• “AŞURE” PARTİSİ!..

    CUMHURİYET (AŞURE) PARTİSİ ve BİR TÜRKİYE KLASİĞİ!.. Birkaç gün önce bir dostum, Y-CHP’ye karşı çok acımasız ve sert eleştiriler yaptığım için sitemini iletti. Yakın arkadaşlarım arasında bu tür eleştirilerin AKP’ye yarayacağını söyleyenler bile var!.. O halde onlar için bir kez daha söylüyorum: Kendinizi bir savaşta düşünün çocuklar. Öyleyiz de zaten. Başınızdaki komutan, verdiği komutlarla düşmanın zafer kazanmasını yani bizim sonumuzu hazırlıyorsa ne yapabiliriz? Komutanın emirlerini yerine getirmek; ülkemize, halkımıza ve inançlarımıza ihanet etmek olmaz mı? Kılıçdaroğlu, son günlerde bana düşmanla gizli bir işbirliği yapan komutan gibi görünüyor! Savaşma gücümüzü kırıp, bizi topyekün düşmanın askeri haline getirmek için elinden ne geliyorsa yapıyor. Hal böyle olunca, ben öyle bir komutanın emirlerini yerine…

  • Y-CHP'DE PARTİ SUÇU!..

    Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ile Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanvekili Binnaz Toprak, Komisyonun CHP’li üyelerinin “Anadilde savunma” konusunda MYK’da belirlenmiş olan parti görüşüne uygun olarak sundukları muhalefet şerhine itiraz ettiler. Üstelik üyesi olmadıkları bir komisyonda bu görüşlerini dile getirdiler. Komisyon başkanının bu milletvekillerine neden söz verdiği ise ayrı bir bilinmezlik. Bu işin bir yanı. Asıl önemli olan, düşünceleriyle doğrudan genel başkanı temsil eden bu iki milletvekilinin, uymak zorunda oldukları MYK kararını tanımamış olmalarıdır. Onların bu korsan hareketinden Kılıçdaroğlu’nun haberdar olmadığını ve böyle bir konuşma yapılmasına onay vermediğini düşünemeyiz.. Eğer öyleyse Kemal Bey’in, liderliğinden sonra genel başkanlığı sorgulanmaya başlanır!.. Diğer yandan, bir başka Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç, CHP’nin…

  • Y-CHP’DE PARTİ SUÇU!..

    Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ile Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanvekili Binnaz Toprak, Komisyonun CHP’li üyelerinin “Anadilde savunma” konusunda MYK’da belirlenmiş olan parti görüşüne uygun olarak sundukları muhalefet şerhine itiraz ettiler. Üstelik üyesi olmadıkları bir komisyonda bu görüşlerini dile getirdiler. Komisyon başkanının bu milletvekillerine neden söz verdiği ise ayrı bir bilinmezlik. Bu işin bir yanı. Asıl önemli olan, düşünceleriyle doğrudan genel başkanı temsil eden bu iki milletvekilinin, uymak zorunda oldukları MYK kararını tanımamış olmalarıdır. Onların bu korsan hareketinden Kılıçdaroğlu’nun haberdar olmadığını ve böyle bir konuşma yapılmasına onay vermediğini düşünemeyiz.. Eğer öyleyse Kemal Bey’in, liderliğinden sonra genel başkanlığı sorgulanmaya başlanır!.. Diğer yandan, bir başka Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Onanç, CHP’nin…

  • EŞKIYANIN İTİBARI!..

    AKP’nin Tekke ve Zaviyelerin Açılması ile ilgili yaptığı açıklamalar Alevi kesimin bir bölümünü pek heyecanlandırdı. Y-CHP milletvekili Hüseyin Aygün, Başbakan’ın :”CHP Genel Başkanı, Seyit Rıza’nın izinden gitmek yerine işbirlikçilerle Dersim’in üzerini örtmeyi tercih etmiştir” şeklindeki uyarısı üzerine, kendi dedesini ayrı tutup, Seyit Rıza ve arkadaşlarının “itibarının” iadesi için derhal bir kanun teklifi hazırladı. Hüseyin Aygün’ü Dünya Ehl-i Beyt Vakfı Başkanı Fermani Altun:”Tekke ve Zaviyeler Kanunu kaldırılmazsa, belki açlık grevine gideceğim” diyerek, destekledi. AKP, Alevilerin bir bölümü ve Y-CHP’nin bu konudaki söylemi bire bir örtüştü… Hiç kuşku yok ki, her iki tasarı da gündemi saptırmaya yöneliktir. Türk halkının gözünden asıl kaçırılmak istenen PKK ile yapılan anlaşmadır!.. Hükümet ile PKK’nın Oslo’da başlayıp aralıksız olarak sürdüğü anlaşılan…

  • Sevgili OZAN ÖZGÜR DOĞRU!..

      ÖZGÜR DEĞİLSİN BELLİ, ÖN ADIN GİBİ OZAN DA OLAMAZSIN BELKİ, BARİ SOYADIN GİBİ DOĞRU OL!.. EMİNİM FARKINDA DEĞİLSİN; SENİ ÇOK KÖTÜ BİR ŞEKİLDE KULLANIYORLAR OĞLUM… SENİ KULLANAN; EMPERYALİZMİN TÜRKİYEDEKİ “SOL” AYAĞI, BAY KEMAL’İN “ORADA ÇOK SAYGIN ADAMLAR VAR” DİYE ÖVDÜĞÜ, KURUCULARI ARASINDA YER ALDIĞI, SOROS‘UN UŞAKLARININ TOPLANDIĞI VAKIF: TESEV‘DİR!.. O GÜN NE DEDİĞİNİ HATIRLIYOR MUSUN YEĞENİM? “BİZ DERSİM’DE SEYİT RIZA’YIZ” DEMİŞSİN!.. BİR KERE SEN SEYİT RIZA OLAMAZSIN OĞLUM, SEN HAİN DEĞİLSİN!.. SEN DEVRİMCİSİN OZAN ÖZGÜR’ÜM!.. İKİNCİ KURTULUŞ SAVAŞI BAŞLADIĞINDA, PEK YAKINDA MUSTAFA KEMAL OLACAKSIN!.. GENÇ VE HEYECANLISIN BELLİ!.. BİRAZ DA DENİZ GEZMİŞ VE MAHİR ÇAYAN‘SIN BELKİ.. AMA ASLA GERİCİ, YOBAZ, FEODAL BİR AĞA OLMAYA ÖZENEMEZSİN!.. KUBİLAY OLABİLİRSİN, ONA EYVALLAH…

  • BUNDAN BÖYLE SEÇİM MEÇİM YOK!..

      Habur rezaletinde olduğu gibi Türk halkı Oslo’da varılan mutabakatı da kabul etmiyor!.. PKK‘nın şehir yapılanması olarak bilinen KCK, “açlık grevi” ile hiç değiştirmediği siyasi taleplerine meşruiyet zemini hazırlama çabası içindedir. Kendileri için cezaevi koşullarının düzeltilmesini isteselerdi, bunu anlamak daha kolay olabilirdi. Onlar, öncelikle Apo’ya uygulanan “tecrit”in kaldırılmasını istiyorlar. Gerçekte 40 bin kişinin ölümünden sorumlu olan bir katile, “özgürlük” istiyorlar!.. “Kürtçe savunma”, “anadilde eğitim” için de aynı kararlılıkla direniyorlar!.. PKK’nın Meclis’teki uzantısı BDP’nin milletvekilleri de “açlık grevi”ne katılma kararı almışlar. Hükümet, zaten Oslo’da pek çok konuda PKK ile anlaşmaya varmıştı. Anlaşma konuları arasında, açlık grevine konu edilenler de var… Belli ki, “açlık grevi” ile toplumu hazırlıyorlar!..  Demek ki, toplum bölünmeye henüz hazır değil!..  Muhalefet ne yapıyor? MHP, AKP’nin dümen suyuna girmiş, kolay kolay da kurtaracağa benzemiyor. Bahçeli,…

  • ATATÜRK'TE BİRLEŞTİK, SİZ NERELERDESİNİZ?

    10 Kasım 2012‘de T.C’nin Başbakanı Erdoğan, Altın Sultan’ın ülkesi Brunei‘ye gitmiş. Brune’i bize 9000 km uzaklıkta. Güneydoğu Asya’da Okyanus’ta Borneo Adası’nda küçücük bir sultanlık. Petrol denizinin üzerinde yüzen bir gemi gibi. Sultanları Hasan El- Bulkiye Muiziddin Va’dullah, 5000 otomobili ile Guinness Rekorlar Kitabına girmiş. Uçağı altından kaplama, bizim hava sahasında arızalanıp düşsün diye, duacıymış bütün ülkeler!.. Erdoğan, 10 Kasım’dan bir gün önce, Sultan’ın kulağına eğilip, kendini ülkesinde davet ettirmiş. Türkiye tarihinde bu bir ilkmiş!.. Gazetecinin biri Brunei’de Başbakan’a:”Sultan mı davet etti sizi?” diye sormuş. Başbakan boşta bulunup yanıt vermiş:”Yok. Kendisini görünce ne zaman döneceğini sordum. Cuma deyince, aynı gün geleyim mi dedim. Bir gün kalıp dönüyoruz” demiş…  Bu sene, 10…

  • DENİZ BİTTİ!..

    “Ergenekon davası” avukatlarından Hüseyin Ersöz, davadaki belge ve dijital verilerin 3 terebayt (1) boyutlarında olduğuna dikkat çekti. 3 terebaytın ne anlama geldiğini en kalın kafalıların anlayabileceği şekilde açıkladı. Her davada olduğu gibi, 300′e yakın kişinin yargılandığı, 18 ayrı davanın birleştiği “Ergenekon Davası”nda sanıkların ve avukatlarının savunma yapabilmeleri için dava dosyasına hakim olmaları gerekiyor. Ancak o zaman aleyhlerindekidelilleri çürütebilir ve sahtecilikleri gösterip, karşı delillerin toplanmasını talep edebilirler. Haklarındaki haksız isnatların doğru olmadığını başka nasıl kanıtlayabilirler?.. Diğer yandan bütün bu adli işlemlerin makul bir süre içerisinde gerçekleşmesi gerekir ki, adil yargılamadan söz edilebilsin. “Ergenekon Davası”nda incelenecek 64 milyon sayfa vardır. Başka bir anlatımla, savunma yapabilmek için 300′er sayfalık 214.000 kitabın okunması ve…

  • KİNDAR NESİL!

    Kılıçdaroğlu, TSK’daki ulusalcı subayların tasfiye edilerek karşıdevrimin yapılması projesinde kendisini CHP genel başkanlığına getiren güçlerle (ABD-AB) anlaşmıştır. Muhtemelen kendisine AKP’nin itibar kaybederek iktidardan düşmesi halinde, desteklenerek iktidara getirileceği sözü de verilmiştir. Ne yazık ki, bu “mavi boncuğa” pek çok CHP’li de inandırılmıştır… ABD’nin desteği ile iktidara gelen bir CHP, tam bağımsızlıkçı ve antiemperyalist çizgisinde kalabilir mi? Elbette ki kalamaz. Bu durumdaki CHP’ye Atatürk’ün ve İsmet Paşa’nın CHP’si de denemez tabi!.. Ya da Kılıçdaroğlu, son derece cahil ve yeteneksiz bir adamdır da etrafındaki işbirlikçiler tarafından kullanılıyor!.. Her iki halde de Kılıçdaroğlu Atatürk’ün koltuğuna yakışmıyor!.. Kılıçdaroğlu Fetullah Gülen’e hayranlığını her fırsat bulduğunda dile getiren Muhammet Çakmak’ın danışmanlığından hangi konularda yararlanır, bunu çok…

  • YENİ BİR PARTİYE NE DİYORSUNUZ?

    Madem ki, adil yargılama yapıyorlardı “Özel Görevli Mahkemeler”i neden kapattılar? Sorumun yanıtınızı biliyorum:Hukuka uygun olmadıkları ve adil yargılama yapamadıkları için… Hukuka aykırı yargılama yapan bu mahkemelerde, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta kademesini ve en güzide 365 subayını yargılayarak hangi sonucu elde etmek istediler?.. Bu soruma da verilecek yanıtı biliyorum: Hukuka uygun olmayan ve bu nedenle kapatılan mahkemede yargılananlar; mutlaka hukuka ve adalete aykırı bir hükümle karşılaşırlar… İşte o subaylar böyle bir haksızlığa uğrasın ki, geride kalanlar iktidarın tüm isteklerini direnmeden yerine getirsinler!.. Peki ama bu kadar büyük bir haksızlığı yapmaya mecbur muydular?.. Bu sorunun yanıtı da “evet”tir. Çünkü efendileri, onları iktidara getirmenin diyetini böyle ödemelerini uygun buldu!.. Verilecek mahkumiyet kararı ile…