KONUK YAZARLAR

“(S)OROS/BU” UŞAKLARI!..

Libya’da BM’in tanıdığı Ulusal Mutabakat Hükümeti ile Deniz Yetki Anlaşması imzaladık, karşımızda yer aldılar.

Suriye’nin kuzeyinde, toprak bütünlüğümüzü tehdit eden “PKK devletçiği” kurmak için ellerinden geleni yaptılar.

Doğu Akdeniz’de doğal gaz aramaya başladık,  Türkiye’yi hedef alan bütün tatbikatlarda öncü rol oynadılar.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni 44 yıldır zaten tanımadılar.

Lozan Anlaşmasının açık hükümlerine rağmen, burnumuzun dibindeki adaların Yunanistan tarafından silahlandırılmasına gözlerini kapadılar.

Trakya’ya (Dedeağaç) üs kurup asker konuşlandırdılar.

Amerikalılar tabii ki Amerikalılar…

Bütün bunları yapan:

Türk halkına yıllardır “dost ve müttefik” olarak yutturulmak istenen, “stratejik ortak”  isimli baş düşmanımız Amerika’dır…

***

Amerika, Türkiye toprakları üzerinde “Bağımsız Kürdistan” kurmak amacıyla kurulan PKK/PYD/YPG’ye silah ve askeri malzeme yardımı yapmayı kesintisiz sürdürüyor.

Yakın geçmişte, Suriye’de kontrol altında tuttuğu bölgelerdeki petrol gelirlerinden terör örgütünün yararlanması için ne gerekiyorsa yapıyor.

Avrupa Birliği de ABD’nin yolundan yürüyor.

Geçenlerde toplanıp kara aldılar:

Türkiye, Doğu Akdeniz’de doğal gaz aramaya devam ederse, yaptırım uygulayacakları tehdidini savurdular.

Fransa, Türkiye’yi düşman kabul ettiğini gizlemiyor…

***

Ne yaptılarsa Türkiye’yi, Avrasya rotasından çevirmeyi başaramadılar.

Baktılar ki, olmuyor bu defa da Kafkas Cephesini açtılar.

Bütün dünya Covid-19 ile uğraşırken, Sorosçu Başbakan Nikol Paşinyan, 12 Temmuz günü, ordusuna Tovuz bölgesinde Azerbaycan mevzilerine top atışları ile saldırıda bulunma emrini vermişti.

Kan gövdeyi götürüyordu…

Tovuz, Türkiye’ye gelen petrol boru hatlarının geçtiği bölgenin adıdır.

Çatışmaların bu bölgede devam etmesi, petrol boru hatlarının zarar görmesine ve dolayısıyla Türkiye’ye Bakü’den gelen enerji akışının sekteye uğramasına neden olabilir…

Kış aylarında Türk halkını soğukla cezalandırmak istiyorlar…

Türkiye, Azeri Ordusuna eğitim başta olmak üzere her türlü desteği vermeye devam etti…

***

Takvimler 27 Eylül Pazar gününü gösterdiğinde:

Ermenistan ordusu, cephe hattı boyunca Azerbaycan ordusunun mevzilerine ve sivil yerleşim birimlerine büyük çaplı silahlar, top ve havanlarla ateş açmaya başladı.

Ermeniler sivilleri de hedef aldı.

Azerbaycan ordusu bu insanlık dışı saldırılara karşılık verdi ve işgal altındaki bazı köyler ile stratejik yerleri geri aldı.

Dağlık Karabağ’da, Ermeni milislere eğitim vermek üzere yaklaşık 300 PKK/YPG üyesi terörist, otobüslerle Ermenistan’a ve Karabağ’a taşındığı haberleri gazetelerde yer aldı.

Üstünlük Azeri ordusunda geçince; Y-CHP’nin Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Büyükelçi Ünal Çeviköz, tam tersini bir açıklama yaptı:

“12 Temmuz’dan bu yana maalesef gelen haberler, bir yandan Azerbaycan’a Türkiye’den silah yardımı ve bazı söylentilere göre de “misil” ya da “cihatçı” grupların aktarıldığı şeklindedir…” dedi.

Aferin Y-CHP’ye, kendine yakışanı yaptı!

TBMM’nde grubu bunan dört parti (AKP, CHP, MHP ve İYİ Parti) Azerbaycan’a destek açıklaması yaptı.

HDP’liler, yanlış anlaşılmak istemiyor; hazırlanan bildiriye imza koymadılar…

TBMM’nde hazırlanan bildiri mi yoksa Ünal Çeviköz’ün açıklamaları Y-CHP’nin resmi görüşüdür, o da anlaşılamadı!

Savaş ise bütün şiddetiyle devam ediyor,,,

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türk Milleti imkânlarıyla Azerbaycanlı kardeşlerinin yanındadır” dedi.

Belli ki:

26 yıl önce, 26 Şubat 1992 tarihinde zehirli top mermisi kullanan Ermeni güçleri, birçok kişiye ağır işkencelerde bulunmuş; çocuk, kadın fark etmeden Hocalı’da gerçekleştirdikleri ve 613 Azerbaycan vatandaşını öldürdükleri katliamı unutmayan Türk halkı, işgal altındaki Dağlık Karabağ’ın özgürlüğüne kavuşana kadar savaşı sürdürmesini istiyor

2 Ekim günü Azerbaycan ordusu, stratejik tepeleri kontrol altına aldıktan sonra, Ermenistan’ın 193. Özel Kuvvetler Birliğinin karargâhına girdi…

Ermeniler sancağı bile bırakıp kaçtılar…

Ermenistan Dışişleri Bakanlığı, ateşkesin yeniden tesisi için AGİT Minsk Grubu’nun eş başkanları Rusya, Fransa ve ABD ile “temasa hazır olduklarını” duyurdu.

Tam da bu kritik noktada, Y-CHP içerisinden bir ses yükseldi:

Kendilerine “Gelecek İçin Biz” adını veren grup, “Savaşa Hayır” bildirisi yayınlayarak, ağır kayıplar veren Ermeni saldırganlara can simidi olmak için sahaya indi.

PKK’ya karşı yapılan Hendek operasyonları sırasında da “Türk Ordusu sivil halkı katlediyor” diye bildiri yayınlayan, operasyonların durdurulması için çağrıda bulunanlar da Kemal Kılıçdaroğlu’nun görev verdiği Y-CHP milletvekilleriydi.

O gün de PKK’ya da kol-kanat germişlerdi…

Karabağ’daki Ermeni işgali devam etsin anlamına gelen bu bildiri ile Ünal Çeviköz’ün Ermenileri kollayan açıklamalarına karşı, Y-CHP yönetimi henüz bir açıklamada bulunmadı…

Bulunacağını da sanmıyorum…

Y-CHP kimin yanındadır biliyoruz, bir de yetkili birinin ağzından öğrensek diyorum!..

***

2018’de CIA’nın örgütlediği sokak eylemleri ile iktidara gelen Ermenistan Başbakanı Paşinyan, Avrasya Ekonomik Birliği’ne katılmayı kabul etmemiş, buna karşılık NATO, AGİT ve AB gibi kurumlarla işbirliğini savunmaya devam eden Atlantik yanlısı bir liderdir.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev’in “Soros uşağı” olarak nitelendirdiği bu eski gazeteci, iktidara geldiği 2018 yılından bu yana, ABD’li kuruluşlardan 3,5 milyon dolar yardım aldığı biliniyor.

1997’den itibaren ABD’nin Ermenistan’a yaptığı fonlamaların miktarı 53 milyon doları buluyor…

ABD’nin Rusya’yı kuşatma planın bir parçası olduğu son derece açık olan Ermeni saldırıları, aynı zamanda Türkiye’yi de tehdit ediyor.

Emperyalizme tarihinde ilk defa yenilgiyi tattıran Kuvayı Milliyecilerin kurduğu CHP’nin, Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde emperyalizmin hizmetinde bir yapıya dönüşmesi ne acıdır…

Kim ne derse desin, gözleri kör, kulakları sağır bazı aymazlar bu gerçeği görmek istemiyorlar!

Bunu fırsat bilen “Soros’un uşakları” ihanetlerine devam ediyorlar…

Av. Cemil Can

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir