TEK ADAM REJİMİ!..
“TEK ADAM REJİMİ” VE “TEK ADAM MUHALEFETİ”!..
İstanbul’da 31 Mart belediye seçimlerinin iptal edilmesinden sonra atanan kayyumun (vali) 51 günlük icraatı:
3 milyar 300 milyon TL borçlandı.
1 milyar 700 milyon harcadı.
Belediyenin bütçesine tam 5 milyar lira yük getirdi.
Yetmedi:
2 bin 500 kişiyi de işe aldı…
Ekrem İmamoğlu’nun 806 bin oy farkla İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazandı da ne oldu?
Açıktan bir kişiyi bile işe alamaz.
Belediye Meclisi’nin onay vermediği hiçbir icraatı yapamaz…
Bari:
Heyecana gelip belediyenin görevi olmayan konularda, uçuk vaatlerde bulunup da polemiklere malzeme olmasa!..
Kazandığı olağanüstü siyasi krediyi, Y-CHP Genel Merkezinde yuvalanmış Cumhuriyet düşmanlarının hain emelleri uğruna tüketmese…
Dipten gelen dalgaya doğru önderlik etse…
***
Reis, Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’yı, devletin “kefen parası” olarak nitelendirilen “ihtiyat akçesini” Hazine’ye devretmeye yanaşmadığı için görevden almış.
Yaygın söylentiye göre; Başkan, öngörülen hedefleri tutturamadığı için görevden alınmış.
TCMB Kanunu’nun 28. Maddesi, Başkanın süresi dolmadan görevden affını, 27. maddedeki durumlardan birinin oluşması koşuluna bağlıyor.(1)
27.maddede ise; “ticaretle uğraşma” ve “banka şirketlerde hissedar olma” halinde başkanın görevden alınabileceğini kurala bağlamış.
Öyle bir durum yok şimdilik.
Demek ki, Reis yasaya rağmen, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile dilediğini yapabiliyor.
Aslında yapılan; Meclise rağmen, kararname ile yasanın değiştirilmesidir.
Bu mümkün müdür?
***
Bu soruya olumlu yanıt vermek imkânsızdır elbette.
Zira, Cumhurbaşkanının kararname ile kanunları değiştirebileceğini veya işlemez hale getirebileceğini kabul edersek, “hukuk güvenliği”nden söz edemeyiz.
Öyle ki, aynı yöntemle hukuk güvenliğini sağlayacak kurumların yasalarını da değiştirebilir…
“Tek adam rejimi” bunların yapılabildiği rejime denir.
Mühürsüz oyların YSK tarafından “geçerli” sayılması ile kabul edilen yeni Anayasanın ülkeyi getirdiği nokta burasıdır işte.
Değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek olan anayasa maddelerini, diğer maddeleri değiştirmek suretiyle değiştiren anayasa referandumunu “boykot” edecektik ki meşruiyet kazanmasın.
“Yok hükmünde” olan bu değişiklikleri “en büyük mahkeme” olan halka götürmek, kuvvetler ayrılığına dayalı parlamenter rejime ihanetin ve aymazlığın en büyüğü olmuştur.
Şimdi Reis’e rica ederek, yalvarıp yakararak demokrasiyi geri getiremezsiniz.
Tüm bu işlerin sorumlusu olanları hala ana muhalefetin koltuğunda tutanların sızlanmaya hakkı yoktur.
Her toplum layık olduğu şekilde yönetilir…
Cemil Can
DİPNOT:
- Yasaklar
Madde 27- (2/7/2018 tarihli ve 703 sayılı KHK ile değiştirilen şekli) Başkanlık (Guvernörlük) görevi, özel bir kanuna veya Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine dayanmadıkça Banka dışında teşrii, resmi veya özel herhangi bir görev ile birleşemez. Bundan başka Başkan (Guvernör), ticaretle uğraşamayacağı gibi, bankalar ve şirketlerde de hissedar olamaz. Hayır dernekleri ile amacı hayır, sosyal ve eğitim işlerine yönelmiş vakıflardaki görevler ve kar amacı gütmeyen kooperatif ortaklığı bu hüküm dışındadır. Bakanlar ve müsteşarlar seviyesindeki bakanlıklar arası komite toplantılarında Başkanın (Guvernör) görev alması, birinci fıkra hükmüne aykırı sayılmaz.
Geçici ayrılma, görevden af
Madde 28- Başkanın (Guvernör) geçici olarak yokluğunda kendisine, tayin edeceği Başkan (Guvernör) Yardımcısı vekalet eder. Başkan (Guvernör) ancak, 27 nci maddedeki yasakların gerçekleşmesi ve bu Kanunla kendisine verilen görevlerin devamlı surette ifasını imkansız kılacak durumların ortaya çıkması hallerinde, atanmasındaki usule göre görevinden af olunabilir.