KONUK YAZARLAR

ABA ALTINDAN SOPALAR ÇIKTI!..

26055662_933607576802608_7121497751399483424_n

Yargıtay’ın FETÖ üyesi kabul edilmek için kanıt olduğuna karar verdiği haberleşme programı “ByLock”u, delil olmaktan çıkartmak ve mağdur sayısını artırmak için şeytanca bir planı uygulamaya koydular:

Hazırladıkları “Kıble bul”, “sözlük ara”, “müzik indir” vb. gibi 8 ayrı uygulama ile 11480 kişiyi yurt dışındaki ByLock “server”larına yönlendirip tutuklanmalarını sağladılar.

Dijital kanıt” yaratma konusunda uzman olan FETÖ’nün, kim bilir daha ne marifetleri var?

Neyse ki, Yargıtay 16. CD, ByLock’un “aktif olarak kullanılması halinde” delil olabileceğine hükmederek, bu oyunu da boşa çıkarttı…

Bu gerçekler ortada iken, Erdoğan’ın tutuklulara “tek tip elbise” giydirmekteki ısrarı, tahliye edilmesi beklenen tutuklulara yapılmış ağır bir haksızlık olduğuna kuşku yok.

696 Sayılı KHK’nin 121. maddesi ile getirilen düzenleme ise, Erdoğan’ın iki ayağına birden kurşun sıkması gibidir; üzerinde konuşmaya bile değmez…

AKP cephesini dahi ikiye böldü ki, oradan bile FETÖ işi olduğu bellidir…

Ayrıca yürürlükteki yasalara göre suç olan eylemleri geçmişte işleyen ve gelecekte işleyecek olanları kovuşturmadan muaf tutacak düzenlemeler, sonuçları itibariyle “af yasası” hükmündedir.

Bu tür düzenlemeler TBMM’nin beşte üç çoğunluğu (330 milletvekili) ve yasa ile yapılabileceğinden KHK’nın 121. Maddesi yok hükmündedir.

Anayasa Mahkemesine yapılacak başvuru ile bu durumun tespiti yeterli olacaktır.

En şık olan ise, hükümetin yeni bir KHK ile gereğini yapıp, tartışmaları sonlandırmasıdır.

Zira 15 Temmuz darbe girişimi sırasında FETÖ’cülere karşı koyanlar zaten TCK’nun 25. Maddesi (meşru müdafaa) koruması altındadır…

***

2017’nin en göze batan olayı; emperyalistlerin “görünmez eli”nin marifetleridir.

Bu el gelişmekte olan ülkelerin her yerindedir:

İran’ın Meşhet kentinde başlatılan “pahalılık isyanı”nı iç dinamiklerin ortaya çıkarttığı bir toplumsal hareket olarak kabul etmek zordur.

Trump’un eylemcilere verdiği destek bu soruya “hayır” yanıtı vermemize neden oluyor:

İran hükümeti insanların kendini ifade etme hakkı da dâhil tüm haklarına saygı duymalıdır. Tüm dünya izliyor!” (1) şeklindeki mesaj; hem tehdit içeriyor hem de emperyalistlerin hedef ülkelerde ne kadar uzun vadeli örgütlenmeler içerisinde olduğunu gösteriyor.

Ezilen ulusların, birleşmeden emperyalizmle baş etmelerinin ne kadar zor olduğu, bu olaylar nedeniyle bir kez daha anlaşılmıştır…

***

Dünyada neler olup bittiğin anlamak için, ABD’nin Türkiye’nin başına sardığı belaları anlamak yeterli olacaktır.

Yılın son gününde, sondan başlayıp bir iki hafta kadar geriye gidersek şu manzara ile karşılacağız:

Ülkemizin güneyinde Esad, ABD destekli Kürtleri vatan haini ilan ettikten sonra, Deyrezor’da PKK/PYD unsurlarını topa tuttu.

Asıl bombalanan ise ABD oldu!..

Fırat’ın batısında kontrolü ele geçiren Suriye Ordusu, bundan sonraki hedefini Fırat’ın doğusu olarak açıkladı.

Bir anlamda meydan okumadır ve zaferin ilanıdır…

ABD Savunma Bakanı Jim Mattis, PKK/PYD’yi korumak amacı ile Fırat’ın doğusuna geçmeye hazırlanan Suriye yönetimine:

Belirlenen sınırı geçmek hata olur” çağrısında bulundu. (2)

Kibarca yapılmış bir tehdit olduğu tartışmasızdır…

ABD, hala Suriye’nin içerisinde sınır belirleme hakkını kendinde görebiliyor!

İran yönetimine “Tüm dünya izliyor” diyerek aba altından sopa gösteren ABD, Suriye’de ise “sınır belirlemeye” çalışıyor!

Meşru hükümete “sınırı geçme” demek, sınır tanımazlığın dik alasıdır ve açık bir gözdağıdır.

2018’de emperyalist tehditleri boşa çıkartılmak mecburiyettir…

***

Biraz da kuzeyimize bakalım:

Asıl sorunlu alan Türkiye ile Rusya arasındadır.

Taraflar her ne kadar açıkça söylemiyorsa da üzerinde kolayca aşamayacakları hususlar bir bir ortaya çıkıyor:

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, El-Nusra Cephesi’nin dış ülkelerden yardım aldığını gösteren verilere sahip olduklarını söyledi… (3)

Lavrov, bugün itibariyle terörle mücadeledeki ana görevinEl-Nusra’yı yenmek olduğunu da kaydetti…

El-Nusra vurgusu son derece önemlidir.

El-Nusra’ya hangi ülkeler yardım ediyordu?

Yakın geçmişte bu konu ile ilgili olarak Türkiye’nin hedef tahtasına oturtulduğunu biliyoruz.

Aydınlık gazetesi, 30 Kasım 2015′ tarihinde “Yine TIR, yine silah” manşeti ile silahların El-Nusra’ya gittiği haberini vermişti…

Bu konunun önünde sonunda başımıza dert açacağı belliydi!

El-Nusra’nın amacı Esad’ı devirmektir.

Reis’in ki de öyleydi ve bu amacından henüz vaz geçmiş görünmüyor!

Lavrov’un bu konuyu yeniden gündeme taşımasını, Türkiye’ye aba altında gösterilmiş sopa olarak değerlendirmek yanlış olmayacaktır…

Anlaşılan düşürülen Rus uçağının hesabını soracaklar.

Ama nasıl?..

***

Putin yönetiminin her şeye rağmen, PKK/PYD ile ilişkisini sürdürmesini de aynı kapsamda değerlendirebiliriz…

Oysa Erdoğan, Vlademir Putin ve Hasan Ruhani ile Soçi’de yapılan zirvenin ardından; “Ankara-Şam arasında ortak çalışma olabilir mi?” sorusuna:

Siyasetin kapıları son ana kadar her zaman açıktır” yanıtını vermişti…

Kapı açık olmasına açık da içeri giren yok!..

***

Rusya Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov, Komsomolskaya Pravda gazetesine verdiği demeçte; Suriye’nin güneyinde bulunan El-Tanf’taki ABD’ye ait üssün Suriye tarafından tamamen abluka altına alındığını söyledi.(4)

ABD ise, Suriye ordusunun kontrolündeki alanlarda operasyon yapmayacağını da açıkladı.

Abluka altında yapılan bu açıklama ne kadar samimi olabilir?

ABD, Suriye’de yenilgiyi kabul etti demektir…

***

Bu sıcak gelişmeler yaşanırken; Erdoğan, Tunus Cumhurbaşkanı El Sibsi ile yaptığı ortak basın toplantısında:

Esed ile yürümek mümkün değil. Esed bir defa kesinlikle açık ve net söylüyorum devlet terörü estirmiş bir teröristtir. Suriye’de huzur yok ve Esed ile de bu huzur oraya gelmez” diyerek, eski çizgisine geri geldi.

Esad’ın PKK/PYD’yi vatan haini ilan etmesinden hemen sonra; Erdoğan’ın, Esad’ı “terörist” ilan etmesi anlaşılır gibi değildir…

Bu açıklamayla paralel olarak; Suriye’nin kuzeyinde “İkinci İsrail”i kuramayacağını anlayan ABD’nin Dışişleri Bakanı Rex Tillerson da; Beşar Esad’ın herhangi bir rolünün olmadığı bütünleşmiş bir Suriye istediklerini söyledi…

ABD’nin Suriye’de kaybettik, bari Türkiye’yi kazanalım hesabı içerisinde olduğu bellidir…

Bu arada; ABD’nin Türklere koyduğu vize yasağının kalkması, Erdoğan’ın yeniden ABD’ye mi yaklaştı sorusunu da akıllara getiriyor!..

Reis’ten beklenmeyecek bir davranış değildir.

Tillerson, New Yort Times gazetesinde yayınlanan makalesinde; “Çıkarlarımız kesiştiği yerlerde Rusya ile çalışma ihtiyacının farkındayız. Cenevre müzakerelerinin, Beşar Esat ile ailesinden azade bir Suriye yaratacağından eminiz” diyerek Erdoğan’ın açıklamasına paralel şeyler söylemesi (5) de bu yargıyı güçlendiriyor.

ABD, adeta Rusya’ya “mütareke” öneriyor!..

***

Erdoğan’ın açıklamasından iki gün önce (25.12.2017 günü) Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın:

Rusya ve İran ‘Esed kalmalı’ diyor. Biz ‘Hayır, Suriye’nin geleceğinde Esed’in rolü olmamalı’ diyoruz. Çünkü Esed meşruiyetini ve liderlik vasfını yitirmiştir” diyerek yeni yol haritasını göstermişti…

Rusya ile her an köprüleri atabilecek bir noktaya gelen Erdoğan’ın, ABD’nin öncülüğünde kurulan “Koalisyon Güçleri”ne yeniden katılıp katılmayacağı tartışılmaya başlandı…

Rotasını ŞİÖ’ne çeviren Türkiye, yeniden NATO’ya dönebilir mi?

Erdoğan’ın bölge ülkelerini şok eden son açıklaması üzerine; Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova en can acıtıcı açıklamayı yaptı:

Suriye yönetimi ve lideri hakkında söylenen bu sözlerin herhangi bir hukuki temeli yok. Bunlar asılsız açıklamalar. Bunun için herhangi ek bir değerlendirme ya da argümana da gerek yok. Etik açıdan ne anlama geleceğinden de bahsetmeyeceğim” dedi… (6)

Diplomatik dilin en etkili şekilde kullanılmasına örnektir…

***

Bu gelişmeler, IŞİD’in (DEAŞ) neredeyse tamamen etkisiz hale getirildiği bir dönemde yaşanıyor.

Bu arada Fırat Kalkanı Harekatı ile güvenli hale getirilen bölgeyi, “ellerinde tutmak ve Esad rejimi ile DEAŞ, PKK/PYD gibi terör örgütlerine karşı halkı savunmak amacı” ile Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) bağlı 30 alt grubun “Milli Ordu” adı altında birleştiği açıklandı. (7)

Biliyoruz ki ÖSO, Erdoğan’ın göz bebeğidir…

Peki, Suriye’nin meşru ordusuna paralel olarak ÖSO’nun kurduğu “milli ordu” da neyin nesidir?..

Rusya ve Suriye’nin bu durumu kabul etmesi mümkün mü?

Gerginliği tırmandıran temel gelişme pekâlâ bu olabilir…

ABD ile namlu namluya geldikten sonra Rusya ile de mi geliyoruz?!

Bütün yumurtaları aynı sepete koymak ne kadar doğru?

***

Peki şuna ne demeli:

Birbirine düşman iki cepheden de silah alıyoruz!

Rusya’nın silah ve teknoloji şirketi Roctec’in Genel Müdürü Sergey Çemezov, Türkiye’nin Rusya’dan 4 tabur S-400’ü 2,5 milyar dolara satın aldığını açıkladı. (8)

ABD’li silah üreticisi Raytheon ise, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 10 ülke ile füze satışı için sözleşme imzalandığını açıkladı. (9)

Hem ABD hem de Rusya ile silah alış verişi, hem İsa’ya hem Musa’ya yaranmak isteğimizi gösterir.

Bu tutum Türkiye’nin bölgedeki etkinliği ve güvenilirliği azaltmaz mı?…

***

Hepsi bir yana; Erdoğan’ın yol arkadaşları da, Erdoğan’a karşı sahaya hangi güç indirdi? (10)

Belli ki, “Tarzan” zor durumdadır.

Reis, bir şekilde başının çaresine bakar da 80 milyonun ödeyeceği ağır fatura için Devlet aklının devreye sokulma zamanı gelmedi mi?..

2018 daha zor geçecek gibi…

Cemil Can

DİPNOTLAR:

(1) http://www.hurriyet.com.tr/trump-tum-dunya-izliyor-40695431

(2) https://www.aydinlik.com.tr/esad-pyd-yi-vurunca-abd-telaslandi-dunya-aralik-2017

(3) https://tr.sputniknews.com/ortadogu/201712271031577706-lavrov-nusra-dis-ulke-destek-verilerimiz-var/

(4) https://tr.sputniknews.com/ortadogu/201712271031576277-rusya-suriye-abd-abluka-el-tanf-ussu/

(5) http://www.haber7.com/dunya/haber/2457500-abd-esadsiz-bir-suriye-istiyoruz

(6) https://tr.sputniknews.com/rusya/201712281031597605-rus-disisleri-erdogan-esad-terorist-yanit/

(7) https://www.sabah.com.tr/dunya/2017/12/31/oso-milli-orduyu-kurdu

(8) http://www.hurriyet.com.tr/son-dakika-rusyadan-flas-turkiye-aciklamasi-40631107

(9) https://www.ntv.com.tr/dunya/turkiye-abdden-amraam-fuzeleri-satin-aliyor,P96gdilN1Ei8TIyNDF7Wmw

(10) https://tr.sputniknews.com/turkiye/201712301031625530-abdullah-gulden-erdogana-yanit/