ÖTEKİ KEMAL
“ÖTEKİ KEMAL”DEN KURTULMAMIZ ŞART
AİHM‘nin “Ermeni Soykırımı” iddiaları ile başlatılan sürecin sonunda; işi bilim adamlarına havale etme kararını, bir tek anlayamayan Ermeni Diasporası ile Dersimli Kemal’di…
Tarihte yaşanan olayları, en doğru şekilde bilim adamları tanımlayabilir.
Geçerli kanıtlara dayanmayan, dedikodu düzeyindeki rivayetler, hiçbir şekilde dikkate alınamaz!..
Tarihe en doğru ışığı ise ciddi devletlerin arşivleri tutabilir…
Dersimli Kemal, adını “Öteki Kemal” olarak değiştirip, imaj düzeltmeye çalışırken, yine çamları devirdi!..
Gazeteci Erdal Emre’nin Destek Yayınları’ndan çıkan “Öteki Kemal” adlı kitabı, Kılıçdaroğlu’nun anlatımlarından oluşuyor.
Dersimli, çocukluğunda akşamları yapılan sohbetlerden aklında kalan yalanlara hala inanıyor!
Cumhuriyet düşmanlığı ve Cumhuriyetin kurucu önderlerine karşı kinin nedeni şimdi daha iyi anlaşılıyor…
Bakın Dersim İsyanı’nın çıkma nedenini nasıl bellemiş:
“….. Sonraki yıllarda rahmetlik babam, jandarmanın kadınlara sarkıntılık yaptığını anlatmıştı. Hatta isimler filan da var. Ben de babama, bunları bir ara yazmasını söylemiştim. Yazıp bana bırakmış ama o notların şimdi nerede olduğunu bilmiyorum. En son bu köprü (Pah Köprüsü) yakılmadan önceki zamanda, iki eşi olan bir muhtar var, küçük eşi çok güzel. Karakol komutanı, muhtarın bu eşine göz koyuyor.
Muhtarı karakola davet ediyorlar. Sonra adamı nezarete atarak, gidip kadına tecavüz ediyorlar. Kadın da ahırda kendini asıyor. Bu olayın ardından da oradaki insanlar bir araya geliyorlar ve gidip karakolu basıyorlar, askerleri öldürüyorlar. Ondan sonra Dersim isyan etti diye olay büyüyor. Böyle söylendi. En azından olayların patlak vermesi böyle anlatılıyor. Patlak vermesi bu. Yani jandarmanın baskısı aslında…. “
İsyana karışanların çocuklarına; dedelerinin ve babalarının yaptıklarından utanıp, ezik büyümesinler diye, anneleri çoğunlukla böyle uydurma hikayeler anlatır…
Gerçeği söyleyemezler…
Bunu doğal kabul etmek gerekir. Ahmaklık; bu masalların inanılarak anlatılmasıdır…
Cumhuriyet’in en büyük şansızlığı; böyle kafaya sahip birinin hala Atatürk’ün koltuğunda oturmakta olmasıdır…
Cahil ve saflığından böyle konuşmuyorsa eğer, düşmanla işbirliği yapan feodal eşkiyayı aklamaya çalıştığı tartışmasızdır…
Gençleri “Hepimiz Seyit Rıza’yız” diye bağırtıp şaşırtması, kendisinin “Dersimli Kemal’im ben” diyerek yırtınması, belli ki çocukluğundan kalma rahatsızlığıdır…
AKP Miletvekili Tülay Babuşcu’nun, “Bizans dostu kahpe İnönü” şeklindeki Twitter mesajı bile, Dersimli’nin bu beyanın yanında hafif kalıyor…
EN BÜYÜK ŞANSSIZLIĞIMIZ
Bir başka acı gerçek ise, Öteki Kemal’in kontenjan kullanarak CHP’nin çıkartacağı milletvekillerinin yarısından fazlasını belirleyecek olmasıdır…
Tercih edeceği kişilerin, kendi kafa yapısı ile uyumlu olması beklenen bir şeydir!..
İşte felaketimiz de bu noktada başlamaktadır!..
Öteki Kemal, AKP-PKK ittifakına her türlü desteği zaten veriyordu.
Öcalan’ın gönderdiği 10 başlığın, Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda en kararlı savunuculuğunu onun Y-CHP’si yapmıştı…
“Analar ağlamasın” edebiyatını da o başlatmıştı…
TSK’ya kurulan komplo karşısındaki iğrenç tutumunu “Biz yargılanmasınlar demiyoruz ki…” şeklinde başladığı cümlelerden biliyoruz…
CEMAAT VE HDP İLE İTTİFAK
Meğer ordu düşmanlığı çocukluğundan kalma bir arazmış…
Öteki Kemal, şimdi Cemaat ve PKK ile al takke ver külahdır!
Dersimli’nin HDP ile ittifak ve Cemaat’i CHP listelerinden Meclis’e taşımak gibi hain planları da vardır…
Parti olarak seçime girmeye karar veren HDP, barajı aşamazsa kendi milletvekillerini doğrudan AKP’ye aktarmış olacak!
Y-CHP ile ittifakı gerçekleştirerse, bu defa da bir kısım HDP milletvekili CHP üzerinden Meclis’e girecek!
Böylece Kürtlere, bir seçimde iki kat milletvekili bırakılmış olacaktır!..
Çift sarılı yumurta gibi…
O zaman AKP-PKK ittifakı, yeni anayasayı gündemine daha rahat alabilecek!
Cumhurbaşkanı ne yapacağını biliyor, tarafsızlığı bir kenara itti. Fiili olarak başkanlık sistemini uygulayarak kendi yolunda yürüyor zaten…
Bu planı da tutarsa, Cumhuriyet’e elvada diyeceğiz!..
O bakımdan CHP’lilerin Öteki Kemal’den mutlaka kurtulması gerekiyor…
ÖNSEÇİMLER HAYATİ ÖNEME SAHİP
Önseçimler için ayrılan kontenjanlara ilgi bu yüzden fazla.
Üyelerin belirleyeceği yeni isimler, çok önemli tarihi bir görevi yerine getirecekler.
CHP üyelerinin oy vereceği aday adayları, Öteki Kemal’e benzememeli...
Denebilir ki, CHP’deki önseçimler, rejimin de kaderini belirleyecektir!..
Seçimlere kadar bu gerçekleri halka anlatmak, imkansız gibidir…
Bunun için ne yeterince zamanımız var ne de aracımız.
CHP’nin 1 milyondan fazla üyesine ve 13 milyon seçmenine ulaşmak çok kolay değil…
1216 delegenin yarıdan fazlasını ikna etmek daha mantıklıdır…
18. Olağanüstü Kurultay’da Dersimli Kemal’e 740 oy çıktığını unutmayalım.
150 delege daha uyanıp gereğini yapsaydı, Y-CHP tarihteki yerini alacaktı…
Genel seçimlerden sonraki kurultayda partiyi işgalcilerden geri almak son şansımızdır…
İŞGALCİLERİ GÜÇLENDİRMEMEK LAZIM
Bu yüzden, doğrudan delegeyi muhatap almak gerekiyor.
Delege listesine aşağıdan ulaşabilirsiniz.
Delegeler, Sosyal Medya üzerinden de bulunabilirler.
Vakit tükenmek üzeredir; uyarı görevimizi asla ihmal etmemeliyiz…
Atalarımız, düşman işgali vardır diye ülkeye düşmanlık yapmadılar!..
İşgalcileri destekleyip, güçlendirmediler de.
Onları hiçbir zaman meşrulaştırmadılar…
İşgali kırmak için milli kuvvetleri topladılar.
Bizim de CHP’deki işgali kırmak için izleyeceğimiz yol bu olmalıdır.
Yoldan çıkanları teşhir edip, düşmanla kol kola girenleri parmakla işaret edip göstermeliyiz…
6 Ok‘u “yeniden yorumlama” hilesi ile inkar edecek olanların peşinden gidemeyiz!..
Atatürk’e “kefere Kemal” diyen CHP’nin Tanıtım ve Propagandadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bekaroğlu gibiler, bizi düzlüğe çıkartamaz, iktidara taşıyamazlar!..
Önderliği bizden olmayanlara bırakmak en büyük aymazlıktır…
Av. Cemil Can