Bebek Katili
BEBEK KATİLİ VE AHIRDAŞ ATLAR!
İsrail Şam’da bulunan Cemraya’daki Bilimsel Araştırma Merkezini bir kez daha bombaladı. (1) Saldırı teröristlerin tesisi ele geçirme girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından gerçekleşti. Başbakan Erdoğan, “Allah izin verirse bu caninin dünyada hesaba çekildiğini göreceğiz” dedi… Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdad, saldırının İsrail’den Suriye’ye yapılmış savaş ilanı olduğunu söyledi. Mikdad, “Bu saldırı, teröristlerle İsrail arasındaki ittifakı temsil ediyor” dedi…
İsrail saldırısından bir gün önce, Amerikan televizyon kanalı CNN, İsrail’in Suriye’ye bir hava saldırısı düzenlediğini duyurmuştu!.. Başbakan Erdoğan ise, aynı gün Kızılcahamam’da yemin etti:”Eset, vallahi bunun hesabını vereceksin” dedi… (2)
Birleşmiş Milletler tarafından Suriye’de yürütülen soruşturmada, terör gruplarının “sarin gazı” (3) adlı bir kimyasal silah kullandığını belirledi.(4) Erdoğan, tam tersini söylüyor. Ona göre kimyasal silahları kullanan Eset. Suriye Enformasyon Bakanlığı ise, “Kimyasal silahı teröristlere Başbakan Erdoğan’ın verdiğini” belirtti!.. (5) Suç ortağı konumundaki “İki kişiden biri” için bir hatırlatma yapalım; sayenizde “Arap Baharı” ile Suriye’ye karşı başlatılan saldırılarda öldürülenlerin sayısı 70 bini geçti!.. Artık yüreğinizi ferahlatan tek taraflı yalanlara inanmakla gerçeği ters yüz edemezsiniz!.. Daha büyük günahlara ortak olmadan gerçeklerle yüzleşmenizin zamanı geldi!..
Fetullah Gülen’in Onursal Başkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın Genel Başkan Yardımcısı “Akil İnsanlar” grubunun İç Anadolu Bölgesi Heyeti’nde yer alan Cemal Uşşak, bebek katili Abdullah Öcalan’a, bebek katili demeyelim önerisinde bulundu!.. Başbakan Erdoğan bu öneriyi çok tutmuş olacak ki, Kızılcahamam Kampı’nın kapanış konuşmasında:”Başkalarına göstermediğin cesareti ağzında emzik olan, kundaktaki bebeğe göstermenin bedelini çok ağır ama çok ağır ödeyeceksin” diyerek, bebek katili sıfatının kimin için kullanılması gerektiğini gösterdi!..
Başbakan ve Uşşak’ın(ın) isteği üzerine, bundan böyle “bebek katili” olarak Abdullah Öcalan’ı değil “Eset’ı suçlayacağız!..Hatta bu konuda o kadar ileri gidildi ki, Irak Dışişleri Bakanlığı’nın “PKK’lıların Irak topraklarına girmesini istemiyoruz” açıklamasına karşı Türk Dışişleri, “PKK’lılar tehdit değil” yanıtını verdi!.. Anlayacağınız Dışişleri Bakanlığımız PKK’ya kefildir!..
Suriye Enformasyon Bakanlığı, yaptığı açıklamada:”Suriye halkının Şehitler Günü kutlamalarına denk gelen bu açıklamalar; tüm insani, ahlaki, ve dini değerleri ihlal ediyor. Türkiye’deki AKP hükümetinin İsrail ile ortaklığını kanıtladı.” dendi…(6) Erdoğan bu ortaklığı, Amerikan NBC televizyonuna verdiği ropörtajda söylediği:”ABD karadan girerse destekleriz” sözleri ile doğruladı!.. Erdoğan, Suriye’de uçuşa yasak bölge de istedi. Irak’ın işgali de uçuşa yasak bölge ile başlamıştı!..
***
Hükümet kamuoyunun dikkatini Suriye’ye çektikten sonra içeride kamu kaynaklarını yandaşlarına yağmalattı. Bu dönemdeki gibi vurgunlar Cumhuriyet tarihinde bir daha yaşanmadı!.. Devredilen elektrik dağıtım şirketlerinin bilançolarında bırakılan kamu kaynaklarının döviz değerinin, satış bedelinin yüzde 17’si ile yüzde 111’i oranında değiştiği ortaya çıktı.(7) Çoruh ve Fırat EDAŞ’a bırakılan kamu kaynaklarının, satış bedeline oranı yüzde 105 ve yüzde 111 olduğu saptandı...(8) Bu şekilde, yandaş şirketlere aynı gün ödeyecekleri satış bedelinin çok üzerinde para aktarılmış oldu. Başka bir ifade ile bu şirketleri satın alanlar aynı gün verdikleri parayı fazlası ile geri aldılar.Tüyü bitmemiş yetimin hakkını koruma sözü vererek, iktidara gelen AKP’nin son marifeti de budur!..
***
Kılıçdaroğlu, geçen Salı günü yaptığı grup toplantısında, CHP’lileri rahatlatan bir konuşma yaptı. Atatürk’ten ve anayasanın değiştirilemez maddelerinden söz etti. “Barış süresi” ile ilgili olarak “maceraya ortak olmayız” deyip, hükümete yüklendi!?.. Tam da bu haftaki yazımda kendisini tebrik etmeye hazırlanıyordum ki, ekibi bir çuval inciri berbat etti. Kılıçdaroğlu, bu konuşması ile ulusalcı kesimin gazını alırken, en güvendiği yardımcısı PKK’nın Habur Açılımı’ndaki avukatı, gölge CIN’nın TR 705 kod numaralı adamı Sezgin Tanrıkulu, 25 yol arkadaşı ile birlikte açılıma destek veren bildiriye imza attılar… (9) Y-CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, bildiriyi önceden okuduğu ve imzaların onun onayı ile atıldığı ortaya çıktı...(10) Dikkat çeken hususlardan biri de Kılıçdaroğlu tarafından görevden alındıktan sonra, olağanüstü gençlik kurultayını toplayıp, genel başkana rağmen seçilmeyi başaran İrfan İnanç Yıldız’ın da bildiriye imza koymuş olmasıydı. Bu imza ile CHP’deki gençliğin bir kez daha aldatıldığı anlaşıldığından, ilk fırsatta bir olağanüstü kurultaya daha ihtiyacı olduğu ortaya çıkmış bulunmaktadır. Anlaşılıyor ki, İrfan İnanç da açılımcıymış!.. Mitingler ve 19 maddelik “Demokrasi ve Özgürlük Bildirgesi”(11) durumu kurtarmaya yetmez. Bu ihaneti hiç bir şey unutturamaz!..
Kılıçdaroğlu, grup konuşmasındaki sözleri ile takiyyeci olduğunukanıtlamış oldu. İktidar takiyyeci, ana muhalefet takiyyeci ve medya hükümetin kontrolünde olursa, vatandaşın doğru bilgiye ulaşması oldukça zordur. Dolayısıyla kulağımızı; Aydınlık Gazetesi, Ulusal Kanal ve Milli Merkez’e çevirmekten başka seçeneğimiz de kalmamıştır!.. CHP içerisindeki Kemalistlerin en yürekli olanları bir adım öne çıktı. CHP’liler karşı bildiri ile “Barış ve Özgürlük Bildirisi”ni imzalayanları eleştirdiler… (12) Kesin olarak ortaya çıktı ki, CHP’nin Y-CHP adını alarak gelmiş olduğu yerin adı: BÖLÜNMÜŞLÜKTÜR!..
CHP’yi fikren bölenler, Kemal Kılıçdaroğlu ile TESEVCİ-SOROSÇU arkadaşlarıdır. Zaten Atlantik ötesinin, kendilerinden beklediği görev de buydu. Bu görevi fazlası ile yerine getirdiler!.. Bölünmüş ve medya desteğinden yoksun bırakılmış bir CHP, muhalefet görevini yapamaz!..
Bu fikri bölünmenin kısa süre içinde fiili bölünmeyi de beraberinde getireceği aşikardır. O halde işlerin bu noktaya kadar gitmesine izin vermemek gerekir. İş kurultay delegelerine düşüyor. CHP’deki bu işgalcileri derhal yönetimden uzaklaştırmaları şarttır. Bunu yapacak olan da 1282 civarındaki kurultay delegesinin yarıdan bir fazlasıdır. 642 inançlı adam bu işi kökünden çözebilir. Bunun için henüz vakit vardır. Aksi halde, kurultay delegeleri de CHP’nin bölünmesinin sorumlusu olacaklar ve tarihe Kılıçdaroğlu’nun suç ortakları olarak geçeceklerdir…
Ne gariptir ki, CHP içindeki AKP’liler konuşuyor, BDP’liler konuşuyor, Cemaatçiler konuşuyor, TESEVCİLER konuşuyor ama Atatürkçüler susuyor. Kendi partilerinde adeta esir gibiler. Bu noktadan sonra, CHP’yi ele geçiren manganın komutanı Kemal Kılıçdaroğlu yönetimindeki Y-CHP’ye oy vermekle AKP’ye oy vermek arasında hiç bir fark kalmamıştır!..Kayıkçı kavgası yapmalarına aldanmayın. Zira ikisi de aynı ağıl için koşan eküri (ahırdaş) atlardır!.. Son yaptıkları rezilliğe bakın. Kamuda türbana ve dinsel giysilere izin veren AKP’nin anayasa önerisine de evet dediler!.. Artık bu partiye bir oku laikliği işaret eden CHP diyebilir miyiz?..6 oklu bayrakla sahalara bir daha inmeyin… Utanmaz, arlanmaz herifler! Defolun nereye gidecekseniz gidin!..
Av. Cemil Can
DİPNOTLAR:
(1) http://www.ulusalkanal.com.tr/dunya/israil-suriyeyi-bombaladi-h8557.html
(2)http://www.aksam.com.tr/siyaset/erdogan-esed-vallahi-bunun-hesabini-vereceksin/haber-202788
(3) http://tr.wikipedia.org/wiki/Sarin
(4)http://www.zaman.com.tr/dunya_suriyeli-muhaliflere-sarin-gazi-suclamasi_2086779.html
(5)http://www.aydinlikgazete.com/m/mansetler/kimyasallar-erdogandan-tamami-h21427.html
(6) http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=415080&kn=8&ka=4&kb=8
(7) http://www.odatv.com/n.php?n=iste-tedas-yolsuzlugunun-belgeleri-1503131200
(8) http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=415164
(9)http://www.radikal.com.tr/turkiye/baris_icin_demokrasi_baris_icin_111_imza-1132365
“Bu bildiride; PKK’nın silah bırakmayacağını ilan etmesine rağmen, bu durum görmezden gelinerek PKK-BDP tezleri destekleniyor. Etnisite temeli olmayan bir yurttaşlık tanımı önererek Türk Milleti ve Türk vatandaşlığı kavramlarınınanayasadan çıkartılması öngörülüyor.Türkçe dışındaki dillerde siyaset yapılabilmesi talebine yer vererek, parlamento çalışmalarını Türkçe dışındaki dillere açma girişiminde bulunuluyor. Özel görevli mahkemelerin verdiği tüm kararlara karşı yeniden yargılanma süreci öngörülerek Öcalan’ın yeniden yargılanıp, salıverilmesine olanak sağlanıyor. Ayrıca yerel yönetimlerden değil, yerel iktidarlardan söz edilerek federasyonun da yolunu açıyor.” (Melih Aşık)
(11)http://www.ahaber.com.tr/Gundem/2013/05/10/baykaldan-kilicdarogluna-bildiri-fircasi