• MHP, “DIŞ GÜÇLER” VE “OSMAN DAYI” !..

      Reis’in temel sorunlarından biridir: Meclis’te çoğunluğu kaybeden AKP, MHP’den karşıladığı milletvekili eksiğini diğer partilerden tamamlayarak Bahçeli’ye olan bağımlılığını ortadan kaldırabilir mi? Samimiyetinden her zaman kuşku duyduğum MHP’nin, son zamanlardaki “anti Amerikancı” tutumu, Atlantik’i rahatsız edecek boyuta ulaştı mı? Reis’in ortaya attığı “Türkiye ittifakı”na MHP’nin bu kadar sert tepki vermesinin geçerli bir nedeni olmalı. Örneğin; Reis, ileride MHP yerine İYİ Parti’yi tercih ederse, Bahçeli bu duruma katlanabilir mi? MHP’nin “Cumhur İttifakı” ile durdurulan parçalanma süreci, yeniden başlarsa, MHP’nin yöneticilerinin hali nice olur? Bu korku yüzünden olsa gerek, Bahçeli “Türkiye ittifakı”nı duyunca adeta deliriyor! Bahçeli’nin “Türkiye ittifakı” önerisine; “Türkiye ittifakından bahsetmek kafamızdaki soru işaretlerini çoğaltmıştır. Bizim ittifakımız cumhurladır”(1)şeklinde verdiği tepki, neyin…

  • BİR DÖNEM SONA ERİYOR!..

      Çubuk’taki şehit cenazesinde o menfur eylemi kimler yaptı? Eylem “organize” miydi yoksa “spontane” mi? Bu soruların yanıtı, video kayıtlarından bellidir. Video kayıtları onlarca kişinin elinde var! Eyleme katılanların; kimliklerini, ne iş yaptıklarını, geçmişlerini, siyasi eğilimlerini ve bağlantılarını ortaya çıkarmak, Emniyet ve İstihbarat için sadece birkaç saatlik iştir… Elde edilecek bilgilerin, kamuoyuna açıklanması soruşturmanın selameti açısından ne kadar geciktirilecek onu bilemem. Eylemin “organize” olduğunu varsayarak; uluorta değerlendirmeler yapmanın veya çalakalem yazı yazmanın, eylemcilerin amacına hizmet edeceği açıktır… Kılıçdaroğlu; her ne kadar, sıcağı sıcağına yaptığı değerlendirmede; “Artvin’deki PKK saldırısının aynısı” şeklinde dedi ise de, ilk görüntüler, eylemin PKK-FETÖ işi olmadığını göstermektedir. Kılıçdaroğlu’nun güvenlik amacı ile götürüldüğü evin taşlanması, otomobilinin parçalanması ve…

  • 81 İLİN ANKARA’YA YÜRÜYÜŞÜ!..

    “Millet İttifakı” rejimi değişikliği getiren “Anayasa Referandumu” öncesinde tutarlı olamamış, sonrasında geçersiz oyların “geçerli” sayılması suretiyle tam hukuksuzluk yapılması karşısında, dik duramamıştır. Türkiye’nin her ilinden Ankara’ya doğru yürüyüş başlatarak, seçimin yenilenmesine kadar açlık grevi yapmayı bile göze alamamıştır. Böyle etkili ve sonuç alıcı bir eylem yerine, Ankara’dan İstanbul’a “Adalet Yürüyüşü” yaparak muhalefetin gazını almayı (ve PKK’nın Meclis’teki uzantısı HDP’yi meşrulaştırmayı) tercih etmiştir. Dolayısıyla, muhalefet sessiz sedasız rejim değişikliğini kabul ederek, bir anlamda iktidar ile “gizli ittifak” yürütmüştür. “Başkanlık Sistemine” geçme sonunda; gelecek olan değişikliklerin, Anayasanın değiştirilmesi teklif dahi edilemeyen hükümlerine aykırılığı nedeniyle, Anayasa Mahkemesine başvurmayı bile becerememiştir. Ne yazık ki, tüm uyarılar -en büyük mahkeme halktır diyerek- duymazdan gelinmiştir. İktidara…

  • AKP-CHP KOALİSYONUNA DOĞRU

      KOALİSYONA DOĞRU UÇAR GİDER “GÖVEL ÖRDEK”! Kabul etmek gerekir, 31 Mart Yerel Seçimleri sonunda ortaya çıkan tablo, AKP iktidarının temellerini sarstı. İstanbul, Ankara, Adana, Mersin ve Antalya gibi büyük şehirlerin muhalefetin eline geçmesi, siyasi dengeleri de değiştirdi. Demokrasiyi özümseyemedikleri için, başarısızlığı tolere edemeyen AKP’lilerin seçim sonuçlarını değiştirme çabaları, akıl almaz yöntemlerle devam ediyor. Sonuçların ortaya çıkmasından sonra, bir haftadan fazla zaman geçmesine rağmen, muhalefete mensup milletvekillerinin oy torbaları üzerinde yatmasını içimiz kan ağlayarak izliyoruz. Böyle bir tablo Türkiye adına utanılacak bir durum… *** Ne yazık ki, seçimleri selametle sonuçlandırması gereken kurullar, iktidarın etkisinde hareket ediyorlar. Yasaya uymayan itirazları reddetmeleri gerekirken, işleme koymaları Türkiye Cumhuriyeti’ne hiç yakışmıyor. Bugün yaşadıklarımız, biraz…

  • EKONOMİYİ DÜZELTİN GELİYORUZ!..

      Yerel seçim sonuçlarını bütün kanalları gezerek izlemeye çalışıyordum.   Bir ara ekrana, FOX TV’nin meşhur sunucuları; Fatih Portakal ile İsmail Küçükkaya geldi. . Biri, seçim sonuçları nasıl olursa olsun, muhalafetin genel seçim tartışmalarını başlatmayacağını söyledi.   Diğeri, ekonomiyi bu hale AKP getirdi, düzeltmesini de onlar yapsınlar dedi.   Kulaklarıma inanamadım…   ***   Benzer sözleri daha önce Kılıçdaroğlu’ndan da duymuştum.   O zaman yanlış duydum galiba diye düşünüp, üzerinde durmadım.   O da; yerel seçim sonuçlarına bakarak, genel seçim istemeyeceklerini söylemişti.   Hayret ettim.   Bu sözleri ana muhalefetin lideri söyleyebilir miydi?..   ***   Mantık nasıl ama:   Ortalığı siz berbat ettiniz diye iktidara sitem ediyorlar.   Temizleyin…

  • YEREL SEÇİM Mİ “GÜVEN OYLAMASI” MI?

      Reis, seçimleri “yerel” olmaktan çıkartıp “genel” seçime çevirmiş. Sonuçlar bir anlamda “güven oylaması” sayılacak. Türkiye’ye özgü olan bu iki partili sistemde; büyük parti AKP,  yetkilerini muhalefetle paylaşmak istemez. Bu yüzden olsa gerek, parlamenter sistemin kurumları birer birer tasfiye ediliyor. “Cumhur İttifakı”nın karşısında, zorunlu olarak kurulan “Millet İttifakı” iki partili sisteme geçtiğimizin en somut kanıtıdır. Bundan böyle; MHP iktidar kanadında, MHP’den ayrılanlar ise muhalefet kanadında yerlerini almak zorunda kalacaklar. Belediye başkanlıkları da bu gerçekliğin üzerinden tespit edildi zaten…   ***   Önemli merkezlerde “ülkücü” kökenli siyasetçilerin aday yapılması, bu tespitin bir sonucudur. Kim ne derse desin, Ülkücülerin oyları sonuçları belirleyecek durumdadır. Cumhur İttifakı içerisindeki ülkücülerin Millet İttifakı’na oy vermesi olasılık…

  • TÜRKİYE’NİN “ENDÜLJANS”I!..

    Bugün en kısa yazımı yazıyorum: Yeni Zelanda’da iki camiyi basıp ibadet eden insanları kurşunlayarak öldüren zat ile AKP’nin “Erdoğan’a oy verin Cennetin anahtarı cebinize girsin” diyen Şanlıurfa Eyyübiye adayı olan zatın kafa yapısı farksızdır; hukuk, ahlak ve din önünde durumları aynıdır. İkisi de toplumların “korku” ile yönetileceğine inanan zavallılardır. Nokta… Uzun yazılardan sıkılan takipçilerim için bu haftaki yazım burada bitti. Güle güle… *** Neden, niçin, nasıl sorusuna soranlar için söyleyeceğim bir kaç cümle daha var. Onlarla devam ediyoruz. Anahtar sözcüklerimiz “korku” ve “din istismarı”dır. *** Sivil Toplum; üyelerinin haklarını korumak amacıyla örgütlenmiş topluluktur. Sivil Toplum; konuşur ve sorgularsa vardır, körü körüne itaat edemez. Sivil Toplumun üyeleri biat etmezler! Toplumun korku…

  • “SİYASET” HABİRE İRTİFA KAYBEDİYOR!..

    Siyasetçiler her gün meydanlardadır da; biz yerden ucu sivri bir taş alıp, “dün dinlediğimiz adam bu muydu” diyerek alnımızı kanatmamız mı gerekiyor acaba? Her saat başkalaşan insanlara “siyasetçi” denebilir mi? Utanmadan yalan söylüyorlar birader. Halkı, gözünün içine baka baka aldatıyorlar. Sirk cambazı bunlar. Siyaseti en güvenilmez kurum haline nasıl da getirdiler. Şapkadan habire tavşan çıkartıyorlar. Halka ağır hakaret sayılır bütün bunlar… İnsafsızca aşağılıyorlar bizi… *** Bu yüzden içimden yazmak gelmiyor artık. Eleştirmek ve alternatif fikirler söylemek için gerekli zemin altımdan kayıp gidiyor gibi. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle, Taksimde yapılan “Feminist Gece Yürüyüşü” ile ilgili olarak meydanlarda söylenenler, sosyal medyada paylaşılan abartılı görüntüler ve yapılan yorumlardan sonra, insanın…

  • “BEKA” MI “ZEKA” MI?

      İktidarın icraatlarını aynen sürdüreceğini kesin ifadelerle ortaya koyan muhalefete seçmen oy verir mi? Cevabı ana muhalefetten alalım: Y-CHP Genel Başkanı Uşak’ta konuşuyor: “Bu seçimde sandığa giderken aklımızı kullanmak zorundayız” hatırlatmasını yaptıktan sonra, “17 yıldır 192 milyar borcu yurtdışındaki bir avuç tefeciye ödüyorsun” diyerek iktidara yüklendi…(1) İlk bakışta haklı. Kılıçdaroğlu’nun aklımızı kullanmamız gerektiği şeklindeki uyarısı son derece isabetlidir! Ben yerinde olsaydım, “duygularla hareket edin” derdim! Zira duygularla hareket edenler, kendi takımlarının hatasını göremezler. Ya karşı takıma küfrederler ya da maçı yöneten hakeme söverler… Bu durumda oylar çantada kekliktir… *** Bu defalık aklımızla hareket edelim: Hafızamızı dört yıl öncesine doğru; 2015’in 26 Mart’ına doğru zorlarsak, karşımıza çıkacak olan gerçekler yüzümüzü kızartabilir…

  • ZEHİR ZEMBEREK SÖZLER!..

        MAHALLEDE KONUŞULAN ZEHİR ZEMBEREK SÖZLER!..   Ülkemizdeki siyasi partilerin yöneticileri için en iyi siyasetçi kendileridir. Bu yüzden, kendilerine en çok benzeyenlerle çalışmayı tercih ederler. Siyasi Partiler Yasası ve partilerin tüzükleri genel başkanların partiye tam egemen olmalarına göre düzenlenmiştir. Bundan dolayı parti içi demokrasi bizim gibi ülkelerde gelişemez. Bu durumun sürdürülmesi, muhalefet partilerinin de işine geliyor, iktidarın da… İktidara geldiklerinde halka demokrasi getireceğini vaat edenler, kendi partilerine demokrasiyi nedense uğratmazlar… Siyasi partilerin temsilcisi olma sorumluluğunu yüklenecek olanlar, objektif elemelere tabi tutulmadıkça ve lider sultası devam ettirildikçe, siyasette kalite yükselemez… *** Bu tespitlerden sonra, Y-CHP’den aday gösterilmedikleri için DSP’den adaylık başvurusu yapanlara “küfür” etmenin ne işe yaradığını irdeleyebiliriz: Kendileri için…