KONUK YAZARLAR

HA TOSYA HAKİMİ HA YALOVA KAYMAKAMI!..

meral

Bizi korkutan; serseri mayın gibi ortalıkta dolaşan birkaç yargıç değil ki…

Cemaat sempatizanı ve Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi olmak üzere, 5000 civarında yargıç ve savcımız var.

Hukuk formasyonu bulunmayan bu kadar militan devletten maaş alıyor.

Kimin; nerede ve ne zaman bunlardan hangisine toslayacağı şansına kalmış…

İnlerine gireceğiz inlerine” diyen Erdoğan, yargıda gerekli ayıklamayı henüz yaptıramamış!

Anayasa ve yasaları takmayan militan yargıçlar var; kendi imamlarından emir ve talimat alıyorlar…

Bilenler bilirler, örgüt üyeleri “Emir demiri keser” düsturu içerisinde hareket eder…

Böyle biri size rast gelirse eğer, bağlı olduğu “imam”ın vicdanına kaldınız.

Asın derse asılır, kesin derse kesilirsiniz…

Yaşamınız, ilgili imamın veya onay makamı olan eski vaizin iki dudağı arasındadır…

***

FETÖ soruşturmasından tutuklu bulunan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ve polis şefleri Ali Fuat Yılmazer ile Ömer Köse’nin de aralarında bulunduğu 70 kişinin “yetkisiz” ve “görevsiz” mahkemeden hukuksuz tahliyesine verilen kararı (1) unutmadık ki…

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “Yok hükmünde” (2) olduğunu tespit ettiği bu kararı veren gözü kara 32. Asliye Ceza Mahkemesinin eski Hakimi Mustafa Başer, şimdi Silivri Cezaevi’nde tahliyesini sağlamaya çalıştığı arkadaşlarının yanındadır…

Hukukta “yokluk” veya “yok hükmünde” ifadesi, mahkemenin görev alanına girmediği halde, verilen karar için de kullanılabilir…

Ceza mahkemelerinin boşanmaya karar vermeleri veya hukuk mahkemelerinin cezaya hükmetmeleri yok hükmünde kararlara örnektir…

Hukuk devletinde, Yalova Kaymakamı’nın yetkili ve görevli mahkeme yerine geçerek karar vermesini kimse ipine takmaz!..

Bir de “merci tecavüzü”(3) vardır ki, bunu daha çok idareye karşı dava açan yurttaşlar yaparlar…

Konumuz dışındadır…

***

Temyiz incelemesi için Yargıtay’a gönderilmiş bu dosya hakkında; dosyayı gönderen mahkeme, karar bozularak veya onanarak önüne gelmedikçe, bu dosya ile ilgili bir daha karar veremez!..

Bu duruma mahkemenin “dosyadan el çekmesi” diyoruz…

Yargıtay’daki bir dosya hakkında; ihtiyati tedbir, (4) tahliye vb. gibi kararları, sadece ve sadece temyiz incelemesini yapacak olan ilgili daire verebilir…

Alt derece mahkemelerinin Yargıtay özel dairelerinin yerine geçerek verdikleri kararlar, doğal olarak “yok hükmünde” kabul edilir.

Mevzuatımıza göre; MHP kongresinin toplanmasına ilişkin olarak Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce verilen kararın infazı için kesinleşmesi gerekmemektedir

İcra İflas Kanunu’na göre, bir kararın -güvence karşılığında- infazını durdurabilmek için yine Yargıtay’dan “yürütmenin durdurulması kararı” (tehiri icra kararı) talep etmek gerekir…(4)

Basına yansıdığı kadarı ile MHP Genel Merkezi temyiz dilekçesinde, bu yönde talepte bulunulmamıştır.

Bu noktadaki eksiklik, Tosya Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurularak giderilemez!

Temyizdeki bir dosya için, asliye hukuk mahkemelerinin hiçbir şekilde yetkil ve görevi yoktur.

MHP Genel Merkezinin yaptığı açıkça; kanuna karşı hiledir ve hukuk hileyi korumaz!

Bu konuda en ufak bir kuşku bulunmamaktadır.

Böyle durumlar, insanın aklına “tecavüz” sözcüğünü getiriyor…

Tahmin edeceğiniz gibi bu defaki tecavüz, “adalet hanıma” yapılmıştır!

Gemerek ve Tosya Asliye Hukuk Mahkemeleri, Yargıtay’daki bir dosya hakkında ihtiyati tedbir kararı vermiş olmakla, doğrudan “adalete tecavüz” etmişlerdir…

Bunun başka açıklaması olamaz!

Gemerek ve Tosya hakimleri, ihtiyati tedbir yoluyla bütün işlemleri durdurma kararı verdiler!

Cesaretin böylesi, Türk hukuk tarihinde bir daha görülmedi…

Görüldüğü gibi tecavüz, sadece Ensar Vakfı‘nın hocalarına özgü değildir!

Nitekim, “Tosya kararı” MHP Genel Başkan adaylarından Meral Akşener’in aklına, meşhur Temel fıkrasını getirdi:

Akşener: “Bu iş “kafasına” göre imam arayan Temel’in işine benziyor” diyerek, haklı olarak o fıkraya gönderme yaptı…(5)

***

Bugün yok hükmünde karar vermekle meşhur olan Hakim Mustafa Başer de adalet sistemimizden memnun değildir!

Silivri Cezaevi’nden avukatları ile gönderdiği mektupta:

Nöbetçi mahkeme olmaması nedeniyle görevli olmayan Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından hakkında yakalama kararı çıkartıldığından yakındı…

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Anayasa ve 2802 Sayılı Kanun’un 88. maddesine aykırı davranarak, “ağır cezalık” ve “suçüstü hali” koşulları oluşmadan, savunması dahi alınmadan, aleyhindeki deliller tarafına yansıtılmadan tutuklandığını söyledi…

Kararı veren meslektaşlarının suç işlediğini ileri sürdü…(6)

Dinleyen olmadı tabii…

Adaletin ırzına bir kez geçildi mi alışkanlık yapıyor demek ki, tecavüzlerin arkası bir gelmiyor…

Yargıtay Başkanı:

Yargıya güven yüzde 70‘ten 30‘a düştü boşuna demiyor…

***

Hal böyle olunca; MHP‘nin olağanüstü kurultay toplanması ile ilgili kararı hakkında, ihtiyati tedbir kararı veren Gemerek ve Tosya Asliye Hukuk Mahkemelerinin kararları için, aklınıza ne geliyorsa diyebilirsiniz artık…

Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi; delegelerden yeterli imza toplandığı halde, olağanüstü kurultayı toplamayacağını ilan eden MHP Genel Merkezi’nin hukuka aykırı tutumu karşısında, üç kişilik çağrı heyetine görev verip, kurultayın toplanmasına karar verdi…

Karar son derece doğru ve yerindedir…

Tüzel kişiliklerde, temsil organları görevlerini yapmazlarsa eğer, ilgililer mahkemeye başvurarak; “temsil kayyımı” atanmasını talep edebilirler.

Bazı hallerde “idare kayyımı” atanması da talep edilebilir ama, o konumuz dışındadır…

Çağrı heyeti” olarak isimlendirilen üç kişilik kayyımın görevini, mahkeme belirlemiştir.

Verilen delege listesi ve talep edilen gündem ile olağanüstü kurultayı toplayıp, tüzük değişikliğini karara bağlayacaklar.

Genel başkanlık seçimi için ayrı bir kurultay daha gerekir!

Bahçeli kaybedeceğinden o kadar emindir ki, karşı çıkmaya tüzük değişikliğinden başlamıştır…

Yapılacak olan değişiklik; son derece haklı bir talepten kaynaklanıyor ve demokrasiye saygılı bütün partilerin tüzüğünde bulunması gerekir:

Parti yönetimini belirleyen kurultay delegeleri, seçtikleri yöneticilerin daha sonra yetersiz olduğunu anlarsalar, olağan kongreyi beklemeden onları değiştirebilmelidirler…

Olağanüstü kurultayda, MHP’nin Tüzüğünde bulunmayan bu hüküm, şimdi Tüzüğe eklenmek istenmektedir.

Devlet Bahçeli ve ekibi, bu değişiklik olmasın diye adeta kıyameti kopartmaktadırlar…

Belli ki, görevleri henüz bitmemiştir!?

Bahçeli’nin “yeni” ve uygun bir imam arayışı da bu yüzden olsa gerekir…

Ankara’dan kalkıp, pirinç için taa Tosya’ya kadar acaba neden gidilmiştir!

Bahçeli ve ekibi, kendilerini seçen iradeyi; varlık nedenlerini, meşruiyet kaynaklarını tanımıyorlar…

Bundan çıkan sonuç: Kendilerinin de tanınmayacak konumda olmalarıdır!

Ülkücülerin hangi iradeye saygılı oldukları ve ne kadar kararlı olduklarını, pek yakında öğreneceğiz…

Gelinen bu aşamada kongre mutlaka yapılmalıdır.

Bahçeli ve ekibi ile esen sert rüzgarlara bağlı olarak Dersimli Kemal şimdiden kaybetmiştir…

Çünkü MHP’nin olağanüstü kongresi CHP’yi de tetiklemektedir…

Cemil Can

DİPNOTLAR:

(1)http://www.aydinlikgazete.com/politika/tahliye-kumpasi-yargidan-dondu-h68578.html

(2) Yokluk (inexistence), geleneksel kamu hukuku öğretisinde, bir hukuki işlemin “çok ağır bir sakatlık” ile malül olması olarak nitelenmektedir. Fonksiyon gaspı, yetki gaspı ve ağır ve bariz yetki tecavüzü ile malül olan işlemler yok hükmünde kabul edilmektedir.

(Metin Günday, İdare Hukuku Dersleri, s.168, 173)

Yok olan işlem, hüküm ifade etmeyeceğinden kimsenin hukuki durumunda herhangi bir değişiklik yaratmaz.

(Sabri Tandoğan, Objektif ve Subjektif Tasarruflarda Yokluk, s.33-155)

Yok hükmündeki işlemlerin dava edilmeleri de gerekmez. Sadece tespitinin yapılması yeterlidir.

(3)İdari Merci Tecavüzü: İdari tasarrufların kanunlarda belirtilen bir kısmının, öncelikle idari makamlar huzuruna götürülmeden ve bu makamlar atlanarak doğrudan doğruya yargı yoluna başvurulması şeklindeki usulsüzlüğün adıdır.

(4) İhtiyati Tedbir Kararı:HMK m. 390’a göre ihtiylati tedbir dava açılmadan önce esas hakkında yetkili ve görevli olan mahkemeden, dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir.

http://www.erdem-erdem.com/articles/hukuk-muhakemeleri-kanunu-ile-ihtiyati-tedbire-getirilen-yenilikler/

Mahkemece verilen bir hükmün, temyiz incelemesi sonuna kadar infazını durdurabilmek için, Yargıtay’dan “tehiri icra kararı” başka bir söyleyişle “yürütmenin durdurulmasına” karar vermesi istenebilir.

İcra İflas Kanunu Madde 36’da; yerine getirilmesi “kesinleşmesine bağlı olmayan” ilamlara ilişkin icra takiplerinin -güvence karşılığında Yargıtay’dan alınacak- “yürütmenin durdurulması” (tehiri icra) kararı ile durdurulması düzenlenmiştir.

(5) O meşhur “Temel ile İmam” fıkrasını merak edenler takip eden bağlantıdan öğrenebilirler:

http://www.diyadinnet.com/Fikra-3542&Bul=temel-ile-imam

(6)http://www.hurriyet.com.tr/tutuklanan-hakim-mustafa-baser-silivri-cezaevi-nden-mektup-gonderdi-28935376