KONUK YAZARLAR

“KILIÇDAROĞLU YAKLAŞIMI”[1]!..





Kapitalizmin en vahşi şekilde uygulandığı Amerika devletinin zor kullanan eli olan polis gücü, halkın önünde diz çöktürülüyor!

Irkçılığın ulaştığı acımasızlığın sokağa döktüğü siyahileri durdurabilmek oldukça zor görünüyor.

Türkiye’de ise,  halk devletin önünde diz çöktürülmek isteniyor!

Bu zorlu görevi de Y-CHP üstlenmiş!

Parti Sözcüsü Faik Öztrak:

CHP’yi sokağa çekmek istiyorlar” diyor.

Bu ve benzer açıklamalarla; Y-CHP yönetimi, en kolay ve doğru kullanılması sokaklarda olan  “toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı”nı[2] adeta kullandırmayacağı sözünü veriyor!…

***

CHP’nin medyada öne çıkan isimleri; yazarlar-çizerler, akademisyenler, Kılıçdaroğlu’nun da sık sık kullandığı bu “sokağa çekilme tuzağı”nın ne anlama geldiğini anlatıyorlar:

“Sokaklarla sopalı, hatta silahlı kişilerin olacağına ilişkin çok ciddi duyumlar vardı”[3] şeklindeki cevabın ne kadar yerinde olduğuna vurgu yapıyorlar…

Ardından “kayıp silahlar”ı hatırlatarak, ne kadar doğru bir karar aldıklarına kanıt gösteriyorlar…

Bazı AKP’lilerin televizyon programlarında “ölüm listeleri[4] hazırladıklarına vurgu yapıyorlar…

***

CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun milletvekilliğinin düşürülmesi ve infaza geçilmesi üzerine, yeni bir “adalet yürüyüşü” yapılır mı sorusuna Kılıçdaroğlu:

Bugün koşullar farklı. Bu koşullarda böyle bir yürüyüşü yanlış buluyorum. CHP’nin de diğer muhalefet partilerinin de çok dikkatli olmaları lazım. Gerginlik yaratacak, provokasyonlara açık eylemlerden uzak durmalıyız” ifadelerini kullandı. Kılıçdaroğlu “Bu tuzağa düşmemeliyiz, Erdoğan’ın oyununu bozmalıyız” da dedi.[5]

“Majestelerinin muhalefeti” sokağın tehlikelerini canlı tutuyor!..

***

Basit  fakat yanıt verilemeyen sorular:

1.) Önümüzdeki seçimlerde “Millet İttifakı” başkanlığı kazansa ve bir AKP’linin YSK’ya başvurusu üzerine oylar yeniden sayılsa ve bu defa “Cumhur İttifakı”nın seçimleri kazandığı açıklansa,  Kılıçdaroğlu’nun yaklaşımı nasıl olacak?

2.) Önümüzdeki seçimlerden önce, kayıp silahların bulunması mı öngörülüyor?

3.) Eli sopalı ve silahlı adamlar sokaktan çekilecek mi, çekilecekse bu işi kim, nasıl yapacak?

4.) Kılıçdaroğlu’nu sokağa çıkmaktan korkutan o adamlar, insafa gelip evlerine çekilirler mi?..

***

ABD’li siyahi vatandaş George Floyd’un bir polis memuru tarafından keyfi olarak öldürülmesi üzerine, yaşanan protestolarla eşzamanlı olarak yapılan bu açıklamalar; Kılıçdaroğlu’nun temel hak ve özgürlüklerden olan ve “izin alma” koşuluna da bağlı bulunmayan, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını, CHP’liler için askıya aldığı anlaşılmaktadır…

Ana muhalefetin, zaman zaman “çete” nitelemesi yaparak meşruiyetini tartışmaya açtığı YSK ile “bağımsız ve tarafsız” olmadığını vurguladığı yargıya başvurarak; “adalet” araması çelişkisini, bugüne kadar açıklayan bir Y-CHP’linin çıkmamış olması ne yaman çelişkidir.

Kılıçdaroğlu, 16 Nisam 2017 referandumu ile anayasanın değiştirilmesini: “gayrimeşru” ilan etmişti:

Ama YSK içine yerleştirilen çete, mühürsüz bir seçimi yasal bir seçim haline getirdi. O çeteden de hesap soracağız. Yürürlükteki anayasa değişikliği gayri meşrudur”  diyerek, [6] bu konudaki “Kılıçdaroğlu yaklaşımını” ortaya koymuştur.

Son derece açık ve anlaşılır olan bu açıklama karşısında; Kılıçdaroğlu, siyasi olarak kendi varlık sebebini de “gayrimeşru” ilan etmekle, sine-i millete dönme kararı alması gerekirdi.

Belli ki, genel başkanlık koltuğu tatlı geldi ve ekibinde yer alanları milletvekilleri maaşı ile emekli etmeye bile tenezzül etmiştir…

***

Bir hukukçu olarak asla içime sinmeyen CHP Milletvekili Enis Berberoğlu hakkında verilen mahkûmiyet kararı, elbette tartışılabilirdir.

Ama infaza geçilmiş olmasının, tartışılacak bir tarafı yoktur:

Anayasanın Geçici 20. Maddesi, Enis Berberoğlu ve iki HDP milletvekilinin “yasama dokunulmazlığı”ndan yararlanmalarına engeldir[7]

Anayasamızın 83. Maddesinin 2. Fıkrasının 1. Cümlesi:

“Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclisce başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar” hükmünü amirdir. [8]

Demek ki, bu kapsamda bulunmayan milletvekillerinin, Geçici 20. Madde nedeniyle “yasama dokunulmazlığı”ndan yararlanmalarına olanak yoktur.

İşin ilginç yanı bu değişiklikte, CHP’nin imzası vardır ve çağdaş hukuka açıkça aykırı olan bu hükmün iptali için Anayasa Mahkemesine başvuruda da bulunmamıştır…

Dolayısıyla Meclis’te HDP milletvekilleri ile birlikte “Faşizme Karşı Omuz Omuza” sloganı atmaları[9] hiç yakışık almamıştır…

Zira kesinleşmiş yargı kararlarının infazını ortadan kaldırmanın yolu[10]  PKK’nın siyasi kanadı olan HDP ile birlikte Mecliste slogan atmak değildir.

***

Hiç kuşku yok ki, Türkiye’de bir iktidar sorunu vardır.

Ama asıl sorun muhalefettedir.

Muhalefetin tek yaptığı iş, kanalları dolaşarak iktidarın kötü icraatlarını anlatmaktır.

Sanki halk bunları anlayamıyor!

Halkı “şikâyet mercii” olarak görmek elbette doğrudur, ama yeterli değildir.

Halka doğru önderlik yapmak gerekmektedir.

Halkın doğru yönetilmeyen ve kontrol edilemeyen gücü hiçbir işe yaramaz!

Kontrolsüz güç, güç değildir…

***

Gelişmeler bu kadar üzücü ve düşündürücü olmasına rağmen; 37. Kurultay’a sunulacak olan  yeni parti programında “Kılıçdaroğlu yaklaşımı”  şeklinde bir ibareye yer verilecek olunması, gerçek CHP’lilerle alay etmek değilse eğer, akıl tutulmasından başka bir şey değildir!…

Kılıçdaroğlu yaklaşımı” öyle mi?!

Ne de yaklaşmış ama?…

“Tıpış tıpış”!..

Av. Cemil Can 

DİPNOTLAR:

[1] https://aydinlik.com.tr/haber/kilicdaroglu-yaklasimi-na-chp-lilerden-tepki-209694

[2] Anayasa’nın 34. maddesinin birinci fıkrasında: “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” denilmek suretiyle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlenmesinin izin alma koşuluna bağlanamayacağı açıkça ifade edilmiştir.

https://www.google.com/search?client=firefox-b-d&q=Toplant%C4%B1+ve+G%C3%B6steri+Y%C3%BCr%C3%BCy%C3%BC%C5%9F%C3%BC+Hakk%C4%B1

[3] https://www.sozcu.com.tr/2017/gundem/kilicdaroglu-ilk-kez-acikladi-sokaga-cagirmadik-cunku-1832515/

[4] https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/son-dakika-sevda-noyan-ifade-verdi-5826324/

[5] https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/kilicdaroglu-bu-tuzaga-dusmemeliyiz-erdoganin-oyununu-bozmaliyiz-5860818/

[6] https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-42930257

[7] GEÇİCİ MADDE 20 – Bu maddenin Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edildiği tarihte; soruşturmaya veya soruşturma ya da kovuşturma izni vermeye yetkili mercilerden, Cumhuriyet başsavcılıklarından ve mahkemelerden; Adalet Bakanlığına, Başbakanlığa, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına veya Anayasa ve Adalet komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon Başkanlığına intikal etmiş yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin dosyaları bulunan milletvekilleri hakkında, bu dosyalar bakımından, Anayasanın 83 üncü maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi hükmü uygulanmaz.

Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren onbeş gün içinde; Anayasa ve Adalet komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyon Başkanlığında, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığında, Başbakanlıkta ve Adalet Bakanlığında bulunan yasama dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin dosyalar, gereğinin yapılması amacıyla, yetkili merciine iade edilir.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2016/06/20160608-1.htm

[8] https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.2709.pdf

[9] https://www.youtube.com/watch?v=bQNe_StViBA

[10]  Kesinleşmiş mahkeme kararları; af yasası, Anayasa değişikliği veya Anayasa Mahkemesinin “hak ihlali” kararı vermesi üzerine, yeniden yargılanıp beraat kararı verilmesi ile mümkündür.

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir