KONUK YAZARLAR

“KONTROLLÜ DARBE” VE KONTROLSÜZ MAHKEMELER!..

Üç nedenden dolayı umudumu yitirmek üzereyim!

Biliyorum böyle bir yıkıcı cümleyi benden duymak istemezsiniz.

Çoğunuzun, “ironi” yaptığımı düşündüğüne kalıbımı basarım.

Hatırı sayılır bir kesiminiz, sözlerimin mevhumu muhalifinden çıkarımlar yapmaya başladı bile.

“Yaptığın espridir, galiba da bir tek ben alamamışım mesajı” diyenleriniz, ise daha komik oluyor, bilmenizi isterim…

***

Tekrar ediyorum:

Sizlerin bu hallerini gördükçe enikonu umudumu yitiriyorum!

Arz edeyim efendim:

Birincisi;  önemli bir bölümünüz dört yıl önce hararetle savunduklarını bugün unutmuş; şimdi tam tersi fikirleri savunuyor.

O kadar olsa iyi:

Bir de dört yıl önce savunduğunuz hatalı fikirlerde ısrar edenleriniz var…

İkincisi husus; dört yıl önce söylediklerinizde samimi olanların bugünkü durumu dünden daha da kötüdür.

Demek ki, dört yıl önce savundukları bir fikri, bugüne kadar taşıyamıyorlar.

Hafızanız berbattan daha kötüdür.

“Alzheimer” hastası olabilir misiniz acaba?!..

Üçüncüsü; hala aynı malzemelerle, aynı koşullar altında, aynı deneyi yapmaya devam ediyorsunuz.

Sanıyorsunuz ki, bu defa başka bir sonuç elde edeceksin…

Ve en kötüsü:

“Bir değil, beş değil, milyonlarlasınız maalesef”!..

Sizi tek tek ikna etmek mümkün olmadığı gibi, bire bir baş etmek de giderek imkânsızlaşıyor…

Zira “korkunç bir karanlık içerisinde” yürüyecek kadar cesursunuz!..

Bu yüzden sizinle bu kötü iktidarı değiştirmek imkânsız gibi görünüyor…

***

Öyle hemen savunmaya geçmeyiniz; söylediklerimin hepsini birazdan kanıtlara bağlayacağım, göreceksiniz.

Başlayalım mı:?

15 Temmuz Hain FETÖ Darbe Girişiminin dördüncü yıldönümünde siz de bir şeyler söyleme ihtiyacı hissettiniz.

Nasıl demiştiniz?

“Biz her ikisini de kabul ediyoruz; 15 Temmuz 2016 günü FETÖ darbe girişiminde bulunmuştu, darbenin bastırılmasını fırsat bilen AKP ise, 20 Temmuz’da kendi darbesini yaptı”!..

İlk günlerde: “bu saatte darbe mi olur”, “tiyatrodur bu” diyerek nitelendirdiğiniz darbe girişimine, birkaç gün sonra “Kontrollü Darbe”  deyip çıktınız.

Tutmadı!

Bu fikri ortaya atan Atlantik ötesi sözcüsünü sahneye sürüp;  bu defa “Kontrollü Darbe”nin tarifini yaptırmayı denedi:

Bilinen, önlenmeyen ve sonuçlarından yararlanılan darbeye ‘Kontrollü Darbe’ denir” dediler.

Hep bir ağızdan tekrar ettiniz, yalan mı?

Efendileriniz, giderek bu sözlerini de değiştirdiler.[1]

Siz de papağan gibi tekrar edip bugünlere geldiniz…

Sahadaki durumu 16 Haziran 2020 itibariyle özetliyorum:

“Kontrollü Darbe”  girişimine katılanlarla ilgili; 289 dava açılmış olup, 274’ü ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları ile sonuçlanmıştır.[2]

Galiba bu defa da mahkemeler kontrol edilemedi!..

Ne dersiniz?…

***

Bu gerçekleri gördükten sonra dünü inkâr etmeniz yine de iyidir.

Özür dilemeden geçmişinizi inkâr ederseniz, bu defa da bizim zekâmızla alay etmiş olacaksınız.

Yani, siz geçmişte öyle demediniz de bizim aklımızda öyle kaldı durumunu kabul etmiş olacağız.

En iyisi, hatanızı kabul etmenizdir.

“Hata ettik, aldatıldık, yanıldık” diyecek yerde; “Ben öyle bir şey demedim” demek, muhatapları “aptal” yerine koymaktır.

Böyle bir tutum doğal olarak daha çok itibar kaybına sebebiyet verir.

O bakımdan  “Biz öyle bir şey demedik” demeyin sakın.

Kaldı ki, Sosyal Medya’nın zaman tünelinde her yazdığınız kayıtlıdır.

(Dilerseniz kendi zaman tünelinize ‘tık’ edin, 2016 yılının Temmuz ayının 15’inden sonra yaptığınız paylaşımlara bakınız…)

“Kontrollü Darbe 20 Temmuz’a dedik” şeklinde savunma yaparsanız, işiniz daha da zorlaşacaktır.

Zira “Kontrollü Darbe” nitelemesini, 15 Temmuz ile 20 Temmuz arasında yapmıştınız.

Yani “20 Temmuz AKP Darbesi” henüz yapılmadan siz bunu bilip isimlendirmiştiniz!..

***

Gelmiş geçmiş bir konuyu, dört yıl sonra neden mi ele aldım?

Çünkü “Kontrollü Darbe” söylemi ile Türkiye’nin en büyük düşmanı olduğu, defalarca ortaya çıkan ABD’yi ve istihbarat örgütü CIA’yı, 15 Temmuz Darbe Girişimi’nin arkasından çekip çıkartıyorsunuz.

Başka bir deyişle, AKP’yi yıprattığınızı sanırken, aslında ABD’yi aklıyorsunuz!..

CIA’ya ücretsiz elemanlık yapıyorsunuz!

ABD’nin uydurup, FETÖ kalıntıları ile piyasaya sürdüğü bu yalanlara taşıyıcı annelik yapıyorsunuz!..

Kötü niyetli değilsiniz elbette…

Buna yemin de tanıklık da edebilirim…

“Ahmaklık” ettiğinizi kabul etmenizi ise kesinlikle beklemiyorum…

***

Şu “Kontrollü Darbe” teşhisini koyanlardan biri de benim hanemden; onunla yaptığım ve yazıya döktüğüm tartışmayı[3] okuyun istiyorum.

O bakımdan diyorum ki, yanlışta yalnız değilsiniz…

Umudumu kıran ise asla sayınız değil, inadınızdır inanın…

***

“Bu saatte darbe mi olur” sakızını uzunca bir süre çiğneyenler, MİT Başkanı Hakan Fidan ile Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın TBMM’de kurulan Darbeleri Araştırma Komisyonu’na neden ifade vermeye gönderilmedikleri sorusu üzerinden, darbe girişiminin “kontrollü” olduğuna dair hala kanıtlar üretmeye çalışıyorlar.

Bu iki önemli ismin Komisyona sadece yazılı beyanda bulundukları ve Komisyonda dinlenmelerine izin verilmediği doğrudur.

Doğrusu da yapılmıştır.

Komisyon Raporunu[4]  merak edip hiç okudunuz mu?

İzin verme makamında ben de olsaydım, yemin ederim aynı şeyi yapardım…

Neden mi?

Açıklayalım:

Komisyon üyelerinin, Mecliste grubu bulunan (AKP, CHP, MHP ve HDP) partilerden seçildiğini[5] biliyoruz.

(624. sayfaya bakınız.)

HDP’nin PKK/PYD’nin Meclisteki siyasi uzantısı olduğuna,  PKK’nın ABD’nin “kara gücü” olarak faaliyet gösterdiğine, Y-CHP içerisinde CIA’nın yan kuruluşu gibi hareket eden “Stratfor” adlı şirkete TR-705 kod numarası ile bilgi aktaran elemanların olduğuna, bilmediğimiz kim bilir kaç kişi da aynı görevde bulunduğuna; aynı şekilde AKP ve MHP’nin de içerisinde benzer görevleri yürüten milletvekillerinin varlığına kesin gözüyle değilse de kuvvetli bir olasılık olarak bakıldığına kuşku yoktur.

Bir diğer tespit de FETÖ’nün hafife alınacak bir istihbarat örgütü olmadığı, devletin sızmadığı kurumunun bulunmadığı ve devletten sökülüp atılmasının yıllar alacağı hususudur.

Öte yandan ABD ile savaşımız her cephede (Doğu Akdeniz, Ege, Libya, Ortadoğu vb. gibi konularda) devam ediyor…

Bu koşullar altında; Komisyona gelip ifade ve üyelerin tüm sorularına yeminli cevap verecek olan MİT Başkanı ile Genelkurmay Başkanını göndermek ne derece doğrudur?

Meraklıları tatmin etmekten başka ne işe yarar?

Bu iki önemli ismin vereceği bilgilerin, operasyonları zaafa uğratacağı ve bu bilgilerin faaliyetleri sürdürmeye devam eden FETÖ ile arkasındaki CIA tarafından Türkiye Cumhuriyeti aleyhine kullanılacağı tartışmasızdır.

Yurttaşlar bu en üst düzey kamu görevlilerinin vereceği bilgileri, operasyonlar bittikten sonra zaten öğreneceklerdir.

FETÖ’ye karşı neredeyse her gün yeni operasyonlar yapıldığı[6]  bir gerçektir.

Buna rağmen, muhalefetin bu konudaki ısrarı nedendir acaba?..

TR kod numaralı elamanlar, yeterli bilgi akışını sağlayamıyorlar mı?

Sıradan sokaktaki bir vatandaşın bile düşünebileceği bu tür sakıncaları, Ana Muhalefet Partisi Başkanının düşünememiş olması mümkün müdür?

“Evet, mümkündür” diyorsanız, böyle düşüncesiz birine veya aday göstereceği bir  başka Ekmelettin’e Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetimi verilebilir mi?

Hükümeti sıkıştırmak için bilerek böyle davranıyorsa, yani ulusal bir konuda, kendi siyasal çıkarlarına göre ülke yararlarını göz ardı ediyorsa, zaten böyle bir aymaza devlet teslim edilemez!..

Sohbet bu noktaya gelmişken üçüncü tespitimizi de yapalım:

Her iki halde de Y-CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye için bir güvenlik sorunudur…

Av. Cemil Can

DİPNOTLAR

[1] https://chp-muhalefethareketi.biz.tr/2017/07/17/chpnin-iktidari-kesinlesti/

[2] https://www.aa.com.tr/tr/turkiye/bakan-gul-289-darbe-girisimi-davasindan-274unde-karar-verildi-15-dava-devam-etmekte/1878527

[3] https://www.facebook.com/notes/cemil-can/bir-a%C3%A7ik-mektup-da-t%C3%BClay-hanima/1662627363900622/

[4] https://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem24/yil01/ss376_Cilt1.pdf

[5] https://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem24/yil01/ss376_Cilt2.pdf

[6] https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/bakan-soylu-feto-bilancosunu-acikladi-99-bin-066-operasyon-5931900/

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir