KONUK YAZARLAR

“BUĞDAY HESABI”!..

CHP lideri Özgür Özel’in altınla karşılaştırmalı “buğday hesabı” ülkenin ne hale getirildiğinin çarpıcı fotoğrafıdır.

Çaya verilen taban fiyatın üreticiyi çıldırtma noktasına getirmesinden sonra, buğdayın kilosuna

9 lira 25 kuruş fiyat verilmesi, çiftçinin umutlarını hepten bitirdi…

***

Meselenin tam olarak anlaşılabilmesi için Özel’in yaptığı karşılaştırma gerçekten harikaydı,

Dedi ki;

2005’te bir ton buğday 9,5 çeyrek altın alıyordu. Hesap ortada. Bu açıklanan fiyatla bugün 1 ton buğday sadece 2,5 çeyrek altın alabiliyor. Yani 1 ton buğdayı koy önüne, içinden 7 tane çeyrek altın kayıp… 7 tane çeyrek altını çaldılar.”

Evet, ton başına çiftçinin 7 çeyrek altınını çaldılar!..

***

Gelin “buğday hesabı”nı bir de şöyle yapalım:

9,5 altının 7’si çalındığına göre, bu demektir ki bir ton buğdayın yüzde 73’ünün parasını vermeyecekler.

Veya:

Ürünün yarısından çoğuna el koydu Sayın Hükümetimiz!

Çiftçi tarlasını ortakçıya (1) verseydi, hiç değilse ürünün yarısını alması mümkün olabilirdi.

Ürünlere taban fiyat belirleme işi, çiftçiyi sonucu itibariyle “maraba- toprak ağası” (2) döngüsüne soktu…

***

AKP iktidarlarının 22. yılında, Osmanlı’nın “çiftçinin ürünü yağmalama” politikasına geri döndük!

Üretime hiçbir şekilde katılmazdı ama Osmanlı çiftçinin ürününe ortaktı.

AKP iktidarları sayesinde çiftçi, şimdi kendi tarlasında “ırgat” (3) oldu…

***

Tarım ürünlerinin zorunlu girdilerinin başında mazot ile gübre geliyor.

Mazotun fiyatı yüzde 110 zamlandı.

Gübrenin yüzde 35.

Ürünün fiyatını ise sadece yüzde 10 artırdılar…

Adalet” bunun neresinde sormaya gerek kalmadı!

O sadece, iktidar partisinin tabelasında kaldı!..

***

Bu gelişmeler aklıma döneminin ünlü ozanı Dadaloğlu’nun (4) unutulmaz dörtlüğünü getirdi:

Osmanlı imparatorluğu’nun sömürü sistemini, şu dizelerle dile getirmiştir:

“Şalvarı şaltak Osmanlı,

Eyeri kaltak Osmanlı,

Ekende yok biçende yok,

Yiyende ortak Osmanlı.”

Av. Cemil Can

DİPNOTLAR:

(1) Ortakçılık, Bir tarımsal araziden elde edilen ürünün daha önce yapılmış anlaşma gereğince toprak, toprağa bağlı tesisler ve tohumluk, gübre, ilaç gibi girdileri sağlayan toprak sahibi ile toprağı işleyen ortakçı arasında paylaşıldığı üretim ilişkisidir.

Ortakçı kullar, Osmanlı toplumunda yerleşik olarak yaşayıp, hukuki pozisyon bakımından esirlik ile hür köylülük arasında bir yere konumlandırılmışlardır. 15. ve 16. yüzyılda Batı Anadolu, Trakya ve İstanbul’daki çiftliklere yerleştirilip padişah ve yüksek devlet görevlilerine ait arazilerde istihdam edilmişlerdir.

https://openaccess.izu.edu.tr/xmlui/handle/20.500.12436/4722

(2) Maraba kavramı, Trabzon, Gümüşhane, Erzurum, Erzincan, Elazığ, Bayburt’ta “Çiftlik Kâhyası ve Çiftçilikte toprağı işleyerek ürüne ortak olan kimse, ortakçı” Malatya’da “Çiftçi” anlamında kullanılmaktadır.

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2100821

(3) Irgat, tarım işçisi; rençper.

(4) Dadaloğlu, Osmanlı Devleti’nin Anadolu Türkmenlerini iskân etme politikasına karşı koymuş bir halk ozanıdır. 18. yüzyılın son çeyreğinde Kayseri’nin Tomarza ilçesinde doğup 19. yüzyılın ortalarında öldüğü bilinmektedir. Çukurova ve Binboğa dağları arasında yarı göçebe bir hayat sürmüştür. Doğum ve ölüm tarihleri hakkında kesin bilgi yoktur.

https://tr.wikipedia.org/wiki/Dadalo%C4%9Flu

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir