3. https://www.youtube.com/watch?v=eFJB2eTusUU

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir